FIKRALAR: 5


BENZIN
Temel arabasiyla giderken sehrin yakininda bir köyde benzini biter.
Ulan ne yapsam da sehirdeki benzinciye kadar idare etsem der.
Aklina depoya isersem sehre kadar idare ederim fikri gelir.
Temel depoya iserken köylülerden biri bunu görür.
Köylü, kendi kendine "Ulan bu adam ne yapiyor?" der ve temelin yanina yaklasir.
Temele:
-"Hemsehrum senin bu yaptigun normal midur?" diye sorar.
Temel adama döner:

-"Hayir kursunsuz"
 
SARHOS
Temel iyice içmis, gecenin ikisinde kapisinin önüne gelmis.
Anahtarini çikarip, kapiyi açmaya çalismis. Ama anahtar deligini bir türlü bulamiyor.
Tikirti üzerine karisi balkona çikar. Temel'i asagida görünce:
-"Ula Temel, hacan anahtarumi kaybettun?. Saa anahtari atayum mi?"
Temel hafiften basini yukari kaldirip:

-"Yok karicugum. Anahtarum vardur. Sen baa bi deluk at.!"

PENGUEN
Bir gün Temel bir penguene tasma takmis ve onu köpek gibi gezdirmeye baslamis.
Yolda Temel'i gören bir hayvansever:
-"Ne yapiyorsunuz siz? Yazik degil mi bu hayvana! Çabuk bu pengueni hayvanat bahçesine götürün.." demis
Aradan 1-2 saat geçmis. Hayvansever ile Temel ve penguen yine yolda karsilasmislar.
Adam Temel'e neden hayvanat bahçesine götürmedigini sorunca :

-"Hayvanat bahçesine götürdüm. Simdi sinemaya götürüyorum."

ESKIYA
Önlerini birden eskiyalar kesmis, eger isimleri akrabalarinin isimlerinden degilse öldüreceklermis.
Temel'e demis ki:
-"Senin adin ne?"
-"Adim Temel"
-"Tamam, seni öldürecem."
Sira Fadime'ye gelmis;
-"Senin adin ne?"
-"Fadime" demis
Sira yine Temel'e gelmis
-"Senin adin neydi?"

-"Adim Temel de kahvede Fadime diyular"
 
DAHI LAZ
Dünya Genetik Projeler Yarismasi yapiliyormus. Tüm ülkelerden genetik
profesörleri yarismaya çalismalari ile katilmis. Ilk Fransiz profesörün
çalismasinin basina gelmisler. Jüri baskani çalismasinin ne oldugunu
sormus.
Fransiz profesör baslamis anlatmaya:
-"Ben inek genleri ile tavuk genlerini birlestirdim, Ortaya çikan mahlukatin eti kirmizi et kadar lezzetli, beyaz
et kadar saglikli oldu" demis..
Ardindan diger çalismalari ülke ülke gezmeye baslamislar. Sira gelmis Türkiye'den bizim Laz profesöre,
Jüri baskani:
-"Sizin çalismaniz nedir?" diye sormus.
Laz profesör anlatmis:
-"Ben demis, karpuz genleri ile hamamböcegi genlerini birlestirdim!"
Birden tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmus ve baskan Laz profesöre :
-"Bu çalisma ne ise yarar?" diye sormus.
Laz profesör:

-"Acayip ise yariyor, karpuzu kesiyosun, çekirdekleri kaçisiyoo"

HAMAMBOCEGI
Fikra gibi bir gercek hikaye.

Istanbul Çemberlitas'da 20 elamanli bir kuyumcu atölyesi isleten bir isverenim.
Geçen yaz gece mesailerimiz bir hayli çoktu, benim öyküm yemekle ilgili.
Elemanlarima rizeli çok sevdigimiz büfeci arkadasimizdan sosisli patades söylüyorduk
ama gel gelelim elemanlarimiz patadesin içinden hamam böceginin çiktigini söylediler.
Ben büfeci arkadasi çagrip ikaz ettim.

