İSLAM, SAVAŞ DIŞINDA ÖZGÜR İNSANLARIN KÖLELEŞTİRİLMESİNİ YASAKLAMIŞTIR
Savaşta esir alınan kişilerin haklarınıda önemseyerek korumuştur, Kölenizde olsa o'nun insan olduğunu unutmamayı emretmektedir.
Kölelik, şer'î hukukta sadece hukuki ehliyeti tahdit eden bir hâldir. İslamiyet, ilk defa kölenin insan olduğunu ve Allah huzurunda bütün insanların eşitliği prensibini getirdi. Dolayısıyla kölelere fena muamelede bulunmak yasaklandı.
Efendiye kölesine kendi yediğinden yedirme, ayrıca elbise ve mesken ihtiyacını karşılama; okuma, yazma ve diğer lüzumlu ilimleri öğretme; ona kendi ev halkının bir ferdi olarak muamele etme mükellefiyeti yüklendi. Kur'ân-ı kerim, bir yandan "Elinizin altındakilere iyilik edin" buyururken, öte yandan onları evlendirmeyi tavsiye etmiştir.
Kölelerin vaziyeti o kadar iyileştirilmişti ki, azat edilen köleler, efendilerinin yanından ayrılmayı istemediler. Resûlullah'ın azatlı kölesi ve ilk Müslümanlardan Hazreti Zeyd, anne ve babası kendisini bulup götürmek istediklerinde, gidip gitmemekte serbest bırakıldığı hâlde, onlarla gitmeyi reddedip eski efendisinin yanında kalmayı tercih etti.
Peygamberimizin 'Oğlum' diye hitap ettiği bu kölesini, kendi halasının kızıyla evlendirmiş; ordu kumandanı olarak gittiği Mute'de şehit olmuştu. Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen tek sahabi budur. Hazreti Zeyd'in çok sevdiği oğlu Üsâme'yi de ordu kumandanı yapmıştı.
YORUMLAR