Behlül Dane

Behlül Dane

Bu Hayatı Neyleyim, Bana Seni Gerek Seni...
balatfener@gmail.com

SIGARA HARAM MI? MEKRUH MU? CEVABI

28 Ekim 2022 - 16:56

Zifirin Hükmünün Nas ile Sabit Olması
Akdağlı, tütün içmenin, pis şeylerin kullanımını yasaklayan A’râf Sûresi 157. âyetinin kapsamına girdiği; bu âyette yer alan “habâis / pis şeyler” kelimesinin tütünün içerdiği zifire de şamil olduğu görüşündedir. Dolayısıyla, tütün içmenin haram olmasının hükmü kıyas ile değil nasla sabit olmuştur.81 Akdağlı, bu görüşünün temel dayanağı olarak 14 i de fayda-zarar kriteridir.
80 Ayrıca zifirin temiz sayılması onun helâl uşunu da ifade etmez. Çünkü bir şeyin temiz sayılması, her hâlükârda nilip içilmesinin helâl olmasını gerekli kılacağı söylenemez. Zifiri necis ve pis sayan Akdağlı’nın verdiği bu hükme göre tütün, mek için alım satıma da konu olamaz. Çünkü bir malın alım satıma nu olabilmesi için mütekavvim yani dinen yararlanılabilir nitelikte bir al olması gerekir.
B. Zifirin Hükmünün Nas ile Sabit Olması Akdağlı, tütün içmenin, pis şeylerin kullanımını yasaklayan A’râf Sûresi 157. tinin kapsamına girdiği; bu âyette yer alan “habâis / pis şeyler” kelimesinin tütünün rdiği zifire de şamil olduğu görüşündedir. Dolayısıyla, tütün içmenin haram masının hükmü kıyas ile değil nasla sabit olmuştur.
81 Akdağlı, bu görüşünün temel yanağı olarak ثِ َ ائ َ ب َ ح ا ْْل ِهم ْ َي ل َ ح ع ِّم ر َ َحُي ا ِت و َ ِّب َّي ح الط حم ُّل ََل ِ َحُي و)” O peygamber) onlara iyi ve miz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar.” (7/A’râf/157) âyetini lil gösterir: Fukaha bu âyetten hareketle kurbağa, yılan ve fare gibi şereler ile köpek, kurt ve aslan gibi yırtıcı hayvanların haram olduğuna kmetmişlerdir. İbn Melek (821/1418) de Şerhu Mecmai‟l-bahreyn’de Burhaneddin el-Buhârî, el-Muhîtu‟l-burhânî, C. 1, s. 193-194; el-Mevsılî, Abdullah b. Mahmûd, el-İhtiyâr li-ta‟lîli‟l-Muhtar, Matbaatü’l-Halebî, Kahire 1937, C. 1, s. 31. Karaman, Fikret, “Tütün ve Sigara Üzerine Bir İnceleme”, s. 120 vd. Ayrıca bkz. Baysa, “Ömer Müftî Kilîsî”, s. 46-47. Kahraman, “Gıda Ürünlerinde Helal ve Haramı Belirleme Yöntemi”, s. 466. Akdağlı, vr. 175ᵃ. “(O peygamber) onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar.” (7/A’râf/157) âyetini delil gösterir: Fukaha bu âyetten hareketle kurbağa, yılan ve fare gibi haşereler ile köpek, kurt ve aslan gibi yırtıcı hayvanların haram olduğuna hükmetmişlerdir. İbn Melek (821/1418) de Şerhu Mecmai’l-bahreyn’de bu âyeti delil göstererek şahin, kartal ve akbaba gibi yırtıcı pençesi olan kuşlar ile kurt, akrep ve fare gibi parçalayıcı dişi olan haşere ve yırtıcıların haram, bütün bu canlıların necis ve pis olduğunu kaydetmiştir.82 