Abdullah Gözaydın

Abdullah Gözaydın

Fatih'in Demokratik Geleceği
fatihten@gmail.com

Kalbimiz ve Yüreğimiz Aynı şey değildir

03 Ocak 2021 - 17:42

Sosyal medyada "Diyanet Tv. Prof. Dr. Halis Aydemir Kuran ve Hadis Dersleri" 

 kalp konulu bir tartışma izledim.

Söz konusu anlatımada kalp olarak vücuda kan pompalayan Yürekten bahsediyorlardı.

Evet Yürek ve Kalp aynı şey değil. 

Yürek hayvanlarda da var, Kalp sadece insanlarda var.

Bunu ispat etmek için şöyle bir misal verebilirim.

İnsan bir şekilde etkilendiği hallerde etkinin geliştiği yerde tepki hissederler. Umuzunuza biri dokunduğunda ayağınıza bakmazsınız.

Düşünce ve değerlendirme merkezi Yürek olsaydı heyecanlarımız, korkularımız, Sevinçlerimizin tepkisini Kan pompalayan yüreğimizde hissederdik.

Ama yüreğimizde değil, Sinemiz dediğimiz göğüs kafesimizin tam ortasında bulunan bir yerden bu tepkileri alıyoruz.

Sinemizin tam arkasında yumruk kadar bir boşluk var, Bu boşluğun ne ciğerlerimize ne kalbimize faydası var.

Merhum Akif, İstiklal marşında "Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var." derken buna vurgu yapıyor.

İman, Akletme ve gereğini yapma sonucu sahip olduğumuz bir amelimizdir

Kısaca Düşünme ve karar verme merkezimiz beyinde değil kalbimizde, yani göğüs kafesimizin içinden zuhur etmektedir.

Merhum Prof. Dr. Ayhan Songar bir hatıratında Sinemizin altındaki bu boşluğun ne işe yaradığını araştırır, Bakar ki bu odacığın duvarlarında milyonlarca sinaps var, Görünüşte hiçbir işe yaramayan bu sinapsların ne işe yaradığına yoğunlaşır.

Bir din hocasının sohbeti vesilesi ile anlarki Cenin 130 günlük iken berzah aleminden bir Ruh getirilip bedene  "Ağız yoluyla" girer. 

Ölüm vaki olduğunda gene ağız yolu ile çıkar takdir edilen yere gider (Burada ağız yolu mecazidir) 

Allah cc. Ruh konusunda varlığını Kuranda haber vermiş, fakat ne olduğu konusunda bilgi vermediğini beyan ediyor.

Zaten İnsan eşittir Ruh olduğunu biliyoruz. Ruhu devre dışı bıraktığımızda geriye kalan şuursuz bir beden.

Kalû Belâ'da Allah'a söz veren, Ahitleşen elbetteki Ruhumuzdur, Kısaca Düşünen, karar veren Ruhumuzdur.

Beyin sadece sinir sitemi merkezi olarak karşımıza çıkıyor.

Birçok davranışlarımızı beyin ile kontrol ettiğimiz doğrudur, Zaten bu kadar düşünme karar verme yetisi hayvanlarda da var.

Bir bardağa bakan sıradan kişi sadece bir bardak ve içindeki sıvıyı düşünür.

Akıl devreye girdiğinde Bu bardağın nasıl imal edildiğini, bardağı oluşturan camın taşlardan elde edildiğini, Taşların elementlerden meydana geldiğini, Elementlerin enerjiden meydana geldiğini bilir. Bardaktaki sıvı içinde aynı yolu düşünebiliriz.

Bizi insan yapan Ruh'un ömrümüz boyunca barındığı yer sinemizin altındaki boşluktur, Boşluk dediğimiz maddeten boştur, Aslında Ruh orada ıkamet etmektedir.

Ruh cismilatif bir varlık olduğu için göremiyoruz, Fakat eylem tecellileri ile varlığına şahit oluyoruz.

Hayata iman gözü ile bakanlar runun varlığına şehadet ederler, Hayata materyalis bir anlayışla bakanlar elbetteki Ruhu anlamayacak çoğunlukla inkar edecek, Ruhun aktivitelerini Yürek gibi başka organlara yükleyecektir.

İnanıyorum ki Ruh bedene sirayet eden müdahalelerini bu sinaps sinir ağı üzerinden başta beynimiz olmak üzere vücudun bütün hücrelerine gönderebilmektedir.

Bu nedenle derler ki Yürek durduğunda beyin onlarca dakika çalışmaya devam ediyor.

Fakat beyin durduğunda Yürek anında duruyor.

Buradan anlıyoruz ki Yüreğimizin ritmini ayarlayan beyin, Beynin çalışmasını sağlayan kalbimizdir.

Vesselam