(BOZKIRIN TÖRELİ KAVMİ)
İlk Türkler, dünyaya hakim olan Türk kavimleri kimdir, nerede yaşamışlar ve hangi İnanç sisteminde bulunmuşlar ve yine neleri başarmışlardır, onları anlatarak tanıtalım.
Kadim, Türk tarihi, insanlık tarihi kadar çok eski olmakla birlikte, dünya kurulduğundan beri, Türklerin var olduğunu söylemek daha doğru bir tez olarak kabul edilebilir. Türkler dünyanın kuruluşundan itibaren var olduğu ifade edilebilir.
Türklerin Hz Nuh (A.S) oğlu Yafes'in soyundan geldiği rivayet edildiği bir çok kaynakta anlatılmaktadır. Yasef'in oğlularının Türk soyunu başlattığı ve Türklerin şecerinin böylece başladığı yine, bir çok yazılı tarihi kaynaklarda geçmektedir.
Paleolitik (Eski Taş Çağı) da insanların yer kürede yaşamaya başladığı buzul çağından beri Türklerin var olduğu ifade edilebilir. Türklerin ilk Anavatanı olarak bağlı olduğu Ural - Altay dil gurubundan da anlaşılacağı üzere Altay dağlarından başlayan Türkistan dediğimiz, Ötüken (Geçerli) bu günkü, Kazakistan ve Moğolistan coğrafyası ile birlikte Çin'nin bir kısmını kapsamaktadır.
Azakın doğusunda yaşayan insanlar Türk adı ile tanıtılmışlardır. Türk (Türük, Török, Törk) adı belgelerde ilk defa Kül - Tegin, Bilge Kağan ve Tonyukuk'un yazıtlarında (Türük), (Türk) veya Kök - Türk şeklinde geçer. Türk adının töre isminden türetildiği ve Türeyen, Töreli, Tüzüklü (Kanunlu) anlamına geldiği söylenmektedir. Çinlilerin; Tucue veya Kaanlı (Yüksek Arabalı) diye, Türkleri anlattıkları bilinmektedir.
Türkler, Hazarlar, Peçenekler ve Oğuzlar, kendi aralarında (Dokuz Oğuzlar) olmak üzere kollara ayrılmaktadırlar. Özellikle Türkiye Türklerinin atası olarak kabul edilen Oğuzların Bozoklar ve Üçoklar diye ikiye ayrılması 24 Türk boyundan oluşması ve Mete Han ile başlayan bu yolculuğu kutlu kılmıştır. Bozoklar : Gün Han, Ay Han, Yıldız Han ve Üçoklar : Gök Han, Dağ Han, Deniz Han olmak üzere Türklerin 24 Oğuz boyunu oluşturmuşlardır.
Türklerde Oğuz Han veya Kağan İmparator olarak hepsinin başı demektir. Hunlular, Türk'tür ve Göktürklerin atasıdır. Mete Han ile Atilla aynı ırktan yani Türk'tür. Hiunglular, Hunlular, Türk değilse tarihte Türk diye bir şey yoktur. Türk dili konuşan topluluklar bazı tarihçiler tarafından Türk tabiri yerine (Ön Türk) veya Porto Türk diye tanıtılırlar. Hun devletinin içerisinde başka unsurlar yani milletler de vardır. Fakat Türkler Hun Devletinin hakim milleti ve asli unsurlarıdır. Hun Devletleri Türkiye Cumhuriyet'inin Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilir.
Türk kelimesi Hakanlar sülalesi olan Aşina oğullarının unvanıdır. Bu sülaleye mensubiyet Türklükle anılır. Türk kelimesi tarih sahnesinde Göktürk Devleti ile başlamıştır. Göktürk bir Devletin adı olur ve bu devlete mensubiyetliği bildirir. Bu Türk Devletinin ilk kurucusu Bumin Kağandır. Türklerde Devlet ve düzenli Ordu geleneği İlk defa M.Ö 209 yılında Mete Han tarafından kurulmuştur. Bu gün ülkemiz de Türkiye Cumhuriyet'i Devletinin kullandığı kara nizamiyesi, Ordu geleneği Mete Han tarafından kurulmuş olan sistemle devam etmektedir.