Bir gün sonra tekrar ayni yigecegi ayni büfecimize söyledim.
On dakka sonra elemanlarimdan bir tanesi elinde patades kizartmasiyla bana geldi ve
içinde kizartma olmus hamam böcegine rastladim.
Hemen yanima büfeciyi çagirdim ve sordum ne is büfecinin cevabi:

-"Abi kusura bakma o kadar temizlemistim gene de kalmis ha!"

KOLA MAKINASI
Temel ile Dursun amerikaya gitmisler
Hava alaninda dursun çantalarla ilgilenirken Temel de etrafi geziniyormus.
Bakmis bi kola makinasi, baslamis para atmaya.
Bu sirada isi biten Dursun bi bakmis ki Temel kola makinesine para atip kola aliyo
Etrafinda yüzlerce kola kutusu. Hemen kosmus yanina.
"Na'piyosun!!" demeye kalmamis, Temel basmis cevabi:

-"Karisma bugün sansim çok iyi."

VERGI
Bizim Temel uluslararasi ekonomi toplantisina katilir...
Devletin topladigi vergi dagilimini tartisirlar...
Konusmacilardan biri Amerikali, biri Avrupali, biri de Temel..
Ortaya bir fikir atilir... Halktan toplanan vergiler nasil dagilim yapilacak.

Amerikan vatandasi söz alir:
-"Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladigimiz vergileri havaya atariz... Çizginin soluna düsen paralari halka hizmet olarak geri veririz, sag tarafta kalan devlete kalir, yatirim yapariz..."

Derken Avrupali söz alir ve:
-"Bizim Avrupa’da baska ama ona benzer bir uygulama yapariz... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atariz. Dairenin disinda kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düsenleri devlet harcamalarina kullaniriz... "

Sira bizim Temel’e gelir ve baslar anlatmaya:

-"Ula usaklar ne güzel anlattunuz. Keske bizda sizun çirkefluklerunuzi degil da habu çaliskanlugunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamiz yok... Bizde daha kisa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düsenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner..."

MUTEAHIT TEMEL
Bizim Temel, Amerikali ve İngiliz’le telefon diregi dikme ihalesine girmis. Müdür söyle bir öneri getirmis:
-"Hepiniz ayni teklifi verdiniz ama bizim için sürat önemli. Bir yarisma yapalim, kim daha çok direk dikerse ihaleyi o alacak..."
Üçüne de 5 saat süre ve yeterince direk verilmis. Amerikali 40, Ingiliz 50, Temel de sadece 4 direk dikmis. Müdür kizmis:
-"Nasil olur, bak digerleri bir sürü direk dikmis??..."

-"Mudür bey siz onlarin diktugu direkleri görmedunuz... Nerdeyse tamami disarda..."

HALINE SUKRET
Dursun, çok feci bir trafik kazasi geçirir...
Koma halinde hastaneye kaldirirlar. Tedavi olurken kendine gelir.
Yataginda bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabilesir.
Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:

-"Ben tek kolla nasil yasarum simdi!?"
Diye bagirip çagirir. Kendini hastanenin penceresinden atip intihar edecegini söyler.
Doktorlar basina toplanir, bakarlar Dursun ciddi, baslarlar nasihata:
-"Bak evladim, insan tek kolla da yasayabilir, ölmedigine sükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yil Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmistik... Ama o senin gibi bagirip, hastaneyi birbirine katmadi. simdi de gül gibi yasayip gidiyor. İnanmazsan git de bak."
Dursun, bir an sakinlesir, gider yukari mahallede Temel'i bulur.
Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kivir kivir oynuyor,
hem de nasil oynuyor...
Bizim Dursun'un kafasi karisir ve hayretle Temel'e yaklasir:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edecegidum.
Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karsi teselli oldum...
su dünyanin haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum,
sense iki koli yok göbek ataysun..."

Derken, Bizim Temel patlar:

-"Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sirtim fena halde kasuniyi... Patlayrum daa."

MARANGOZ TEMEL
Bizim marangoz Temel, ahsap bir binanin restorasyonunda calismaktadir.
Elinde testere ile ikinci katin iskelesinde calisiyorken görünmez bir
kaza meydana gelir ve testereyi kaydirarak bir anda yanlislikla kulagini
keser. Kulak da asagiya düser. Kulagini görmek ümidiyle asagiya bakar ve
orada calisan iscilere seslenir:
"Hey beyler asagilarda bir kulak gördünüz mü?"
Saskin isciler söyle bir etraflarina bakarlar ve kanlar icinde bir kulak
bulup bizim Temel'e gösterirler:
"Bu mu?"
Temel asagi dogru egilip gözlerini kisar:
"Yok yav, benimkinin arkasinda kalem olacakti".
 
