DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ DERHAL GÖREVİNDEN ALINMALIDIR!

ORHAN KILIÇOĞLU agozaydin@hotmail.com

Sultan Alparslan'ı ve Atatürk'ü yok sayan şebekeler.
Önümüzdeki Cuma günü hutbelerinde, geçmiş yıllarda olduğu gibi yine Alparslan’ın, Atatürk’ün ve dahası Türk milletinin isminden tek bir kelime dahi bahsedilmeyecektir.
Hutbelerde Alparslan, Atatürk ve Türk milleti isminin geçmemesindeki maksat, cemaat arasına nifak sokup ikilik yaratılarak, böylelikle insanları câmilerden soğutmak ve câmilerin mânevi havasını bozmak, dahası; kahramanlarımızın ve Türk'ün adını unutturmak içindir. Kısacası Türk düşmanlığıdır.
ALİ ERBAŞ DERHAL GÖREVİNDEN ALINMALIDIR!
Yıllardır bilerek ve kasten câmilerimize kin, nifak ve husumet sokarak cemaati ayrıştıran, hutbe esnasında kavga ettiren, câmilerimizi cemaatsiz bırakan Diyanet İşleri Başkanı ALİ ERBAŞ isimli kişi derhal görevden uzaklaştırılarak bu tahribata bir an evvel son verilmelidir.
SAYIN ERDOĞAN!
Ali Erbaş'ı derhal görevden almayanlar da Allah indinde O'nun bütün suç ve günahlarının ortağı ve destekçisi durumundadır. Ali Erbaş'ın, İslâm dinine ve câmilerimize daha fazla zarar vermesine müsaade edilmemelidir.
Muş Alparslan Üniversitesinin logosundan SULTAN ALPARSLAN’IN resmini kaldıranların ve kaldırılmasına sessiz kalanların Ahlat’ta gidip nutuk atmaları asla samimi olmayıp, sadece milletimizi uyutmak içindir.
Bugün Anadolu’nun TESLİS COĞRAFYASI değil de TEVHİT COĞRAFYASI olmasının iki kahramanından biri Sultan Alparslan, diğeri ise Gâzi Atatürk'tür.
Bu iki isimden rahatsızlık duyanların gönüllerinde yatan şey, Anadolu'nun tekrar TESLİS COĞRAYASINA dönme arzusudur.
Malâzgirt'te Alparslan'ı, İstiklâl Savaşında Atatürk'ü yok sayanlar çok iyi bilsinler ki;
Malâzgirt'te Sultan Alparslan'ı, İstiklâl Savaşında Atatürk'ü yok sayıp, Türk'e, Türk'ün kimliğine, Türk'ün And'ına, tarihine, bayrağına, TC. sine düşmanlık besleyenlerin tamamı Türk Ordusunun 9 Eylül 1922'de denize döktüğü palikaryanın torunlarının safında mütalaa edileceklerdir.
Allah'ın, askerim diyerek ilâhi görevler yüklediği Türk milletine karşı yapılan ihanetin karşılığı yine Allah'ın hükmüyledir ki o hüküm; Türk'ün azâmeti karşısında un ufak olup, acizlere has bir yalvarmayla aman dilemektir.
Bu güruhun unuttukları en önemli şey;
Türk'ün, Allah tarafından sevilip, Peygamberimizce övülmüş bir millet olup, Anadolu'nun tapusunun Allah tarafından kıyamete kadar geçerli olmak üzere Türk milletine kesilmiş olmasıdır.
1071 Malâzgirt tapudur,
1453 İstanbul tapudur,
1461 Trabzon tapudur,
1915 Çanakkale tapudur,
9 Eylül 1922 İzmir tapudur,
En nihayet Lozan tapudur.
Bu Türk düşmanlarına ilânen duyurulur, daha çoook tapumuz var!
5000 ülkücü şehidimizin şehadetlerinin her biri birer ayrı tapudur!
