|
İstanbul'da XVIII. yüzyılda inşa
edilen külliye.

Sultan III. Mustafa tarafından 1174-1177 (17601764) yılları arasında
yaptırılan külliye cami, imaret, çarşı, dükkânlar, çeşmeler, sebil,
türbe, medrese, han ve mumhaneden oluşmaktadır. Daha sonra külliyeye
bir de muvakkithâne ilâve edilmiştir. 15 Muharrem 1178 (15 Temmuz
1764) tarihli vakfiyesi Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde 642
numaralı defterde kayıtlıdır. Adını Lâleli Baba denilen bir velî
türbesinden alan külliyenin inşasına hassa başmimarı Kara (Hacı)
Ahmed Ağa tarafından başlanmış ve Mehmed Tâhir Ağa tarafından
tamamlanmıştır. 1782'deki yangında külliyenin bazı dükkânları
yanmış, harap olan cami 1197 (1783) ve 1262 (1846) yıllarında tamir
edilmiştir. Külliye yapılarından medrese günümüze ulaşmamıştır.
Farklı yönlerde yuvarlak kemerli dört kapı ile geçişi sağlanan büyük
bir dış avlunun ortasında yer alan cami fevkanî olup taş ve tuğla
örgülü almaşık duvarlara sahiptir. Harimi sekiz destekli büyük bir
kubbe ile örtülü caminin önünde şadırvanlı revaklı bir avlu
bulunmaktadır. Üç yönde yelpaze biçiminde düzenlenmiş merdivenlerle
ulaşılan avlu kapıları yanlarda sütun, köşeli pilastr, başlık ve
silmelerle hareketlendirilmiş olup yuvarlak kemerli açıklıklara
sahiptir. Avluda sütunlara oturan yuvarlak kemerli revaklar on sekiz
kubbe ile örtülmüştür. Alt sırada dikdörtgen, üst sırada yuvarlak
kemerli pencereler vardır. Beş kubbeli son cemaat yeri ortasında
cümle kapısı, iki yanda da caminin dışında yer alan galerilere
geçişi sağlayan birer kapı bulunmaktadır. Her üç kapı yuvarlak
kemerli açıklıklıdır. Cümle kapısı pilastr ve silmelerle
düzenlenmiş, üstte "C S" kıvrımlı bir taçla süslenmiştir. İki yanda
yer alan mihrap nişleri oval formlu geçişlere sahiptir. Üstteki
balkonlar (mükebbireler) "C S" kıvrımlı, oval biçimli taş konsollara
oturmaktadır. Caminin iki yanında yer alan sofalar ikişer aynalı
tonoz ve ikişer oval kubbe ile örtülüdür. Mermer sütunlara oturan ve
on iki yuvarlak kemerle dışa açılan sofaların kıble duvarlarında
birer mihrap nişi vardır.
Cami harimine biri mihrap ekseninde, ikisi kuzeyde yan sofalara
açılan üç yuvarlak kemerli kapıyla geçilmektedir. Harim kıble
istikametinde dikine yerleştirilmiş ve mihrap yönünde biraz
genişletilmiştir. Mekânı Örten ana kubbe sivri kemerler üzerine
oturan ve ikisi kuzeyde serbest, ikisi mihrap sofası köşelerinde,
dördü yanlarda duvar yüzeylerinde toplam sekiz paye ile
taşınmaktadır. Bu kubbe dördü köşelerde, ikisi mihrap ekseninde
olmak üzere altı yarım kubbe ile desteklenmiştir.
