.Allah'ın af etmediğini Af eden gafiller!

Allah'ın emrettiği yolu terk ederek nefislerinin menfaatini
yaşayanlar, Hangi vaatle Dünya ve ahret saadeti ve ebedi
kurtuluşa kavuşacağınızı umuyorsunuz?
En Büyük İftira Şirk
Gerçekten, Allah, Kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz.
Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar,
Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira
etmiş olur.
(Nisa Suresi, 48)
Allah cc. Kendisine iftira atarak yalan söyleyenleri asla af
etmeyeceğini beyan ediyor. Diğer bütün günahlar için bir
bağışlanma kapısı olduğunu açıklarken, İftira ve yalan için
en ufak bir aralık kapı ihtimali olmadığını beyan ediyor.
Biz kullar dünya hayatımızı mümin olarak yaşamak istiyorsak,
Allah’ın cc. ve Resulullah’ın sav. İn gösterdiği istikamette
yaşadığımız takdirde Dünya ve Ahret huzuruna
kavuşabileceğimizi unutmayalım.
Evet, Allah cc. böyle diyor. Resulullah sav. “Aldatanlar
bizden değildir, Yalan ile İman bir gönülde barınmaz “
diyor.
Günümüzde Müslüman toplumlarda bu hassasiyet büyük ölçüde
dikkate alınmadığından dolayı insanlar ve cemaatler İslam’ın
vaat ettiği huzuru ve mutluluğu tesis edemiyor.
Toplumsal güvensizlik hayatımızın her karesini esir almış,
güvensizliğin olmadığı yerde sevgiden, aşktan, mutluluktan
bahsetmenin asla imkânı yoktur.
Bu güvensizlik İnsanlarımızın Dünyasını cehennem yaparken,
ahret istikbalini de büyük tehlikeye sokuyor.
Düşünemiyor, tedbir alamıyoruz, basiretimiz bağlanmış.
Gördüğünü sandığımız gözlerimiz kör, Duyduğunu sandığımız
Kulaklarımız sağır, Konuştuğunu sandığımız dillerimiz Lal
olmuş.
Sebepler üzerinde düşünme yerine muhataplarımızı suçlamayı
tercih ediyoruz ve kendimizin masumluğuna inanıyoruz.
Hayır, yanlış yapıyoruz ve yaptığımız en büyük yanlış bu
hayatı yaşarken Allah’ın cc. Ve Resulullah’ın bizler için
çizdiği yolun prensiplerini hayat nizamı yapmıyoruz.
Öncelikle Allah’ın asla af etmeyeceğini beyan ettiği Yalancı
ve İftiracı kulları çok basit nedenlerle af ediyoruz.
Çoğunlukla af etmek şöyle dursun hoş görmeye devam ediyoruz.
Biz Allah’ı cc. taklit etmekle mükellefiz. Bu nedenle Yalan
ve iftira ile beni mağdur edenleri tövbekâr, nadim olmadıkça
af etmiyorum.
Bana, davranışımın yanlış olduğunu söyleyerek davamdan vaz
geçmemi tembihleyenleri de bu iftiracı ve yalancıların suç
ortağı kabul ederek onlar ile arama uygun mesafe koyuyorum.
Evet, dostlarım İftiracı ve yalancıları af etmiyorum, Bu
şekilde Allah’a ve Resulullah’a itaat ediyorum, Sizi de
aklıselim düşünceye davet ediyorum, Yalancı ve iftiracıları
dost edinmeyin, sizde onlardan olmayın.
Sonuçta mutlaka üzüleceğiniz yanlış toplumsal adetleri terk
ediniz. Ebedi saadete kavuşunuz.Elhamdülillah Rabbim,
Şükürler olsun Allah’ım, Allah’ın selamı üzerine olsun ya
Resulullah sav.
Bir kere inkâra düştün mü yavrum,
Kendini aşmaya yol bulamazsın.
Vehimler şüpheler bozar ruhunu,
Seni kaldıracak el bulamazsın…
Elbet dünya döner, bizde döneriz,
Bir müddet parıldar sonra söneriz…
Yükseklerden enginlere ineriz
Halinden anlayan dil bulamazsın.
Ömür akar gider yokluk gölüne
İnsanoğlu düşmüş serap çölüne
Hayat benzer bir gecelik geline
Kendin gibi akan sel bulamazsın
Ektiğin tohumlar bir türlü bitmez
Müşkülü yenmeye bir ömür yetmez
Kuş olup uçsan da yine kâr etmez
Arayıp konacak dal bulamazsın…
Osman Yüksel Serdengeçti
Ebû Hüreyre (ra) Hz. Ömer ra. dan anlatıyor: “Kadının biri
yanıma geldi ve, “ Benim de tövbe etmem mümkün mü? Ben zinâ
ettim, zinâ mahsûlü çocuğumu da öldürdüm, dedi. “Hayır,
senin tövben kabul edilmez.” dedim. Kadın kalktı, ah vah
ederek “Vah başıma gelenlere! Bu güzellik ateşte yakılmak
için mi yaratılmış?” diyerek gitti.
Ertesi gün Resûlullah ile birlikte sabah namazını kıldıktan
sonra durumu kendisine anlattım. Resûli Ekrem: “Ne fenâ
söylemişsin! Sen Allah’ın: ‘Onlar, Allah’la beraber başka
bir tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın muhterem kıldığı bir canı
haksız yere öldürmezler. Zina etmezler. Kim de bunları
yaparsa günahının cezasını bulur. Kıyamette, o büyük duruşma
gününde onun cezası katmerli olur ve azapta, zillet içinde
ebedî kalır. Ancak şu var ki dönüş yapıp iman edenler güzel
ve makbul işler işleyenler bundan müstesnadır. Allah onların
kötülüklerini iyiliklere, günahlarını sevaplara çevirir.
Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve
ihsanı boldur).’ (Furkan: 68-70) âyetlerini okumuyor musun?”
dedi.
Ben hemen kadını çağırıp kendisine bu âyetleri okudum. Kadın
hemen secdeye kapandı ve: “Benim için çıkış (kurtuluş)
kapısı açan Allah’a hamd olsun, dedi.” (İbn Ebî Hâtim)
Behlûl-Dâne fatihten@gmail.com www.sivilhareket.biz
Daha detaylı bilgi için: http://www.harunyahya.org/imani/sirk.html
|