Akdağlı’ya göre, sigaranın A’raf Sûresi 157. âyetinin umumu dışında kaldığına ve helal olduğuna dair Kitap, Sünnet, İcmâ ve Kıyas’a dayanan herhangi bir delil bulunmamaktadır.83 A’râf Sûresi 157. âyet, sigara içmenin hükmünün nas ile belirlendiğine dair Akdağlı’nın istişhatta bulunduğu deliller arasında yer almaktadır. Fakat zifirle ilgili hükmün belirlenmesinde bu âyetle istişhatta bulunmadan önce, zifirin şüpheye mahal bırakmayan bir kesinlikte habis olduğunun tespit edilmesi gerekir. Zifir için böyle bir neticeye varıldıktan sonra ilgili âyetin delâletinin tartışılacağı safhaya geçilebilir. Yukarıda, zifirin necâset-i galîzadan sayılmasının tartışmalı olduğunu ifade etmiştik. Burada sorun, nelerin “habâis”84 grubuna dâhil olduğudur. Bu durumda ilgili âyetin delâletinin kat’î olup olmayacağı zifir için belirlenen hükümle irtibatlı olmaktadır. Akdağlı’nın sigaranın A’raf 157. âyetinin umumu dışında kaldığına ve helal olduğuna dair Kitap, Sünnet, İcmâ ve Kıyas’a dayanan bir delilin bulunmadığı şeklindeki tespiti tartışmalıdır. Zira sigaranın âyetin umumuna dâhil olduğuna yönelik de sarih bir delil mevcut değildir. Bu durumda her iki iddia mütesavi olmaktadır. Böyle olunca, helalliği ve haramlığı konusunda müçtehitlerin ittifak edemedikleri özellikle gıda gibi yeni ve şüpheli
81) Akdağlı, vr. 175a .
82) Akdağlı, vr. 173b .
 83) Akdağlı, vr. 175a .
84) Habis kavramıyla ilgili bkz. Duman, M. Zeki, “Habîs”, DİA, İstanbul 1996, C. 14, s. 379; Şenol, Yahya, Kur’an ve Sünnet Işığında Helal Gıda, Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul 2014, s. 58 vd. 198 / Dr. İsmail NARİN EKEV AKADEMİ DERGİSİ konularda “sağlığa uygunluk” ölçütü esas alınmalıdır.
85 Sigaranın da insan sağlığına zararlı olduğu kesin olduğu için hükmünün bu çerçevede belirlenmesi gerekir. Sigara konusunu tartışanlar gibi, Akdağlı da görüşlerini fıkhın geleneksel metodolojisi ve kavramları çerçevesinde delillendirme yolunu takip etmiştir. Oysa tütün içmenin haramlığı bu delillerle ispat edilemez. Aklı-ı selim sahibi herkes sigaranın kötü ve zararlı bir alışkanlık olduğu hususunda görüş birliğine sahip olmakla beraber
86 bir yiyecek maddesinin haram olduğunun savunulabilmesi için buna dair açık bir nassın sevk edilmiş olması gerekir. Açık bir nassın bulunmaması veya delâletin zannîliği durumunda ise fiilin şer’an yasaklanmış olduğundan bahsedilemez. Bu durumda hükmün ibâhaya veya kerahete hamledilmesi söz konusu olur.87


