1950’lerin Başbakanlarından Prof. Dr. Şemsettin Günaltay, 1915 yılında İsviçre’de öğrenciliği sırasında ’’Makedonya’da Türk Mezâlimi’’ adlı bir panele katılır ve konuşmacılardan birisinin aynen şunları söylediğini kaydeder:
‘’Yeryüzünden hilâl kalkıp, Hıristiyanlık bütün dünyayı yönetimi altına almadıkça, insanlık mutlu olamaz. Barbar ve kan dökücü bir din olan İslâm ortadan kaldırılmalı. Bütün bunları yapmamızın önündeki en büyük ve tek engel olan Türklerdir. Türkler mutlaka Anadolu’dan çıkartılarak Altay Dağlarının gerisine sürülmelidir....''
Aytunç Altındal, 1990’larda ABD’de bilimsel bir toplantıya katılır. Avrupalı bilim insanlarından birisi konuşma sırasında şu sözleri söyler:
‘’Türklere karşı çok dikkatli olunmalı. Türkiye yok edilmesi gereken askeri, siyâsi ve ekonomik bir güçtür. Bunu en kolay şekilde gerçekleştirmenin yolu ise zaaflarını ve sırlarını bildiğimiz kişileri iktidara taşımaktır’’
Raymond de Lule der ki;
‘’Türkleri kılıçla yenmek mümkün değildir lâkin Türklerden kurtulmamız şarttır. Türklerin yeni yetişen nesillerine tarihini, mili kültürünü, muhteşem törelerini, ahlâki değerlerini unutturmalıyız. Bir diğer önemlisi ise, İslâm felsefesini, Arapçayı öğrenip onların arasına girerek veya da içlerinden bulduğumuz İlâhiyatçılarla onların İslâm inançlarını ve itikatlarını sarsmalıyız. Müslümanlığın gelişmesini durdurmak zorundayız’’
BOP Eşbaşkanlığını ve televizyonda ‘’Peygambere selâvat getirmek, ölüye Kur’an okumak yoktur, Miraç, kandil yoktur, Sünnetler önemsizdir’’ şeklinde sapıkça konuşan Prof. etiketli İlâhiyatçıları bu çerçevede düşünün.
Buradan Müslüman kılıklı züppelere sesleniyorum;
Müslüman olduğunuzu söyler, İslâm'ı dilinizden düşürmezsiniz lâkin Hıristiyan dünyasının İslâm'ın tek koruyucusu olarak gördükleri Türklere düşmansınız. Bu ne yüzsüzlük, bu ne ahlâksızlık böyle?
26 Ocak 2020
ORHAN KILIÇOĞLU