NEDİR BU MÜSLÜMANLARIN ÇEKTİĞİ SIKINTI DERT, ALLAH NİÇİN İSLAM ALEMİNE MUSALLAT OLAN KAFİRLERİ HELAK ETMİYOR?
Şeklinde sorular görüyorum.
Bu sorunun cevabı Müslümanların iman edip etmedikleri ile ilgili olduğu gibi, Filistin'de, Doğu Türkistan'da, 100 yıl evvel Osmanlı coğrafyasında İman ehlide bu çetin düşmanların şerrine maruz kalmıştı.
Başımıza ne geliyorsa Allah'tandır, Ve Dünya bir sınav salonudur Soruların ağırlığı, Hafifliği Allah'ın keyfiyetindedir ve Allah kuluna taşıyamayacağı yükü yüklemez.
Allah bir Müslümana bir nimet verdiğinde Müslüman şükreder O nimeti çevresindekilerle paylaşır Birlikte mutlu olurlar.
Allah bir Müslümana sıkıntı, belâ, dert verdiğinde Müslüman "bu benim sınavımdır, Allah'ım bu konuda bana sabır ver selamet ver" diyerek tevekkül gösterir, Allah'ın takdir ettiği bu acıların günahlarına kefaret olacağına inanır fakirlik Hastalık Düşman karşısında mutsuz olmaz.
Neticede Dünya hayatımız Önümüzdeki ebedi hayatın yanında mukayesesi yapılamaz biri sınırlı diğeri sınırsız.
Bu nedenle inananlar güçlüdür, Ölüme gülerek giderler Çünkü öldürenin düşman değil Allah olduğuna inanmıştır.
Birçok acı sıkıntı Müslümanın günahlarına kefaret olsun diye verilir
Kafire bol imkan ve servet vermesi "bir cezadır, bu şekilde zulümleri artar daha ağır cezalara muhatap olurlar"
Müslümanların yüz yıldır başına gelen savaş-Açlık gibi sıkıntılar birazda kendi amelleri yüzündendir.
Bakın kafir çalışıyor, Üretiyor, Allah'ta çalışmasının karşılığını veriyor, Kafir bu gücü ile tembel Müslümanın ülkesindeki madenleri, toprakları satın alarak aç bırakıyor, Borç verip Faizle son nefesini de kesiyor "Müslüman faiz ile iş yapmaz" Müslüman kendini sorgulamaktan aciz kalmış Yattığı yerden hem dünyada hem ahrette Cennet bekliyor. Bu yanılgı işte burada..
KONUYLA İLGİLİ AYETLER
Bakara Suresi 286: Allah hiçbir canı gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutmaz. [*] (Herkesin) kazandığı (iyilik) kendi lehine, kazandığı (kötülük) de kendi aleyhinedir. [*] “Rabbimiz! Unutur veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük [*] yükleme! Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyler yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize merhamet et! Sen bizim [mevla]mızsın (efendimizsin)! kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”
Bakara Suresi 286. Ayet Açıklaması
Yüce Allah hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez ve hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği şeylerle sorumlu tutmaz. Mâide 5:48, En‘âm 6:165 ve Talâk 65:7’de yer alan bilgiye göre “Yüce Allah insanlara ne kadar imkân vermişse herkesi verdiği imkân kadar imtihana tabi tutacaktır.” Esasında bu tür ifadelerin hepsi devam eden cümledeki şu duanın da kabul edildiğinin bir delilidir: “Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme; bizi onlarla sorumlu tutma!” Bazılarının sandığı veya iddia ettiği gibi mahşerdeki sorgulama standart değildir; herkese aynı sorular da sorulmayacaktır. Aksi takdirde tam bir adaletsizlik söz konusu olur ki Rabbimiz hem adaletsizlikten hem de zulümden uzaktır. Benzer mesajlar: Bakara 2:233; Mâide 5:48; En‘âm 6:152, 165; A‘râf 7:42; Mü’minûn 23:62; Talâk 65:7
Bu mesaj Bakara 2:134, 141, 272, Nisâ 4:111; En‘âm 6:52, 164, İsrâ 17:13-15, Lokmân 31:33, Fâtır 35:18, Zümer 39:7, Fussilet 41:46, Câsiye 45:15, Necm 53:38-39 ve Zilzâl 99:7-8. ayetlerle birlikte okunmalıdır.,Burada sözü edilen [ısr] yani “ağır yük”, Âl-i İmrân 3:81’de geçen ve Hz. Muhammed’e kadar gönderilen bütün peygamberlerden alınan “gelecek olan yeni Elçi’ye inanıp ona yardım etmeleri” şeklindeki sözdür. A‘râf 7:157’den anlaşıldığı üzere Hz. Muhammed son peygamber olduğu için bu dua haliyle kabul edilmiştir.
YORUMLAR