Facebooke dedi ki: "Üç yıl önce
bu gün bu soruyu sordun."
Ne mi sormuşum?
Şunları demişim:
"Toplumumuz, tek bir millet değil de,
o cemaat, bu grup, şucu, bucular,
çeşitli hizipler halinde bölük pölçük mü oluyor?
Herkes kendi gurubunun
doğru yolda olduğunu zannediyor,
diğerlerini ötekileştiriyor mu?
İki kutuplu dünyadan sonra oluşan
tek kutuplu dünyanın,
karşısında gördüğü
YEŞİL TEHLİKE’yi
bertaraf etmek için
yaptığı düzenlemelere, tuzaklara
bizler meze mi oluyoruz?
Yıllar önce Şerif Hüseyinler,
Casus Şeyh Abdullah ve kriptolarla….
Koca imparatorluğu parçalayanlar,
şimdide bizi hiziplere bölerek mi
yutmakve ve yok etmek mi istemektedirler?
Fas, Cezayir, Tunus, Mısır, Suriye, Irak,
Afganistan’da estirilen Bahar Rüzgârları(!)
şu cennet vatanda da estirilmek mi isteniyor?
Ekseriyetin ortak değeri olan İslâm,
ılımlı, light, hayattan kopuk
tepkisiz veya ideolojik bir “DİN”
haline mi sokulmak isteniyor?
Ülkemiz insanları, magazinlerle,
dedikodularla, yıldız fallarıyla
uyutulmak ve yönlendirilmek mi istenmektedir?
Tüm bu sorular, çok dikkatli olmamız
gerektiğini gösteriyor, değil mi?
Ne dersiniz?