.

İSTANBUL KÜÇÜKPAZARDA BAŞLAYAN BİR HAYAT HİKAYESİ

      1960'ların İstanbul'unda yaşamak hem çok kolay, hem de çok zordu. Dostluk, kardeşlik, aile bağları, komşuluk ilişkileri çok sıcak ve yakındı.
      Unkapanı-Vefa-Süleymaniye üçgeninde herkes birbirini tanırdı. Ve bu semtin adı kısaca Küçükpazardı, Küçükpazar tam anlamı ile bir okul, en yükseğinden hayat üniversitesi. 
      Bu okulu okuyanlar hayat mücadelesinde asla 2. adam olmayı düşünmezdi. Akli veya bedeni bir arazı olmayan meşru veya gayrimeşru hayatlarında işte böyle yaşadılar.
      Böyle bir semtte yaşayıp 2. adam olmaya razı olmak!, Mümkün değil elbette, Yüzlerce arkadaşın olduğu yerde birileri 2. vede 3.cü adam olacaktır demeyin, herkes her ortamda 1. adam konumundaydı, bir konuda çatışma çıkınca ortamı bulmak çok zordu, çünkü bu semtte yetişenlerin geri vitesi hiç yoktu...! 
      Sanmayın bu nedenle kavga-gürültü eksik olmaz diye, aksine gururumuzu da paylaşırdık, ekmeğimizi de, zamanımızı da, sevincimizi, kederimizi de.
      Kimi popüler oldu, kimi genç yaşta hayatımızdan çekildi gitti, sessizcesine. Geldiler ve geçtiler. Artık Unkapanı-Vefa-Süleymaniye üçgeninde hayat yok, O muhteşem konaklarıyla, Türkiye'ye hükmeden kabadayılarıyla, ünlü sanatçı ve politikacılarıyla tarihsel hayatımızda önemli yer tutan semt, önce iş hanları ile mezbeleliğe dönüştürüldü, şimdi ise kentsel dönüşüm projeleri ile yok edildi, yerine sahte, imitasyon tarihi görüntülü binalar yapmayı planlıyorlar.

    Şimdilerde istilaya uğramış Gazze gibi rantçıların iştahına yem olmuş yıkıntı alanı. Ne zaman iflah olur bilinmez. İşte bu efsane semtte yaşadığım çocukluk ve gençlik yıllarımı konu alan bir program yapıldı.
      Aşağıdaki video 16/03/2009 akşamı kanal7 de yayınlanan "Hiç Unutmadım" dizisinde hayatının özeti anlatılan Abdullah Gözaydın. fatihten@gmail.com
 

Yukarıdaki Video 60 dakikadır, Açılmadıysa aşağıdaki linkten aynı videoyu izleyebilirsiniz

 
Bir zamanlar hayatım ile sivilhareket

 

 

YORUMLAR: Abdullah Gözaydın fatihten@gmail.com
      
Kanal 7 televizyonuna bu röportajı verdiğim için birkaç kişi hariç tanıdık tanımadık yüzlerce kişiden çok olumlu tepki aldım. 30 yıl sonra bir kere daha toplumsal faydacılık adına geçmiş, unutulmuş, karanlık günlerimin toplumun bilincine sunulması yalın bakışla hoş bir şey değil.

       Bu programın yayınından sonra Bilhassa internet aracılığı ile telefonuma ve e-mailime ulaşarak beni tebrik eden, programda kendini bulduğunu söyleyerek "biz çıkış yolu yok sanıyorduk, sizi seyrettikten sonra yanıldığımızı anladık, hayatımıza senin gibi yeni bir düzen vermek istiyoruz diyenlerin beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsiniz,      Kardeşlerimin, yeğenlerimin ve oğlumun beni kutlaması, seni seviyoruz mesajları bütün dünyanın içindekilerden daha değerliydi."
       Bu programın yapımcısı Sayın Şermin Dural, web sitelerimdeki köşe yazılarımdan beni bularak böyle bir program yapacağını söyleyip katılmamı isteyince önce kabul edemedim. Medyatik malzeme olmak istemedim. Uzun bir süre sonra konuşmak, programın formatını tartışmak için buluştuğumuz Nev-i kafe'de nasıl olduğunu anlamadığım şekilde sohbet doğallığında, bence bir ön çekimler yapıldı. Bu sohbet içeriği kullanılarak mevcut canlandırmalar yapılmış. Montaj ve canlandırma senaryoları çalışmalarında bulunmadım, iki buçuk saatlik sohbetten bu program çıktı,
       Verdiği mesajda birçok eksiklik olmasına rağmen, varılan neticenin toplumsal faydasından dolayı Sayın Şermin Dural hanımefendiyi diğer yapımcı ve rol alan sanatçıları tebrik ederim. Teşekkür ederim.

