TRABZON VÂLİSİNE TARİHİ MEKTUBUMDUR!

ORHAN KILIÇOĞLU agozaydin@hotmail.com

Kara Papaz Bartholomeos’un Sümelâ Manastırında yapacağı Pontus âyinine izin vermekle çok büyük bir yanlışa imza atmakla kalmadınız, aynı zamanda Pontus’a giden yolu asfaltlamış oldunuz. Tarih ve millet önünde suçlusunuz. İsminizin anıldığı her mekânda kınanıp ayıplanacaksınız. 
İç İşleri Bakanlığı, Trabzonluların ve çeşitli kuruluşların göstereceği tepkiden çekinerek, kirli Pontus âyinine izni size verdirtti. Çünkü İç İşleri Bakanlığı yetkililer şunu çok iyi biliyorlar ki, Bartholomeos, 15 Ağustos 2010 da Sümelâ’da yapılan âyinler için, bu bir ‘’PONTUS ÂYİNİDİR’’ demişti.

Tunceli de PKK lıların tertiplediği teröristleri anma törenine tepki gösteren Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu gibi Trabzon Vâlisi olarak keşke sizler de bu kirli Pontus âyinine tepki koyup istifa kararı alarak isminiz tarihe altın harflerle kazınsaydı.
Bir Vâlinin öncelikle Vâlisi olduğu şehrin tarihini, şayet varsa üzerinde tezgâhlanmak istenen iç ve dış kaynaklı kirli ve sinsi oyunları bilmesi, yöneteceği şehrin geçmişten günümüze olan seyrini araştırarak yeterli donanıma sahip olması gerekmektedir. 
Bu şehir, MÖ. 2100 yıllarında bir Türk boyu olan Tibarenler (Trab Türkleri) tarafından kurulmuş olunca, şehrin Vâlisinin çok daha fazla bilgi donanımına ve hassasiyete sahip olması gerekmektedir.
Şayet Trabzon şehrimizin hakkında yeterli araştırmalarda bulunmuş olsaydınız, hayali Pontus peşinde koşan Fener Patriği Bartholomeos’un 23 Ağustos’ta Trabzon’a gelerek Sümelâ Manastırında PONTUS ÂYİNİ yapmasına asla izin vermezdiniz.
Hayâli Pontus hayallerinin gerçekleşmesi için Sümelâ Manastırını Pontus’a giden yolda atlama taşı olarak kullananlara Trabzon Vâlisi olarak izin vermeniz, Trabzonlular nezdinde büyük bir itibar ve güven kaybınıza vesile olmuştur.
FENER PATRİĞİNİN, BAŞ AKTÖRLÜĞÜNÜ YAPTIĞI HAYÂLİ PONTUS İÇİN YÜRÜTÜLEN KİRLİ FALİYETLERDEN BAŞLICALARI!
Uzun yıllardan beriye çeşitli kitap ve makalelerden derlenmiş çok önemli bilgiler olup, bu yazıyı fayda temini bakımından öncelikle;
Trabzon Milletvekilleri,
Trabzon'a gelen Vâliler,
Trabzon'da görevli Emniyet birimleri,
Partilerin İl ve İlçe Yöneticileri ve Belediye Başkanları,
Trabzonspor sayesinde ancak satabilen Trabzon mahalli basını okumalıdırlar ve de tüm Karadeniz insanı okuduktan sonra bu yazıyı gelecek nesillere intikali için mutlaka paylaşmalıdırlar!
Trabzon şehri, MÖ. 2000- 2100 yıları arasında Turani (Türk) kavim olan Tiberanler tarafından kurulmuş, ilk ismi öz be öz Türkçe ‘’Tiberanzon’’ olan bir Türk şehridir.
Şehrin diğer Türkçe isimleri;
Tibarzon
Tarabuzan
Drabzan
Trabzan
Turabozan
Hurşidâbad
Trabefzun.
Yunanlılar, şehrin Türkçe olan isminin ilk hecesini alıp, bu ilk heceye, PEZA- PEZÜS- PEZANT gibi uyduruk ekler ilâve ederek kendilerine mal etmeye çalışmışlardır.
TRABZON VE İSTANBUL
Tarihin hemen her döneminde dünyada çok büyük bir öneme sahip iki şehrimizden biri Trabzon, diğeri ise İstanbul’dur.
İstanbul şehrini, Trabzon’la aynı tarihte kuranlar da yine bir Türk boyu olan ‘’OY- UY’’ Türkleridir ki Erenköy’de bulunan yazılı taşlar bunun en büyük delilidir. Nedense bu tarihi gerçekler milletimizden gizlenerek hep yalan ve yanlış bilgiler verilmiştir.
Trabzon ve İstanbul, bu iki Türk şehri üzerinde kirli hesapları olanlar hummalı bir gayretin içinde olanca melânetleriyle saldırıp en ufak bir duygusallığımızı, küçük bir boşluğumuzu fırsat bilerek, dünyanın belli merkezlerinde aleyhimizde senaryolar geliştirip kamuoyu oluştururlarken, acaba bizim idârecilerimiz, siyâsiler, Vâlilerimiz ve bölge insanı olarak bizler neler ile meşgulüz ve hangi tedbirleri almaktayız?
