FATİH BELEDİYESİNDEN BİR OLUMSUZ
İCRAAT DAHA
Fener-Balat
semtleri rehabilitasyonu programı çerçevesinde onarımı
yapılan Boğdan Prensi Dimitri Kantemir’in evi müze ve Sosyal
merkez olarak kullanılacağı Fatih Belediyesi tarafından
açıklanmıştı.
Onarımı geçen yıl bitirilen eski saray'ın bahçesi
"fener Parkı" adı altında düzenlendi. günümüze kadar burada
hiçbir sosyal etkinlik gerçekleştirilmedi.
Çocuk, Eğitim parkı olarak düzenleneceği söylenen Dimitri
Kantemir sarayı bahçesi amacına uygun hala düzenlenmedi.
Bu günlerde binanın bahçe kapısı sağlamlaştırıldı ve
kilitlendi. Bina, müze ve bahçesi bir firmaya kiraya
verildiğini öğrendik. Halbuki burası sosyal faaliyetlerin
hayata geçirileceği bir tesis olacağını belediyemiz
duyurmuştu
(Bakınız)
Belediyemiz ilçemizdeki birçok tesisi
belediye kültür müdürlüğü vasıtasıyla yöneterek halka
ücretsiz hizmet sunması gerekirken, birçok bina ve projeyi
bazı ilgisiz derneklere, kurumlara tahsis ederek buralardan
maksimum sosyal fayda sağlanmasına imkan vermemektedir.
Günümüzde pek çok belediye her semtte
inşa ettiği semt konaklarında halkımıza ücretsiz eğitim,
kültür, sanat, spor, sağlık, muhtarlık gibi hizmetleri
ücretsiz sağlarken, Fatih ilçemizde biz bu hizmetleri
Başkan Dt. Mustafa Demir yönetiminden altıncı yılında henüz
göremedik.
Hükümetimizin sosyal devlet anlayışına
muhalif olan bir yönetimin politikası izleyen Fatih
belediyesinden acilen bu politikasını değiştirmesini, Başta
kültürel ve eğitim alanında mutlaka ücretsiz hizmet
üretmesini beklemekteyiz, Anayasamızda ifadesini açıkça
bulan Türkiye Cumhuriyeti Sosyal hukuk devletidir.
ifadesinin gereğini belediyemizden bekliyoruz.
Basında ve Fatih belediyemizin web
sitesinde konu ile ilgili haberlerden bir demet:
Fener'de Dimitri Kantemir Müzesi açıldı,
Avrupa
Birliği ve Fatih Belediyesi’nin birlikte yürüttüğü "Fener ve
Balat Semtlerinin Rehabilitasyon Programı" çerçevesinde
restore edilen Boğdan Prensi Dimitri Kantemir’in evi müze
olarak açıldı.
Osmanlı döneminde 22 yıl İstanbul’da yaşayan Boğdan Prensi
Dimitri Kantemir’in evi, Avrupa Birliği ve Fatih
Belediyesi’nin otaklaşa yürüttüğü Fener ve Balat Semtlerinin
Rehabilitasyonu Programı kapsamında restore edildi ve
Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu’nun katılımıyla müze
olarak açıldı. Törende İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel
Sekreteri Mesut Pektaş, Ak Parti Milletvekili Prof. Dr.
Mehmet Dülger, AB Türkiye Delegasyonu Eş Başkanı Büyükelçi
Marc Pierini ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de yer
aldı.
Dimitri Kantemir’in Osmanlı döneminde bir süre oturduğu
Fener’deki evinde yapılan törende konuşan Romanya
Cumhurbaşkanı Traian Basescu, müzenin Türkiye Romanya
ilişkilerinin daha da geliştirilmesine ön ayak olacağına
dikkat ç ekerek restorasyon nedeniyle Fatih Belediyesi’ne ve
Avrupa Birliği’ne teşekkür etti.
