Mısır Fethinde Sina çölü gerçekte nasıl geçildi

Bazı mahfiller Türk tarihi ve İslam dini hakkında o kadar inanılmaz yalan hayali bilgiler ortaya döküyor ki akıl alır gibi değil, Maalesef aklı başında tarihçilerimiz bu konuda uyarıcı itirazlar yazmıyorlar. Kültür bakanlığı 60 bin kişilik Devleti Aliyye ordusunun "Mısır seferinde 2500 km. Sina çölü 13 günde geçildi" yalanına neden cevap vermez, Böyle yalanlar tarihimize inancımıza çok zarar veriyor

Mısır Fethinde Sina çölü gerçekte nasıl geçildi
14 Mayıs 2021 - 22:00

Yavuz Sultan Selim Hanın Mısır seferinde Sina çölünü nasıl geçtiği konusunda o kadar çok sahte bilgiler varki, Akıl alır gibi değil.
Birçok kaynakta 2500 Km. Çölü 13 günde geçildiği iddiası ile manşet atanlara video hazırlayanlara bir tek sözüm var, Oğlum siz hiç hesap bilmezmisiniz? 2500 Km. Bölü 13 gün = Günde 192 Km. yol demektir. Böyle bir manşeti atmak için cahil olmak yetmez Oldukça hain olmakta gerekiyor. 

Osmanlı ordusunun günlük 12 saat yürüme mesafesi ortalama 45km. dir. Yol düzgünse 60, engebeli ise 30 km. olarak tespit edilmiştir. 

Yavuz 60 bin kişilik ordusu ile Gazze - Kahire arasını böyle geçti

Dünyâ târihinde ordusuyla beraber Sînâ Çölü’nü iki hükümdarın geçtiği rivayet edilir. Birisi Milattan önce 525 senesinde İran Şâhı Kâmbiz, diğeri ise, yine Milattan önce 332 senesinde Makedonya Kralı İskender’dir. Onlardan sonra bu çöl, yürüyüşle ve büyük bir ordu ile geçilmemiştir. Bu çölde gündüz sıcaklık 40-50 dereceye kadar çıkar, geceleri ise, 0 dereceye kadar düşer. Bu iki ısı farkı arasında insanın yaşaması çok zordur.

Yavuz Sultan Selim Han, ordusuyla beraber Mısır seferine giderken 2 Ocak 1517’de Kurban Bayramı’nın birinci günü Gazze’ye vardı. Burada 9 Ocak 1517 gününe kadar kalındı. Bütün kuvvetleriyle Gazze’de toplanan 60 bin kadar Osmanlı ordusu eksiklerini tamamladıktan sonra Sînâ çölünü (Tih sahrası) aşmak üzere 9 Ocak 1517 günü yürüyüşe geçti, geniş ve kumlu sahaya girdi.


Bu çölü geçişte Osmanlı ordusunun Gazze-Kâhire arasında yürüdüğü yol, Gazze-EI-Ariş-Katiyye-Sâlihiyye-Belbis-Kâhire güzergâhı idi. Osmanlı ordusu ilk gün Han-Yunus’a geldi. Buradan ikinci gün Radde’ye gelindi. Burada bir gün kalındı ve ertesi sabah tekrar yürüyüşe geçildi. Bu gün ancak 18 km. yürünebildi. Akşama doğru El-Ariş’e gelindi. Bir müddet dinlenildi ve ardından yürüyüşe geçildi. 
Bu gün 30 km. yol alındı, karanlıkta Kabrülmesâî’ye varıldı. Ertesi sabah buradan yola çıkıldı, sıcak ve kum yüzünden zorluklar çekilerek fakat, zafer azmiyle yüksek moral içinde 45 km. daha yol alındı. 
14 Ocak 1517 günü, 50 km. yüründü. O zamanlarda henüz açılmamış Süveyş kanalının güzergâhından geçildi. Bu yerin 10 km. kadar batısında Habukule denilen yere gelindi. 
Bu suretle geçilmesi çok güç olan çöl hiçbir zayiat vermeden geçilmiş, Nil Nehri’ne yaklaşılmıştı.
 9 Ocak Cuma günü Gazze’den ayrıldıktan 13 gün sonra Sâlihiye’ye gelindi. 
Sâlihiye, Nil Nehri kıyısında meskûn bir yerdi. Çekilen zahmetler unutulmuş, Nil vadisinin serinliği ruhlara taze bir hayat vermeye başlamıştı.