C. Zifirin Hükmünün Kıyas ile Sabit Olmadığı Sigara içmenin haram olmadığını savunanların “A’râf Sûresi’nin 157. âyetini delil göstererek zifirin necis olduğunu ileri sürmek hükmün kıyas yoluyla ispatıdır, oysa bir hükme kıyas deliliyle varmak ancak müçtehidin faaliyet alanına girer” şeklindeki itirazlarını nakleden Akdağlı buna şöyle cevap verir: Burada iki husus dile getirilmektedir. Biri bu hükmün kıyas ile sabit olduğu, ikincisi bu kıyasın ise ancak bir müçtehit tarafından yapılabileceği. Birinci itiraza cevap sadedinde Akdağlı, bu hükmün kıyasla değil, nas ile sabit olduğunu savunarak konuyu şöyle izah etmektedir: Çünkü kıyas, bir şeyin hükmünü müşterek illetten dolayı başka birine vermek, yani aslın hükmünü fer’e uygulamaktır. Oysa ilgili âyette “habâis” kelimesi lügat açısından zifiri de kapsamaktadır. Habis ise mürüvvet ehlinin temiz tabiatınca pis ve iğrenç görülen şeydir. Bu sebepten ötürü zifir, habâise dâhildir. Dolayısıyla zifirin haramlığı konusunda yapılan, kıyasla istidlal olmayıp hükme nassın zâhiriyle varmaktır.88 İkinci itiraza yani kıyasın ancak bir müçtehit tarafından yapılabileceğine cevap sadedinde ise Akdağlı, Sadeddin et-Teftâzânî’nin “İçtihatla alakalı şartlar her konuda hüküm verebilen mutlak müçtehit ile ilgilidir, belirli meselelerde hüküm verecek müçtehidin sadece o meseleyle ilgili şeyleri bilmesi yeterlidir”89 sözünü aktarır. Fakat Akdağlı zifirin hükmü konusunda kıyasa başvurmadığını savunmaktadır. Buna rağmen yapılanın hâlâ bir kıyas işlemi olduğunu iddia eden ve kendisinin de müçtehit olmadığını dile getirenlere karşı, belirli bir meselede içtihat yapan kimsenin içtihatla ilgili bütün şartları taşımasının 85) Şenol, Helal Gıda, s. 397. Şüpheli şeylerden kaçınmayla ilgili âlimlerin görüşleri için bkz. a.e., s. 81 vd. 86) Karaman, Fikret, “Tütün ve Sigara Üzerine Bir İnceleme”, s. 123. 87) Bkz. Gazzâlî, Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed, el-Mustasfâ min ‘ilmi’l-usûl, el-Mektebetü’lasriyye, Beyrut 2009, C. 1, s. 93-95. 88) Akdağlı, vr. 174a . 89) Sadeddîn et-Teftâzânî, Şerhu’t-Telvih ‘ala’t-Tevdîh li-metni’t-Tenkih, thk. Zekeriyyâ Umeyrât, Dâru’lkutubi’l-ilmiyye, Beyrut 1996, C. 1, s. 247. 199 AKDAĞLI MUSTAFA B. ALİ AMÂSÎ VE SİGARANIN HÜKMÜ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ gerekmediğini, sadece ilgilendiği konuyu bilmesinin yeterli olduğunu ifade ederek cevap verir.90 Akdağlı, kendisinin mutlak müçtehit olmadığını, sadece belirli bir meselede içtihatta bulunduğunu belirtir. Bu açıdan içtihat konusundaki düşüncelerinde tutarlıdır. Çünkü belirli bir meselede içtihat yapan kimsenin mutlak içtihatla ilgili bütün şartları taşıması gerekmez, sadece ilgilendiği konuyu etraflıca bilmesi yeterlidir.91 Ancak, zifirin dinen habâisten addolunması kat’î olmadığı için, âyetin şümulüne zifirin dâhil edilmiş olması tartışmalıdır. Çünkü habâis farklı yorumlanabilecek esnek bir kavram değildir.