Lâleli Camii'nin inşa kitabesi ve içinden bir görünüş kubbeler
diğerlerine göre daha derin tutulmuştur. Kuzeyde son cemaat yeriyle
birleşen iki
köşede birer küçük kubbe vardır. Harım, duvarlar ve kubbe
eteklerinde yer alan beş sıra pencereyle aydınlatılmaktadır. Alt
sıra pencereler dikdörtgen, üst sıra pencereler yuvarlak kemerli
açıklıklıdır. Yan duvarlarda üçüncü sıra pencereler yuvarlak olarak
düzenlenmiştir. Kuzeyde mahfile denk gelen ikinci sıra pencereler de
dikdörtgen biçimindedir. İçeride duvar yüzeyleri serpantin breşi,
pembe breş ve koyu gri renkte taş levhaiaria kaplanmıştır. Özellikle
mahfilin kuzey duvarında iki adet renkli taş kakma pano dikkat
çekicidir. Paye başlıkları hizasından yukarıda yarım kubbelerle ana
kubbenin içi kalem işleriyle süslenmiştir. İki yanda birer sütunla
sınırlandırılmış olan mihrap mermerdir ve mihrap nişi koyu yeşil
renkli taşla kaplanmıştır. Ortada zincirden sarkan, altın yaldızla
yapılmış bir kandil motifi mevcuttur. Nişin üzeri renkli taşlarla
süslenmiş "C S" kıvrımlı bir yaşmağa sahiptir. Mermer minber renkli
taşlarla süslenmiştir. Köşeli pilastrlar ile köşeli yivli
pilastrlann kullanıldığı minberde kapı ve geçiş açıklıkları yuvarlak
kemerlidir. Geçiş açıklıkları üzerinde her iki yönde Sultan III.
Mustafa'nın birer tuğrası işlenmiştir.
Renkli taşlarınkullanıldığı korkuluk ve yan cepheler ise düzdür. Köşk kısmı dört
zarif sütun üzerine yuvarlak kemerli olarak düzenlenmiştir. Etrafı
taçlarla süslenen köşk
on iki gen bir külahla örtülüdür. Ahşap üzerine fildişi kakma vaaz
kürsüsü klasik formdadır. Dört ayak üzerinde kübik gövde kare ve
dikdörtgen panolara bölümlenerek süslenmiştir. Korkulukları düz olan
kürsünün sırt kısmı bitkisel kompozisyonludur. Harimin kuzeyinde
ince zarif sütunlara oturan yuvarlak kemerlerin taşıdığı mahfil" U "
şeklinde yerleştirilmiştir. Cümle kapısının iki yanında yer alan
merdivenlerle ulaşılan mahfilin doğu ucu barok süslemeli kafesli
olup hünkâr mahfili olarak düzenlenmiş, yuvarlak kemerli bir kapı
ile caminin yanında yer alan hünkâr rampasına bağlantı sağlanmıştır.
Hünkâr rampası dışta yuvarlak kemerli bir kapıya sahip olup camiyle
birleştiği köşede bir hela ve bir çeşmeye sahiptir.
Son cemaat yerinin dış köşelerinde iki minare yer almış, çokgen
gövdeli ve tek şerefeli minarelerden doğudaki hünkâr rampası içinden
yükselmiştir. "CS" kıvrımlı, oval formlu profillerle geçişleri
sağlanan şerefelerde düğümlü geçmeli, ajurlu şebekeler vardır. Üstte
XIX. yüzyılda yenilenmiş olan taş külahlar boğumlu ve yivlidir.
Minarelere avlu dışında merdiven sahanlığında yer alan kapılarla
ulaşılmaktadır. Batıdaki minarenin kaidesinde 1193(1779) tarihiyle
iki adet güneş saati mevcuttur.
Revakli avlunun ortasında yer alan şadırvan, sekiz sütuna oturan ve
iki yanı "S" kıvrımlı yuvarlak kemerlerle taşman geniş saçaklı bir
kubbeyle örtülmüştür. Mermer su haznesi yuvarlak olup plastrIarla
bölümlenmiş, her bir yüzey iri yaprak motifli aynalarla işlenmiştir.
Haznenin üstünde barok düzenlemeli, ajurlu, madenî bir şebeke
vardır.
Fevkanî olarak inşa edilen revaklı avlulu caminin altında çarşı
bulunmaktadır. Hünkâr rampası ile Ordu caddesi yönündeki kapıya
doğru biraz genişleyen çarşı dış avluya iki kapı ile bağlanmaktadır.
