1 Mayıs Emekçi günümüz kutlu olsun, Heyyyyy kadınlar!!!
Eşim mühendis olduğundan; sabah altı gibi kahvaltı eder, akşam yedi gibi gelir, akşam sofrası hazırdır, yemeğini yer; biraz oturur, saat 22 gibi yatardı...
Bu arada bana "sen ne iş yapıyorsun, hiç iş yaparken görmüyorum", derdi...
Ben görevime eşimden sonra gider; o gelmeden, eve dönerdim...
Bu yüzden çalışan kadın gözüyle bakılmazdım... Hep evdeyim zannederdi; neredeyse...Ben de öğretmendim ve iki çocuğumu kreşe bırakıp, okuluma giderdim...
Dersim bitince de servisle gelecek olan çocuklarımı erkenden alır, evime getirirdim...Tabi okula gitmeden, ev toparlanır, yemekler yapılır, evden çıkılırdı...
Akşam da yine gece 24'e kadar sessizce, yapılacak işler bitirilirdi...Muhakkak iki üç çeşit yemek pişirirdim...
Ütü, çamaşır, bulaşık, yemek; evde eş olmadan yapılırdı...
Hafta sonları ev işi kalmaz, bitirilirdi ve muhakkak ya yazlığa ya da piknik gibi, bir yerlere gidilirdi...Şimdi ben bu sözü duyunca; tüm işleri hafta sonu eşim evdeyken, yapmaya başladım...
Onu canından bezdirdim...Aslında kendisi evdeyken, hiçbir iş yapılsın istemezdi... Böyle de bir tezatlık vardı...Bir de o zamanlar; Kıbrıs harekatının olduğu yıllardı...
Eşim biraz uzun yedek subaylık yapmış, teğmen olarak tezkeresini almıştı...Tabi ki asker yoklamaları yapılırdı...
Bu işi de ben iki çocuğumu alır, İzmir-Küçükyalı'daki evimizden, Mithatpaşa durağındaki askerlik şubesine gider, eşimin yoklamasını yaptırtırdım...
Bunun dışında; Emekli Sandığına bağlı olduğumdan, sadece burada evin reisi! olabiliyordum; çocukların sağlık sigortalarını kendi üzerime yaptırttım, eşime tüm çalışma hayatında, yarım saat bile izin aldırtmadan, tüm doktor kontrollerini yaptırttım...
Hatta şunu da unutmadan yazayım; eşim evlendiğimizde üniversite beşinci sınıftaydı ve tez yazması gerekiyordu, tezini de on parmak bana yazdırttı????????????????...
Bir de 40-50 kadar bayram vs tebrik kartını bana yazdırtırdı...
Bir de onun katibi olmuştum...
Demem o ki kadın arkadaşlarım; yaptığınız her işi, hatta en küçük bir işi bile, eşinizin gözüne sokarak yapınız...
Hatta çalışma hayatında bile, amirlerinize aynı taktiği uygulayın...Göstere göstere, ballandıra ballandıra çalışın...
Sessiz, sakin çok iş yapmak; işe yaramaz; kimse sizi övmez; siz kendinizi abartın, övün...HER ŞEYDE OLDUĞU GİBİ; DEVİR GÖSTERİŞ DEVRİ........
Son halimi sorarsanız, nasıl alıştırırsanız; öyle gider...
Köle İzaura'lığa devam ediyorum...
AĞAÇLAR AYAKTA ÖLÜRMÜŞ.........
THE END olarak da işte, bu fotodaki kadın gibi bir hallerdeyim; artıkım...
Yücel Tunca
****************************************
Abdullah Gözaydın
Kardeşim aslında bütün suç kendimizde, İnsanı yaratan Allah ve İnsanın yaşam kılavuzu Kuranı kerim. Ama hiç yüzüne bakmayız, yada yüzünden okur manasını merak etmeyiz.
Allah'ın kadına verdiği hakları dünyanın hiçbir devleti vermiyor, Nisa "Kadın" suresi var Erkek suresi yok.
Ve kadın evinde bile hizmetçi isteme hakkına sahip, dilerse çocuğuna süt anne isteyebilir.
Kadın kimliğine uygun bir işte çalışırsa kazancını ev ve çocuklar için harcamama hakkına sahip.
kadının görevi sadece Neslin devamını sağlamak için çocuk yapmak.
Bu nedenle Allah cc. Sağlık ve Ekonomik gücünüz varsa evlenin, Yoksa cariye (Köle kadın) ile Buna da gücünüz yetmiyorsa sabredin zinaya yaklaşmayın diyor.
Kadınlar bu haklarını bilse Dünya gerçekten değişir.
Kadın haklarını Kuran'dan öğrenin, kadın ayetleri tefsirini erkeklerden değil İslam'ı iyi bilen kadınlardan öğrenin derim...
YORUMLAR