SADECE YUNANİSTAN'DA 60 A YAKIN PONTUS DERNEĞİ MEVCUT.
Yunanistan, Trabzon ve havalisinden toprak talep edebilmek gayesiyle Yunanistan'da 60, dünyanın çeşitli ülkelerinde ise 500 den fazla Pontus Derneği şubesi açmıştır.
Dünyada hiçbir devletin başka bir devletin herhangi bir şehrini ele geçirmek maksadıyla, kendi için de 60, başka ülkelerde ise 500 den fazla şube açtığı vaki değildir.
Yunan Devleti, Trabzon ve havâlisi üzerindeki ‘’SÖZDE PONUTSU’’ yeniden kurma faaliyetlerini askeri bir disiplin ve hiyerarşi dâhilinde yürütmekte olup, bütün bu faaliyetlerini Selânik civarında bulunan askeri bir karargâhından sevk ve idâre edilmektedir.
PONTUS KÜÇÜK ASYA BANKASI
Yunanistan, Trabzon ve havâlisi üzerinde sözde Pontus faaliyetlerini yürütebilmek için ödenek ayırarak, sırf bu faaliyet için ‘’Pontus Küçükasya Bankası’’nı kurmuştur.
İlk kez 1997’de Patmos Adasında düzenlenen ‘’Vahiy ve Çevre Toplantısı’’ında Fener Rum Patriği Bartholomeos bir konuşma yaparak, ‘’Mübâdele ile Trabzon’dan gönderilenlerin mutlaka Trabzon’a geri gönderilmesi gerektiğini ve bunun üzerinde titizlikle çalışılmasını, Trabzon ve civarının kendilerine ait topraklar olduğunu’’ söyledi.
‘’Yunan Dilini Ulusallaştırma Derneği’’, 10- 12 Ağustos 2002 de düzenlediği gezinin güzergâhını, Merzifon- Amasya- Bafra- Samsun- Ordu- Giresun- Trabzon- Rize olarak açıkladı. Özellikle Trabzon’un altını çizerek ‘’Trabzon bizim için çok büyük bir öneme sahiptir’’ dedi.
YUNANİSTAN’DA OKUTULAN DERS KİTÂPLARI.
Yunanistan İlk Okullarının 6. Sınıfında okutulan ‘’Yeni Dönem Yunan Tarihi’’ ders kitâplarında, ‘’Trakya- Batı Anadolu- İstanbul- Karadeniz Bölgesi Yunan toprağıdır’’ diye okutulmakta olup, özelikle Trabzon ve havalisine vurgu yapılmaktadır.
Yunan ‘’İlk Okul Anatolijisi’’nde aşağıda ki satırlara rastlanmaktadır;
‘’Gözlerim, beni bir Türk’ün öptüğünü görmektense, kanımla toprak kızıla boyansın. Ben kitâp filan istemem. Ben barbar Türklerle savaşmak istiyorum. Türkleri sapanımla vurup silâhlarını alacağım. Bu imansız Türkler…. Bu alçak Türkler... Bu köpek Türkler….’’
PONTUSÇULUK ŞUURU GELİŞTİRİLİYOR.
1993 Ağustosunda ‘’Sümelâ Meryem Ana Vakfı’’nın düzenlediği Trabzon ve Pontus Toplantısı’nda Yunan Başbakanı şunları söylüyordu;
‘’Dedeleriniz, Karadeniz Bölgesinde ki Pontus topraklarına dönüş hayâlini sizlere miras bırakarak öldüler. Sizler bu mirası kalbinizde koruyun. Pontusu ve Karadeniz’i asla unutmayın…’’
New York Vâlisi, 6 Ekim 2002 de Kadın Yazarlar Ödülünü, ‘’Trabzon ve civarı Pontus’tur’’ diyen kitabın yazarı olan kadına verdi.
1992 de Yunanistan Kültür Bakanı Melina Merküri, ‘’Anavatan Pontus’u Kurtarma Dünya Komitesi’’ adına dağıttığı haritada, Trabzon merkezli Karadeniz Bölgesi toprakları Pontus Rumlarına, kalan Anadolu toprakları ise Ermeni, Süryani ve Kürtlere paylaştırılıyordu. Bu iğrenç harita, Yunan ders kitâplarına konulmuş olup, halen Yunanlı öğrencilere okutularak, öğrencilerde küçük yaşlardan başlamak üzere ‘’Pontusçuluk şuuru’’ geliştiriliyor.
TÜRKLERE OLAN KİN VE İNTİKAMLARI.
