Avusturya ile oluşan kriz derinleşiyor

Hükumetimiz ile Avusturya hükumeti arasındaki son gelişmeler sonucu T.C. Hükumeti iki ülke üniversiteleri arasında yüz yıldır devam eden işbirliğine son verdi. Ülkeler arası siyasi anlaşmazlıklar ilim ve ticarete sirayet ederse iki tarafta zararlı çıkacağını biliyoruz

Avusturya ile oluşan kriz derinleşiyor
08 Eylül 2016 - 06:18


Efes Kazıları Durduruldu



Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından 100 yıldan uzun bir süredir yürütülen Efes Antik Kenti kazıları ani bir kararla durduruldu.




 

 

BASINA VE KAMUOYUNA

 

“Yabancı” Arkeolojik Kazıların Durdurulması

 

Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün Efes ve Limyra kazılarının, T.C  Dışişleri Bakanlığı’nın  isteğiyle TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından durdurulduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.

 

Avusturyalı meslekdaşlarımızın başkanlığında uzun yıllardır, başarıyla yürütülen her iki kazının da geçerli bir neden gösterilmeden durdurulması karşısında, Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi olarak bir açıklama yapma gereğini duymaktayız. Bu iki arkeolojik kazının durdurulması, ülkemiz ve Avusturya arasındaki siyasi gerilimlerin sonucunda gerçekleşmesi tarafımızdan vahim bir gelişme olarak algılanmış ve bu konuyu bir daha düşünmemize neden olmuştur.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, 2015 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla 36 yabancı kazıya, 13 yabancı yüzey araştırmasına izin verilmiştir. Bu kazı ve yüzey araştırmaları ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsviçre, İtalya, Japonya, Kanada ve Polonya’dan üniversiteler ya da araştırma enstitüleri tarafından yürütülmektedir.  Ayrıca, Bakanlar Kurulu kararıyla izin verilen 120 yerli kazı ve 86 yüzey araştırması da bulunmaktadır. Yerli kazı ve yüzey araştırmaları da Türkiye üniversitelerinin ilgili bölümlerinden akademisyen meslektaşlarımız tarafından yürütülmektedir. Ancak gerek yabancı, gerekse yerli kazı ve yüzey araştırmaları yapan ekipler, farklı ülkelerden gelerek katılan, arkeolog ve sanat tarihçilerinin yanısıra araştırmalara yardımcı çeşitli branşlardan bilim insanlarından oluşmaktadır. Şüphesiz bu bilim insanlarının ekiplerdeki varlığı milliyetlerinden değil, uzmanlık alanlarından kaynaklanmaktadır. Ülkemiz arkeolojisi dil, din ve ırk gözetmeyen bu yapısı  sayesinde önemli bir birikim oluşturarak zenginleşmiştir. Biliyoruz ki, bir bilimsel çalışmanın değerlendirilmesinde, araştırmayı yürüten bilim insanlarının hangi ülkelerden geldikleri ve uyrukları bir ayrım sebebi olamaz. Ülkemizdeki arkeoloji ortamı bu anlayışla iletişim kuran,  kimlik gözetmeksizin birlikte çalışan saygın bilim insanlarından oluşan, evrensel bir yapıya sahiptir. Bu nedenle arkeolojik kazıların durdurulması, bir grup “yabancının” “hafriyat” çalışmasının durdurulması değil, bilimsel üretimin durdurularak kısıtlanmasıdır. Dolayısıyla arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarının, gerekli belgeleme çalışmalarına dahi izin verilmeden durdurulması diplomatik bir yaptırım değil bilime verilmiş bir cezadır.

 

Politikacıların diplomatik yollardan çözemedikleri sorunlar nedeniyle cezayı kazılarını kapatma şeklinde bilim üreten kişi ve kurumlara kesmeleri, büyük bir talihsizliktir. Dış politikamızın, ülkemiz arkeoloji camiasının yansıttığı uluslararası uyumlu çalışma potansiyelini  baltalamak yerine örnek almasını dileriz.

 

Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi - 08.09.2016

Yiğit Ozar ozaryigit@gmail.com

 

 




Efes Kazıları Durduruldu



Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından 100 yıldan uzun bir süredir yürütülen Efes Antik Kenti kazıları ani bir kararla durduruldu.




 


Dışişleri bakanlığının 31 Ağustos 2016 tarihli yazısına istinaden İzmir, Selçuk’ta arkeolojik kazıları yürüten Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği Efes Kazıları, normal çalışma döneminin bitmesine daha iki ay olmasına rağmen iptal edildi.

 

Arkeofili'nin haberine göre 2016 yılı başlarında, Selçuk Efes Antik Kenti’nde Avusturyalı Doç. Dr. Sabine Ladstatter başkanlığında devam edilen kazılara, çevre düzeni, koruma, restorasyon, konservasyon ve yayın ağırlıklı çalışmalara izin verilmişti.

 

Ancak Dışişleri Bakanlığı tarafından 31.08.2016 tarihinde gönderilen yazı gereğince Efes Antik Kenti 2016 yılı kazı çalışmalarının sonlandırılmasına karar verildi. Avusturya Kazı Evi’nin Efes Antik Kenti kazı alanında gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ve söz konusu kazının kapatılmasına ilişkin tüm işlemleri yaparak kazı alanını Efes Müze Müdürlüğü’ne teslim edeceği bildirildi.

