DENİZ-DER'DEN BASIN AÇIKLAMASI
İstanbul Haliç tersanelerinin kapatılarak turizm odaklı cazibe merkezi yapılma projesine tepki olarak kurulan "Haliç Dayanışması" bileşenlerinden olan Deniz-Der, CHP'li İBB yetkililerinin kendilerini muhatap almamalarından dolayı sert tepki verdi, İçeriğinde birçok akademisyen barındıran "Haliç Dayanışması" ile yollarını ayırdı. İBB'nin muhalefete geçmesi ile Projeye muhalif çalışmalar mecraından çıktı, İBB'de kendini ifade edebilenler Dayanışmaya gereken ilgiyi göstermiyor.
06 Aralık 2019 - 11:02
Deniz Ulaşım Çalıştayı ve DENİZ-DER Basın Açıklaması
Merhaba
Tarihi tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 2-3 ay olmuştur.
Yaz döneminin ardından Mimarlar odasında Haliç Dayanışması toplantısı yapmıştık
Toplantıya
Sn.Gül Köksal
Sn.Tansel Timur
Sn Necati bereket
ve Deniz-Der adına ben katılmıştım .
Yine hatırlayabildiğim kadarı ile gündem değerlendirmelerinin ardından İstanbulda Deniz Ulaşımına dair bir çok konuyu konuşmuştuk
Ben Deniz-Der olarak bu konuda geliştirdiğimiz projeleri ve görüşleri içeren konuşma yapmıştım.
Kısaca başlıklar olarak
İstanbulda yeni bir deniz ulaşımı programının oluşturulması gerektiği,
50 yıl sonrasını düşünerek bir perspektif olması gerektiğini,
İskelelerin yeniden reorganize edilmesini,
Şehir hatlarına ait vapurların , gemilerin yeniden projelendirip üretilmesi gereltiğini,
Rıhtımların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini,
Deprem hazırlıklarında deniz ulaşımının önemini,
İstanbulda Yüzer gemi Deniz Hastanesinin ihtiyaç olduğunu,
Buna bağlı olarak deniz ambulanslarının gündeme getirilmesini,
Ayrıca Haliç Tersanesinde İTÜ ye bağlı Gemi Yapı Meslek Yüksek okulu açılmasını,
Deniz okulu konseptinin kurularak tüm eğitim kurumlarının yararlanacağı bir olanak oluşturulmasını,
İstanbul Deniz Ulaşımının diğer tüm ulaşım sistemleri ile entegrasyonunu,
Boğaz geçişinde karşıdan karşıya 5 dakika geçilebilecek bir sisteminin oluşturulmasını,
İnsan, yük, eşya ,araç kategorilerinin planlama yapılarak özgün geçişlerin organize edilebileceğini,
Unutmuş olabilirim daha bir çok önerilerimizi dile getirmiştim.
Aldığımız duyumlarda İBB nin bir deniz ulaşım çalıştayı düşündüğünü belirtelerek , hatta bunun bir arama konferansı formuna dönüştürülmesini tartışmış idik.
.
Bunun için girişim olarak Şehir Hatları Gnl. Md. ile iletişime geçilmesi olabilirse ortak toplantı yapılması (T.Timur bu ilişkiyi üstlendi.), bu çalıştayın birlikte organize edilmesi , Tersane-i Amirenin 564 . yılının Haliç tersanesinde birlikte kutlanması gibi girişimlere karar verildi.
Bizde DENİZ-DER olarak şimdiye kadar her dönemde hazırladığımız hem deniz ulaşımı hem de Tersane-i Amire kutlaması için hazır olduğumuzu, bütün deneyim ,birikim ve görüşlerimizi sunmaktan memnuniyet duyacağımızı açıkladık
.
O toplantıdan bu yana DENİZ-DER e iletilen hiç bir bilgi olmadı .
Bu grubada bir tek kelime söz iletilmedi.
Başka yerlerden duyduğumuz hazırlıklar yapılıyor bilgilerine hiç itibar etmedik .
Çünkü bizim dayanışma içinde olduğumuz dostlarımız , yol arladaşlarımzı var idi.