      1998 yılından itibaren internet'i keşfettim, Toplumun doğru ve objektif haberlere ihtiyacı olduğunu hep düşünürdüm, İnternet imkanları ile oluşturduğum haber ve Trabzon içerikli web sitelerimde günlük sayfa açılımı 25-40 bin sayfa arasındadır. Bu sitelerimde kendimi tanıttığım, ön plana çıkardığım görülmemiştir. Yani bu programı birilerinin sandığı gibi maddi veya başka bir menfaat gözeterek yapmadım. (Tamamen ücretsiz çekilmiştir)  İlahi Rahmetin tecellisi ve birçok tevafuk vesilenin bir araya gelmesi ile gerçekleştir.
        Bizlerin hayat amacı zaten budur, Birilerini, çeşitli yakınlık dereceleri nedeniyle (birilerine göre) mahcup duruma sokmuş olmaktan hicap duymuyorum. Geçmişteki karanlık yıllarımdan övünmüyor aksine bu yanlış tecrübelerin zararını henüz anlayamamış gençlere somut örnek olarak, yol yakınken dönmelerini sağlamaya vesile olmanın hazzı ve sevabını düşünmelerini rica ediyorum.
      Ayrıca bir zamanlar serseri diye yaftalandığım davranışlarımın bu gün ne kadar olduğunu, Hatta bizlerin asla yapamayacağı gayri ahlaki davranışların sıradan kabahatler sınıfında kabul görmüş olmasını kabul edemiyorum, 32 yıl sonra hala "sabıkalı" kabul edilerek bazı sosyal haklardan mahrum bırakılmış olmam nedeniyle, Sosyal hayatta karşılaştığım bazı muhataplarımın (Başbakan, Bakan, Belediye başkanı, Vali, Amir, Müdür vs. gibi) kişiler arasında İlahi ve vicdani anlamda elime su dökemeyecek olması elbette ki beni mutlu etmiyor, Lakin ülkemin ve Milletimin düşmüş olduğu gaflet anlayışına bir isyan olarak ta algılayabilirsiniz.
      Bunu duygularımı anlamayanların sitemleri sızlanmaları beni pek ilgilendirmiyor , Allah selamet versin.  Pek çok kişi mail, msn, facebook, ve telefonla bana ulaşarak duygularını beyan ettiler. kendilerine çok teşekkür ederim, onların güzel iltifatları ve temennileri hayatımın devamında kendimi Allah yolunda korumada önemli mihenk taşları olacaktır.
      Bu nedenle kendilerine çok minnet borçluyum hakkınızı helal ediniz. Allah cc. sizden razı olsun.
      Aşağıya mesaj defterime gelen enteresan mesajları sizinle paylaşmak istedim.

 

Gönderen: Ahmet Dereli
Tarih: 2012-04-03 21:45:45
E-mail: İstek üzerine yayınlanmadı.

Merhaba Abdullah, Tebrik ederim
Galiba 61 yaşındasın, akranız, aynı devirleri yaşadık, sen küçükpazarda ben Karagümrükte
facede takip ediyorum, samimi, memleket meselelerine duyarlı, doğru tespitler yaparak cesur eleştiriler yapıyorsun.
Paylaşımların ibret verecek türden, birçoğunu paylaşmakta güçlük çekiyoruz, Birilerinin doğruları söylemesi gerekiyor, Kendi adıma bazı Dünyevi nedenlerden dolayı yanında olamadığım için üzgünüm. Gençliğinizde yaşadığınız hayat sizi böyle yapmış olmalı, İnsanlığın gereği bu, Galiba biz İnsanlıktan epeyce uzaklaştık.
Bir yazınızda beyan buyurduğunuz gibi, Yeryüzünde adaleti tesis etmesi için Allah'ı vekil tayin ettikte farkında değiliz, Biz neden varız ve neden yaratıldık düşünen pek yok.
Kötülerin Allah belasını verecekse, Açları Allah doyuracaksa, Acizlere Allah sahip çıkacaksa, Mazluma Allah yardım edecekse Biz neden varız?
Bunu düşünen bir nesil olamadık, yeni neslin böyle bir derdi hiç yok zaten.
Rabbim sana uzun, sağlıklı, hayırlı bir ömür versin,Kötülerin şerrinden muhafaza eylesin (Bak bende farkında olmadan, Kişisel sorumluluğumu unutarak herşeyi Allah havale ettim) Biz buyuz işte, hakkını helal et, Allah bizleri af eylesin