BALIKCI
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Kanada'ya da düşer. Kırkyılda bir
Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fısat çıktığını düşünerek buz
tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur.
Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
"Oğlum burada balık yok"
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
"Burada balık yok dedim sana"
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir
"Tanrım, sen misin yoksa"
Ses yeniden duyulur,
"Hayır oğlum ben buz hokeyi pistinin spikeriyim.."
 
ASANSOR
Temelle oğlu İstanbulu hiç görmemişler ve bir iş için oraya giderler.
Küçük köylerinden sonra gördükleri her şeye şaşırır ve hayretler içinde
kalırlar. Taksim'de gezerlerken bir otelin içine girerler. bir bakarlar ki
demirden duvarlar ve bu duvarlar otomatik olarak açılıp kapanabiliyor.
Tabii ki ikisi de şaşırmış.

Temelin oğlu babasına sormuş ;

"Buba bu ne ya?"

Temel hayatında hiç asansör görmediği için bu şekilde yanıtlamış

"Oğlum ben böyle bir şeyi hayatımda görmedim, ne oldugunu bilmiyorum."

İkisi de büyük bir şaşkınlıkla bu duvarlara bakarken 150 kiloluk
şişman bir bayan açılan duvarlardan küçük bir odanın içine girer. Duvarlar
yine kapanır ve numaralar birer birer yükselmeye başlar. Daha sonra
numaralar küçülmeye başlar. Temel ve oğlu şaşkınlık içindedirler.
Birazdan duvarlar yine açılır ve dışarıya 24 yaşlarında çok güzel,seksi,
zayıf ve sarışın bir bayan çıkar.

Temel gözünü bu bayandan ayırmadan oğluna sessizce ;

"Hemen git anani al ve buraya cetur."
 
POH
Temel ile Dursun güzel bir bahar gününde köyün yüksek bir tepesine
çökmuslar. Manzaranin keyfini çikarirken birden Temel'in gözü
ineklerin otladugu köyün mezarluguna ilismis.
Dursun'a dönmüs ve:

"Ula Dursun! Sen pirgün öleceksun, sonra seni aha su mezarluga gömeceguz.
Orada topraga karisacaksun. Sonra ot olarak yeniden büyüyeceksun.
Sonra seni su inek yiyecek. Sonra da seni suçacak. Ben de o
pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki "Ula Dursun!! Neydiiiiin ne
oldin?".

Tabii Dursun önce sasirmis ne diyecegini. Sonra o da Temel'e dönmüs:

"Ula Temel sen de pirgün öleceksun. Seni aha su mezarluga gömeceguz.
Orada sen de toprak olacaksun. Sonra ot olarak püyüyeceksun. Sonra seni su
inekler yiyecek. Sonra seni suçacaklar. Ben de o pokun yanuna gidecegum ve
diyecegum ki "Ula Temel! Sen hiç degismeyeceksun!!!"

FADIME'NIN DILEGI
Fıkra bu ya, fadime golfe merak sarmış. Kaybolan topunu
aramak için ormanın derinliklerine doğru ilerlerken yolda
tuzağa düşmüş bir kurbağa görmüş.
Kurbağa konuşmuş:
-"Bayan, beni bu tuzaktan kurtarıirsanız; 3 dileğinizi hemen
yerine getireceğim ."

Bunu duyan Fadime kurbağayı kurtarıp avucunun icine aldı.