Çünkü Haliç Dayanışmasının en önemli bileşeni olarak zaten DENİZ-DER bu çalışmaların asli unsuru olarak görülür diye düşündük.
Denizcilik ve gemi yapımı camiasında en aktif ve en girişimci STK olarak DENİZ -DER in varolduğunu düşündük .
Katıldığımız her platformda DENİZ-DER Başkanımız Sn. Abdullah Demirdöven temsilde ve protokolde her zaman çağrılı olmuştur, katılarak görüşlerimizi açıklamıştır.
.
Bugün karşımıza çıkan gündem bizi son derece üzmüştür
Gönlümüz kırılmıştır .
İBB' ye bağlı çeşitli müdürlüklerin ve iştiraklerin kendi alanlarında yaptıkları çalıştay veya başka isimler adı altındaki tüm toplantılara alanlarındaki tüm STK, Dernek, Topluluk ile diğer kurum ve oluşumların , kişilerin çağrıldığını ; görüşlerini açıklamalarına fırsat verildiğini ve olanak oluşturulduğunu görmekteyiz.
Deklere edilen Deniz Çalıştayı davetiyesi ve programına baktığımızda hayal kırıklığımız daha çok artıyor .
11 Aralık 1455 Tarihinde Tersane-Amire'nin temelinin atıldığı gerçeğinin üstü kapatılıyor
Bu tarihin bugün 564 . yıldönümü .
Tersane-i Amirenin 564. yıldönümü.
.
Haliç Tersanesi ; Tersane-i Amire'nin kalabilen son kalesi
.
Bugün mülkiyeti İBB 'ye ait
Şehir Hatları genel müdürlüğü o adreste bulunuyor .
.
Daha fazla sorgulamak istemiyoruz.
Bizim elbette bu gelişmelere ilişkin çok derin ve detaylı öngörülerimiz bulunmaktadır .
İBB'nin AKP yönetiminde olduğu dönemlerde ''Haliç Tersanesinde'' Tersane-i Amire toplantıları ve Tersaneciler Pilav günleri DENİZ-DER Başkanı Ali Can beyin önderliğinde yapıldı.
Tersanecilerin duayeni olarak Ali Can bey her zaman, her toplantıda ve platformda saygı gösterilerek onurlandırılmış, görüşlerine ve deneyimlerine değer verilmiştir
Bugün yapılanlar ortadadır.
Deniz-Der yönetimi olarak aldığımız karar gereği ;
Haliç ''Dayanışması '' , tırnak içinde dayanışma kelimesine bizim yüklediğimiz anlamlar çok büyüktür .
Ancak bugün ne dayanışma ne de herhangi bir başka olumlu konunun kalmadığını, çürüdüğünü, yok olduğunu düşünüyor,
Ve Haliç dayanışmasından çekildiğimizi deklere ediyoruz
DENİZ-DER YÖNETİM KURULU haydar yılmaz
HALİÇ DAYANIŞMASI HABER
İBB DEPREM ÇALIŞTAYI ELEŞTİRİ- YORUMLAR SES KAYDI İÇİN TIKLAYINIZ
Merhaba
Tarihi tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 2-3 ay olmuştur.
Yaz döneminin ardından Mimarlar odasında Haliç Dayanışması toplantısı yapmıştık
Toplantıya
Sn.Gül Köksal
Sn.Tansel Timur
Sn Necati bereket
ve Deniz-Der adına ben katılmıştım .
Yine hatırlayabildiğim kadarı ile gündem değerlendirmelerinin ardından İstanbulda Deniz Ulaşımına dair bir çok konuyu konuşmuştuk
Ben Deniz-Der olarak bu konuda geliştirdiğimiz projeleri ve görüşleri içeren konuşma yapmıştım.
