Türkiyede iç güvenlik kurumlarına güven ve sivil gözetim

Türkiye’de Sivil Gözetimin Geliştirilmesi Projesi 3. toplantısında İstanbul Conrad otel konferans salonunda sona erdi

Türkiyede iç güvenlik kurumlarına güven ve sivil gözetim
23 Mart 2015 - 05:49

AB komisyonu tarafından projeye katılan batılı uzmanlar Avrupa Birliğinde Polis-Jandarmaya güven seviyesi ile Türkiyede yapılan anket ve araştırmaların neticesi araştırıldı.

 

AB ülkelerinde Polise güven yer yer %50 civarında iken Ülkemizde bu güven biraz daha azalmakta olduğu tespit edilmiş. Yapılan anketlerde Jandarmaya daha fazla güven olduğu görülmüş.

 

Konferansa katılan misafirler konuşmacılara kendi tespitleri hakkında sorular sordu, Konuşmacılar cevaplamaya çalışıyor.

Toplantıya katılım bürokratik anlamda üst seviyede, Emniyet müdürleri, Üniversite öğretim üyeleri, sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.

 

KONFERANSTAN VİDEOLAR HABERİMİZİN SONUNDADIR



 

Fatihhaber olarak söz aldık, Ülkemizde polise güvensizliğin sebebi konusunda, Emniyet kurumunun politik baskı altında, siyasallaşmış olması olarak tespitlerimizden misaller verdik. Jandarmanın Asker olması, Kurumsal olarak daha fazla denetim altında olması nedeniyle halkın güveni oluşmaktadır.

 

3,5 milyon EURO bütçeli proje ikinci senesine girmesine rağmen Organizasyonun toplantılar dışında, Alanda yerel haberciler ve STK'larla irtibata girmemesi şikayet konusu oldu.

Ülkemizde İç Güvenlik güçlerine güven duyulmasının yolları araştırılırken, Polisin 657 sayılı devlet memurları yasası güvencesi ile halka tepeden baktığı gerçeğinin gözardı edilmemesini temenni ediyoruz.

Elbetteki suç kavramından uzak yaşamaya çalışanların, suçların önlenmesi amacıyla yapılan bütün projelere katılması kaçınılmazdır, Burada vatandaşın sıkıntısı ihbarcı olarak deşifre edilmesini sık gözlüyoruz, Buradaki mağduriyetin telafi edilmesi mümkün değil,  Güvenlik güçlerine halkın destek olması amaçlanıyor olmasına rağmen, gerçek neticelere ulaşılmada hassasiyet göremediğimizi söylemek zorundayız.





PROJENİN DÜŞÜNÜLEN AMACI

 

Proje’nin genel hedefi, Türk vatandaşlarının medeni haklardan geniş biçimde yararlanmasını ve iç güvenlik kuvvetlerinin Türkiye’de düzenleyici sistem ve kamu yönetimi tarafından demokratik kontrolünü desteklemektir.

Proje’nin özel hedefi ise, yukarıda belirtilen genel hedefin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktır; Proje, merkezi ve yerel düzeydeki İç Güvenlik Kuvvetlerinin İçişleri Bakanlığı tarafından etkili biçimde gözetimi için kurumsal ve düzenleyici çerçeve ortamının oluşturulmasını hedeflemektedir.



 

Proje, kolluk görevi üzerinde, dar anlamıyla düşünülen, bürokratik biçimde ve yasalara harfiyen uyularak yönetilen gözetimden, sivil toplumla ortaklık halinde, insan merkezli emniyet ve kamu güvenliği ve şeffaflığa dayalı güvenlik sektörü yönetişim sistemine geçişi amaçlamaktadır.

 

Proje sonucu amacına uygun bir teşkilatlanma, ihtiyaç duyulan hukuki altyapı, personel ve sivil katılım şartları hakkında bir açıklama göremedik.

Netice olarak, Fatih ilçesi nezdinde, Yerel gündem 21 kanunu, Kent konseyleri uygulamalarında gördüğümüz gayri ciddi faaliyetler, Kanunun uygulanmasında amacından çok uzaklarda olunması, Yönetenlerin sıradan vatandaş tarafından gözetlenmesi-Denetlenmesi, Yönetime katılması fikri Kamu personeli tarafından istenmemektedir.

Katılımcı üst düzey müdürler, Kendilerinin yeterli denetimlere tabi olduklarını savunarak, Adeta birşey bilmez sivil vatandaş tarafından "Gözetlenmek-Denetlenmek" gereksiz demeye gelen açıklamalar yaptılar.



