"İstanbul’un fethi Trabzon’un fethiyle tamamlanmıştır." Bizans’ın son izleri ve kalıntıları artık tarihe karışmıştır. (15 Ağustos 1461)
Fatih Sultan Mehmed Han'ın fetih ettiği, Yavuz Sultan Selim'in 24 yıl gibi uzun süre valilik yaparak yönettiği Kanuni Sultan Süleyman'ın doğduğu ve 15 yaşına kadar yaşadığı zümrüt şehir TRABZON Anadolu da üç cihan padişah'ını bir arada gören tek şehirdir.
Ne saltanat naibi şehzadelerin sancak şehri Saruhan (Manisa) nede Amasya ve Konya bu üç Cihan padişah'ını hiç bir zaman bir arada görmemiştir. Bu durumun mutlaka, fetih edenle, yönetenle ve orada yetişenle alakalı bir İlah-i hikmeti vardır, TRABZON şehri payitahtan (İSTANBUL) sonra büyük bir öneme sahiptir.
Asırlar önce Latinlerin 1204 yılında Doğu Roma’nın, yani Konstantiniyye’nin başkenti İstanbul’u yağmalayarak ele geçirmesi üzerine o günkü Bizans İmparatorluğu’nun varisi Komennos hanedanı’na mensup David ve Aleksios Komennos kardeşler tarafından kurulmuş bir devlettir. 4. Haçlı seferlerinin düzenlenmesi sonucu tahtlarını kaptıran bu aile Gürcü Kraliçesi Tamara’nın da desteği ile Trabzon ve civarında hüküm sürerek yıkılacağı (15 Ağustos 1461) yılına kadar burada Trabzon’da ki varlığını sürdürmüştür.
Rum, köken ve kullanım itibari ile ''Romalı'' demektir? Rumların, Yunanistan kavmi Grek’lerle doğrudan hiçbir bağlantıları yoktur, dolaylı ilişkileri ise diğer kavimler gibi Roma imparatorluğu bünyesinde, yaşamış olmalarından kaynaklanmaktadır. İlk çağ boyunca Anadolu'da sayısız yerli halkın geniş bir yelpazede ki beşiğiydi ; Asurlular, Hititler, Helenler, Frigler, Traklar, Medler ve diğerleri. Roma dönemi'nde ve daha sonra da Moğol istilasından önce de Oğuz Türkleri, Anadolu'ya taşınan asıl Türk halkları olarak bilinmekteydiler. Bir çok Türk kavmi ve Oğuz boyları 1071'de ki Malazgirt Savaşı'nda Büyük Selçukluların Bizanslılar karşısındaki zaferinden sonra daha yoğun göçlerle birlikte Anadolu’ya gelerek yerleşmişlerdir.
Genç Padişah Fatih Sultan Mehmed Han Bizans’ın son kalesi olarak varlığını sürdüren Trabzon Rum Devletini yıkmak için harekete geçti. Bizans’la ilgili her türlü teşekkülü ortadan kaldıracağına ve onların izlerini sileceğine yemin eden, Fatih lakaplı genç Padişah İkinci Mehmed, Anadolu’nun Kuzey Doğu’sunda ki bu İmparatorluğa uzun müddet daha hayat hakkı tanıması mümkün değildi? Grekler Trabzon Rum devletini bir ümit olarak görüyorlardı. Cihan Padişahı fetihler, fatih'i Sultan İkinci Mehmed Han, Amasya Sancak Bey'i Hızır Bey’i Trabzon üzerine göndermiştir.
David Komennos olası bir Osmanlı - Türk saldırısına karşı hem karada hem denizde silahlanarak ve savunma hattını güçlendirerek asker sayısını da artırarak kendilerini güvence altına almak istedi. Trabzon Rum İmparatoru Komennos Papa’dan ciddi destek gördü ve kendilerine yirmi bine yakın asker tahsis eden Papalığın sayesinde artık cesur adımlar atıyordu. Bu arada Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a müracaat ederek Osmanlı Türklerine artık vergi vermeyeceğini bildirerek Uzun Hasan'dan da ciddi destek gördü.
İmparator David Komennos şunu unutuyordu karşısındaki devlet ve İmparatorluk büyük bir güçtü, başındaki Padişah da genç Fatih Sultan İkinci Mehmed Han İstanbul’un Fatihi muzaffer bir komutandı. Akkoyunlu Uzun Hasan bu destek karşısında şımardı ve eşinin Katerina’nın ailesine yardım etmeye karar verdi.
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan karşısında ; İstanbul’un Fatih'i çağ açmış çağ kapatmış bir Cihan Padişahı olduğunu unutarak Genç Padişah Fatih Sultan Mehmed Han’a elçilik heyeti göndererek Trabzon Rum devleti’nin vergiden muaf tutulmasını ve daha önce Akkoyunlulara verilmesi gereken fakat ödenmemiş olan vergilerin de ödenmesini talep etti. Genç Fatih cesur ve kudretli bir Sultan, yiğit aynı zamanda bilge kişilik ve büyük bir şahsiyetti, elçilerin taleplerini dinledi onları ikna ederek ben kendim gelip borcumu öderim dedi. (1460) Bu çok anlamlı manidar sözlerin ne anlama geldiğini elçiler çözemedi, sezemedi? Uzun Hasan Akkoyunlu beyi yanlış sularda gezinen adeta bir gafil gibi hareket ederek Osmanlı Türklerinin sınır bölgelerine tecavüz etmeye kalkarak zıvanadan çıktı.
