Ali Karaca

Ali Karaca

Hayata Dair Ne varsa Düşünelim
alikaraca@gmail.com

KAŞGARLI MAHMUD VE TÜRK DİLİ..

07 Ocak 2024 - 09:10

(DİVAN-U LÜGATİ'T - TÜRK)
Kaşgarlı Mahmud'un ünlü eseri Divan-u Lügati't-Türk, bu eser Türkçe'nin ilk sözlüğü, ilk dil bilgisi ve ilk edebiyat Antolojisi hatta ilk Türk dünyası Ansiklopedisi olmuştur.
İlk olarak Divan-u Lügati't - Türk adlı eseri araştırmacı ve yazar o gün devlet memurluğu yapan Ali Emiri hoca her zaman uğradığı sahaflarda tesadüfen bularak onu, tarihi kesin olmamakla birlikte 1915 yılında satın alır ve Türk kültür hayatına kazandırır.
Kaşgarlı Mahmut'a ait bu eseri yazar ve kütüphaneci Ali Emiri hoca tarafından çok kıymetli el yazması Divan-u Lügati't Türk'ü Sadrazam Talat Paşa'nın da desteğiyle (1915 - 1917) yılları arasında ünlü Kilis'li Türkolog ve bilim insanı Rıfat Bilge'ye tercüme ettirerek bu eseri Türk Dili ve Edebiyatı'na kazandırır.
Yazar Ali Emiri hoca bu eseri Divan-u Lügati't Türk'ü kendi hemşehrisi Diyarbakır'lı dönemim ünlü yazar ve fikir adamı Türkoloji alanında önemli bir şahsiyet olan ünlü Edebiyatçı Ziya Gökalp'e bile göstermekten kaçınır. Zira bu kıymetli eserin zarar görmesini istemez, fakat bir kaç ay sonra belki Ziya Gökalp'in bunu görebileceğini belirtir.
Daha sonra yine Türk bilimci ve Türkolog Besim Atalay 1949 yılında Kaşgarlı Mahmut'un Divan-u Lügati't-Türk adlı eserini tercüme etmiştir. Bu tercüme bugün bile hala herkes tarafından kullanılmaktadır. Tabi ki dönemsel itibarıyla bazı eksikler diğer Edebiyatçılar tarafından sonradan düzeltilmiştir. Yine ünlü Türkologlardan Prof Dr Muharrem Ergin, Prof Dr Talat Tekin ve Türk Dil Kurumunun uzun süre Başkanlığını da yapmış olan, Prof Dr Ahmet Bican Ercilasun ve Prof Dr Ziyat Akkoyunlu, ile birlikte Divan-u Lügati't-Türk adlı eserin çevirilerini ve Türkçe sadeleştirmelerini yaparak bu eseri neşr etmişlerdir.
Bu meşhur eser daha sonra herkesin ilgisini çeker ve 1982 - 1985 yılları arasında Amerikalı ünlü Türkolog ve Dil bilimci Prof Dr Robert Dankoff (Türkçe ve İslam dini ile ilgili araştırmalar yaparken Divan-u Lügati't-Türk adlı eserin çevirisini yapmıştır.) Yine meşhur Türkologlardan Prof Dr James Kelly (Türk şiveleri ile Divan-u Lügati't-Türk adlı Kaşgarlı Mahmud'un eserinin İngilizce çevirisini yapmıştır.)
Türk'ler, Dokuz Oğuzlar, Kırgızlar, Kimekler, Oğuzlar ve Karluklar gibi halkların o dönemde kullandıkları dilin tek bir dil olarak sınıflandırılmış olması ve hepsinin birbirlerini anlayabiliyor oluşu göz önüne alındığında sadece Hazarların eski Göktürk alfabesi dilini kullandığını belirten ve biraz farklı Türkçe konuşulması, eğer bu dil Lir Türkçesi grubuna ait bir dilse bile diğer Türki dillerinden çok daha farklı bir dil olduğunu göstermektedir.
Kaşgarlı Mahmut Divan-u Lügati't Türk adlı eserinde zaten Uygur Türklerinin Soğdlar dilini kullandığını vererek ifade etmektedir. Soğd alfabesi; Eski Uygur, Moğol ve Mançu alfabelerinin atasını oluşturmaktadır. Soğd dili ayrıca Türk ve Moğol dillerinde çok önemli etkiler de bırakmıştır. Yine Kaşgarlı Mahmut eserinde 12. yüzyıldan itibaren Türklerin Arap alfabesini kullanarak Türkçe dille anlatımı tarif etmektedir.
''Esirgeyen, koruyan Allah’ın adıyla'' diye başlayan Diva-u Lügati't ilk Türk dili Antolojisinde Türk milli kimliğinin, konuştuğu dil bakımından önemi anlatılmaktadır. Antropolojik olarak ilk Türkler (Ön Türkler) veya Porto Türkler çok eski arkaik dönemden itibaren varlığını günümüze kadar sürdüren ve millet olmanın şuuruna erişmiş bir ırk olarak karşımıza çıkmaktadır.