TÜRKLER ANADOLU’YA;
Sanatıyla,
Edebiyatıyla,
Sazı sözüyle,
Medeniyetiyle,
İnsâniyet ve asâletiyle, ilâhi bir göreve memur edilerek Allah’ın murat etmesi sonucu gelmişlerdir ki zaten Anadolu'da 12 bin yıldır vardılar!
Gelirken beraberlerinde Orta Asya'dan Seyhun - Ceyhun Irmaklarını ve Ankia şehrini de getirerek;
Seyhun’u Seyhan,
Ceyhun'u Ceyhan Nehri,
Ankia’yı ise Ankara yaparak daha sonra kendilerine başkent seçmişlerdir.
NE GARİP VE UTANÇ VERİCİ BİR AYMAZLIKTIR Kİ;
Türk'e baş olmuş gocaaa goca adamlar, Ankara'nın isminin ANKİA'dan geldiğinden habersizler ve zerre kadar sıkılmadan ANGORA'dan geldiğini iddia etmekteler!
Türklerin Anadolu’ya gelişleri, ilâhi bir muradın muazzam bir tecellisidir ki bu münasebetle Türkleri Anadolu’dan ancak kendisini gönderen ilâhi güç çıkartır!
Türk'ü Anadolu'da yok sayanların nankörlükleri bâki kalır!
Türk'ü Anadolu'da yok saymak, soysuzluğun ve nankörlüğün sonucudur!
ZİYA GÖKALP DERKİ;
‘’Türkler, at üstündeyken attığı oku yüzük deliğinden geçirecek kadar nişancıyken, diğer milletler çapulculuk ve yağmacılıkla yetiniyordu.
Heredot'un yazdığı tarihte;
''Yunanlılara medeniyeti öğretenler Turanlılardır''
Asırlar önce yazdığı Divan-ı Lügatit Türk'te, Türklerin bin yıl önce de ceplerinde mendil taşıdığı, kızgın suyla demir ısıtıp "ütüg" (ütü) yaptığı, bunun Rusçaya "Ütüyüg" olarak geçtiği bilgisini veren Kaşgarlı Mahmut'un eserinin ön sözü aşağıdaki şekildedir;
"Tengri, onlara Türk adını verdi, onları yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Tengri tarafından bütün kavimlere üstün kılındı’’
Kanuni devrinde Osmanlı'da dünya da ilk çizgi film tekniğinin temeli atılırken, Fransa kralı ülkesini tuvalet oturağından (lazımlık) yönetmekteydi.
Türkler, keşfettikleri gezegenlere Türkçe adlar verirken, Avrupalılar "Dünya tepsidir- tepsi değildir" savaşı veriyordu.
Türkler, akıl hastaları için dünyanın en iyi hastanelerini inşa ederken, Avrupalılar "Şeytan" diyerek yakmaktaydılar.
Şimdi masallarla uyutulup, milli his ve heyecanları uyuşturulmuş bu millete, câmileri de kullanarak türlü gizli oyunlar ile Türklüğünden utandırmaya, geçmişini unutturmaya çalışılıyor.
Ziya Gökalp, ''Başka uluslar, çağdaş uygarlığa girmek için geçmişlerinden uzaklaşmak zorundadır. Oysa Türklerin çağdaş uygarlığa girmeleri için yalnız eski geçmişlerine dönüp bakmaları yeterlidir’’ der.
Malâzgirt'te Alparslan'ı, İstiklâl Savaşında Atatürk'ü yok sayan güruh iyi bilsinler ki;
Türk'e, Türk'ün kimliğine, Türk'ün And'ına, Türk'ün bayrağına, Türkün Atası Atatürk'üne ve TC. sine düşmanlık besleyenlerin tamamının akıbeti 9 Eylül 1922'deki gibi olacaktır ki bu her zaman Allah'ın dilemesiyle gerçekleşmiştir, çünkü Türkler Allah'ın sevip merhamet ettiği asil bir millettir.
26 Ağustos 2025
ORHAN KILIÇOĞLU