Biri kuzeydoğuda revaklı avlunun yan merdiveni altında, diğeri batı
yönündeki avlu kapısı önünde yer alan çarşı kapıları yuvarlak
kemerli ve dövme demir kanatlıdır. Batı yönündeki kapı, içinde altı
dükkânın bulunduğu kırık kollu bir koridorla çarşıya bağlanır. Çarşı
cami ve revaklı avlunun temel planına göre düzenlenmiştir. Altta
kalın tutulan duvar ve payeler arasında ahşap bölmeli dükkânlar
vardır. Kalın kemer ve tonozlarla örtülmüş olan çarşı, cami ve
revaklı avlunun beden duvarları altında bulunan yuvarlak kemerli
tepe pencerelerine sahiptir. 1957-1958 yıllarında Ordu caddesinin
genişletilmesi esnasında kotun da düşürülmesiyle bu yöndeki avlu
duvarı üzerinde bir sıra tonozlu dükkân yapılmış, arkada avlunun
altında da çok sayıda dükkân inşa edilerek eski çarşıya
bağlanmıştır. Caminin doğu yönündeki avlu duvarında bulunan
dükkânlar külliye ile birlikte yaptırılmıştır. Kuzeydeki bazı
dükkânlar zamanla ortadan kalkmış ve yerlerine binalar yapılmıştır.
Güneydoğu köşesinde yer alan avlu kapısının solunda iki. sağında
yedi dükkân tuğladan yuvarlak kemerli ve tonoz örtülü olarak
günümüze ulaşmıştır.
Caminin dış avlusunda kuzeybatı köşesinde aşhane-imaret yer
almaktadır. Kareye yakın dikdörtgen planlı bir iç avluya sahip
yapıda fırın, mutfak, yemekhane, kiler ve görevliler için barınma
mekânları vardır. İki yanı birer köşeli sütunla sınırlanan kapı
yuvarlak kemerli açıklığa sahiptir. İç avlu doğu ve kuzey yönden
revaklıdır. Güneyde bulunan fodla fırınına doğudaki revak içinde yer
alan yuvarlak kemerli kapı ile geçilir. Mekân aynalı tonoz ve
pandantiflerle geçişi sağlanan bir kubbe ile Örtülmüştür. Kubbeli
birim avluya üç yuvarlak kemerli pencere ile açılmaktadır. Üç ocaklı
fırında bacalardan ikisi kare, biri sekizgen kesitlidir. Ocakların
üstünde bulunan hamurun yoğrulduğu yer aynalı tonoz örtülüdür.
Fırının bitişiğindeki mekân mutfak olarak düzenlenmiş olup buraya
avluda pahlı köşede yer alan yuvarlak kemerli kapı ile geçilir.
Dikdörtgen planlı mekân, ortada bir payenin dört yönde kemerlerle
bağlanması ile bölümlenmiştir. İkisi kubbeli, ikisi aynalı tonoz
örtülü yapıda sekizgen kesitli iki baca ile altıgen kesitli iki
aydınlık feneri bulunmaktadır. Batıda yer alan dikdörtgen planlı
mekân yemekhanedir. Kuzeydeki revak içinden yuvarlak kemerli kapı
ile geçilen mekân tonoz örtülüdür ve avluya iki pencere ile
açılmaktadır. Kuzeyde mevcut küçük oda ise kilerdir. Bu yönde revak
içinde bulunan bir merdivenle üst katta yer alan ve görevliler için
ayrılmış olan barınma birimlerine ulaşılmaktadır.
Caminin batısında ayrı bir avlu İçinde bulunan türbe ongen
planlıdır. Pandantiflerle geçişi sağlanan kubbe ile örtülü yapının
önünde üç birimli bir revak vardır. Üç cephesi dışa taşkın olarak
yerleştirilen türbede her cephe iki sıra pencerelidir. Cadde
yönündeki alt sıra pencereler basık kemerli, diğerleri dikdörtgen,
üst sıra pencereler ise yuvarlak kemerli olarak düzenlenmiştir. İçte
bir mihrap, her iki yanında mermer panolar, kapının karşısında
kademi saadet, mihrabın karşısında dolap nişleri bulunmaktadır.