Fener-Balat bölgesi yenilenerek turizme açılacak
Törende
konuşan AB Türkiye Delegasyonu Eş Başkanı Büyükelçi Marc
Pierini de müzenin kazandırılmasından ve projenin
başarılmasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Fatih
Belediyesi’yle yürütülen rehabilitasyon projesinin tarihi
binaların restorasyonu dışında sosyal amaçları da olduğuna
dikkat çeken Pierini, “Bu program kapsamında katı atık
yönetimi, kadınlara yönelik sosyal merkezler, çocukların
oynayabileceği parklar yapı lacak” dedi. İstanbul’un 2010
Avrupa Kültür Başkenti olduğunu hatırlatan Pierini, bu
nedenle yapılacak Dimitri Kantemir evi gibi renovasyon
projelerinin başka yerlerdeki projelere de örnek
oluşturacağını kaydetti.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ise Fener Balat
Semtlerinin Rehabilitasyon Programı ’nda çok anlamlı bir
aşama kaydedildiğini belirtti. Fatih’in Bizans, Osmanlı
kültürlerinin üzerine kurulu olduğunu, bu nedenle klasik
belediyecilik anlayışının ötesinde yaklaşımlar gerektiğini
dile getiren Mustafa Demir, “Kimi solmaya yüz tutmuş bu
eserler, İstanbul’un siluetinden bir yıldız gibi kayıp
gitmesinler ve başımızın üstünde parlamaya devam etsinler
diye t? ?m imkânlarımızı seferber ediyoruz.” dedi.
Dimitri Kantemir’in 15 yaşında İstanbul’a gelip 22 yıl
kaldığını hatı rlatan Demir, doğu ve batı kültürlerinin
buluşmasında önemli rol oynadığı nı anlattı. Her iki
kültürün felsefesine ve sanatına hakim olan Kantemir’in
kendi icadı nota sistemiyle birçok klasik besteyi yok
olmaktan kurtardığını dile getiren Demir, “Ne mutlu ki bizi
batıya anlatan bu ünlü bilgini tanıtmak fı rsatı da
yüzyıllar sonra Dimitri Kantemir Romen Kültür Enstitüsü’nün
katkılarıyla bize nasip oluyor” diye konuştu.
Törende konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Traian Basescu,
Büyükelçi Marc Pierini ve Mustafa Demir Dimitri Kantemir
evinin bahçesindeki maskı açtı. Protokoldekiler daha sonra
da evin girişindeki kurdeleyi keserek müzenin açılışını
gerçekleş tirdi ve müzeyi gezdi.
Dimitri Kantemir
İstanbul’a 15 yaşındayken gelip 22 yılını burada geçiren ve
18. yüzyıl Türk musikisinin en önemli bestecilerinden olan
Dimitri Kantemir, Doğu ve Batı kültürlerinin buluşmasında
büyük bir rol oynadı. Her iki kültürün felsefesine ve
sanatına da hakim olan Kantemir, eserleriyle İstanbul’un
kültür hayatına kalıcı izler b? ?rakmış bir şahsiyet. Kendi
icadı olan nota sistemi ile birçok klasik besteyi yok
olmaktan kurtardı, Türk musikisi makamlarıyla şarkılar
besteledi ve ileri yaşları nı da Osmanlı kültürünü batıya
tanıtmakla geçirdi.
Dimitri
Kantemiroğlu ya da Dimitrie Cantemir (26 Ekim 1673 - 1723)
Osmanlı Devleti'ne bağlı Boğdan eyaletinin Beyi, Romen
asıllı tarihçi ve yazar, İstanbul'da yaşadığı süre boyunca
Klasik Türk müziğine büyük katkılarda bulunmuş müzik uzmanı.
Dimitri Kantemiroğlu İstanbul'da yaşadığı süre (1687-1710)
boyunca sadece Türk müziği değil, tarih, siyaset, felsefe ve
din konularında da birçok kitap yazdı. Romence/Rumca yazdığı
Divanul sau Gâlceava Înţeleptului cu lumea sau Giudeţul
sufletului cu trupul (1698) (Vücutla Ruh Arasındaki
Anlaşmazlık Konusunda Ulaşılan Hükümün Divanı) felsefi bir
kitaptır. Istoria ieroglifică (1705) Romence yazılmış ilk
roman olarak bilinir.