Genç Padişah Fatih’e bağlı Koyunlu Hisar Kalesi’ni zapt ederek cüretkar işler yaptı. Sinop’u alarak İsfendiyaroğlu meselesini halleden Cihan Padişahı Genç Fatih Sultan Mehmed Han denizden yapacağı Trabzon Seferi’nden aniden vazgeçerek güzergahını birden bire değiştirdi. Hiç kimse zeki ve çevik bilge Hükümdarın nelere muktedir olduğunu kestiremiyordu. Genç Padişah Fatih Sultan Mehmed Han’ın ne yapacağını kestirmek tahmin etmek çok zordu o sağ gösterirken sol vurur insanı zor durumda bırakır en ümitsiz anda bile çareler üretecek büyük bir zekaya sahipti.
Fatih Sultan Mehmed Han çağdaşları içerisinde üstün bir zekaya ve bilge bir kişiliğe sahipti, durup dururken kimse size "Fatih" ünvanını vermez. Yani onun dehalığına ve bilge kişiliğine erişmek imkansız gibi bir şeydir.
Genç Padişah Fatih Sultan Mehmed Han atla gidilmeyen zor vadilerde veya yokuşlarda atından inerek uzun müddet yaya yürümek zorunda kaldı. Cihanı titreten Padişah’ın alnından akan ter burnundan sakalına akıyor damlaları Nisan yağmurları gibi toprağa düşüyordu. Bu duruma şahit olan Uzun Hasan’ın annesi Sara Hatun, Genç Padişah Fatih’e dönerek; "Şah oğlum bir Trabzon Kalesi bu kadar eziyete değer mi, çektiğin çileye şahit oldum, senin gibi bir Padişah’ın kuş tüyü yataklar da Atlas yorganlarda yatması gerekirken sen bu zorluğa layık mısın ki burasını (Trabzon Kalesi’ni) gelinime bağışlasan olmaz mı" diyerek seslendi.
Genç Cihan Padişahı Fatih’in verdiği cevap ise çok manidardı; "Ana biz bu meşakkate bütün bu zorluğa çileye Trabzon Kalesi için mi çekeriz zannedersin. Eziyet diye elimizde tuttuğumuz kılıç İslam’ın kılıcıdır, Allah (C.C) rızasını kazanmak içindir. Biz bu yolda gaza etmezsek bize er denmez" (Gazilik ünvanı bu paye her şey Allah (C.C) davası içindir.'' Sara Hatun verilen bu cevap karşısında suskunluğa bürünerek işin ciddiyetini ve önemini anladı.
Trabzon kuşatması karadan ve denizden tam 40 gün sürdü ve şehir harabeye çevrildi. Trabzon’da günlerce süren en şiddetli çarpışmalar Zağanos köprüsü civarında oldu. Bitkin düşen Trabzon, Rumları, Türk bayrağı’nın kale burcuna dikildiğini görünce şehri teslim etmek zorunda kaldılar.
Bizans’ın son kalesi, Trabzon’da böylece düşmüş geride onlardan artık hiç bir iz ve kalıntı kalmamıştı. İmparator şehri Türklere teslim etmek için antlaşma yaptı. (15 Ağustos 1461) Trabzon Rum İmparatoru David Komennos ve ailesi deniz yoluyla önce İstanbul’a oradan da Edirne’ye gönderildi. Serez’de ikâmet ettirildi, fakat İmparator’un daha sonra Uzun Hasan ile gizlice mektuplaştığı anlaşılınca İmparator, üç oğlu ve bir yeğeni idam edildi (1463). Trabzon ve civarı fetih edilerek Osmanlı Türk topraklarına katıldı. Hıristiyanlık alemi’nin Papalığın tekrar Bizans’ı yeniden diriltme rüyası hayal olmuştu. Anadolu’nun tek otorite altında toplanması böylece gerçekleşti. Osmanlı Devleti Trabzon’u bölge sancağı olarak teşkilatlandırdı. Ne de olsa burada büyük bir imparatorluk varlığını sürdürüyordu, stratejik öneme sahip Trabzon bir liman şehri Anadolu yolunun da güzergahı idi deniz ticareti önemli bir etkendi.
Sara Hatun, Uzun Hasan’ın annesi daha sonra serbest bırakılarak oğluna gönderildi. Kıymetli hediyelerle Anne Sara Hatun’nun da gönlü alındı.
Cihan Padişahı Fatih Sultan Mehmed Han, Trabzon’un idaresini donanma komutanı Kazım Bey’e bıraktı. Hıristiyanlık aleminin Bizans’ın kurmuş olduğu bütün devletler küçük imparatorluklar Genç Padişah Fatih’in eliyle bir, bir yıkılmış ve tarih sahnesinden silinmiştir. Başta Osmanlı - Türk coğrafyası olmak üzere, Anadolu da ve Doğu da Hıristiyanlık artık bir tehlike olarak Trabzon’un fethiyle son bulmuştur.
Trabzon’nun yüksek kesimlerinde daha önceden yerleşmiş olan buralarda yaşayan Avşar ve Çepni Türkleri ve Kumanlar sahil kesimlere yerleştirilerek özellikle Amasya ve Maraş’tan Türk ailelerin getirilmesiyle Trabzon’nun Türkleşmesi ve yerli nüfusun yerleştirilmesi sağlanmıştır.
Trabzon’nun cihan hükümdarı, Fatih Sultan Mehmed Han tarafından fetih edilmesi, büyük Kartal lakaplı Padişah'ın bu şehirle özdeşleşen ismi ile de efsaneleşmiştir?
"Büyük cihan hükümdarı çağ açmış çağ kapatmış Fatih Sultan Mehmed Han'nın yaptıklarına başkalarının hayalleri bile erişemezdi."
Ali KARACA
15 Ağustos 2022
İSTANBUL
YORUMLAR