Duvar yüzeyleri alt sıra pencerelerin üst hizasına kadar çinilerle
kaplanmıştır. Bu çiniler XVI. yüzyılın mercan kırmızılı İznik
çinileri olup Üsküdar Sarayı'ndan sökülerek buraya getirilmiştir.
Pencerelerin arasında yer alan iri kitabe kuşağı mekânı
dolanmaktadır. Yukarıda pencere aralarındaki duvar yüzeylerinde
pandantifler ve kubbede kalem işi süslemeler vardır. Yakın zamana
kadar geç devrin kalem işleriyle süslü olan yapıda uygulanan raspa
ile devrine ait bitkisel kompozisyonlu orijinal kalem işleri bir
miktar ortaya çıkarılmıştır.
Türbenin önündeki üç birimli revak ortada kubbe, yanlarda aynalı
tonozla örtülmüştür. Yüksek kaideli zarif sütunlara oturan ve
yuvarlak kemerli açıklıkları bulunan revakın geç dönemde ahşap bir
camekânla kapatılmış olduğu, kemer içlerinin de örülerek sıvandığı
görülmektedir. Türbe içinde sekiz ahşap sanduka mevcuttur. III.
Mustafa ile III. Selim'in dışında III. Mustafa'nın çocukları Şehzade
Sultan, Şerife Havva Sultan, Fatma Sultan ve Beyhan Sultan'ın burada
yattığı bilinmektedir. Türbenin sağında yapıya bitişik olarak kare
planlı bir türbe daha bulunmaktadır. Vakfiyede belirtilen bu yapı,
on mermer sütunla taşınan ve pandantiflerle geçişi sağlanan bir
kubbe ile örtülüdür. Burada III. Mustafa'nın kadınlarından
Aynülhayat Kadın ile III. Selim'in başkadını Lef uzar Kadın
yatmaktadır. Avlunun batısında üzeri aynalı tonoz örtülü bir
türbedar odası mevcuttur. Hazîrede yaklaşık otuz kadar kabir tesbit
edilmiştir. Özellikle avlu duvarı önünde yer alan ve Âdilşah
Kadın'afö. 1218/1803) ait olan kabir madenî şebeke ile bir kafes
gibi düzenlenmiş olup dikkat çekicidir. Bu sebeple 1219 (1804)
yılında nazirenin cami avlusuna bakan cephesinde bir hacet penceresi
açılmıştır.
Ordu caddesi üzerinde dış avlu kapısı yanında yer alan sebil dışa
taşkın beş cepheli olarak düzenlenmiştir. Avludan yuvarlak kemerli
kapı ile Önce kare planlı ve aynalı tonoz örtülü bir ön mekâna, bir
pencere ile hazîreye bakan bu mekândan da yine yuvarlak kemerli bir
kapı ile sebile geçilir. Dilimli cephelere sahip sebil yüksek
gövdeli olup geniş saçaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Altta köşeli
pilastrlarla bölümlenen etek kısmı üstünde zarif altı mermer sütunla
düzenlenen volütlü başlıklı ve "CS" kıvrımlı kemerli cepheler yer
alır. Cephelerdeki madenî şebekeler altı adet su verme açıklığına
sahip olup dikey akslarda yerleştirilen oval kabaralarla ve bunların
etrafında ters düz yerleştirilen barok geçmelerle şekillenmiştir.
Yukarıda köşeli ve yivli pilastrlarla devam eden gövdenin her
yüzünde ikişer satirli kitabeler vardır. Mermer bloklardan oluşan
geniş saçak barok kıvrımlı kompozisyonların alternatif
uygulanmasıyla süslenmiştir. Külliyede üçü devrinden kalma, ikisi
1804'te ilâve edilmiş beş çeşme mevcuttur. Caminin güneydoğu
köşesindeki dış avlu kapısının iki yanında birer çeşme vardır.
Bunlar köşeli pilastrlarla sınırlanan, üstte barok kıvrımlı
tepelikle son bulan zarif çeşmelerdir.