D. Eşyada Aslolanın İbâha Olduğu Prensibi Akdağlı, sigaranın haram olmadığını savunanların şu görüşüne yer verir: Yeryüzünde bulunan şeylerden yararlanma hususunda, yasaklayan bir delil bulunmadıkça aslolan ibâhadır. Zira âyette şöyle buyrulmaktadır: Akdağlı, kendisinin mutlak müçtehit olmadığını, sadece belirmeselede içtihatta bulunduğunu belirtir. Bu açıdan içtihat konusudüşüncelerinde tutarlıdır. Çünkü belirli bir meselede içtihat ykimsenin mutlak içtihatla ilgili bütün şartları taşıması gerekmez, silgilendiği konuyu etraflıca bilmesi yeterlidir. 91 Ancak, zifirin habâisten addolunması kat’î olmadığı için, âyetin şümulüne zifirin edilmiş olması tartışmalıdır. Çünkü habâis farklı yorumlanabilecek bir kavram değildir. D. EĢyada Aslolanın Ġbâha Olduğu Prensibi Akdağlı, sigaranın haram olmadığını savunanların şu görüyer verir: Yeryüzünde bulunan şeylerden yararlanma hususyasaklayan bir delil bulunmadıkça aslolan ibâhadır. Zira âyette ا :buyrulmaktadır ً يع ِ ْ ِض ََج َ لَ حكم َّما ِيف األَر َق ل َ ِي خ َ الَّذ حو ه” O, yerde ne varsa hesizin için yarattı” (2/Bakara/29). Dolayısıyla sigaranın da molduğuna hükmedilmesi gerekir. Akdağlı sigaranın mubah olduğunu ileri sürenlerin bu görüşdoğru bulmamakta ve delil olarak getirdikleri âyetin de bu koirtibatlı olmadığını savunmaktadır. Ona göre bu âyet Resûl-i Ekrebi’setinden ve ahkâmın bildirilmesinden önceki fetret dönemalakalıdır. Bu hususun ayrıca “Bugün size dininizi ettim”(5/Mâide/3) ve “Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitapt(6/En’âm/59) âyetlerinde de açıklanmış olduğunu belirterek ilgili âsigara içmenin helâl oluşuna delil getirilemeyeceğini ifade etmek 90 Akdağlı, vr. 174ᵃ. Sigara içmenin haram olduğunu savunan Ömer Müftî Kilîsî de itirazlarla karşılaşmış ve sigaranın hükmü konusunda ictihatta bulunabilmek için müçtehit olmaya gerek olmadığını söylemiştir. Bkz. Baysa, “Ömer Müftî Kilîsî”, s. 43. 91 Gazzâlî, el-Mustasfâ, C. 2, s. 298; Zekiyüddîn Şa’bân, İslâm Hukuk İlminin Esaslaİbrahim Kâfi Dönmez, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2015, s. 442. “O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı” (2/Bakara/29). Dolayısıyla sigaranın da mubah olduğuna hükmedilmesi gerekir. Akdağlı sigaranın mubah olduğunu ileri sürenlerin bu görüşlerini doğru bulmamakta ve delil olarak getirdikleri âyetin de bu konuyla irtibatlı olmadığını savunmaktadır. Ona göre bu âyet Resûl-i Ekrem’in bi’setinden ve ahkâmın bildirilmesinden önceki fetret dönemiyle alakalıdır. Bu hususun ayrıca “Bugün size dininizi ikmal ettim”(5/Mâide/3) ve “Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır” (6/En’âm/59) âyetlerinde de açıklanmış olduğunu belirterek ilgili âyetin sigara içmenin helâl oluşuna delil getirilemeyeceğini ifade etmektedir. Bu konuda ibâha-i asliyye ilkesiyle de hareket edilemez, edilse bile bu, tütünden sigara içme şeklinde faydalanmanın helal oluşunu gerektirmez; zira tütünü yiyecek maddesi ve sigara olarak tüketme haricinde ondan farklı şekilde faydalanmak mümkün ve sahihtir. Ayrıca sigara içme, nefes alıp verme gibi insan hayatı için zaruri olan bir eylem değildir.92 Akdağlı, sigaranın hükmünü ortaya koymak için “Eşyada aslolan ibahadır”93 kaidesine referansta bulunulamayacağını söylerken, bu düşüncesinde isabetlidir. Bu konuda istishâbü’l-hâl prensibinden94 hareketle bir hüküm bildirmemiz usul açısından doğru değildir. Çünkü sigara, zararı kesin olan maddeler sınıfındandır. Bu tür içeceklerin de, öne çıkan bu illetinden dolayı, mubah olamayacağı aklen bilinebilir. 