Kısaca başlıklar olarak
İstanbulda yeni bir deniz ulaşımı programının oluşturulması gerektiği,
50 yıl sonrasını düşünerek bir perspektif olması gerektiğini,
İskelelerin yeniden reorganize edilmesini,
Şehir hatlarına ait vapurların , gemilerin yeniden projelendirip üretilmesi gereltiğini,
Rıhtımların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini,
Deprem hazırlıklarında deniz ulaşımının önemini,
İstanbulda Yüzer gemi Deniz Hastanesinin ihtiyaç olduğunu,
Buna bağlı olarak deniz ambulanslarının gündeme getirilmesini,
Ayrıca Haliç Tersanesinde İTÜ ye bağlı Gemi Yapı Meslek Yüksek okulu açılmasını,
Deniz okulu konseptinin kurularak tüm eğitim kurumlarının yararlanacağı bir olanak oluşturulmasını,
İstanbul Deniz Ulaşımının diğer tüm ulaşım sistemleri ile entegrasyonunu,
Boğaz geçişinde karşıdan karşıya 5 dakika geçilebilecek bir sisteminin oluşturulmasını,
İnsan, yük, eşya ,araç kategorilerinin planlama yapılarak özgün geçişlerin organize edilebileceğini,
Unutmuş olabilirim daha bir çok önerilerimizi dile getirmiştim.
Aldığımız duyumlarda İBB nin bir deniz ulaşım çalıştayı düşündüğünü belirtelerek , hatta bunun bir arama konferansı formuna dönüştürülmesini tartışmış idik.
.
Bunun için girişim olarak Şehir Hatları Gnl. Md. ile iletişime geçilmesi olabilirse ortak toplantı yapılması (T.Timur bu ilişkiyi üstlendi.), bu çalıştayın birlikte organize edilmesi , Tersane-i Amirenin 564 . yılının Haliç tersanesinde birlikte kutlanması gibi girişimlere karar verildi.
Bizde DENİZ-DER olarak şimdiye kadar her dönemde hazırladığımız hem deniz ulaşımı hem de Tersane-i Amire kutlaması için hazır olduğumuzu, bütün deneyim ,birikim ve görüşlerimizi sunmaktan memnuniyet duyacağımızı açıkladık
.
O toplantıdan bu yana DENİZ-DER e iletilen hiç bir bilgi olmadı .
Bu grubada bir tek kelime söz iletilmedi.
Başka yerlerden duyduğumuz hazırlıklar yapılıyor bilgilerine hiç itibar etmedik .
Çünkü bizim dayanışma içinde olduğumuz dostlarımız , yol arladaşlarımzı var idi.
Çünkü Haliç Dayanışmasının en önemli bileşeni olarak zaten DENİZ-DER bu çalışmaların asli unsuru olarak görülür diye düşündük.
Denizcilik ve gemi yapımı camiasında en aktif ve en girişimci STK olarak DENİZ -DER in varolduğunu düşündük .
Katıldığımız her platformda DENİZ-DER Başkanımız Sn. Abdullah Demirdöven temsilde ve protokolde her zaman çağrılı olmuştur, katılarak görüşlerimizi açıklamıştır.
.
Bugün karşımıza çıkan gündem bizi son derece üzmüştür
Gönlümüz kırılmıştır .
İBB' ye bağlı çeşitli müdürlüklerin ve iştiraklerin kendi alanlarında yaptıkları çalıştay veya başka isimler adı altındaki tüm toplantılara alanlarındaki tüm STK, Dernek, Topluluk ile diğer kurum ve oluşumların , kişilerin çağrıldığını ; görüşlerini açıklamalarına fırsat verildiğini ve olanak oluşturulduğunu görmekteyiz.
Deklere edilen Deniz Çalıştayı davetiyesi ve programına baktığımızda hayal kırıklığımız daha çok artıyor .
11 Aralık 1455 Tarihinde Tersane-Amire'nin temelinin atıldığı gerçeğinin üstü kapatılıyor
Bu tarihin bugün 564 . yıldönümü .
Tersane-i Amirenin 564. yıldönümü.
.
Haliç Tersanesi ; Tersane-i Amire'nin kalabilen son kalesi
.
Bugün mülkiyeti İBB 'ye ait
Şehir Hatları genel müdürlüğü o adreste bulunuyor .
.
Daha fazla sorgulamak istemiyoruz.
Bizim elbette bu gelişmelere ilişkin çok derin ve detaylı öngörülerimiz bulunmaktadır .
