21. Yüzyılda batıl Tabular Yıkılmadan
Dünya tarihindeki bütün katliamlar Irkçılık ve batıl dinlerin hakk dinleri yok etmek tabusu ile yaşanmıştır.
Kendisini, Ailesini, kabilesini Kutsayıp, Komşularını, milletini “Hiç” sayanların fitnesi ile insanlık karanlıklarda boğulmaktadır.
Allah cc. Adaleti, İstişare yapın emri ile “Gerçek” Demokrasiyi insanlara pek çok ayette tavsiye ederken, Müslüman olduğunu iddia eden devletlerde, toplumlarda, kabilelerde hala feodal diktatörlükler Güç, Hile, Zorbalıkla Feodal zulümlerine devam ettikleri için…
Aslında toplum olmaktan uzaklaşmış bireysel bir hayat yaşayan batının karşısında ezilmekte, sömürülmekte, Öldürülmektedir, Hala bıçağını yayan koyun gibi kurtuluşu kasabının merhametinde arayan yığınlar olduk.
Cemaat olmaktan uzak, Millet olamayan kalabalıklar, Birlerinin dertleriyle dertlenmeyenler, Birbirlerini Allah cc. İçin sevmeyenler, İlahi Adalet adına hükmetmeyenler, kendilerinden görmediklerini insan yerine koymayanlar, haram ve yalanla bir başka zümreyi SÖMÜRMEYİ hak olarak görenler.
İster Müslüman’ım deyin, İster başka bir dinden olun, ister dinsiz olun yarın gideceğiniz yer hazırdır, Boşuna cennet, cemalullah hayali kurmayın.
İslam dini hükümleri açık, seçik ortadadır, Zulme susan dilsiz şeytandır, Zulmedenlere kurtuluş yoktur, Allaha rağmen hüküm verenler “Bizim yaptığımız doğrudur” diyenler Şirk içindedirler.
Bu yalan, içindekilerle beş para etmez dünyada bir gün daha yaşamak için zillete katlanan, görmezliğe gelenler, Çoluk çocuğum var deyip kenara çekilenler bir bakın rabbiniz neler vaad ediyor.
Niceleri bu düşünce ile belalardan kaçtı, kaçtı da Ölüm gene onu buldu, Uğrunda nice zulümlere göz yumduğu mal varlığı, evlatları, makamları onlara hiçbir fayda sağlamadı.
Allah o evlatlarını “yetimlerini” onun sağlayacağı imkânlardan çok daha güzel nimetlerle büyüttü dünyada mal mülk sahibi yaptı.
HEM ALLAHA, AHRET GÜNÜNE, HESAP GÜNÜNE İMAN ETTİM DİYECEKSİN, HEM ŞEHİT OLMAKTAN KORKACAKSIN..
Hem Allah’ın vaadine inandım diyeceksin, Hem şehadeti kabul etmeyeceksin..
Ey Allah’tan başka her şeyden korkarak, Yaşadığı mahallede, Şehirde, Ülkede Zulme razı olmuş, Zulmü seyredenler… Kendinizi kandırıyorsunuz.
Sen yanmasan, ben yanmasam Nasıl Aydınlığa çıkacak karanlıklar.
Karanlıkta kimler yaşar bilirsiniz, Karanlıkta yaşamaya razı olanlar Ebedi hayatınız karanlıklar içinde olacak unutmayın.
Kendini yakarak “Biz o muttakilerin canlarını ve Mallarını cennet karşılığı satın aldık” Allah cc. Hükmü ile yaşayıp Canını ve Malını Allah rızası için bağışlayanlar Dünyada şerefle, ahrette nimetle yaşayacak, Korkudan emin ebedi mutlu olacaktır.
Bir hemşeriniz olarak, İbadet niyeti ile, vatandaşlık sorumluluğu ile sizden rica ediyoruz, Gelin bir olalım, zulme karşı dik duralım.
Semtimize, Şehrimize, Ülkemize Allah’ın emrettiği özgürlüğü, adaleti tesis etmek için canımızdan, malımızdan vazgeçerek, İbadet aşkı ile ebedi kurtuluşu Allahtan talep edelim.
başarırsak gazi, O yolda ölürsek Bedir – Uhut, Çanakkale kadar Şehit olacaksınız, Daha ne istiyorsunuz.
Yok ben şahadeti, gaziliği istemiyorum, Bu dünyada belaya bulaşmak istemiyorum diyorsanız..
Yaşayın bakalım isterse bin yıl.
Boynuzlu koyunun hakkının, boynuzsuz koyundan alındı gün mutlaka karşılaşacağız Ve siz bir yardımcı bulamayacaksınız.
Günümüzde birçok güç odakları nefislerine taparcasına Mal makam hırsı ile Millete ve hayata zulmediyor, Aslında kendilerine zulmediyorlar.
Kısık bir sesle “kral çıplak” demekten aciz misiniz,
Açık seçik bir zorbalığa “Durun” demekten aciz misiniz,
Adaleti şüphelide olsa, Hukuksuzlukları resmi makamlara bildirmekten aciz misiniz.
Önümüze çıkıp önderlik talep eden, olunca da Bizlere zulmedenlere yeter demekten aciz misiniz.
Dileriz Allah acizliğinizi mazeret olarak kabul etsin, Seyrettiğiniz zulmün hesabını sormasın.
Son olarak; Güdülmeyi, Sağılmayı, Etinde Sütünde birilerinin hakkı olduğuna inanmayı İNSANLIĞIN gereği olarak kabul edenler. Sizin durumunuz size zulmedenlerden asla farklı değil.
Zulmü seyreden zulme ortaktır.
Abdullah Gözaydın fatihten@gmail.com
Şûrâ 41 ayeti: Kim zulme uğradıktan sonra kendini savunursa öylelerinin aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmaz ve cezalandırılmazlar).
Şûrâ 42 ayeti: Azap ancak o kimseler üzerinedir ki, insanlara zulmederler ve toplumda haksız yere azgınlıkta bulunurlar. İşte onlar için pek acıklı bir azap vardır.
Maide Suresi 8: Allah her koşulda ve her zaman adaleti emreder!