Avlu duvarının doğu yönünde dükkân dizisi arasında bir birim sivri
kemerli çeşme olarak düzenlenmiştir. Mermer ayna taşı dilimli kaş
kemerli olup ortada kabarık rozet, iki yanda servi ağacı motiflidir.
Hazîrenin bulunduğu avlu duvarı üzerinde 1219 (1804) yılında Âdilşah
Kadın için açılmış olan hacet penceresinin iki yanında barok
düzenlemeli ince uzun birer çeşme bulunmaktadır. Dış avluda caminin
doğu yönünde XIX. yüzyıl içinde bir su havuzu inşa edilmiş, fakat
daha sonra yıkılmıştır. Dış avlunun batı yönünde büyük bir su
haznesi mevcuttur. Su haznesinin doğu cephesinde bir sıra abdest
muslukları bulunmaktadır. Kuzeydeki avlu kapısı önünde ise helalar
mevcuttur. Yuvarlak kemerli bir kapıdan helaların bulunduğu alana
geçilir. Üç yönde "U" şeklinde sıralanan on beş hücre yuvarlak
kemerli açıklıklara sahiptir. Dış avlunun batı yönünde rampalı yolun
başlangıcında kareye yakın dikdörtgen planlı bir muvakkithâne
bulunmaktadır. Yapı taş söveli kapı ve pencerelere sahiptir. Bugün
önüne ilâve edilmiş bölümüyle birlikte meşruta olarak
kullanılmaktadır. Yapının külliyeye 17701i yıllarda eklendiği tahmin
edilmektedir.
Külliyenin doğusunda yangında evsiz kalanlar için yaptırılan
Harikzedegân apartmanları bugün otel olarak kullanılmaktadır; bu
binaların yerinde eskiden medrese bulunuyordu. Medresenin temelinin
1760 yılında atıldığı, dokuz odası ve bir dershanesinin olduğu
bilinmektedir. 1894 depreminde harap olan yapı 1911 'de yanmış ve
dört duvar haline gelmiş, daha sonra yerine apartmanlar
yaptırılmıştır. Medresede ayrıca bir kütüphane oluşturulmuştur.
Külliyenin kuzeyinde yer alan han Taşhan olarak tanınmakla beraber
bazı kaynaklarda Sipahiler, Çukur Çeşme, Katırcıoğlu Hanı adlarıyla
da zikredilmiştir. Fethibey caddesi üzerinde bulunan, kesme taş
örgülü cepheye sahip hanın diğer cepheleri taş, tuğla almaşık
örgülüdür. Üç avlulu olarak düzenlenen han iki katlıdır. Cephede
yuvarlak kemerli kapı açıklığı ile önce ince uzun bir koridora, daha
sonra büyük avluya ulaşılır. 27 x 14 m. ölçüsündeki bu büyük avlulu
binanın altında eskiden ahır olarak kullanılan bodrum katı
mevcuttur. İki katlı revakli avluda revaklar beşik tonoz, odalar ise
aynalı tonozludur. Batı yönünde ikinci avlulu bölümle bunun da
güneyinde üçüncü avlulu bölüm yer almıştır. Yapıdaki kemerler
yuvarlak ve tuğladan, payeler kesme taştan kare kesitlidir.
Pencereler dikdörtgen, kapılar ise yuvarlak kemerli açıklıklıdır.
Yapı bugün çarşı olarak kullanılmaktadır. Caminin kuzeyinde dış avlu
duvarına bitişik olarak yer alan bir yapı daha vardır. Mumhâne
olarak tanınan bu yapı, önde açık avlu ile arkada aynalı tonoz
örtülü kapalı bir mekândan oluşmaktadır. Tonozlu mekân önündeki avlu
dışında yandan yuvarlak kemerli bir kapı ve üç yuvarlak kemerli
pencere ile de caminin dış avlusuna açılmaktadır.
Lâleli Camii ve Külliyesi batıdan gelen barok üslûbunun
hâkimiyetinde kendinden önce yapılan Nuruosmaniye Camii'nin aksine
klasik Türk mimarisinden bazı esasların ve izlerin yaşatıldığı bir
eser olarak Türk sanat tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi |