(CORONA VİRÜSÜ VE ADALETLİ OLMAK) )


YARDIMLAŞMAK VE DAYANIŞMAK..

(CORONA VİRÜSÜ VE ADALETLİ OLMAK) )

"Huzur kaybolduğunda insanoğlunun bütün sosyal ilişkileri bir hiçtir."

(Romalı Tarihçi Lviy)

Ben ki Sultanların Sultanı, Hakanların başı, krallara tac giydiren, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Karaman’ın, Rum Vilayeti’nin Zülkadriye’nin, Diyarbekir’in, Kürdistan’ın, Azerbaycan’ın, Acem’in, Şam’ın, Haleb’in, Mısır’ın, Mekke’nin, Medine’nin, Kudüs’ün, Arap ülkelerinin ve Yemen’in ve de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın gücüyle sahip olduğum nice ülkelerin Sultanı ve Padişahı olan Sultan Süleyman Han’ım.?

Sen ki Fransa ülkesinin kralı olan Françesko’sun. Kralların sığınağı olan kapıma mektup göndererek ülkenizin işgale uğradığını ve esir edilerek hapse atıldığınızı bildirmişsiniz. Bu durumdan kurtulmak için benden yardım istiyorsunuz. Gönlünüzü ferah tutun ve sakın üzülmeyin. Unutmayın ki esaret, hükümdarlar için hiç de tuhaf bir şey değildir. Bilesiniz ki, atalarımın yaptığı gibi, daima kılıcımla gezen ben de, sefere çıkmaktan ve fetihler yapmaktan çekinmem. Her an savaşmaya hazırım. Sadece Allah’ın dediği olur. Ne yapacağımı elçinizden öğreneceksiniz.

İşte bir Türk Hakan'nın muhteşem lakaplı, Kanuni Sultan Süleyman'ın olması gereken gerçek adaleti ve zülme karşı olan tutumu? Dünya kanun ve nizamlarla yönetilir? İlah-i dinler ve hak Peygamberler de bozulan nizamı ve düzeni yeniden tehsis etmek için yüce Allah (C.C) aldıkları vahiyleri tebliğ edici birer elçidirler. Onlar helak edilen kavimlerin yerine gelen toplulukları yeniden tehvid inancına davet için gönderilmiş elçiler ve Nebilerdir. Şimdi nerede, o kudretli Nemrutlar, Firavunlar, Kisralar; güçlü olan haklı olan demek, değildir. Muhteşem lakaplı, Kanuni Sultan Süleyman Han'a kalmayan bu dünya kime kalmış ki?

"Bizim hükmümüz irademizi elinde tutanın yanında toz zerresi kadar bile değildir." Bu fani dünya'dan büyük Krallar, Sultanlar, Padişahlar ve Komutanlar, geldi geçti, eğer adil olanlar vardı ise ünleriyle, anıldılar, zalimlerse (Nemrut ve Firavun) gibi onlar da kötü şöhretleriyle? Emevilerin ve Abbasilerin zulmüne uğramayan o gün kim vardı? Ya zalim Moğolların ya da Haçlı zihniyetli yarı vahşi Hıristiyanların! Bu gün ki durumundan Corona virüs salgınından ders çıkartmayacaksak ne zaman ders çıkartacağız. Ben yaptım oldu mantığı doğru değildir. İnsanlık tarihi çok büyük olaylara (müsibetlere) şahit olmuştur, adaletli olalım ve mutlaka adil olalım? İnsanlığın da beşeriyetin de gereği budur.

Covid -19 virüsü Çin'nin Wuhan şehrinde çıkmadan önce şöyle dünya genelinde ki olaylara bir bakalım. Yakın tarihimiz de 1990 yılında ABD petrol için Irak'ı işgal etti, 2000'li yıların başında da Saddam Hüseyin iktidarını yıkarak, Irak devletini, ondan kurtardı ve milyonlarca Müslüman kanı döküldü. Irak'da siyasi rejim değişti bölgesel bir Kürt devleti kurulmak için kollar sıvandı. Orta Doğu'da siyonist İsrail ortalığı kasıp kavuruyor? Yıllardır Filistin topraklarında ki işgal ve zulüm son bulmadı. Kutsal şehir Kudüs ve Mescid-i Aksa işgal altında.

Zulüm ve katliam sadece Filistin de değil dünyanın her yerinde devam ediyor. Çin Uygur Türklerine ve Müslümanlara son yıllar da, acımasızca baskılar ve işkenceler ederek onları sindirmeye kalktı? Mübarek kandillerde ve Ramazan ayında bile bu taciz ve tecavüzler devam etti. Yine ABD Mısır ve Libya da ki siyasal iktidarları değiştirerek milyonlarca Müslüman kanının akıtılmasına sebebiyet verdiler. Petrol gelirlerine el koymak için hiç bir zalimlikten geri kalmayanlar şimdi çok basit bir virüsün salgınına teslim oldular.

