.BU yazım Müslümanlara hitap ediyor.
Kafirler okumasa da olur.

Canları isterse okusunlar. Şimdi sadede gelelim: Biz
Müslümanların ezelde Elest Bezmi’nde Allah ile yapılmış bir
ahd ü misakımız vardır.
Mehmet Şevket Eygi
Bizlere soruldu: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Biz ne
cevap vermiştik? Kur’ân haber veriyor “Kalu Belâ= Evet Sen
elbette bizim Rabbimizsin.”
Biz bu dünyada çok şükür bu ahd ü misakımızı hatırladık,
kalp ile tasdik, lisan ile ikrar ederek mü’min olduk.
Lakin son zamanlarda büyük sayıda Müslüman bu ahd ü misaka
zıt işler yapıyor. İman ediyor ama onun gereklerini hayata
uygulamıyor.
Türkiye’nin şu Müslüman çoğunluğuna bakalım:
Günlük beş vakit namaz terk edilmiş.
Namaz kılan azınlık, cemaati terk etmiş.
Emr-i mâruf ve nehy-i münkeryapılmaz olmuş.
Peygamberimizin Sünnet-i seniyyesine uyulmuyor.
Bir kısmı küfre götüren son derece vahim bid’atler yaygın
hale gelmiş. Aldıran yok.
Fısk ve fücur mütecâsiren ve mütecâhiren (cesurca, küstahça,
açık bir şekilde) işlenir olmuş.
İslâm şeriatının yasaklamış olduğu her türlü kebair (büyük
günah) yaygın şekilde işleniyor.
Riba bütün toplumu istilâ etmiş.
İçki seller gibi, kumar yaygın, lotaryacılık normal bir şey
olmuş.
Tesettür gitmiş hicab ve hayâ yerlerde sürünüyor.
Toplum bir bina ve zina toplumu olmuş.
Para, din iman haline gelmiş.
Ayaklar baş, başlar ayak olmuş.
Müslümanların beytülmali yağmaya verilmiş.
On milyonlarca Müslüman, kâfirleri öylesine taklid eder hale
gelmiş ki, onlar sıçan deliğine girseler Müslümanlar da
girecek.
İrtidat (dinden çıkış) yaygın ve kütlevî hale gelmiş.
Kötülüklerin, fıskların, günah ve isyanların hangi birini
sayayım?
Medreseler kapatıldığı için icazetli ulema sayısı çok
azalmış.
Toplum yeteri kadar uyarılmıyor.
Bu gidişatın sonu felakettir.
Böyle bir toplum nurlu ufuklara değil, karanlık ufuklara
koşar.
Zelzeleler... Su baskınları... Yangınlar... Adam
öldürmeler... Hırsızlık, eşkiyalık...
Anarşi, kaos, savaş...
Kuraklık, açlık, pahalılık...
Yularını şeytana veren bir toplum iflah olmaz.
Târik-i salat ve cemaat olan Müslüman bir toplum necat
bulmaz.
Parayı din gibi seven Müslümanlar iyi Müslüman mıdır kötü
Müslüman mı?
Hem Allah’a iman ettik diyoruz, hem O’nun emirlerini yerine
getirmiyoruz, yasaklarından kaçınmıyoruz.
Hem Kur’ân bizim kitabımız ve düsturumuzdur diyoruz, hem de
ona uymuyoruz.
Hem Peygamber’e (salat ve selam olsun O’na) iman ettik
diyoruz, hem O’nun Sünnetine yapışmıyoruz, yolundan ve
izinden gitmiyoruz.
Hem Müslümanız diyoruz, hem de lüks, israf, gösteriş, aşırı
tüketim, gurur, kibir içinde yaşıyoruz.
Lüks meskenler, lüks yazlıklar, lüks dekorasyon, lüks
binitler, lüks giysiler bizi sarhoş etmiş. Peygamber ve
Ashabı, ondan sonra gelen takvalı ve iyi Müslümanlar nasıl
yaşamışlar, umurumuzda bile değil.
Nice Müslüman Tağut’u, harbî kafirleri destekliyor.
Cuma ezanı okunduktan sonra büyük şehrin sokaklarına,
çarşılarına, meydanlarına, dükkanlarına, nakil vasıtalarına
bakınız. Sanki bayram gibi. Hani Cuma ezanı okununca iş güç
ticaret bırakılıp camiye gidilecekti...
İslâm dini kadar gıybeti şiddetle yasaklayan başka bir din
var mı?.. Şu dünyada bir kısım (yüzde kaç?) Müslümanlar
kadar gıybet yapan, gıybeti seven var mı?
Din bize başımıza bir İmam, bir Emîr, bir Reis seçin
diyor.Bizim bu emirden haberimiz bile yok.
Birtakım dâl ve mudil kimseler “Yahudilik de hak dindir,
Nasranilik de hak dindir. Halen üç hak İbrahimî din vardır.
Bunların bağlıları ehl-i necat ve ehl-i Cennettir” diyor.
İtiraz eden kaç kişi çıkıyor?
Sevgili Müslümanlar, muhterem Müslümanlar!...
Durumumuz iyi değildir, gidişimiz iyiye değildir. Gafleti
bırakalım, hayallerle, boş tesellilerle yatıp uyumayalım.
İslâm aksiyon (amel) dinidir. En kolayı olan beş vakit
namazdan ve bunları cemaatle kılmaktan başlayalım.
Kardeşler arasındaki tefrikalara, nifak ve şikaka son
verelim.
Ahlâkı fesada uğramış bir toplum iflas olmaz. Ahlâkımızı
Kur’ân’a, Sünnete, Sâlih Seleflere uygun hale getirelim.
Başımıza sâlih, muttaki ve ehliyetli bir İmam seçmek
gerektiğine dair yoğun bir propaganda yapalım.
İçimizdeki münafıkları, ajanları, casusları, Haçlı ve
Siyonist uşaklarını, facirleri, fasıkları, mürtedleri,
şeytanları kusalım, dışlayalım.
Ümmet içinde doğruluğu, dürüstlüğü, emaneti, istikameti
hakim kılalım.
Kullardan değil Allah’tan korkalım.
Haram yemeyelim ve yedirtmeyelim. Haram yiyenleri zalimleri,
fasıkları asla desteklemeyelim.
İslâm’a, Şeriat’a, Kur’ân’a, Sünnet’e, Salih seleflere uymaz
ve kendimizi toparlamazsak geleceğimiz çok karanlıktır. |