"Az kalsın hatırlatmayı unutuyordum." dedi kurbağa. "Dilediğiniz
şey ne olursa olsun; kocan Temel bunun 10 kat fazlasına sahip
olacak"

Fadime
"Önce, dünyanun en güzel kadinu olmak isteyrum" dedi.
Kurbağa Fadime'yi uyardı:
"Unutma ki; Temel de dünyanın en yakışıklısı olacak"
-"Olsun. En güzel kaduni da ben olacağuma göre yine benümle
evlenecektir." dedi ve devam etti. "İkinci olarak da dünyanun
en zengun kadinu olmak isteyrum".
Kurbağa iyice sapıttı.
"Temel'in de senden 10 kat daha zengin olmasına razısın
demek ki" dedi.
-"Evet, o penum kocam. Mallarımuzu ve paramizu ortak olarak
paylaşacağuz."
Sıra üçüncü ve son dileğe gelmişti. Hiç düşünmeden atıldı
Fadime
-"Şimdi de hafüf bir kalp krizu geçirmek isteyrum!"
 
VURDUK ONI
- Babam öldü, demis Temel.
Ilyas sormu?:
- Neden öldü?
- Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü.
- Eyvah parçalandi mi?
- Yok, giristeki bakkain tentesine düsünce oradan
havalanip karsi apartmana yöneldi.
- Apartmana mi çarpti, nasil oldu?
- Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar asili idi.
Çamasir ipine vurup fabrikanyn bahçesine düstü.
- Orada mi öldü?
- Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki
yaylarin üzerine düsüp havalandi yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de
vurduk onu.
 
SAPLAK
Adamin biri sinemaya gider. Tam sinemada film baslarken önüne saçini
kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin
kafasina vurur... Arkasindaki adam bir turlu filmi izleyemez. Adam
içinden "sunun ensesine bi tane yapistirayim" der sonra
"Oglum adam iri yari... Ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanina
Temel oturur..
Adam Temel'e donup "Su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane vur
sana 5 milyon verecem" der. Temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane
yapistirir ve devam eder "Ulan Hasan sen burada miydin" der. Adam donup
"Ne Hasani kardesim" der Temel de "Pardon kardesim karistirdim" der ve
adam onune donunce 5 milyonunu alir.
Adam dayanamaz ve Temel'e donup "Kardes bi tane daha yapistir sana 10
milyon verecem" der. Temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave
eder "Hasan sensin be yeme beni" Adam donup "Hasan degilim kardesim be "
diyip on koltuklardan birine oturur.
Temel'in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami
aramaya baslar ve bulur hemen Temel'e donup "Bak kardesim iste oraya
oturmus. Git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayi
verecem" der. Temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip
ensesine bi tane yapistirip
"Ulan Hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki adami sen sanip ensesine vuruyorum" der...

KAMP
Temel'le Dursun bir gun kamp yapmak icin ormana giderler. Gece
yatarken sinekler isirdiGi icin Temel Dursuna :
- "Ula Tursun battaniyeyi uzerine cekte sinekler isirmasin", der.
Bir aralik Temel gozunu acar ve ates boceklerini gorur. Hemen Dursuna
seslenir :
- "Ula Tursun kalk, sinekler ellerine el fenerlerini almislar bizi
arayiler."
 
JEEP
Temel, dere kenarinda oturuyormus.
Oradan jeeple geçmekte olan bir adam suyun derin olup
olmadigini sormus.
Temel: - Derin degildir geçebilirsin demis. Adamda Temel'e
güvenerek suya jeepiyle girmis.
Jeep bir anda sulara gömülmüs. Kan ter içinde sudan çikan adam
Temel'in yakasina yapismis:
- Hani derin degildi ulan.

Temel : - Abi vallahi benim suçum yok,demin bir ördek
geçiyordu su beline geliyordu.

 
SAHTE PARA
Marketin birine bir turist gelmis bir seyler almis, sonra türk
parasi çikaramamis dolar uzatmis kasadaki adama.
Adam para sahte mi degil mi diye kuskuya düsmüs. Paranin
orasina burasina bakmis.
Evirmis çevirmis anlayamamis sahte olup olmadigini.
Bakmis böyle olmayacak parayi sirada bekleyen Temel'e
uzatmis.

"Bir de sen bak hele" demis.
Temel paranin bir altina bir üstüne bakmis sonra masanin
üstüne atmis ve 'bu para sahte' demis.
Herkes sasirmis, nasil anladin bu kadar çabuk demisler.

Temel de: 'Bunun üstünde Atatürk resmi yok' demis.