Herkes kaçıyor Neden / Nereye?

Son on yıllarda ülkeden kaçış yoğunlaştı, Kimin, neden, nereye kaçtığından haberimiz bile yok, Çünkü Türkiye'nin örf ve adetleri olan komşuluk arkadaşlık, vatandaşlık algıları değişti. Hukuksal cinayetler akıl almaz örneklerle her gün gözümüze sokuluyor, yeter artık yeter be diyenler çözümü kaçışta buluyor, kendileri için bir Çözüm üretenlerin gönüllerinde bir kanser yarası gibi Vatan hasreti yakmaya devam ediyor. Bu ülkeyi yaşanmaz hale getirenler; Bu yaptıklarınızın hiç hesabı sorulmayacak mı?

Herkes kaçıyor Neden / Nereye?
29 Nisan 2019 - 10:14
Aile içinde başlayan Yalınızlık Toplumun her katmanında varlığını devam ettiriyor, Ülkemiz için çağın şikayeti huzursuzluk, Huzursuzluğun sebebi İnsanlar arası saygı-sevginin tükenmiş olması, Yaşam alanlarına müdahale, Hukukun Adil tecelli etmemesi, Adı konmamış terör baskısı, Dağdan gelenlerin "hunharca yöntemlerle" Bağdakini kovması...!

Söz konusu bu kaçış insanları bireyselleştirdi.

Çeşitli gruplar, Cemaatler, Kurumlardaki ilişkiler menfaata odaklandı. 

Samimi olanlar aldanmaktan bıktığı için kabuğuna çekildi.

Rant+Menfaate odaklı kişiler, Rantsal pazar payları küçüldüğü için hırçınlaşmaya, hukuksuz, zoraki zulüm ve soygunlara, cinayetlere kalkışır oldular.

Bu hukuksuzluk toplumun bütün katmanlarında varlığını ciddi şekilde hissettirdiğini görüyoruz



Mesela ben! 

68 yaşıma geldiğim bu Son 29 yıldır toplumsal kalkınma, mutluluk, daha iyi yönetim, daha samimi komşuluk uğruna ömrümü STK'lar, Siyasi partiler, İslami cemaatlere bütün zamanımı, maddi manevi imkanlarımı verdim.



Az gittim-Uz gittim Bütün 80'li yıllarımı yaşadığım hapishane hayatıma adeta geri döndüm.

Bir farkla hapishanelerde hizmetimizi devlet yapardı, Geçim derdi pek yoktu.

Şimdi bir lokma bir hırka ile yetinerek Yılın %80'inde bol sızma zeytinyağlı esmer pirinçten yaptığım pirinç pilavı, Mahalle sütçüsünden aldığım maalesef yağsız sütü Yoğurt yaparak yaşıyorum, Öğün aralarım organik elma.



Yaşam şartlarımdan şikayetim yok Birde özgür yaşamaya müsaade etseler, Toplumsal ilişkiler nedeniyle Mutlu değilim, Fakat umutvarım, haberimizin öznesi olan (aşağıda videosu olan) Peruda yaşanılan böyle bir hayatı özlemiyor değilim ama.

Benim Perudaki vatandaşlarımızın beklentilerinden farklı hedeflerim var, Ölümden sonraki hayat!

Samimi bir Müslüman olma iddiası ile olumsuzluklar ne kadar acı verici Yoğun olursa olsun Mücadele etmenin en doğru ibadet olduğuna inanıyorum.



Çünkü 150 bine varan Diyanetin namaz memurları sadece namaz kıldırıyorlar, Zaten yaşamadıkları İslamın evrensel kardeşliğine örnek olamıyorlar, kapitalist maddeci menfaat çarkının bir parçası olmuşlar.

Toplumun nereye gittiği, Salt ibadetin ebedi selamet vermeyeceğini biliyorlar, Kendileri de aynı durumda oldukları için Allah'ın cc. Rahman Rahim sıfatlarına güvenip Gayri islami, gayri insanı bir hayatı yaşamaya/yaşatmaya devam ediyorlar. Elbetteki onlarda aldandıklarını biliyorlar Ama!



