Abdullah Gözaydın

Abdullah Gözaydın

Fatih'in Demokratik Geleceği
fatihten@gmail.com

ARKADAŞLAR

25 Nisan 2020 - 11:08

Buradan Birilerine yaranmak, Birilerini karalamak niyetiyle değil

Sadece Allah rızası niyetiyle paylaşımlar yapmaktayım.

Dolu dolu yaşanılan 69 yılın tecrübesi ile yanıldıklarım konusunda uyarılarda bulunmak, Hayatımı güzelleştiren doğruları paylaşmak amacındayım.

Ülkemde, Hatta Dünyada kefil alacağım, Örnek olarak savunacağım bir tek ideoloji yoktur.

Bazı ülkelerin sosyal ahlakı İnsani değerleri bana yakın olması onları savunmam için yeterli değildir.

Evet sosyal ahlakımız insani ve vicdanı rahatlatan olabilir, Lakin buradaki niyetin yaratılma gayesine uygun olması gerekir

Daha iyi anlaşılsın diye; Mesela, Akp 18 yıldır iktidarda İBB süreciyle 26 yıllık RT. Erdoğan sürecinde iyi güzel uygulamalar olmuş olabilir, Zaten bu görevlere gelenlerin verdiği sözler, kanunlarımızın gereği budur, +bir fedakarlık varsa tebrik ederiz. Kimse asli görevini yaptı diye bir imtiyaz kazanmaz.

Bu güzelliklere bakarak Akp'nin yanlışlarını görmemezlikten gelmek insani, vicdani, hukuki değildir. Allah cc. zerre miktarı iyilik ve kötülükleriniz mizana konulacaktır, Kimseye haksızlık yapılmaz diyor.

İyi bir vatandaş ve Müslüman olarak bizimde aynı düşüncede ortaya adil bir davranış koymak zorundayız.

Ülkemizde 26 yıldır iktidar olanların dönemine bakalım. Hukuki, İnsani, Vicdani, İslami tekamül mü olmuş, Yoksa bu değerlerin yıkılıp yeksan mı olmuş?

Bazı şeyleri hoşumuza gidiyor diye Kötülükleri Yalan va Haram karışan işleri görmemezliğe gelmek, İyi işleri bu kötülüklerin üstüne konularak saklamaya çalışmak Münafıklıktır. ve kafirlerden çok daha zelil bir akıbeti vardır.

Bu nedenle kendilerini Ateist, Deist, Mason, Putperest, Ehli kitap, bilmem ne diye tanımlayanların Hukuki, İnsani, Vicdani güzelliklerini görmezliğe gelmek, Kötülüklerini kullanarak olumlu meziyetlerini takdir etmemekte Münafıklıktan farklı değil Çünkü Zulümdür ve Zalimlere merhamet edilmeyeceğini bildiriyor bize Kuranı azimüşşan.

İnsanların özel yaşamına Müslüman karışmaz, Yol çevirip tebliğ yapamazsınız

Tebliğ talep edene yapılır, "Talep-Talebe" Müslüman lafla değil yaşantısı ile İslamı anlatması emredilmektedir. "Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir gazap nedenidir." (Saf, 61/2-3)

Fazla uzatmayayım, İnandığımı yaşamaya çalışıyorum, Peşin fikir nedeniyle zalim durumuna düşmek istemiyorum, Kimsenin niyetini bilemem, "Ay-inesi iştir kişinin lafa bakılmaz" sözü gibi gözümle gördüğüm Aklımla teşhis ettiğim gerçeklere göre karar vermekteyim.

Kimseye düşmanlığım yoktur, Lakin Allah'ımın emri ile alemin düzenini bozanlara karşı önce elimle, Ona gücüm yetmediğinde dilimle, Ona'da gücüm yoksa Buğz ederek tepkimi koyuyorum.

Kimse beni O'cu, Bu'cu diye yaftalanması, İftira etmiş olurlar.

21 yıldır İnternet haberciliğim ortadadır, 5 ayrı web sitesi, + sosyal medya paylaşımlarım ortadadır, Tamamına kefilim, İkinci elden alıp paylaştığım içeriklerin doğruluğuna kefil değilim, Burada aklımı kullanıyorum, Halen benim sitelerimde %100 doğru, belgeli binden fazla haberim BTK tarafından engellenmiş, zoraki kaldırılması sağlanmıştır. İtiraz edip dava açma süreci çare değil (İtirazların netice alması %01 değil)

Bu gerçekten yola çıkarak Bir ulusal gazetenin "isim vererek" yayınladığı korona vakıalarının şeffaf olmadığı iddiasına başta sağlık bakanlığı tekzip yayınlayarak söz konusu haberlerin yayınlarını anında engelleme imkanına sahip olmasına rağmen yapılmıyor, Bu iddialar yerel haber değil ki gözden kaçsın.

BTK'nın nasıl ciddi çalıştığını bilen birisi olarak yayını engellenmeyen haberlere itibar etmek doğrudur, Bizde bunu yapıyoruz, Paylaşıyoruz.

Bu nedenle bize gönül koyanları Allah'a havale ediyoruz.

Benim inancım beni bağlar, Kimsenin günahı kimseye yüklenmez ve Mutlak Hidayet Allah'tandır. Allah'ın hidayet nasip etmediği kişi önce kendisini sorgulamalı, Çünkü Allah inancını talep etmeyenlere, Allah cc. hidayet nasip etmeyeceğini bildiriyor.

Bu acayip günler ister doğal üremiş virüs olsun, İsterse laboratuvarda üretilmiş bir cinayet aracı olsun. Neticede bu virüsün her halini yaratan ancak Allahtır, Allah izin vermeden bir yaprak dahi dalından düşmez.

Bu nedenle önce kendimizi Allah'ın razı olacağı bir pozisyona almak zorundayız. Sonra Nefsi arzuları nedeniyle virüsün engellenmesine sekte vuranlara, Bilerek Önemsemeyerek virüsü yayanlara karşı hukuki tepkimizi koymak zorundayız.

Devletimizin bu konuda gördüğümüz zaaflarını da lisanı hal ile yetkililere duyurmaya çalışmakta vazifelerimiz arasındadır.

Allah cc. yar ve yardımcımız olsun

Dip Not: Tam yüz yıl önce 50-100 milyon insanın ölmesine sebep olan İspanyol gribi akıbetine düşmeyelim inşaallah