İstanbul için bilinenleri alt
üst eden tarihi bulgu Yenikapı liman kazıları
İstanbul’u
anlatan cümleler “MÖ 700 kentin kuruluşu...” diye
başlardı ta ki en büyük ulaşım projelerinden
Marmaray-Metro kazıları bu bilgiyi tepetaklak edene
dek...
Yarımadanın
tarihi MÖ 6000’lere kadar indi bu kazılarla. Yaşı 8
bin yıldan büyük bir alan ortaya çıkarıldı. Neolitik
dönem yeni bir devrin başlangıcı. Marmara Denizi
günümüz seviyesinden 15-20 metre daha aşağıda.
Boğazlar oluşmamış henüz. Burada tarım, avcılık ve
balıkçılık yapılan bir kültür yaratılmış. Pişmiş
toprak ve çakmak taşı kullanılıyor. Erimeye başlayan
buzullar, su seviyelerinde büyük değişimlere neden
olunca sular 6800-7000 yıl önce Yenikapı’ya ulaştı
ve dolayısıyla bu yerleşim yeri terk edildi.
BATAKLIK GÜNÜMÜZE ULAŞTIRDI
Binlerce yıl denizin dibinde kalan Neolitik köyün
günümüze ulaşmasının sırrı, yanındaki bataklığın
koruyucu bir tabaka oluşturmasında gizli. Deniz
seviyesinin daha da yükselerek Bayrampaşa Deresi
vadisinden (Lykos) içeri girip ikinci haliç
oluşturması doğal bir koy formasyonunu meydana
getirdi. Bu koy önce, MÖ 6-4 yüzyılda, Marmara’dan
Karadeniz’e açılan gemilere sığınak oldu. Deniz
tabanındaki seramikler, Yenikapı Limanı’nın antik
Yunan kentlerinin Karadeniz boyunca koloniler
kurduğu bu devirde de işlevi olduğunu ispatlıyor.
İmparator Konstantin, M.S 330’da başkent yaptığı
şehirde, tıpkı antik Roma’da olduğu gibi halka
bedava tahıl dağıtırdı. Bu tahılların dağıtılması,
taşınması ve depolanması için bir düzenleme gereği
duyan İmparator I.Theodosius, Lykos Deresi’nin
ağzında oluşan derin koya büyük bir liman inşa etti.
II. Theodosius ise tüm şehri hem karadan hem de
denizden kuşatan surları yaptırarak limanı da
korunacak alanlara dahil etti. |
|
|
Zamanla eklenen
iskelelerle başkente yakışır bir liman oldu. Üstelik sadece
tahıl değildi taşınan; şarap, balık ve inşaat malzemeleri de
dahil olur ticari mallara. Liman 641’de, Mısır’ın Arapların
eline geçişiyle önemini kaybetse de 11. yüzyıla dek
kullanıldı. Liman Lykos’un yığdığı millerle doldu ve bir
kısmına yapılar yapıldı. Kazılarda bulunan ve 13. yüzyıla
ait küçük kilise ve yazılı kaynaklar bölgenin Yahudi
mahallesi olduğunu gösteriyor.
15.
yüzyılda, yani Fatih Sultan Mehmet şehri fethettiğinde bölge
tamamen toprakla doluydu ve adı Bizans dönemindeki gibi
Vlanga, Langa’dıydı. Kazılarda Osmanlı dönemine ait pek çok
su kuyusunun yanı sıra sarnıç ve su dolapları da çıktı.
Osmanlı’nın son devrinde önce Küçük Langa olarak bilinen
bostan, liman oldu. Cumhuriyet devrinde ise geri kalan
bostanlar iskana açıldı. Öyle ki bölge kazıların başladığı
zaman çok katlı apartmanlarla doluydu.
600 işçi, 60
arkeolog, yedi mimar, altı restoratör ve altı sanat
tarihçisinin dokuz yıl boyunca çalıştığı alanda toplam 353
bin 624 metreküp toprak elle kazıldı. Deniz seviyesinin 6.3
metre altında ulaşılan, 8000 yıl yaşındaki neolitik yerleşim
İstanbul’un tarih yazılımını değiştirdi. Bu yerleşimin
birkaç metre altından çıkan ayak izleri ise insanlığın ortak
mirası. Bu mirasın çıkarılması kadar korunması ve gelecek
nesillere aktarılması da önemli. 2860 sayılı yasayla kapsam
dışı eserler geri gömülüyor, günümüzden geleceğe madeni para
bırakılarak.
Kazının sağladığı, toplu en büyük tekne koleksiyonu,
arkeobotanik ve zooarkeolojik veriler çok önemli. Binlerce
yıl su altında kalan pek çok sır; farklı hayvan ve bitki
türünün bir arada görüldüğü çeşitlilik, ticaret ve beslenme
alışkanlıklarına dair ipuçlarıyla güzyüzüne çıktı.
Bu kazıdan çıkanlar şu an İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki
Saklı Limandan Hikayeler-Yenikapı’nın Batıkları sergisinde.
25 Aralık’a kadar gezilebilecek olan sergi; kataloğunda da
yazdığı üzere hem kentin ilk sakinlerinden bugüne bir kesit
sunuyor hem de Konstantinopolis’in hayatına dair çok boyutlu
bakış sağlıyor.
DÜNYANIN BİLİNEN EN ESKİ LİMANI
İlk kez antik limana arkeolojik kazı yapılıyor İstanbul
tarihinde. 2004’te başlayan kazılar, büyük bir ‘kurtarma
kazısı’dır. Liman alanı çok büyük. 58 bin metrekareder
fazlası kazılır ki bunun 40 bin metrekaresi elledir. Önce
Osmanlı izlerine ulaşıldı. Ve çok az bir derinlikten geldi
şaşırtıcı ilk haber. Sadece bir metre derinlikte
Konstantinopolis’in en önemli limanını bulundu. Bu, dünyanın
bilinen en eski limanı olan ‘Theodosius Limanı’dır.
BENZER HABERLER:
YENİKAPI MARMARAY KAZI
ALANI DIŞINDA KALAN VE GÖRMEZLİKTEN GELEN ARKEOLOJİK ALANLAR
|