Abdullah Gözaydın

Abdullah Gözaydın

Fatih'in Demokratik Geleceği
fatihten@gmail.com

KAÇAK, KAÇAKTAN KAÇIŞ YOK

20 Mart 2015 - 09:15


Sevgili okuyucularım, şimdi gözlerinizi kapayın ve şöyle bir tabloyla karşılaştığınızı

düşünün.

Markete gidip alışveriş yaptınız. Kasadaki hanım fişinizi verdi, borcunuzun 50 lira olduğunu söyledi.

Ama paketinizi alabilmek için 10 lira daha vermeniz gerektiğini bildirdi.

10 liranın ne olduğunu sorduğunuzda “Yan dairelerde oturan komşularınızın taktığı borç, onu da siz ödemek zorundasınız. Aksi takdirde kara listeye alınır ve bir daha hiçbir marketten alışveriş yapamazsınız”

dedi.

Bu saçmalığa karşı isyan ettiniz ama derdinizi anlatmanız mümkün olmadı.

Başkalarının taktığı borcu niye siz ödeyeceksiniz…

Yörede başka market yok… İstenilen haracı ister istemez ödemek zorunda kaldınız. Sadece o gün değil, alışveriş yaptığınız her gün…

 

* * *

 

Türkiye’deki “Kaçak elektrik” olayı işte böyle bir şey. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hemen herkes bol kepçe elektrik kullanıyor.

Evler ve işyerleri elektrikle ısınıyor…

Sıcak su için elektrikli şofbenler kullanılıyor.

Geceleri üşümemek için yatağın altına elektrikli battaniyeler seriliyor.

Evlerin ve işyerlerinin ampulleri sabaha kadar yanık bırakılıyor.

Tüp gazlı değil elektrikli fırın tercih ediliyor…

Ve bu çılgın tüketimin maliyeti sıfır!

Elektrik dağıtım şirketleri onlardan bir kuruş para alamıyor.

 

* * *

 

Doğu ve Güneydoğu’daki dağıtım şirketleri bu durumda ağlaşmaya başlıyor ve devlete başvuruda bulunuyor:

“Para tahsil edemiyoruz, batmak üzereyiz. Aman bize acele yardım edin…”

Devletin durumu ise üç nedenle karışık!

İlki, Doğu ve Güneydoğu’da sözü geçmiyor. Tamamen aciz, çaresiz ve zavallı durumda.

İkincisi, özellikle seçim öncesinde bölgede yaşayan ahalinin üzerine gidip kaçağı önlemesi mümkün olmuyor, elektrik parası isteyemiyor. Burada oy hesabı öne çıkıyor… Kaçak kullanılan elektriğe göz yummak zorunda kalıyor.

Üçüncüsü, PKK ahaliye bastırıyor:

“Sakın ola ki T.C. devletine elektrik parası ödemeyin.”

 

* * *

 

İyi de, hazıra dağ dayanmaz.

Oralarda yaşayan milyonlarca uyanığın yarattığı bu tablo dağ gibi büyümüş durumda. Dağıtım şirketleri ağlaşıyor.

Onlar zarar ettikçe, ya da gelirleri düşünce vergi geliri düşüyor, bu kez devlet zarara uğruyor.

AKP iktidarı bunun da pratik çözümünü buldu:

Türkiye’nin dört bir yanındaki elektrik abonelerinin faturalarına bir başlık eklendi:

“Kayıp kaçak bedeli!”

 

* * *

 

Tablo karşımıza böyle çıkıyor. Bu durumda Doğu ve Güneydoğu’da elektriği tümüyle beleş kullanıp çılgınca tüketenlerin parasını, Türkiye’nin dört bir yanındaki vatandaşlar ödemek zorunda kalıyor.

İstersen ödeme, iki ay sonra elektriğini keserler ve ortalıkta kalırsın!

Van, Diyarbakır, Şırnak, Cizre vesaire ödemiyor…

Onların beleş tüketiminin bedelini Ankara, İstanbul, İzmir, Yozgat, Antalya, Trabzon vesaire (tıkır tıkır, şıkır şıkır) ödüyor.

EMİN ÇÖLAŞAN-SÖZCÜ