 

Kazı evi mühürlenebilir

Selçuk Efes Müzesi Müdürü Cengiz Topal ve ekibi gözetiminde gerçekleşen yer teslimi 3 ayrı yerde gerçekleşti. Yamaç evleri, Efes içerisindeki Meryem Ana Kilisesi ve Efes üst kapı yakınında gerçekleşen kazılarda bulunan kazı evine ait eşyalar toplatılıp Avusturya Kazı Evi yetkililerine teslim edildi. Ayrıca, Kültür Bakanlığı’nın Temsilcisinin de Efes Kazı Evi’nde bulunduğu ve gerekli çalışmalara katıldığı bildirildi. Avusturyalı arkeoloji ekibi yetkililerinden bir açıklama gelmezken kazı evinin mühürlenebileceği iddia edildi.

 

Türkiye ve Avusturya arasındaki siyasi sürtüşme kaynaklı

Çoğunluğunu Avusturyalı bilim insanlarının oluşturduğu Efes Antik Kenti kazı ekibi çalışmalarının ani bir kararla durdurulması, son zamanlarda Türkiye ve Avusturya arasında devam eden siyasi olaylarla ilgili olarak görülüyor.

 

Temmuz ayı sonlarında Avusturya’nın başkenti Viyana’da Schwechat Uluslararası Havalimanı’ndaki panoda “Türkiye tatili sadece Erdoğan’ı destekler” yazısı yayınlanmıştı. Ağustos ayı ortalarında ise yine havalimanındaki panolardan Türkiye’deki cinsel istismara yönelik bilgi verilmişti. Panoda yer alan “Türkiye, 15 yaş altı çocuklarla cinsel ilişkiye izin veriyor” yazısı, büyük tepki toplamıştı. Türk Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, söz konusu yazının gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmediğini belirtmişti.

 

Alman kazılarına izin verilmemişti

2016 yılının Haziran ayı başında Almanya Federal Meclisi, 1915 olaylarını “soykırım” olarak niteleyen tasarıyı kabul etmişti. Tasarı, “1915 ve 1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan soykırımın hatırlanması ve anılması” başlığını taşıyordu. Yetkili makamlar, tasarının kabul edilmesinden hemen sonra “Türkiye gereken cevabı verecek” açıklamasını yapmıştı ve kısa bir süre sonra ise Türkiye’de Almanların yürüttüğü arkeolojik kazılar durdurulmuştu.

 

Türkiye’de arkeolojisine ağır darbe

Son yıllarda Türkiye’nin diğer ülkelerle olan siyasi ilişkileri, Türkiye’de yabancıların yürüttüğü arkeolojik çalışmaları da etkilemeye başladı. Siyasi alandaki gerilim, bilim dünyasını da etkisi altına aldı. 100 yılı aşkın süredir Avusturyalıların yürüttüğü Efes Antik Kenti kazıları gibi daha birçok arkeolojik kazı durma noktasına geldi veya iptal edildi.

 

Efes Antik Kenti Kazıları

Efes Antik Kenti’nin günümüz kazıları ilk olarak 19. Yüzyılın 2. Yarısında başladı. 1863 yılında İngiliz Mühendis John Turtle Wood dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağını bulmak amacıyla araştırmalarına başladı. Londra’daki British Museum adına tapınağın tam yerini belirleyebilmek amacıyla bu yıllarda birkaç küçük sondajda çalıştı. Yeni yılın ilk gününe denk gelen 1869 yılında amacına ulaşmış olmasına rağmen bu sevinci pek uzun sürmedi. Tapınağın temellerinin iyi bir durumda olmaması ve önemli verilere ulaşılamamış olması sponsorların finansal desteklerini kesmesine neden olarak daha sonraki yıllarda devam edilmek üzere Artemision kazılarına ara verildi.

 

1893 yılında Efes’teki kazıların yeniden başlaması için Viyana Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Ordinarius Prof. Dr. Otto Bendorf, Kültür Bakanlığı’na başvuruda bulundu ve bu sayede arkeolojik araştırmalar başladı. Bu tarihten sonra yapılan arazi araştırmalarında adım adım ilerlenerek antik kentin çeşitli bölümlerine ulaşıldı. Aynı yıllarda Selçuk’ta inşa edilen kazı evi bugünde Efes civarındaki arkeolojik araştırmaların yürütüldüğü bir merkez durumunda. 1898 yılında Efes’teki arkeolojik kazıları yürütebilmek amacıyla Avusturya Arkeoloji Enstitüsü kuruldu.

 

1956 yılından beri çok sayıda kişi ve teknik araç gerecin kullanılmasıyla yürütülen çalışmalarla antik kentin bazı bölümleri açığa çıkarılarak efes kazıları büyük bir kurum kimliği kazanmıştır. 1980 yılında ise özellikle Artemis Tapınağı ve Yamaç Ev 2’deki büyük kazı çalışmaları ilgi odağı oldu. 1990 yılında ise daha çok analiz ve ilgili yayın faaliyetleri önem kazanmıştır. Bunun yanısıra zarar vermeyecek jeofizik ve yüzey araştırmaları ile sadece belirli ve önemli noktalarda küçük kazılar yapıldı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum