"İstanbul depremine yönelik "Acil Eylem Planı"
İstanbul Miletvekili Oya Ersoy, 1999 İzmit depreminin ardından yapılması gereken hazırlıkların, alınması gereken önlemlerin ne aşamada olduğunun belirlenmesi, İstanbul’da yaşanacak büyük bir depremin etkilerinin en aza indirilmesi için gereken “Acil Eylem Planı’nın” oluşturulması için meclise araştırma önergesi sundu.
07 Ekim 2019 - 12:01
İstanbul Milletvekili Oya Ersoy:
“İstanbul depremine yönelik “Acil Eylem Planı” oluşturmak için Meclis Araştırması açılsın”
Meclis Araştırması açılması için verilen önergeninnin gerekçe metninde, araştırmaya ve plan oluşturmaya dair ihtiyaç birçok sebep ile meclis başkanlığına sunuldu.
“İstanbul depreme hazır değil!”
26 Eylül günü İstanbul’da meydana gelen 5.8 şiddetindeki depremin ardından, İstanbul’un depreme hazırlıklı olmadığı gözler önüne serildi.
Önergede, 17 Ağustos 1999 İzmit depremi ile büyük yıkım ve kayıplar yaşanmış olmasına rağmen olası İstanbul depremi için hazırlık yapılmadığı, yapılan hazırlıkların da İstanbul gibi bir kent için yeterli olmadığı ifade edildi. İnşaat Mühendisleri Odası’nın çalışmasına göre; 2000 yılından sonra yapılan yapıların da %17’sinin olacak depremin ardından ağır hasar alacağı belirtilirken, 2000 yılı öncesinde yapılan 1 milyon 200 bin yapı hakkında AFAD ve Çevre Şehirlik Bakanlığı’nın bilimsel verisi olmadığının altı çizildi.
“İmar Affı” ile hasarlı yapıya yasal statü
İstanbul gibi bir kentte 7 şiddetinde yaşanacak bir depremin bu koşullarda ciddi yıkımlara ve can kaybına neden olacağını belirten Ersoy; hasar tespit ve önlem çalışmaları yapılması gerekirken, kontroller yapılmadan “İmar Affı” ile para ödenmesi koşuluyla hasarlı yapıların yasal statüye kavuştuğu belirtildi.
Toplanma alanları yerine AVM
Yaklaşık 16 milyon insanı barındıram İstanbul’da toplanma alanları sayısının 493’ten 77’ye düştüğü ve bu 77 toplanma alanının bir kısmının afet durumunda yaşam alanı kurulması için yeterli olmadığı ifade edildi. Ersoy; 1999 depreminin ardından “Afet Acil Eylem Planı” çerçevesinde belirlenen 493 toplanma alanınının imara açıldığını ve bu alanlar yerine rezidands, AVM ve otoparklar yapıldığını dile getirdi.
Deprem vergileri nereye harcandı belli değil!
Marmara depreminin ardından 20 yıldır vatandaşlarımızın birçok hizmet bedelinin içinde deprem vergisi ödediğini belirten Ersoy, bu vergilerin geçmişte de depreme hazırlık için değil duble yollar için harcandığını bizzat bakanın açıkladığını hatırlattı. Ersoy; “AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in deprem vergileri ile alt ve üst yapı çalışmaları yapıldığını, okul ve hastanelerin güçlendirildiğini söylemiş olmasına rağmen, kamu binalarında, okullarda ve hastanelerde oluşan hasarın boyutları düşündürücüdür” dedi. Ersoy; afet sonrası vatandaşların tedavi olmak için hastanelere ulaşmasının yaşamsal önem taşıdığını da ekledi.
Afet anında kullanamayacaksak, GSM şirketleri ne işe yarıyor!
İstanbulluların Özel İletişim Vergisini her hizmet kaleminde ödediğini belirten Ersoy, genel afet durumlarında haberleşmenin yaşamsal olduğunu,herhangi bir yıkım ve can kaybı olmadan bu tarz bir kesinti yaşıyorsak daha büyük afet durumları için GSM şirketlerinin acil önlem planı yapmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.
Meclis Ölümleri İzleyemeyez!
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Başkanının “O Sona Yaklaşıyoruz” açıklaması yapması üzerine Ersoy; “sonumuz yaklaşıyor cümlelerinii duymak istemiyoruz” dedi. Önümüzdeki süreçte yaşanacak deprem için teyakkuzda olması gerekenin merkezi ve yerel yönetimler olduğunu belirten Ersoy; Yaşanacak bir depremde kayıp verilmemesi ve vatandaşların can güvenliğinin alınması için gereken önlemleri almak ve deprem sonrası acil durum yönetimini planlamak gerektiğini ifade etti. Ersoy; sunduğu önerge ile “Meclis ölümleri izleyemez, acilen bir eylem planı yapmalıdır” sözlerini ekledi.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
26 Eylül 2019 tarihinde İstanbul’da yaşanan 5.8 şiddetindeki depremin ardından toplanma alanlarındaki eksiklik, kamu binalarındaki ciddi hasar, neredeyse yirmi dört saat yaşanan iletişim problemi yaşanması beklenen büyük İstanbul depremine hazır olunmadığını göstermiştir. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından yapılması gereken hazırlıkların ve alınması gereken önlemlerin ne aşama olduğunun belirlenmesi, İstanbul’da yaşanacak bir büyük depremin etkilerinin en aza indirilmesi için gereken Acil Eylem Planı’nı oluşturmak amacıyla; Anayasa’nın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca, bir Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz. 07.10.2019
Oya ERSOY
İstanbul Milletvekili
GEREKÇE
İstanbul 24 ve 26 Eylül tarihlerinde yaşanan depremler ile sarsılmıştır. 26 Eylül 2019 tarihinde saat 13.59’da gerçekleşen 5.8 şiddetindeki depremin ardından İstanbul’da yaşayan vatandaşlarımız büyük panik ve korku yaşamıştır. Depremin ardından İstanbul’da ortaya çıkan tablo, İstanbul’un beklenen ve bilim insanları tarafından öngörülen yedi ve üzerindeki bir şiddette yaşanacak olan depreme hazır olmadığını gözler önüne sermiştir.
Deprem yarattığı yer hareketiyle üzerinde bulunan tüm yapıları sarsan bir etkiye sahiptir. Güvenli yapılar ve planlı bir kent inşa edilemeden deprem güvenliğini sağlamak mümkün olmamaktadır. Deprem bölgelerinde oluşturulacak yapıların statik koşulları deprem yönetmeliği ile belirlenmektedir. Bu koşullara göre hazırlanmış olan nitelikli yapılar depremde oluşacak hasar ve kayıp riskini azaltmaktadır.
17 Ağustos 1999 İzmit depremi ile büyük yıkım ve kayıplar yaşanmasının ardından olası İstanbul depremine için hazırlık yapılmadığı, yapılan hazırlıkların da İstanbul gibi büyük bir kent için yeterli olmadığı bilim insanları, meslek odaları ve mühendisler tarafından açıkça ifade edilmektedir.
Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde bulunan ve kentleşmenin kıyılarda yoğunlaştığı İstanbul için yaklaşık 7 şiddetinde bir deprem önlem alınmadığı durumda ciddi yıkımlara ve can kayıplarına sebep olacaktır. Marmara depreminin ardından hasarlı yapılara ilişkin çalışma, nitelikli düzeyde yapılmamıştır. Hasar tespit ve önlem çalışmaları yapılması gerekirken Mayıs 2018’de çıkarılan “İmar Affı” ile gerekli kontroller yapılmadan birçok hasarlı yapı para ödenmesi koşuluyla yasal statüye sahip olmuştur.
İstanbul gibi yaklaşık 16 milyon insanı barındıran bir şehirde deprem sonrası toplanma alanlarının sayısı yalnızca 77’dir. 1999 depreminin ardından ‘Afet Acil Eylem Planı’ çerçevesinden belirlenen 493 toplanma alanı imara açılmış ve yerine rezidans, AVM ve otopark inşa edilmiştir. Deprem sonrası toplanma alanlarının ise üzerinde geçici kentlerin kurulabileceği, insanların asgari düzeyde yaşamlarını devam ettirecekleri ihtiyaçlarını karşılayabilir düzeyde olması gerekmektedir. Ancak İstanbul’daki toplanma alanlarının bir kısmı bu imkânların yaratılamayacağı durumdadır.
Marmara depreminin ardından vatandaşlarımız 20 yıldır birçok hizmet bedelinin içinde deprem vergisi ödemektedir. Toplanan vergiler ile tüm Türkiye’de yaşanacak depremlere ilişkin önlemler alınması gerekirken bu vergilerin depreme hazırlık için değil başka projeler için harcandığı geçmişte bizzat bakanlar tarafından açıklanmıştır. Van depreminin ardından dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in deprem vergileri ile duble yollar yapıldığını açıklaması toplum hafızasında yerini korumaktadır. AKP Sözcüsü Ömer Çelik yaptığı açıklamada vergiler ile alt yapı ve üst yapı çalışması yaparak depreme dayanıklı yapılar yaptıklarını belirtse de 26 Eylül günü yaşanan depremin ardından ciddi hasarlar oluşması üzerine kamu binaları boşaltılmış, okullar valilik kararıyla boşaltılmış ve hastanelerde ciddi hasarlar oluşmuştur. Kamu binalarının depreme karşı güvenli oluşu tartışılmaz bir gerçek olmalı, başta hastaneler, okullar deprem sonrası işlevini yerine getirebilmelidir.
Genel olarak afet durumlarında ilk müdahale anında ve sonrasında gerekli haberleşme olanaklarının sağlanması da yaşamsal bir öneme sahiptir. 26 Eylül’de gerçekleşen depremin ardından İstanbul’da cep telefonları neredeyse bir sonraki güne kadar ulaşılamaz hale gelmiş, vatandaşlar yakınlarına ulaşamamıştır. Herhangi bir yıkım ve can kaybı yaşanmamasına rağmen haberleşmede yaşanan bu problem, olası İstanbul depremine telekomünikasyon şirketlerinin hazır olmadığını göstermektedir
İstanbul depremi ile ilgili olarak; 1999’da yaşanan Marmara Depreminin ardından depreme yönelik çalışmalarda hangi aşamalara gelindiğini tespit etmek, alınması gereken önlemlere ilişkin Acil Eylem Planı oluşturmak, depremin etkilerini en aza indirme çalışmaları yapmak aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve sorumluluğundadır.
“İstanbul depremine yönelik “Acil Eylem Planı” oluşturmak için Meclis Araştırması açılsın”
Meclis Araştırması açılması için verilen önergeninnin gerekçe metninde, araştırmaya ve plan oluşturmaya dair ihtiyaç birçok sebep ile meclis başkanlığına sunuldu.
“İstanbul depreme hazır değil!”
26 Eylül günü İstanbul’da meydana gelen 5.8 şiddetindeki depremin ardından, İstanbul’un depreme hazırlıklı olmadığı gözler önüne serildi.
Önergede, 17 Ağustos 1999 İzmit depremi ile büyük yıkım ve kayıplar yaşanmış olmasına rağmen olası İstanbul depremi için hazırlık yapılmadığı, yapılan hazırlıkların da İstanbul gibi bir kent için yeterli olmadığı ifade edildi. İnşaat Mühendisleri Odası’nın çalışmasına göre; 2000 yılından sonra yapılan yapıların da %17’sinin olacak depremin ardından ağır hasar alacağı belirtilirken, 2000 yılı öncesinde yapılan 1 milyon 200 bin yapı hakkında AFAD ve Çevre Şehirlik Bakanlığı’nın bilimsel verisi olmadığının altı çizildi.
“İmar Affı” ile hasarlı yapıya yasal statü
İstanbul gibi bir kentte 7 şiddetinde yaşanacak bir depremin bu koşullarda ciddi yıkımlara ve can kaybına neden olacağını belirten Ersoy; hasar tespit ve önlem çalışmaları yapılması gerekirken, kontroller yapılmadan “İmar Affı” ile para ödenmesi koşuluyla hasarlı yapıların yasal statüye kavuştuğu belirtildi.
Toplanma alanları yerine AVM
Yaklaşık 16 milyon insanı barındıram İstanbul’da toplanma alanları sayısının 493’ten 77’ye düştüğü ve bu 77 toplanma alanının bir kısmının afet durumunda yaşam alanı kurulması için yeterli olmadığı ifade edildi. Ersoy; 1999 depreminin ardından “Afet Acil Eylem Planı” çerçevesinde belirlenen 493 toplanma alanınının imara açıldığını ve bu alanlar yerine rezidands, AVM ve otoparklar yapıldığını dile getirdi.
Deprem vergileri nereye harcandı belli değil!
Marmara depreminin ardından 20 yıldır vatandaşlarımızın birçok hizmet bedelinin içinde deprem vergisi ödediğini belirten Ersoy, bu vergilerin geçmişte de depreme hazırlık için değil duble yollar için harcandığını bizzat bakanın açıkladığını hatırlattı. Ersoy; “AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in deprem vergileri ile alt ve üst yapı çalışmaları yapıldığını, okul ve hastanelerin güçlendirildiğini söylemiş olmasına rağmen, kamu binalarında, okullarda ve hastanelerde oluşan hasarın boyutları düşündürücüdür” dedi. Ersoy; afet sonrası vatandaşların tedavi olmak için hastanelere ulaşmasının yaşamsal önem taşıdığını da ekledi.
Afet anında kullanamayacaksak, GSM şirketleri ne işe yarıyor!
İstanbulluların Özel İletişim Vergisini her hizmet kaleminde ödediğini belirten Ersoy, genel afet durumlarında haberleşmenin yaşamsal olduğunu,herhangi bir yıkım ve can kaybı olmadan bu tarz bir kesinti yaşıyorsak daha büyük afet durumları için GSM şirketlerinin acil önlem planı yapmasının sağlanması gerektiğini ifade etti.
Meclis Ölümleri İzleyemeyez!
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Başkanının “O Sona Yaklaşıyoruz” açıklaması yapması üzerine Ersoy; “sonumuz yaklaşıyor cümlelerinii duymak istemiyoruz” dedi. Önümüzdeki süreçte yaşanacak deprem için teyakkuzda olması gerekenin merkezi ve yerel yönetimler olduğunu belirten Ersoy; Yaşanacak bir depremde kayıp verilmemesi ve vatandaşların can güvenliğinin alınması için gereken önlemleri almak ve deprem sonrası acil durum yönetimini planlamak gerektiğini ifade etti. Ersoy; sunduğu önerge ile “Meclis ölümleri izleyemez, acilen bir eylem planı yapmalıdır” sözlerini ekledi.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
26 Eylül 2019 tarihinde İstanbul’da yaşanan 5.8 şiddetindeki depremin ardından toplanma alanlarındaki eksiklik, kamu binalarındaki ciddi hasar, neredeyse yirmi dört saat yaşanan iletişim problemi yaşanması beklenen büyük İstanbul depremine hazır olunmadığını göstermiştir. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından yapılması gereken hazırlıkların ve alınması gereken önlemlerin ne aşama olduğunun belirlenmesi, İstanbul’da yaşanacak bir büyük depremin etkilerinin en aza indirilmesi için gereken Acil Eylem Planı’nı oluşturmak amacıyla; Anayasa’nın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca, bir Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederiz. 07.10.2019
Oya ERSOY
İstanbul Milletvekili
GEREKÇE
İstanbul 24 ve 26 Eylül tarihlerinde yaşanan depremler ile sarsılmıştır. 26 Eylül 2019 tarihinde saat 13.59’da gerçekleşen 5.8 şiddetindeki depremin ardından İstanbul’da yaşayan vatandaşlarımız büyük panik ve korku yaşamıştır. Depremin ardından İstanbul’da ortaya çıkan tablo, İstanbul’un beklenen ve bilim insanları tarafından öngörülen yedi ve üzerindeki bir şiddette yaşanacak olan depreme hazır olmadığını gözler önüne sermiştir.
Deprem yarattığı yer hareketiyle üzerinde bulunan tüm yapıları sarsan bir etkiye sahiptir. Güvenli yapılar ve planlı bir kent inşa edilemeden deprem güvenliğini sağlamak mümkün olmamaktadır. Deprem bölgelerinde oluşturulacak yapıların statik koşulları deprem yönetmeliği ile belirlenmektedir. Bu koşullara göre hazırlanmış olan nitelikli yapılar depremde oluşacak hasar ve kayıp riskini azaltmaktadır.
17 Ağustos 1999 İzmit depremi ile büyük yıkım ve kayıplar yaşanmasının ardından olası İstanbul depremine için hazırlık yapılmadığı, yapılan hazırlıkların da İstanbul gibi büyük bir kent için yeterli olmadığı bilim insanları, meslek odaları ve mühendisler tarafından açıkça ifade edilmektedir.
Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde bulunan ve kentleşmenin kıyılarda yoğunlaştığı İstanbul için yaklaşık 7 şiddetinde bir deprem önlem alınmadığı durumda ciddi yıkımlara ve can kayıplarına sebep olacaktır. Marmara depreminin ardından hasarlı yapılara ilişkin çalışma, nitelikli düzeyde yapılmamıştır. Hasar tespit ve önlem çalışmaları yapılması gerekirken Mayıs 2018’de çıkarılan “İmar Affı” ile gerekli kontroller yapılmadan birçok hasarlı yapı para ödenmesi koşuluyla yasal statüye sahip olmuştur.
İstanbul gibi yaklaşık 16 milyon insanı barındıran bir şehirde deprem sonrası toplanma alanlarının sayısı yalnızca 77’dir. 1999 depreminin ardından ‘Afet Acil Eylem Planı’ çerçevesinden belirlenen 493 toplanma alanı imara açılmış ve yerine rezidans, AVM ve otopark inşa edilmiştir. Deprem sonrası toplanma alanlarının ise üzerinde geçici kentlerin kurulabileceği, insanların asgari düzeyde yaşamlarını devam ettirecekleri ihtiyaçlarını karşılayabilir düzeyde olması gerekmektedir. Ancak İstanbul’daki toplanma alanlarının bir kısmı bu imkânların yaratılamayacağı durumdadır.
Marmara depreminin ardından vatandaşlarımız 20 yıldır birçok hizmet bedelinin içinde deprem vergisi ödemektedir. Toplanan vergiler ile tüm Türkiye’de yaşanacak depremlere ilişkin önlemler alınması gerekirken bu vergilerin depreme hazırlık için değil başka projeler için harcandığı geçmişte bizzat bakanlar tarafından açıklanmıştır. Van depreminin ardından dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in deprem vergileri ile duble yollar yapıldığını açıklaması toplum hafızasında yerini korumaktadır. AKP Sözcüsü Ömer Çelik yaptığı açıklamada vergiler ile alt yapı ve üst yapı çalışması yaparak depreme dayanıklı yapılar yaptıklarını belirtse de 26 Eylül günü yaşanan depremin ardından ciddi hasarlar oluşması üzerine kamu binaları boşaltılmış, okullar valilik kararıyla boşaltılmış ve hastanelerde ciddi hasarlar oluşmuştur. Kamu binalarının depreme karşı güvenli oluşu tartışılmaz bir gerçek olmalı, başta hastaneler, okullar deprem sonrası işlevini yerine getirebilmelidir.
Genel olarak afet durumlarında ilk müdahale anında ve sonrasında gerekli haberleşme olanaklarının sağlanması da yaşamsal bir öneme sahiptir. 26 Eylül’de gerçekleşen depremin ardından İstanbul’da cep telefonları neredeyse bir sonraki güne kadar ulaşılamaz hale gelmiş, vatandaşlar yakınlarına ulaşamamıştır. Herhangi bir yıkım ve can kaybı yaşanmamasına rağmen haberleşmede yaşanan bu problem, olası İstanbul depremine telekomünikasyon şirketlerinin hazır olmadığını göstermektedir
İstanbul depremi ile ilgili olarak; 1999’da yaşanan Marmara Depreminin ardından depreme yönelik çalışmalarda hangi aşamalara gelindiğini tespit etmek, alınması gereken önlemlere ilişkin Acil Eylem Planı oluşturmak, depremin etkilerini en aza indirme çalışmaları yapmak aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve sorumluluğundadır.
YORUMLAR