 

AB Kapısında on yıllardır bekletilmemizi hukuksuz buluyor şikayet ediyoruz, Fakat AB ülkeleri Devlet-Vatandaş ilişkilerinde kurumsal işbirliği faaliyetleriyle şikayetlerin en aza indirilmiş olduğu gerçeğini görmek istemiyoruz.

Devletin emniyet ve diğer kurumlarının denetime gözetime açık, Şeffaf, belirlenmiş hukuki faaliyetler dışına çıkmaması, Çıktığında denetlenmesi için bazı yaptırımlar var, Bimer, Beyaz masalar, Teftiş müdürlükleri, Üst makamlar Beklenen etkinliği sağlayamıyor.

Vatandaş rutin hukuk ihlalleri için için savcılığa, İdare mahkemesine başvuruyor, Netice alması %90 mümkün olmuyor, Çünkü sözkonusu soruşturmalar ihlali yapan kurumla yapılıyor, Mağdur vatandaşın şikayetini dinleyecek, Taraf olacak bir etkin kurum yok. Olanların ise etkinliği yok.

 

AB projeleri kapsamında ülkemizde pekçok proje çalışması yapılıyor. Huzur toplantıları, Uyuşturucu ile mücadele toplantıları, Vatandaşın ihbar müessesine katkı sağlaması çalışmaları Valilik, kaymakamlık, Emniyet müdürlüğü inisiyatifinde birkaç STK temsilcisinin katılımı ile toplantılar yapılıyor, Konuşuluyor Ve proje bu kadarla geçiştirilmiş oluyor.

 

Burada Devletimize ve Halkımıza vereceğimiz bir mesaj var; Devletimiz Feodal kurumlaşmadan vaz geçerek halkla bütünleşmeyi sağlamalı, kent konseyleri bu konuda üst kurum olarak yeterlidir, Belediyelerin sultasından kurtarılarak bağımsız faaliyet göstermesi sağlanmalıdır. Bu proje gibi faaliyetler Kent konseylerinde kurulacak komisyon tarafından kolayca yapılabilir.

8. yılına girdiğimiz Fatih kent konseyi kurucu üyesiyim, masabaşı hazırlanan, Sözlü sunumla kalan faaliyetler dışında etkinlik göremedik. Üyelerin teklif ettiği projeler özellikle devletin denetlenmesi alanına girmemesi hedefleniyor. 

Uygulamadaki eksiklikler, Yanlışlar üzerine gelen bir teklif kabul görse bile hayata geçmesi için maddi-hukuki alt yapı sağlanmıyor.

AB Normlarında ülke yönetimi için öncelikle orta öğrenimden başlayarak milli eğitime dersler koymak, Vatandaşın haklarını öğrenme konusunda kurslar açılması, görsel ve baskılı yayınların yapılması gerekiyor.

 

Misal: 12 yıldır faaliyet gösteren fatihhaber sitemiz bu konuda kendi başına önemli bir misyonu yerine getirmektedir. Netice alma konusunda %80 başarısızlıkla karşılaşmaktadır. Yayınladığımız aleni hukuksuzlukları savcılıklara, İdare mahkemesine, Bimer'e, Bakanlıklara ihbar etmemiz fazla netice getirmiyor, Mahkemeye intikal etmiş haberlerimiz adeta geçiştirilerek hukuksuzluğun telafinde bir karar şimdiye kadar çıkmadı, adete bıktırma politikaları şeklinde bir süreç ile karşı karşıya kalıyoruz.  Muhalefet partilerinin durumu benden farklı değil.

Ateş düştüğü yeri yakıyor, ateş düşmeden vatandaş olumsuzluklar nezdinde bir faaliyete girmek istemiyor, Devleti denetlemekte Güven inancı sıfırlanmış adeta

 

Bu kurumları faal çalıştıramadığımız sürece daha çok AB bünyesine girmekte önümüze nice engeller gelmeye devam edecektir.

 

KONU HAKKINDA DETAYLI BİLGİ İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

PROJE İLGİLİ ESKİ HABERLERİMİZ

http://www.fatihhaber.com/turkiyede-sivil-gozetimin-gelistirilmesi-projesi-_h486.html

http://www.fatihhaber.com/sivil-gozetimin-gelistirilmesi-1_v7922.html

http://www.fatihhaber.com/sivil-gozetimin-gelistirilmesi-projesi-2_v7923.html

http://www.fatihhaber.com/-sivil-gozetimin-gelistirilmesi-projesi-3_v7924.html



 

PROJE İNTERNET SİTESİ İÇİN TIKLAYINIZ

YORUMLAR

  • 0 Yorum