İBB'nin AKP yönetiminde olduğu dönemlerde ''Haliç Tersanesinde'' Tersane-i Amire toplantıları ve Tersaneciler Pilav günleri DENİZ-DER Başkanı Ali Can beyin önderliğinde yapıldı.
Tersanecilerin duayeni olarak Ali Can bey her zaman, her toplantıda ve platformda saygı gösterilerek onurlandırılmış, görüşlerine ve deneyimlerine değer verilmiştir
Bugün yapılanlar ortadadır.
Deniz-Der yönetimi olarak aldığımız karar gereği ;
Haliç ''Dayanışması '' , tırnak içinde dayanışma kelimesine bizim yüklediğimiz anlamlar çok büyüktür .
Ancak bugün ne dayanışma ne de herhangi bir başka olumlu konunun kalmadığını, çürüdüğünü, yok olduğunu düşünüyor,
Ve Haliç dayanışmasından çekildiğimizi deklere ediyoruz
DENİZ-DER YÖNETİM KURULU haydar yılmaz
HALİÇ DAYANIŞMASI HABER
İBB DEPREM ÇALIŞTAYI ELEŞTİRİ- YORUMLAR SES KAYDI İÇİN TIKLAYINIZ
YORUMLAR
SERMAYE; TEMSİLCİLERİ ARACILIĞI İLE MERKEZİ VE YEREL YÖNETİMLERİ ETKİ ALTINA ALMA YÖNTEMLERİNİ HER ZAMAN KULLANIR (!)
İSTANBUL KENT İÇİ ULAŞIMINDA; ASLA ÇÖZÜM OLMAYAN, BİLAKİS YENİ SORUNLAR GETİREN "METROBÜS"Ü, DÜN AKP'Lİ YEREL YÖNETİMLERE ÖNERİP HARARETLE SAVUNANLARIN; BU GÜN DENİZ ULAŞIMI İÇİN ÖNERİ VE SAVUNMALARI, KENTİN VE HALKIN ÇIKARLARINDAN YANA OLABİLİR Mİ (?)
METROBÜS SİSTEMİ; İSTANBUL KENT İÇİ ULAŞIMI İÇİN NEDEN ÇÖZÜM DEĞİLDİR (!)
* 15 milyon nüfusu itibarıyla 26 batı Avrupa ülkesinden büyük olan İstanbul'da; nüfusun tamamına yakın sayıda yolculuk sayısı vardır.
* Bilimi dışlayan, "rantçı" anlayış ile Avrupa yakasında Beylik düzü ve Asya yakasında Söğütlü çeşme arasında
E- 5 ( D 100) kara yolunun, güvenlik şeritleri alınarak oluşturulan, 40 km lik özel yolda, 590 araç ile hizmet veren “Metrobüs Sistemi” nin; kent içinde taşınan toplam yolculuk içindeki payı % 5 civarındadır.
- Metrobüs sistemi; yatırım maliyeti ve işletme giderleri dikkate alındığında kendi içinde yetersizdir.
- Metrobüs sistemi; kapasitesi itibarı ile talebi karşılayacak düzeyde değildir.
* Dar metrobüs yolu, kazalara davetiye çıkartır oldu.
Üstelik Metrobüs sisteminde çalışan araçlardan biri bozulunca sistem çöküyor.
- E-5 Karayolu güvenlik şeritlerinin alınarak, metrobüs sistemine tahsis edilmiş olmasına bağlı olarak; motorlu taşıtlara ayrılan yolun daralmış olması, Güzergâhın ters olması;
kaza boyutunu / riskini artıracak bir durumdur.
- Bu durum ; can kaybı ve yaralanmalar ile maddi zararlara sonuçlanan trafik kazalarına neden olmaktadır.
- Gerek trafik kazaları, gerekse metrobüs sistemi yolcu taşıma araçlarından birinin bozulması halinde sistem çöküyor.
* Kentler; içinde yaşayan tüm insanların aynı yeterliliğe sahip olmadıkları göz önünde bulundurarak, kentli nüfusun ihtiyaçları düşünülerek, planlanmalıdır.