90) Akdağlı, vr. 174a . Sigara içmenin haram olduğunu savunan Ömer Müftî Kilîsî de benzer itirazlarla karşılaşmış ve sigaranın hükmü konusunda ictihatta bulunabilmek için mutlak müçtehit olmaya gerek olmadığını söylemiştir. Bkz. Baysa, “Ömer Müftî Kilîsî”, s. 43. 91) Gazzâlî, el-Mustasfâ, C. 2, s. 298; Zekiyüddîn Şa’bân, İslâm Hukuk İlminin Esasları, çev. İbrahim Kâfi Dönmez, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2015, s. 442. 92) Akdağlı, vr. 174b . 93) İbnü’n-Nüceym, el-Eşbâh ve’n-nezâir, s. 56-57. 94) İstishâb delili için bkz. Gazzâlî, el-Mustasfâ, C. 1, s. 283 vd. 200 / Dr. İsmail NARİN EKEV AKADEMİ DERGİSİ E. Sigara İçen Kişinin Artığının Hükmü Akdağlı, sigara ve diğer tütün mamüllerini kullanma neticesinde ağza zifir bulaşmasının hükmünün, necâset yemenin hükmüyle aynı olduğu iddiasındadır. Bunu sigara içmekte kullanılan alet ve edevatta biriken zifirin pis ve necis, belki de bütün ağır necâsetlerden ve pisliklerden daha pis ve necis olduğunu söyleyerek temellendirme yoluna gitmiştir. 95 Akdağlı’ya göre, ağzında zifir kokusu bulunan kişinin ayrıca artığı da temiz değildir. Çünkü bunun ağız sıvısı, tıpkı şarap içmiş kişinin tükürüğü, fare yemiş kedinin salyası ve istincâ yapıp eli necâset kokan kişinin eli gibi necistir.96 İbn Nüceym’in istincânın şartını, istincâ mahallinden ve elden kokunun giderilmesi olarak kaydettiğini97 hatırlatan Akdağlı, bir mahaldeki necâset giderilmedikçe o yerin temiz sayılamayacağı ilkesinden hareketle, necis olan zifirin de ağızdan temizlenmesi gerektiğini, aksi halde ağzın necis sayılacağını belirtir. Burhâneddin el-Buhârî de el-Muhîtu’l-Burhânî adlı eserinde bir şeyin temiz sayılabilmesi için onda necâsetin tadının, renginin ve kokusunun olmaması şartını kaydetmiştir.98 Akdağlı, sigara içen kişinin ağız sıvısını ağır necâset grubuna giren şeylere kıyas etmiştir. Zifiri necâset-i galîzadan saydığı için, şarap içen kişinin tükürüğü, fare yemiş kedinin salyası ve istincâ yapıp eli necâset kokan kişinin eli gibi, sigara içen kişinin ağız sıvısının da necis olduğu hükmünü vermiştir. Fakat zifirin necis olduğu tartışmalı bir konu olması hasebiyle bu kıyas işlemi de tartışmalıdır ve kıyas ma’a’l-fârıktır. Çünkü burada “fer’” hükmün illeti bakımından “asl”a eşit değildir.99 Yani sigara içenin ağız sıvısı, fare yemiş kedinin salyasının dengi bir şey olmadığından bu konuda kıyas icra edilemez. Akdağlı bunlar arasında kıyas yapmaya elverişli benzerlik olmadığı halde kıyasa başvurduğu için onun bu işlemi fâsit olup geçerli kabul edilemez. F. Ağızdaki Zifirin Temizlenmesinde Meşakkatin Bulunması Akdağlı, sigara içen kişinin ağzında biriken zifirin temizlenmesinde zorluk ve meşakkat bulunduğu ve ağızdaki zifirin temizliğinin fıkhın bu ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği düşüncesini şiddetle reddetmektedir. Dürer müellifi Molla Hüsrev (885/1480), necâsetin temizlenmesi bahsiyle ilgili şöyle der: Gözle görülebilecek büyüklükteki bir necâsetle kirlenmiş olan elbise veya benzeri şeyler, meşakkate girmeden, mesela sabun ve benzeri bir maddeye ihtiyaç duyulmadan, bizzat necâsetten ve koku-renk gibi necâsetin izlerinden arındırılırsa temiz sayılırlar. Çünkü necâsetin temizlenmesi için hazırlanmış esas araç sudur. Sudan başka bir maddeye ihtiyaç duyulursa, bu durumda meşakkatin var olduğu kabul edilir.100 Akdağlı, in95) Akdağlı, vr. 175a . 