ÇAY-KUR, ÖZEL SEKTÖR, MÜSTAHSİL ÜÇLEMESİ


CAY-KUR, ÖZEL SEKTÖR, MÜSTAHSİL ÜÇLEMESI 
(Bütün pencerelerden bakış) 
CAY-KUR: Bütün devlet kurumları gibi bu müessese de, öncelikle bir ticarethane olduğunu ve kâr etmesi gereken kurum olduğunu unutup, "memur" zihniyetli kişiler tarafından yönetilir yıllarca. Sorsanız, bütün üst düzey yöneticileri memurun muhakematı hakkındaki kanunu bilir lakin pazarda neden pay kaybettiğini hesaplayamaz; böylelikle pazardan pay kaybeder.
Yaz sezonunda en fazla 3 ayı sıkı çalışan kurum,5 ayın içerisinde üretim işini tamamlar. Geri kalan 7 ay ise ıvır-zıvır işlerle uğraşır. Kalan yedi ayda geçiçi işçiler zaten çıkartılmıştır ve kalan memur kadrosu da yıllar yılı bu 7 ayı ücretli izin günleri olarak kendilerinin anayasal hakkı bellemiştir. 
Kış boyu yatan bu kadro tam da kampanyanın açılmasına az bir zaman kala ateşlenir, fabrikalarını hazır hale getirmeye çalışır fakat bunu bir türlü gerçekleştiremez. Sistem en az 1 ay sonra tamamen oturur.
Oysa yapılması gereken Amerika'yı yeniden keşfetmek işi değil, basittir: kış boyunca yatmayıp kampanya başlamadan fabrikaları tam faal hale getirecekler.!
Yörede çay her yerde aynı zamanda toplanır hale gelmez; bazı yerlerde erken, bazı yerlerde geç gelir. Erken gelen yere kontenjanı yüksek tutup yöre fabrikalarının işleme kapasitesinden fazla olan çay, yatan fabrikalara aktarılırsa çayın geç gelmesi yüzünden yatan fabrikalar da devreye girmiş olur. 
Bu birkaç günlük tam kapasite çalışma yüzünden müstahsil de rahatlar ve çayını yok pahasına satmak zorunda kalmaz.
Özetlersek: Kurumun tam kapasiteyle sezona girmesi ve böylece en fazla 3 gün kontenjansız alım yapması gerekir. Böylece kotalarının en az yarısını dolduran müstahsilin ipler eline geçer ve serbest piyasa rekabetinde söz sahibi üretici olur.
Bu böyle olmadığı müddetçe her zaman piyasadaki yamyam özel sektör tacirleri müstahsili yer.
ÖZEL SEKTÖR: Bu sektör hiç acıması olmayan, çay bulamadığı zaman fiyat artıran, çay fazla olduğu zaman yok pahasına çayı kapatan ve bunları yaparken din dahil her türlü argümanı kullanan bir acımasız çark. 
Birçok alanda olduğu gibi ticarette de insanları kandırıp hem gönlünü, hem parasını çalmak için dini kullanıyorlar malesef. 
Ve insanlar öyle inanıyor ki bu din tacirlerine, birazcık durumu anlatıp aydınlatmaya kalksan seni dinsiz ilan edip linç ederler.!
Nasıl inanmasın benim saf ve tertemiz insanım; çünkü, adlarında "Şalvar Çay, Nur çay" gibi dini sembolleri kullanıyorlar.
Allah ışığınızı söndürsün inşallah.!
Taban fiyat tonu 3870 lira olan çayı, 2750 liradan almak değil müslümanlıkta, en ilkel dinlerde bile yoktur.
Eksik aldığınız her kuruş haramdır ve inşallah siz dahil bütün neslinizin burnundan fitil fitil çıkacaktır.! 
MÜSTAHSİL: Ey üretici.! Siz de suçlusunuz ve belki de suçun en büyüğü sizde.! Daha önce en fazla 400 ya da 500 kilo olan dekar başı çay satma hakkı devlet tarafından 600 kiloya çıkarılmış ki, zaten çay bahçelerinin ortalama çay verimi dekar başına 600-800 kilo arasıdır. Sabredip çayınızı bekleterek toplasanız devlet kurumuna bütün çayınızı verirsiniz, özel sektör de ancak dibinde kalan sapını alır. Bakın bakalım o zaman o vicdandan yoksun sektör nasıl devlet fiyatının üstüne çıkıp ayaklarınıza kapanıyor.
Lâkin öyle yapmıyorsunuz.! Kampanya başlar başlamaz ne babanızı, ne kardeşinizi, ne komşunuzu tanıyorsunuz ve 3 günde çayınızı toplayıp, satıp sonra, "ohooo ben çayı bitireli 1 hafta oldu, sen daha bitirmedin mı?" Diyerek komşunuza hava atıyorsunuz.!  
3 günde çayı toplayıp satmaya kalktığınızda, ülkenin bütün fabrikaları çay işlese yine de yetiştiremez.
Durun bakalım, ne oluyoruz?
Serin gelin serin.!
Havanız batsın...
Bir sözüm de hükümete olacak: Taban fiyatı açıkladınız, üretici memnun.
Dekar başına alımı da 600kg ettiniz ohh.! Kaymaklı kadayıf.! 
Bir de basitçe çıkarılabilen bir kararname ile şöyle deseniz serbest piyasaya; "Bu verdiğimiz taban fiyattır; bu fiyatın altında serbest rakabet olmaz.! Gidin, rekabetinizi verdiğimiz tabanın üzerinde yapın.!" 
Hem vallahi hem billahi o zaman bütün sorun çözülür.
Not: Kurumun eski veya şimdiki gn. Müdürünün özel sektörde "3 tane fabrikası olduğu" söyleniyor, doğruluğunun araştırılmasını talep ediyorum.
Tahir Bulut