- Bu bağlamda; kentte hiç de “azınlık” olmayan yaşlı, çocuk ve engelli nüfusun; engelsiz, güvenli ve rahat yaya ulaşılabilirliği ve erişilebilirliği amaçlanmalıdır.
- E-5 (D 100) kara yolunun her iki yanından, Metrobüs duraklarına, yaya ulaşımını sağlamak için inşa edilen üst geçitlerin; engelli, yaşlı ve bebekleri ile birlikte seyahat etmek isteyenler tarafından kullanılması mümkün değildir.
Hatta söz konusu üst geçitlerin, yağışlı havalarda ,engelsiz olanlar tarafından da kullanılması, imkânsız denilebilecek kadar güçtür.
(http://kentlerdeengelsizyasam.blogspot.com.tr/)
- Metrobüs üst geçitleri; estetik çevre yönünden de kent görünümüne uygun değildir.
- Sonuç olarak; yol, durak, yayaların duraklara ulaşımını sağlayan üst geçitlerinden oluşan alt yapısı ve yolcu taşıma araçlarından oluşan üst yapısı ile Metrobüs sistemi; İstanbul Kent içi Ulaşımı için yeni sorunların kaynağıdır.
* Nüfusun % 1’nin ulusal gelirden % 54 ve nüfusun % 99’ unun ulusal gelirden % 46 pay aldığı,
gelir dağılımının bu denli adaletsiz olduğu ülkemiz de, toplu taşımaya mecbur olan dar gelirli halkımız için;
"Metrobüs Sistemi Yolculuk Ücretlerinin" çok pahalı olduğu, öncelikle belirtilmesi gereken kaçınılmaz bir gerçektir.
* Metrobüs güzergâhı; sistemin ekonomik ve teknik ömrü gözetilerek, bir plan dahilinde mevcut olanlarla entegre olacak şekilde raylı sisteme dönüştürülmelidir (!)
DÜNYANIN ÖNEMLİ METROPOLLERİNDE METRO HATTI UZUNLUKLARI VE
KENT İÇİNDE TAŞINAN TOPLAM YOLCU SAYISI İÇİNDE Kİ PAYLARI:
Londra : 442 km - % 72,
Moskova : 301 km - % 77,
Paris : 214 km - % 87,
Tokyo : 810 km - % 96
New York : 1355 km - % 77
İstanbul’ da; raylı sistem olarak, bu gün 5 metro hattı (M,M2,M3,M4 ve M6), 3 tramvay hattı (T1, T3 ve T4) ile 2 füniküler hattı (F1ve F2) vardır.
İstanbul’ da; yerel yönetimin sorumluluğu ve yönetiminde, tramvay, banliyö (1), hafif metro, metro raylı sistemlerin toplam uzunluğu 170 km ve raylı sistemler ile taşınan yolcu sayısının, toplam yolcu sayısı içindeki payı yüzde 10,17 ve toplu taşıma içindeki payı ise yüzde 19 dur.
İSTANBUL’DA KENT içi ULAŞIMI ve TRAFİK
KARŞILAŞILAN SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ /
http://kenticiulasim.blogspot.com.tr/
ÇAĞDAŞ KENTLERDE YAYA VE ENGELLİ ULAŞIMI
http://yayaulasimi.blogspot.com.tr/
ÇAĞDAŞ KENTLERDE YAYA VE ENGELLİ ULAŞIMI
ENGELSİZ YAŞAM İÇİN TASARIMLAR
http://kentlerdeengelsizyasam.blogspot.com.tr/
https://www.facebook.com/groups/834140826765245/
KENT İÇİ ULAŞIM PROJELERİN
PLANLAMASI VE UYGULAMASINDA
TEMEL KRİTERLER VE ÖNCELİKLER......!
1-) Ulaşım Ana Planı, Karar ve Uygulamaları ;
Öncelikle merkezi ve yerel siyasi yapıların subjektif kararlarına bağlı olarak değişmemeli, kalıcı ve sürekli olmalıdır.