''Allah’ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm." Ve Allah onlara Türk adını verdi. Ve yine yeryüzüne hakim kıldı. Cihan'ı titreten büyük imparatorlar Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı.
Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan'ın hakimi olan "Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya naili olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.”
''Türkler Orta Asya da çeşitli bölgelerde, Şamanizm, Tengricilik, Manihizm, Zerdüşlük, Budizm, ve Yahudilik, Hıristiyanlık gibi dinlere tapmaktaydı." Türklerin Müslümanlığı kabul etmesiyle İslam dinine büyük katılımlar olmuş Budizm, Manihizm, Zerdüşlük ve Musevilik silinip gitmiştir. Fakat Hıristiyanlık bazı Türk kavimlerinde sürdürülmüştür. Türkler arasında İslam dininden sonra en çok taraftarı bulunan din Hıristiyanlıktır. Türklerde Tanrı Kutu Tanhu (Türklere Cenab-ı Hak tarafından insanların idaresi hükümdarlık verildiği inancı meşhurdur.)
Türkler o dönemde İslam ordusunda çok önemli mevkiler elde ediyorlardı. Böylece Türkistan'nın İslamlaşması çok daha kolay sağlanmış olacaktır. Mavaraünnehirin tamamıyla Müslüman olması Samaniler döneminde gerçekleşmiştir. Türk dili için yine en güzel söylem şu şekilde ifade edilmektedir. "Türklerin lisanını öğrenin çünkü onların saltanatı çok uzun sürecektir." (Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lügatu Türk) adlı eserindeki söylemi bir kez daha haklılığını ortaya koymaktadır. Bu söylemin Hz Muhammed (S.A.V)'in Hadis-i şerifi olduğu rivayet edilmektedir.
İbn-i Ebi-d dünyanın ahir zaman üzerine yazdığı kitabında Allah (C.C) Resulüne senetle ulaşan bir hadis yazılıymış. Bu hadise göre Allah (C.C) şöyle buyuruyor. "Benim bir ordum vardır ona Türk adını verdim onları Doğuya yerleştirdim bir kavme gazaplanırsam Türkleri o kavmin üzerine gönderirim" diye buyurmuştur. Bu ifadelerin Türklerin nasıl bir millet olduğunu göstermektedir. Türkler artık yüzünü batıya çevirmiş İslam dini adına büyük fetihler yapmak için mücadele edeceklerdi. Böylece ırki anlamda Türk dilinin yaygınlaşması ve konuşulması bu dönemden sonra oluşmuştur.
Bir milletin dilinin temsiliyeti açısından ne kadar önemli olduğunu kültürel manada eserler ortaya çıkarmasından da anlayabiliyoruz. Bozkırın, töreli ve tüzüklü kavmi "Aşinaoğulları veya Töles boyları" diye tabir edilen "Türk" milleti asırlara dayanan bir mediniyetin de sahibidirler. "Hun Türk" devleti ile başlayan Avrupa yolculuğu en son "Osmanlı Türk" devletinin batıda ki fetihleri sayesinde burada ki "Türk" nüfusun bu dili kullanması Türk dili açısından da önemli bir durumun kendisidir. "Türkler tarihte eşi benzeri görülmemiş bir milletir." (Enes Bin Malik) sözü elbette onu haklı çıkarmıştır. Artık Türkler ilim ve sanatta Edebiyatta önemli büyük eserler ortaya koyuyorlar ve Türk mimarı tarzı da İslam medeniyetinden böylelikle etkilenerek önemli eserlerin inşasına vesile olmuştur.
Bir milletin birlik ve beraberlik içerisinde olabilmesi için mutlaka dil birliğine ihtiyacı vardır. Bu durumu ünlü düşünür ve fikir adamı Ziya Gökalp dizelerinde şöyle ifade ediyor.
Türklüğün vicdanı bir,
Dini bir, vatanı bir;
Fakat hepsi ayrılır
Olmazsa lisanı bir.
Ziya GÖKALP
"Dil millet olmanın, kendi kültür ve medeniyetinin yaşatılması bakımından en önemli unsurudur."
Ali KARACA
Araştırmacı Tarihçi
Yazar ve Şair

YORUMLAR

  • 0 Yorum