Gönderen: Emel Saygınlar
Tarih: 2012-03-30 11:35:05
E-mail: İstek üzerine yayınlanmadı.

Merhaba Abdullah Bey,
Hayat hikayenizi yeni izledim, Benim babamda Küçükpazar'da büyüdü, Şimdi rahmetli olan babamın anlattığı kişilerden biri olduğunuzu biliyorum. İnanın son nefesine kadar çocukluk yıllarından, çocukluk arkadaşlarından bahseder, her seferinde gözleri dolu dolu ağlardı.
Memleketteki soygun ve ihanetleri görüp, Bunları bizim serseriler yapmazdı derdi.
Hep geçmişe gider, yaşadığı bu yılları bir türlü kabul edemezdi, memleketin derdi ile dertlenir, üzülürdü.
İnanın hiçbir derdi yoktu, Memleket meseleleri onu kanser etti, Elinden bir şey gelmez Ah Küçükpazarın serserileri neredeler şimdi der, geçmişe özlemini dile getirirdi.
Serseri! Osmanlıcada her şeyi terk etmiş, Allah'a sığınmış kişi imiş, Küçükpazarlıları her şeye boş vermiş, Arkadaşlık için yaşayan çocuklar derdi. sizlerin aslınıza dönmüş olmanız çok güzel, o yılları yaşamamış olsaydınız yayınladığınız Fatihhaber.com gibi bir haber sitesi olmazdı. (Sizi oradan tanıyorum, cesaretinize hayranım, size deli denmesini yadırgamıyorum, akıllı! hırsızlar, deli diyecek ki kendilerini sözde, temize çıkaracaklar)
Abdullah amca, Babama çok benziyorsunuz, Çocuklarımın da dedeleri ve sizin gibi olmasını isterim, kanunların hayatı koruyamadığı yerde size çok ihtiyaç var.
Allah sizden razı olsun, Bu milletin içinde sizin gibilerin sayılarını çoğaltsın


Gönderen: irfan
E-mail: irfann1975@gmail.com
Tarih: 2010-09-20 12:00:33
Konu: Tebrikler
Açıklama: Abdullah bey tebrik ederiz. Yanlıştan dönmeniz çok güzel, inşaallah sebatkar olursunuz, cezaevinden çıkalı yirmi yıl olmuş bundan sonra umarız bozulmazsınız. görünüş bunu gösteriyor. Sizin hayatınız mevcut gençlerimize güzel bir örnek, ibret alırlar umarız. Baki ömrünüz bereketli olsun


Senem Selamet
E-Mail: .......gizli

Sayın Abdullah bey, Gerçekten 1980 sonrası sosyal hayatımız perişan olmuş durumda, Sizin bu tarihten sonra on yıl gibi bir zaman ceza evinde olmanızı Bir şans olarak görüyorum, Darbeci zihniyet her şeyi ele geçirdikten sonra ilk yaptığı Türk örf ve adetlerini, bizi biz yapan inancımız İslam anlayışımızı bozmak için ne gerekiyorsa yapmıştır. siz bu konuda nispeten korunmuş oldunuz.
Evet nereden nereye geldik, Bir zamanın sabıkalı suçluları, Topluma nice çileler çektirmiş suçluları şimdi toplumuza İslam ve erdemler konusunda çok önemli dersler veriyor, örnek vatandaş oluyor. Sizin adınıza onur verici olmasına rağmen, milletimiz adına utanç verici bir durum. Seyredenler İnşâallah ibret alır, gereken silkinişin gerçekleştirilmesinde bir şeyler yapar. Tekrar teşekkürler, Allah niyetlerinizi kabul eylesin.