Yunanistan Başbakanı Kostantin Karamanlis, 1974 te Selânik Fuarının açılışında demişti ki;
‘’Bugünkü gücümüzle, Türkleri savaşarak yenmemize imkân yok. Mücâdelemizi her türlü çareye başvurarak sürdüreceğiz. Onların içinde adamlarımız olacak, onlar içeriden bize hizmet ederlerken, Türklerin yaralarını kaşıyarak kanatacağız…’’
İşte Karamanlis’in bahsettiği yarayı kaşıyıp kanatmak için Yunan Hükumetlerinin kurduğu dernek- vakıf ve bunların şubelerinin sayısı 500 den fazladır.
Bunca dernek ve bunca faaliyet, Trabzon üzerinde hak iddia etmek ve hayali Pontus faaliyetlerini yürütmek içindir.
PONTUS SOYKIRIM ANITI NE ANLAMA GELİR.
Selânik Belediye Meclisince kent merkezindeki ‘’Agia Sofia Meydanı’’na PONTUS SOYKIRIM ANITI dikilmiştir.
EN DİKKAT ÇEKİCİ OLANI İSE;
Trabzon üzerindeki hayâli Pontus faaliyetlerinin, eski tarihi kalıntılar, yer isimleri ve bilhassa da câmiye çevrilen kiliselerin üzerinden yürütülmesidir.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ‘’Dış Yunanlılar Genel Sekreterliği’’ tarafından yapılan açıklamada; Karadeniz ve bilhassa Trabzon civarında yaşanan Pontus soykırımı için yapılan tüm faaliyetlerin destekleneceğini ilân etmiştir.
TRABZON VÂLİLİSİ SAYIN AZİZ YILDIRIM!
Yukarıda ki bu bilgiler ışığında yeniden bir durum değerlendirmesinde bulunarak, Fener Patriğinin, 23 Ağustos’ta Sümelâ’ya gelip âyin yapma fetbazlığına derhal engel olmalısınız. Bu Trabzonluların yetkili mercilere olan bir EMRİDİR, zira millet ve gerçekler her zaman emredicidirler.
Allah’tan sonra iki emredici daha vardır ki;
İlki MİLLET!
İkincisi ise hak, hakikat ve doğrulardır!
Aksi bir durumda, bu kirli oyuna müsaade eden resmi makamların Trabzonlular nezdinde suçlu bulunup, kınanıp hor görüleceğinin bilinmesini isteriz!
SN. VÂLİ BEY!
Ethem Söylemezi ibretle okuyunuz!
Bakın Sümela Manastırı ne iğrenç bir yer!
Türklerin kesildiği bir mezbaha, bir vahşet yuvası!
 Ve şehrin Vâlisi olarak bu vahşet yuvasını ilk defa buradan okuyacaksınız.
Trabzon'un Maçka ilçesindeki 
Sümela Manastırı'nı 
Bilirsiniz... 
'Manastır' 
Dediğimize bakmayın, 
Aslında, 
Zindan ve işkencehâne... 
Türkleri 
Zorla hristiyan yapmak için 
Kullanılan zindan... 
Ortodoksluğu 
Kabul etmeyen Türkler 
Pencerelerden atılır, 
Uçurumda parçalanarak 
Katledilirdi. 
O kayalıklar, 
İşkence altındaki Türklerin 
Feryatlarından kararmıştı...
İslam öncesi Türklerin çoğu 
Hanif idi. 
Göktengri inancına sahipti. 
Anadolu Türklerinin bir kısmı 
Uzun ve sistemli baskılarla 
Ortodoks yapıldı. 
Özellikle Kıpçak Türkleri 
Gregorianlaştırıldı. 
Karadeniz bölgesinde 
Ortodoksluğu 
Kabul etmeyenler için 
Topluma korku yaymak 
Ve cezalandırmak amacıyla
İşkence merkezi olarak 
Zindanlar yapıldı. 
Sümela, 
Bu korkunun sembolüydü.
Sümelâ, Türklerin boğazlandığı mezbaha idi.
''Bizim dinimizi 
Kabul etmezseniz 
O sarp kayalıklardan 
Sizin çığlıklarınız yankılanır''
Diyorlardı. 
Türkler'i,
Sümela'ya kapatmakla 
Tehdit ediyorlardı. 
Sümela, 
Bir manastır değildir. 
Sadece Türkleri hedef alan
Bir hapishanedir. 
İşkencehânedir. 
Zindandır... 
Şimdilerde yöneticiler
Kimliğini ve kişiliğini 
Unuttukları için 
Atatürk'ün kapattığı 
Sümela Zindanlarını 
Yeniden açarak 
Dedelerinin katillerine 
Ödül veriyorlar... 
Törenler eşliğinde, 
Eğlence ve coşku ile,
Şarkılarla, alkışlarla... 
Atatürk'e dinsiz diyen 
Ahaliye bakar mısınız?! 
Davullarla, zurnalarla 
Kendi ölüm fermanlarının Yazıldığı zindanı, 
Sümela Manastırı'nı 
İbadete açıyorlar!!! 
Allah kimseyi 
Bu hallere düşürmesin!....
20 Ağustos 2025
ORHAN KILIÇOĞLU