Bende küçük bir dağ köyüne gidebilirim, Kendi köyüme de gidebilirim, fakat kışın 3-5 hanelik köyde (yazın 40-50 olur), 4-5 bin kişilik ilçede yaşamak Fatihten yaşamaktan çok daha riskli.



Yamyamlara rahmet okutacak derecede millet birbirinin sırtına binmeye, menfaat koparma gayretindeler. Hüsnü zannın tükendiği günümüzde tekrar, Tekrar aldatılmamak için savunma mekanizmaları devreye giriyor, Muhatabın seviyesine düşmemek, aynı sefilliği yaşamamak için kaçmak daha uzağa kaçmak geliyor elimizden.



Fatihte menfaat odaklarından kaçmak Trabzonun dağlarındaki köyden daha kolay.

Kapını kapattığında kimsenin umurunda değilsin, İster 3-5, ister 30-50 daireli bir Apart-Man'da yaşıyor olsan bile.



İnsanlar hayatın dayanışma ile daha rahat daha güzel olacağını unuttu, Doğada Küçücük hamsilerin kendilerine saldıran Köpek balıklarına karşı yumak olmakla devasa bir kütle meydana getirerek köpek balıklarını kaçırdıklarını görmüyorlar, İbret almak istemiyorlar.



Kaçış mağdur olmaktan kurtuluş değildir, mağdur olmamak için yakın çevre ile yumak olmakla mümkün, komşunu tanıyacak, Akrabanı unutmayacak, bir dayanışma içinde olacaksın.



Komşuna Allahın soracağı şeyleri sormayacaksın, Allahın soracağı şeyleri sen kendin yaşayacaksın, Eleştiri yapmayacak, sorulduğunda sadece cevap vereceksin, kendini vaiz kürsüsünde gibi muhatabını bıktırmayacaksın.

İslamda tebliğ esası talep edilmesi halinde ilim verilir Ve yaşamadığımızı tebliğ etmek yasaklanmıştır.



Bakıyorum da Bir haberci olarak son 15 yılım Fatih halkına felaket tellallığı yapmışım, Sulukule, Balat Fener Ayvansaray, Süleymaniye projelerini deşifre edebilmek için canımı tehlikeye atmışım, Hiçbir ulufeyi kabul etmemişim AMA GENELDE KİMSE BANA İNANMADI..! Şimdi yaşadık-Yaşıyoruz.



Biz birbirimizi Allah için sevseydik Ne Fatih belediyesi böyle Rantsal-Soylulaştırma projeleri düşünebilirdi, nede uygulayabilirdi?



İMAN ETMEDEN KURTULUŞA EREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ SEVMEDEN İMAN İMAN ETMİŞ OLMAZSINIZ

şeklindeki Resulullah as. ın nasihatini başta namaz memurlarımız sonra camaat ve vatandaş olarak algılayamadık.



Söz konusu bu video Beni de aldı bir anlık Peruya götürdü, Bir konuşmacının dediği gibi Ülkemizde kaybettiğimiz bütün hasletleri burada yaşıyoruz, Kimse kimsenin ne yaptığı ile ilgilenmiyor, Kimse kimseden menfaat temin etmeye çalışmıyor, Çok basit yaşıyorlar...



Evet israf haramdır ve Müslümanlık iddasında olanlar (Çoğunlukla) korkunç israf yapıyor, Hiçde umursamıyorlar, Hiç endişeri yok, Anlayacağınız Müslüman gibi "şekilde" ibadet yapıyor, Müşrikler gibi tüketiyorlar.



Bir nebze sorumluluk sahibi olarak ne kadar toplumdan soyutlanıyor olsakta, Toplumun bütün sıkıntılarını dert ediyor, Dini, Siyasi, Kültürel, Sanatsal, Toplumsal dejenerasyonu deşifre eden haberlerle milleti uyandırmaya çalışıyoruz.

Susmak mı? Kaçmak mı?, Yoksa bir Hira mağarasına sığınmak mı ikileminde devam ediyoruz..


YORUMLAR

  • 0 Yorum