Gönderen: selim
E-mail: sel_can1985@hotmail.com
Tarih: 2010-03-27 15:58:15
Konu: Bir rica ve teşekkür
Açıklama: Merhaba Abdullah bey Kanal 7 deki programınızı seyredene kadar hayatımın pek anlamı yoktu. Bende çok günahkar bir kulum, sizin dediğiniz gibi nice insanlara zulmettim ve helallik almak artık mümkün değil.
Bu umutsuzlukla akıbetimiz cehennem diyerek, gayesiz boş bir hayat yaşıyorum.
Sizin teslimiyetiniz, Temiz ve Güleç yüzünüzü görünce, anlattıklarınızın doğru olmadığını düşündüm, sonradan sizi tanıyan bazı kişilerle konuştum, programda anlatılanların çok daha ötesinde bir hayattan çıkıp bu gün bu hale gelmeniz beni utandırdı.
Çektiğinizi bildiğim pek çok büyük sıkıntınıza rağmen hala gülebilmenin sırrını bana bir arkadaşım izah etti, "Halis İman dertleri unutturur" dediğinde anladım ki dünya dertlerinden kurtulmanın tek yolu Allah ve resulünün gösterdiği yolda sabretmek . dertlerimizi sevmek, musibetler karşısında şikayet etmemek.
Evet Mevla neylerse güzel eyler diyerek artık umutsuzluğum bitti. Fazla İslami bilgim yok, çevremizdeki cami görevlileri ise namaz kıldırmak, ezan okumak, tespih çektirmek dışında dinimizin gerçek hükümlerini bize öğretmiyor.
Haram ve isyan içinde boğulduk gidiyoruz, Sözde din görevlileri de bizim gibi bu fırtınanın içinde sürükleniyoruz. İslami bilgi konusunda bizleri bilgilendirirseniz çok mutlu olacağız. şimdiden teşekkür ederiz


Gönderen: Yusuf xxxxx
E-mail: yusufxxxx@hotmail.com
Tarih: 2010-07-20 17:58:11
Konu: teşekkür
Açıklama:abi seni tv de izlemeden önce,bi ümitsizlikti benim için hayat,rabbim senden razı olsun İnşaallah seni daha yakından tanımak isterim.


Gönderen: Hatice xxxxxx
E-mail: haticexxxxx@hotmail.com
Tarih: 2010-05-30 11:35:05
Konu: Allah razı olsun
Açıklama:  Abdullah abi size ne kadar teşekkür etsem azdır. kanal 7'deki programınızı ailece izledik, çok duygulandık hatta ben ağladım. senin gibi bir abim var hayatı hiçte doğru değil. neden ağladığımı sorunca, abi sende Abdullah abi gibi ne zaman olacaksın diye sordum, abim sustu derin derin düşünmeye başladı. programın bitiminden sonra kimseyle konuşmadan odasına gidip yattı.
Benim babam geçen sene trafik kazasında vefat etti, annem çalışıyor, abim ise ne yaptığı belli değil, bazen çok parası olur, bazen annemin son harçlığını zorla alır. İçki içer, kumarda oynuyor galiba.
17/03/2010 Çarşamba günü abim sabah namazında evden çıkıp gitti, hiç böyle yapmazdı. sonraki günlerde aynı şekilde sabah namazında çıkıp yatsıdan sonra gelmeye başladı. kendisine soru soruyor cevap alamıyorduk.  dün bir arkadaşıma rastladım konuşurken abimden bahsetti babası söylemiş abin sabah namazlarını camide kılıyor dedi.
Hemen anneme durumu söyledim, çok sevindi akşam abim eve gelince kendisine sorduk gene cevap vermek istemedi. annem üsteleyince anlattı, Abdullah abi senin programdan sonra yattığında rüyasında peygamber efendimizi görmüş, ona nasihatler etmiş ve biz sana ibretler gösteriyoruz daha ne zaman anlayacaksın, diyerek ikaz etmiş. ve benimle gel diyerek peygamberimiz yürümeye başlamış, abimde peşinden giderken sabah ezanları ile uyanmış.
Şimdi bir arkadaşının yanında çalışıyor, içkiyi bıraktı şimdi sigarayı bırakmaya çalışıyor. senin msn'ende (sigara insanlık suçu)diye yazmışsın, onu görünce bende bırakacağım diyor. Sizinle konuşmak istiyor ama utanıyor kendisini eklerseniz çok iyi olur  
Abicim Allah sizden razı olsun annemde size çok dua ediyor.