2-) Kent içi Ulaşım Projelerinde;
• Kent coğrafyası ve topoğrafyasına uygun güzergah
• “Arazi kullanımı”,
• ” Yoğunluk”,
• “Sos yo-ekonomik yapı”
• "Yolculuk Talebi" / " Kapasite Arzı" uyumu
İle ilgili eldeki mevcut verilerin analiziyle, kent ölçeğinde öncelikler doğru belirlenerek,
• "Ticari Hız"
• Enerji Verimliliği
yüksek
toplu taşımaya yönelik birbirini tamamlayan ve denge içinde kullanımlarına olanak verecek tarzda ki toplu taşıma sistemlerine, özellikle yolculuk talebinin yoğun olduğu hatlar da raylı sistemlere yer verilmelidir.
3-) Kent içi Ulaşımda temel öznenin insan olduğu asla unutulmamalıdır.
Bu nedenle ulaşım politikalarında temel yaklaşım; taşıtların değil, insanların hareketliliğini öne çıkaran projelerin uygulanmasına yönelik olmalıdır.
4-) Lastik tekerlekli araçlar, özelikle otomobiller için köprü,tünel,tüp geçit vb uygulama projelerinin; İstanbul Kent içi ulaşım ve trafik sorununa asla çözüm getirmeyeceği gibi yeni sorunlar getireceği unutulmamalıdır...!
5-) Kent içi Uygulama Projeleri; kent dokusu ve "Nazım Plan" hedeflerine ve İstanbul'un anayasası kabul gören "1/100 000 Çevre Düzeni Planı"na uygun olmalıdır.
6-) Planlamada kentin kırmızı çizgileri sayılabilecek tarihi, kültürel ve doğal doku, su kaynakları, ormanlar, sit alanları özenle dikkate alınmalıdır.
7-) Projelerin ekonomik ve teknik ömrünün uzun olmasına ve ulusal ekonomiye direkt ve dolaylı katkıda bulunan, ulusal teknoloji ve olanaklarla gerçekleştirilmesine özen gösterilmelidir.
Paket proje adı altında, gereksiz kaynak israfına neden olan, hepsinden önemlisi Ülkenin ulusal onurunu ve mühendislik disiplinlerini rencide eden uygulamalara, izin ve destek verilmemelidir.
8-) Projelerin İlk yatırım maliyeti yüksek olmamalı ve % 100 kredili ile gerçekleştirilmelidir.
9-) Sermayeye kaynak aktarma amaçlı; finans kredisi, araç geçiş kotası devlet tarafından garanti edilmiş " yap - işlet " proje uygulamalarına yönetici, teknokrat, danışman, akademisyen vb. konumlarda asla izin ve destek verilmemelidir.
DENİZ ÇALIŞTAYI
Deniz-Der’in dikkate alınması gerekir olarak saydığı öneriler önemlidir, Haliç Dayanışması’ndan çekilme kararı üzücü ve manidardır.
Haziran 2019’dan beri İBB çalıştay davulu çalıp duruyor, davul tenekeden, halkı aldatmak için yapılan düzmece toplantılar bunlar. Üstelik “...tüm toplantılara alanlarındaki tüm STK, Dernek, Topluluk ile diğer kurum ve oluşumların , kişilerin çağrıldığını; görüşlerini açıklamalarına fırsat verildiğini ve olanak oluşturulduğunu görmekteyiz” zinhar doğru değil! Deniz-Der’in tertiplenen bu toplantıya çağrılmaması da tesadüf değil, çağrılsaydı da yalnızca vitrin mankeni olarak kullanılacaktı. İBB’nin düzmece Adalar Ulaşım Çalıştayı böyle geçiştirildi, bir diğer aldatmaca İstanbul Deprem Çalıştayı böyle sahnelendi. İlki için yeterince yazı yayımlandı, Adalar Postası’nda okuyabilirsiniz. İkincisi İstanbul için çok daha hayatî, çok daha büyük bir aldatmaca, bunu da önceki gün (04.12.2019) Açık Radyo’da yayımlanan Gürhan Ertür’ün Altın Saatler programından dinleyebilirsiniz. (http://acikradyo.com.tr/podcast/220823)
Selamlarımla,