96) Akdağlı, vr. 173b . 97) İbnü’n-Nüceym, el-Eşbâh ve’n-nezâir, s. 138; Akdağlı, vr. 173b . 98) Burhaneddin el-Buhârî, el-Muhîtu’l-burhânî, C. 1, s. 201; Akdağlı, vr. 173b . 99) Kıyas ma’al-fârık için bkz. Şa’bân, İslâm Hukuk İlminin Esasları, s. 144. 100) Molla Hüsrev, Mehmed b. Feramrûz, Dürerü’l-hukkâm şerhu Gureri’l-ahkâm (Şürünbülâlî’nin hâşiyesiyle beraber), Dâru ihyâi’l-kutubi’l-arabiyye, y.y., trs., C. 1, s. 44; Akdağlı, vr. 173b . 201 AKDAĞLI MUSTAFA B. ALİ AMÂSÎ VE SİGARANIN HÜKMÜ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ sanların kullandığı eşyaların temizliği için geçerli olan kuralın ve meşakkatin giderilmesi ilkesinin bu çerçevede değerlendirilmesinin anlamlı olduğunu belirtmekle beraber Molla Hüsrev’in bu tespitlerinin sigara içme konusuna taşınmasını doğru bulmaz. Sigara içen kimsenin ağız temizliğinde, sudan başka bir maddeye ihtiyaç duyulduğundan dolayı meşakkatin var olduğu tezini reddederek şu tespitte bulunur: Hiçbir zaruret, ağzın sabah-akşam her daim zifir necâsetiyle bulaşmasını zorunlu kılmaz; ayrıca ağız temizliğinde sudan başka bir maddeye ihtiyaç duyulmadığı için, bunda meşakkatin bulunduğu mazeretinin ileri sürülmesi isabetli değildir. Cadde ve sokaklardaki çamurun temizliği gibi meseleler ise zaruret kaidesi üzerine mebni olup temizlik konusundaki temel şer’î ilkeden istisna edilmiştir. Dolayısıyla buradaki necis olan ve necâsetle bulaşmış şey, herhangi bir seçim ve zaruret durumu söz konusu olmaksızın bedeni veya elbisesi necâsetle bulaşmış kişiye kıyas edilemez.101 G. Sigara İçen Kişinin Namazının Hükmü Akdağlı, sigara içen kişinin namazının sahih olmadığı ve sigara içmenin bu ibadeti geçersiz kıldığı düşüncesine sahiptir: Zifir necâset-i galîza olduğu için, sigara içen ve ağzı zifirle bulaşan kişinin namazı sahih değildir. İmam Şâfiî’ye göre çok az bir miktar necâset dahi namazın sıhhatine mâni teşkil eder. İmam Azam’ın necâset-i galîza hakkındaki görüşüne göre de, sigara içen kişinin dil ve diğer bölümlerden oluşan ağzının iç kısmı, alan olarak bir dirhemden daha büyük olduğu için, zifirin ağızda bulunuşu namazın sıhhatine mânidir. Çünkü, necâset-i galîza bir dirhem kadar veya ondan daha küçük olursa bu necâset-i kalîle sayılır ve namaza engel teşkil etmez; bir dirhemden büyük olması durumunda namazın sıhhatine mâni olur.102 Akdağlı, Hanefilerin necâset-i galîza konusundaki bu hükmünü hatırlatırken Hanefî mezhebinin sistematiği içinde hareket etmiştir. Fakat baştan itibaren zifiri necis, hatta necâset-i galîzadan saymış olması tartışmalı bir değerlendirme olduğu için sigara içenin namazının sahih olmayacağını ileri sürmesi de tenkide açık bir görüştür ve isabetli değildir. Nitekim, pis sayıldığı için, tütün içmenin ve üzerinde tütün bulundurmanın namazın sıhhatine engel teşkil edeceği şeklindeki görüşlere âlimlerin çoğu iştirak etmemiştir.103 Şeyh Mahmût Şeltût, İslâm’a göre, bir şeyi yemenin haram veya mekruh oluşu ile necis oluşu arasında telâzüm104 bulunmadığını belirterek, tütün ekilmiş veya depolanmış yerde dahi namazın kılınabileceğini105 beyan etmiştir. Akdağlı sigara müptelası olup içmekte ısrar eden, namaz kılan veya kıldıran kişiye “veyl olsun” demektedir. Ona göre, bu hata üzere olanların kendilerini Müslüman ve 101) Akdağlı, vr. 173b . 