Prof Dr Yusuf Halaçoğluna göre Türk adı ilk olarak M.Ö 1200 yıllarında geçmektedir. Türk adı konusunda en güzel araştırmayı 1965 yılında merhum Prof Dr İbrahim Kafesoğlu hocamız "Tarihte Türk Adı" adlı makalesiyle yapmıştır. Türk adı Pers kaynaklarında M.S 420 yılında geçmektedir. Sabarlar döneminde ise yine Türk adı M.S sonra 515 yılında geçer. Türk tarihi üzerinde çok önemli ve başarılı çalışmalar yapan Prof Dr Ahmet Taşağıl eski Çin'ce öğrenerek, yaptığı araştırmalarda, Türklerin, Çin kaynaklarında M.S 542 yılında Türk kelimesi, güçlü ve kuvvetli olarak Türk Kağanlığı (Göktürk Devleti) Türk Devletinin adının geçtiğini ifade eder.
Türkler Orta Asya da Seyhun ırmağının kuzey doğusunda yaşayan millet topluluğu olarak tarif edilmektedirler ve Töles (Bozkırda yaşayan Türklerin ortak adı) boyları Türk Hun, güçlü Hun, yine kuvvetli kamil insan olarak tarif edilmektedir. Bu durum Uygur belgelerinde M.S 896 yılında mevcuttur. Esasında Türklerin tarihi dünya tarihi kadar da eskidir ve hatta bir parçasıdır. Türkler doğu kültürlerini batı'ya batı'dan aldıkları kültürleri de doğuya taşımakta birlikte tarih'te çok önemli rol üstlenmiş millettir. Türk adının batı kaynaklarında 1. yüzyılda Pomponius Mela ve Plinius adlı Romalı tarihçilerde de kaydedilmiştir.
Orta Asya da Türk adıyla siyasi örgütlemeyi kuranlar Göktürkler olmuştur. Asabiyet (Kandaşlık) kavramının göçer toplumun yapısını korumak için kan bağı ile bir toplumsal örgüt ve teşkilat kuran Türkler bu şekilde bütünleşerek, Türk yöresinin ana çizgilerini oluşturduğu söylenebilir. Türklerde bir başka etken de inanç sistemidir. "Türklerin İnanç Sistemi" adlı makalemizde bu konuyu geniş bir şekilde detaylandırarak anlatacağız fakat burada da kısa olarak "Kök - Tengri" inancı ve Şamanizm Kandaş toplum bakımından hayat tarzı olarak, arkaik (Eski) asla dayanır.
Türkler yaşantıları boyu çeşitli dinlere tapmışlardır ve bir çok inanç dairesine de girmişlerdir. Bunlar Tengricilik yani Gök Tanrı inancı ve onun içerisinde bir disiplin olan Şamanizm'den sonra "Taspar Kağan" döneminde Budizme girerek Türk ülkesinin gerilemesine sebep olmuştur. Hazar Türkleri Museviliği (Yahudiliği) tercih ederek bir başka dine girmişlerdir. Türkler Hıristiyanlığın yaygın olması dolayısıyla en çok bu dine mensup olmuşlardır. İslamiyetin Arap yarımadasında doğmasıyla birlikte Türk milletinin makus talihi değişmiş, Türkler büyük ölçüde Müslümanlığı seçerek bu dine girmişler ve bin yıl yüce İslam dininin bayraktarlığını yapmışlardır.
Türklerin Anayurdu olarak Orta - Asya dediğimiz Türkistan alınmış ve bunu ispat yolunda da türlü tefsirlerde girilmiş, yerli ve yabancı kaynaklarda da Asya bozkırında yaşayan millete Türk denilmiştir. Türklerde en erken çağlarda Kazakistan bozkırında yaşayan boylara "Töles" diye ad takılmıştır. Türk milletine göçerlik kültürü kıpırdak yani hareketli millet oldukları için bozkır gibi bir coğrafyanın getirdiği koşulları koşulların etkisiyle oluşmuştur. Türkler yer değiştirirken bozkırın acımasız koşullarına karşı, dinamik bir şekilde ayakta kalarak güçlü olmayı başarmışlardır.