Sina Çölü Nasıl Geçildi ? Mısır'ın Fethindeki Güzellikler

Çölde keşifle görevlendirilen Vezir Hüsam Paşa yanına aldığı 7 çöl adamıyla birlikte bir müddet sonra geri döndü. Paşa, bu kızgın çöl deryasını geçmenin imkânsız olduğunu söyleyince Koca Yavuz’un şahdamarı kabarmaya başladı. Bunu ancak Hasan Can fark etti. Terden sırılsıklam olan alnını silmeyen Koca Cihangir Hasan Can’a doğru bakarken şu emri duyuldu:

-Azlettim Hüsam Paşayı!.. Heyecan son haddindeydi

Emir derhal yerine getirildi. Ordudaki heyecan son haddine varmıştı. Eğer Osmanlı Sultanı bir an tereddüt gösterseydi, Hüsam Paşa gibi düşünenlere engel olunamazdı.

Mücahid Serdar, atının üzengileri üzerinde doğruldu ve son defa hitab etti: -Ey Cennet yolcuları!.. Ey Can kardeşlerim!.. Bilirsiniz ki Müslümanlar, muharebe meydanında ve bütün ömürlerince yalnız ve yalnız Allah’tan korkarlar... Önüne çıkan hiçbir engel O’nu Allah yolunda cihaddan alıkoyamaz. Sizler Cenab-ı Hakk’ın emirlerine uydukça O’nun yardımıyla bu çölü geçmek de sizlere nasib olur İnşaallah...

Sonra Mübarek Osmanlı ordusu, düğüne gider gibi alevli Sina Çölüne daldı... Neredeyse çölün ortasına varmışlardı.

Padişah yaya yürüyordu!

Yavuz Sultan Selim Han hazretleri, birdenbire atından yere indi... Onu gören başta Veziriazam Sinan Paşa olmak üzere, Anadolu ve Rumeli Beylerbeyi de atlarından indiler. Rütbe rütbe bütün kumandanlar, sipahiler, süvariler de yaya yürümeye başladılar... Koca Osmanlı ordusu piyade bir ordu haline dönüvermişti. Üstelik Padişah, çok saygılı bir şekilde ve önüne bakarak yürüyordu... Bütün vezirler kumandanlar, askerler, merak içinde kalmışlardı. Her zamanki gibi Hasan Can’a müracaat ettiler. O da ne olduğunu anlayamamıştı. Fakat öğrenmek için gene ondan başkası cesaret edemezdi. Hünkar’a iyice yaklaştı ve:

-Hayırdır İnşaallah Sultanım! Bütün ordu “Devletlû Padişahımız acep niçin yaya yürürler?” diye merak ederler. Koca Sultan, sanki öbür dünyayı seyrediyorcasına fısıldadı: -İki cihan Sultanı Peygamber Efendimiz, önümüzde yaya yürürlerken, biz nasıl at üstünde olabiliriz Hasan Can!..

... Ve Mısır fethedildi

Bu cevap karşısında herkes gözyaşı dökerken, 100 yıldır yağmur yüzü görmeyen Sina Çölüne, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Tıpkı 9 asır önce, Bedir Gazasında olduğu gibi. Kaygan kumlar pekişti, yürümek kolaylaştı. Gaziler ve mücahidler serinleyip, suya kandılar... Allahü teâlânın rahmeti ve Peygamber Efendimizin himmetiyle kanatlanan mübarek Osmanlı ordusu da, şeref dolu tarihine yeni bir zafer daha ekledi; Mısır fethedildi...


Kudüs ile Kahire arası kuş uçuşu direkt mesafe 426 kilometre
Karayolu ile Kudüs ile Kahire arası uzaklık 744 kilometre

İstanbul ile Kahire arası kuş uçuşu direkt mesafe 1236 kilometre
Karayolu ile İstanbul ile Kahire arası uzaklık 2.633 kilometre


YORUMLAR

  • 2 Yorum
  • Yalın Üretim Danışmanlık Leanfact
    2 yıl önce
    Doğru bilgi için ve harita için teşekkürler Yalın Üretim Danışmanlık Leanfact http://www.leanfact.com
  • ADMİN
    2 yıl önce
    Uzunluğu 300 km tutan bu çöl, gece yürüyüşleriyle 20 günde geçilebilir. Yavuz Sultan Selim, yağmurun da yardımıyla 13 günde geçmiştir. Daha evvel Büyük İskender'in ve Selahattin Eyyubi'nin amcası Şirkuh'un bu çölü ordusuyla geçtiği bilinmektedir.