Özellikle Suriye'de ki Esed zulmüne seyirci kalanlar kendilerini medeni diye tanıtan Avrupa dünyası Suriyeli mültecilere kapılarını kapatırken, vicdan ve merhametin de ortadan kaldırıldığına şahit olduk. Bodrum sahillerine vuran bebek cesetleri bile Avrupa'nın tavrında en ufak bir değişikliğe uğramadı. Öyle zalimleşti ki insanoğlu ve özellikle Müslüman coğrafyası; "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" diyen sevgili efendimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in Hadis-i şeriflerine kulak tıkayarak aç ve sefil Müslümanların dertleriyle hiç ilgilenmediler. Bırakın ekmeklerini bölüşmeyi, kendileri lüks içerisinde yaşarken kimsenin durumunu önemsemediler.

On binlerce kilometre uzaklardan gelerek Orta Doğu coğrafyasını kan gölüne çeviren ABD'ne senin burada ne işin var diyen bir Müslüman devlet çıkmadı? Akıtılan Müslüman kanının hiç mi bir değeri yoktu, mazlumların arkasında durmak, düşküne, kucak açmak bu Müslüman devletlerin ve milletlerin aklına niçin gelmedi. Herkesin bir hesabı varsa yüce Allah (C.C) zalim ve asilere karşı, mutlaka bir hesabı vardır. İşte büyük mucize dünya şimdi bu Pandemik hastalıkla mücadele ediyor.

Ve bu gün Corona virüsü salgınını ile Çin'den sonra Antartika kıtası hariç herkes, onunla mücadele ediyor. Avrupa perişan bir vaziyette, özellikle İtalya, İspanya, Portekiz, Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD Covit -19 virüsü ile başa çıkabilmek için tüm imkanlarını seferber ederek, tedbirler almaya çalışmaktadırlar. Rusya ve Türkiye de bu rüzgar bulutunun içerisinde şimdilik, zor şartlar altın da mücadele etmektedir. Yarın ne olur onu kimse kestiremez, fakat, hani nerede o Ekonomisi, güçlü devletler, dünyayı her, bir şeyi dizayn etmeye çalışanlar. Bir virüs her şeyi teslim aldı? Elbete bizi, virüsün nasıl çıktığı da ilgilendirir fakat bu gün insanlığın düştüğü durum, acziyeti daha çok ilgilendirmektedir.



Çok böbürlenerek her şeyi biz başardık diyerek ne ekolojik bir denge bıraktılar, nede endemik bitki örtüsü türü? Bu arada suları acımasızca kirlettik, doğayı her bir çıkarımız için tahrip ettik, yeşile gelince ona acımasız davrandığımız kadar hiç bir şeye daha böyle acımasız, davranmadık. Ne bekliyorduk bir gün deniz bitecek ve her şeyin kıymetini anlayacağımızın gün gelmeyecekmiydi. Doğanın terazasini bozanlardan tabiat imtimanı alır. İnsanoğlu nasıl bu kadar vahşi olabilir ki; oysa ki insan canlı varlıklar içersinde Eşref-i mahluk olan, yaratılanın ve yaradanın da iftiharıdır. Kendimiz ettik, kendimiz bulduk ve bir virüse teslim olduk ve hayatımız alt - üst oldu? Başta büyük devletler ve bizler çok büyük ekonomik kayıplar yaşadık ve yaşamaya da devam edeceğiz..

Yinede bizler, her şeyi, bilimin ve ilimin rehberliğinde çözeceğiz, böyle salgın bir hastalığı fırsata çevirmek isteyenler de avuçlarını oğuşturarak fırsat kollamaktadırlar. Bizler bilime inanıyoruz ve özellikle Türk doktorları ve sağlık çalışanları ellerinden gelenin en iyisini yapmak için çok büyük gayretler sarf ettiklerini görmekteyiz. Ne stokçularla, fahiş fiyatla mal satmaya çalışanlarla nede Covit -19 virüsünün aşısını buldum diyerek sansasyonel reklam peşinde olanlarla işimiz olmamalıdır. Tüm ülke halkı ve vatandaşlarımız özellikle kardeşliğimize en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günler de birlik ve beraberliğimizi tehsis edelim ve yardımlaşalım? Dayanışmak Necip Türk milletinin ve Müslüman inancının da bir gereğidir.



"Veren el olalım" düşküne ve mağdurlara da kol kanat gerelim..

Ali KARACA

31.03.2020

İSTANBUL