Bangladeş” diye bir ülke varmış:
Burası bir Güney Asya ülkesiymiş.
Yeraltı ve yer üstü kaynakları, ülkenin,
150 milyon nüfusunu refah içinde yaşatacakken,
İhtilâller ve siyasi istikrarsızlıklar yüzünden
halkının yoksulluk içinde kıvrandığı bir ülkeymiş.
Burası, orta direğin olmadığı,
yolsuzluklarla zengin olan milyonların
yoğunlukta olduğu bir ülkeymiş.
Burada sadece ya semirenler
Ya da sürünenler varmış.
Meselâ; trafikte 5 milyondan fazla rikşa,
sabah akşam taşımacılık yapıyormuş.
Beş milyon rikşada ( üç tekerlekli taşıma amaçlı bisiklet)
taşımacılık yapan 5 milyon gariban,
akşama kadar pedal çeviriyor,
ve sadece bir dolar para kazanıyormuş.
İşsizlik ve aşsızlık diz boyu imiş.
Bu ülkede de,
“Dokuz kula bir pul,
bir kula dokuz pul”
ilkesi hakimmiş.
Burası, adil bir paylaşımın yapılmadığı,
bir tarafta insanların ucuz ekmek için kuyruklarda beklediği,
bir yanda da bir çift çoraba 500,
ayağındaki çizmeye 1000 (bin) Tl. veren
insanların bulunduğu diyarlardan biriymiş.
Böylesi manzaralar Kur’an’ın vurguladığı
şu gerçeği hatırlatıyor insana değil mi:
(Allah'ın buyruklarını umursamaz
hale gelen şu) insanların
kendi elleriyle yapıp ettikleri sonucunda
karada ve denizlerde
çürüme ve bozulma başlar…
(Rum,30/41)
GÜNLERİMİZ MÜBAREK VE
HAYIRLARA VESİLE OLSUN
Kaynak: ( TRT 2- Kırılma Noktası. 28.6.08)