Rusya’dayken yazarlığa devam eden Kantemiroğlu 1714-1716
yılları arasında Osmanlı tarihi hakkında Latince bir kitap
hazırladı. Batı'da Osmanlı Devleti konusunda oluşan
önyargıların büyük kısmına bu kitabın sebep olduğu ileri
sürülmüştür. Kitap, Avrupa devletlerine Türkler'i yenilgiye
uğratmak için hayati önem taşıyan siyasal ve askeri öğütler
içermekteydi. Çar Büyük Petro kitabın bir an önce Rusça'ya
çevrilmesi için emir verdi. Kitap daha sonra 1734 yılında
İngiltere'de[4], 1743 yılında da Fransa'da[5] yayımlandı.
İngiltere Kraliçesi Caroline'ın uzun süre bu kitabı
başucundan ayırmadığı söylenir.
1714 yılında Berlin Kraliyet Akademisi'nin isteği üzerine
Kantemiroğlu Boğdan'ı coğrafi, etnik ve ekonomik açıdan
tanıtan Descriptio Moldaviae (Boğdan'ın Tasviri) kitabını
yazdı, Boğdan'ın tarihteki ilk haritasını hazırladı.
Roma-Cermen İmparatoru VI. Karl, hizmetleri karşılığında
Kantemiroğlu'nu Roma-Cermen Prensi sıfatıyla onurlandırdı.
Türkiye'deki tartışmalar:
Kantemiroğlu'nun mirasına Türkiye'de hem olumlu, hem de
olumsuz yönlerden bakılmıştır. İstanbul'da yaşadığı dönemde
Türk müziğine ve Türk kültürüne yaptığı katkılar övgü
toplarken, İstanbul'dan ayrıldıktan sonra Osmanlı Devleti'ne
karşı takındığı aşırı düşmanca tutum eleştiri konusu
olmuştur.
1 Aralık 2003'te İstanbul'un Şişli ilçesinde bulunan Maçka
Parkı'na dönemin Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün
öncülüğüyle bir Dimitri Kantemiroğlu büstü konuldu ve parkın
ismi Maçka-Dimitrie Cantemir Parkı olarak değiştirildi.
Transilvanya'nın Romanya'ya katılmasının yıldönümü olduğu
için her yıl Romanya'da Birleşme Günü adı altında bayram
olarak kutlanan 1 Aralık'ta yapılan bu açılış törenine
Romanya Cumhurbaşkanı Ion Iliescu da katıldı.
Kantemiroğlu'nun parktaki bu büstünde aşağıdaki yazı yer
almaktadır:
Dimitrie Cantemir
Romen Prensi (1673-1723) 1698 -1710 yılları arasında
İstanbul'da yaşadı. Tarih ve Musikî araştırmacısı. "Osmanlı
Devleti'nin yükselişi ve gerileyişinin tarihi" adlı bilimsel
eserin yazarı. Bu yere 330. doğum yılı anısına "Maçka -
Dimitrie Cantemir Parkı" adı verilmiştir.
Şişli Belediye Başkanlığı 2003
Büstte, Kantemiroğlu'nun Osmanlı yöneticisiyken Boğdan'ı Rus
Çarı'na gizli antlaşmayla teslim etmesinden bahsedilmemesi,
ertesi yıl Mustafa Sarıgül'ün Romanya Cumhurbaşkanı'nın
elinden Bükreş’te Devlet Üstün Hizmet Madalyası alması ve
Mustafa Sarıgül'ün daha önce Romanya'da fabrikalarının
bulunması Türkiye'de eleştirilere [6] sebep oldu. Nitekim
18. yüzyıl Fransız yazarı Voltaire'in XII. Charles'ın Tarihi
adlı kitabında şu cümleler yer alır [7] Kantemiroğlu hangi
aileden gelirse gelsin tüm varlığını Babıali'ye borçludur.
Beyliğinin beratını henüz almışken velinimeti olan Türk
Padişahı'na, daha çok umut bağladığı Çar'ın yararı için
hainlik etti.
|