Türk (Güçlü kuvvetli) veya Töreli, tüzüklü ve kanunlu sözcüğü belki de doğa koşullarına karşı direnç göstermelerinden dolayı aldığı ifade edilebilir. Büyük göçlerin yaşanmasının elbette çeşitli etkenleri vardır. O dönemde yıllık ısının Türkistan bölgesinde ortalama 0.5 derece olması en önemli faktör olarak görülebilir. Bu göçlerin ana sebeplerine daha verimli otlaklara sahip olmak da eklenebilir. Türkler yer değiştirirken özellikle medeniyetlerini ve kültürlerini gittikleri yerlere taşıyarak bir başka görevi de ifa etmişlerdir. Türklerin en önemli bir başka özelliği de her ülkede yaşadıkları coğrafyanın kültürüne kolay adapte olmalarıdır.
Oğuz terimi Ok ve Uz (Boy, klan, kabile) birleşmesiyle oluşmuştur. Bu kavimlerden ilk kez Orhun yazıtlarında Altı, Oğuzlar olarak söz edilmiştir. Oğuz kökenli farklı nüfusları da işaret eden Tokuz - Oğuz ve Sekiz Oğuz terimleri de kullanılmıştır. Türklerde Ötüken şehri Orta - Asya tarihinde ve merhum H. Nihal Atsız hocamıza göre de kutsal başkenttir. Türk, Moğol ve Ural - Altay halklarının çıkış noktası bu coğrafya olarak kabul edilir. Göktürk Devleti yine burada kurulmuştur. Daha sonra Oğuzlar Türkiye Türklerini oluşturana kadar çeşitli Türki topluluklarının hakimiyeti altında yaşamışlardır. Aynı bozkır dairesinde yaşayan Türklerle, Moğollar ayrı, ayrı ırklardır. Mançular, Tunguzklar, Kerayitler ve Merkitler, de farklı farklı milletlerdir.
Cengiz Han Türk ordu geleneğini kullanması, Türkçe konuşması hatta büyük fetihler ederek Orta - Asya'nın neredeyse tamamına hakim olması onu Türk yapmaz. Çünkü Türkler bozkırın töreli, tüzüklü adaletli milletidir, düşküne ve mazluma hiç bir zaman dokunmamışlardır. Moğollar bu adalet anlayışından yoksundurlar ve zalimlikleriyle de meşhurdurlar. "Türklerin Müslüman Olmaları" bu hususu yazmış olduğum bir başka makalemde anlatmıştım. Fakat ilk Müslüman Türk Devleti Prof Dr Ahmet Taşağıl hocamıza göre İdil - Bulgar Hanlığı (912) Prof Dr İlber Ortaylı ve bir çok akademisyenimize göre de Karahanlı Devleti (933) yılı olarak ifade edilmektedir. Türkler bu tarihten sonrada bir çok Müslüman Devletler kurarak tarih sahnesinde ki varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Göktürklerden başka, Hazarlar, Kırgızlar, Uygurlar ve Göktürklerin yıkılmasıyla birlikte, irili ufaklı Mısır, Azerbaycan, Suriye gibi yerlerde daha sonra Güney Asya da Hindistan tarafında Türk devletleri kurulmuştur. Harezmşahlar, Oğuz Yabgu Konfederasyonu, Karahanlılar, Gazneniler, Büyük Selçuklu, hükümdarı, Sultan Alparslan önderliğinde 1071 yılında Malazgirt savaşı ile Müslüman Türkler Anadolu topraklarını kendilerine yeniden yurt edinmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti (1075) yılında Süleyman Şah tarafından İznik'te kurulmuştur. Daha sonra Oğuzların bir bakiyesi olan Bozoklara bağlı Kayıboyu neslinden Osmanoğlu beyliği (1299) Söğüt'te küçücük bir beylik olarak tarih sahnesine çıkmış ve üç kıta yedi iklimin sahibi olmuşlardır. Türklerin serüveni adaletleri ile birlikte (1453) yılında İstanbul'un fethiyle batıya açılmaya devam etmiş ve Viyana kapılarına dayanmıştır.
Bugün ki Türkiye Türkleri Oğuz neslinin kendi öz adıyla "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni" (29 Ekim 1923) kuran irade, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından bu devletin kuruluşunda, Oğuz töresi ve felsefesini hakim kılarak kuruluşunu gerçekleştirmişlerdir.
Türk milleti tarih seni baş sayfada yazacak
Çağ açtın çağ kapattın bu millet var olacak.
Ali KARACA
Araştırmacı Tarihçi
Yazar ve Şair
OF/ TRABZON
YORUMLAR