102) Burhaneddin el-Buhârî, el-Muhîtu’l-burhânî, C. 1, s. 192; Akdağlı, vr. 174a . 103) Özen, “Tütün”, C. 42, s. 5. 104) Telâzüm, bir mantık terimi olup iki şeyin karşılıklı olarak birbirini gerektirmesi mânasına gelmektedir. Bkz. Tehânevî, Muhammed b. Ali, Keşşâfu ıstılâhi’l-fünûn ve’l-ulûm, thk. Ali Dahrûc, Mektebetü Lübnan naşirun, Beyrut 1996, C. 2, s. 1405-1406; Erdoğan, Mehmet, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Ensar Yay., İstanbul 2013, s. 562. 105) Mahmûd Şeltût, el-Fetâvâ, s. 333. 202 / Dr. İsmail NARİN EKEV AKADEMİ DERGİSİ müttaki olarak nitelemeleri sadece bir iddiadan ibarettir; sigara içmenin haramlığına karşı gelmenin ve bu husustaki ısrarın temelinde ise inatçılık, inkârcılık ve haset yer almaktadır.106 Akdağlı’nın bu konudaki görüşleri de oldukça sert olup ilmî letafet içinde değerlendirilemez. Oysa sigara içmenin dinî hükmü tartışmalı bir konudur. Âlimlerin ihtilaf ettiği fıkhî konular etrafında herhangi bir kanaat serdedilirken “inat, inkâr ve haset” gibi kavramlara ve hissî kabul edilebilecek değerlendirmelere başvurmanın ilmî bir dayanağı bulunmamaktadır. İnsanları sigara bırakmaya ve tövbeye davet eden Akdağlı, temizliğin aslî mekânlarından olan ağız gibi bir organın zifir gibi habis ve necis bir maddeyle kirletilmemesi gerektiği öğüdünde bulunur. Bu öğüdünü ise şu hikemî yaklaşımla temellendirir: Allah, insanı anne karnındayken kan ile ağızdan değil bilakis göbek yoluyla beslemiştir. Çünkü ağız tevhidi ikrar ve Kur’an’ı kıraat etmenin makamıdır. Ama insan irade sahibi olduktan sonra ağzını zifir, çirkin söz vb. haramlarla kirletmiştir.107 Sonuç Tütün, kullanımı Osmanlı toplumunda 1570’li yıllardan sonra yaygınlaşan bir ürün olup hükmünün tespiti âlimler arasında ciddî tartışmalara konu olmuştur. Tütün kullanımının dinî hükmü hakkındaki görüşler genel olarak mubah, mekruh ve haram şeklindedir. Araştırmamıza konu olan Akdağlı Mustafâ b. Alî Amâsî ise, tütün kullanmanın haram olduğu görüşündedir. Bu amaçla kaleme aldığı risâlesinde tütün dumanında zifir bulunduğuna dikkat çekerek zifirin şer’an habis ve necis olduğunu savunur. Akdağlı, sigara içmenin haram oluşunun illetini de zifirin bu niteliği üzerine bina etmektedir. Akdağlı sigaranın mubah olduğunu ileri sürenlerin görüşlerini tenkit ederek bu hükme delil gösterilen “O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı” (2/Bakara/29) âyetinin konuyla alakalı olmadığını savunur. Ayrıca, sigaranın zararları aşikar olduğundan ibâha-i asliyye ilkesiyle de hareket edilemeyeceğini belirtir. Akdağlı, tütün kullanmanın dinî hükmü hususunda müstakil şer’î bir delilin mevcut olduğu düşüncesine sahiptir. O’na göre tütün kullanmanın haram oluşunun dayanağı, kıyas olmayıp tütün dumanının zifir içermesinden dolayı, bizâtihi nassın kendisidir. Çünkü zifir “(O peygamber) onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri (habâis) haram kılar.” (7/A’râf/157) âyetinin şümulüne girmekte ve buradaki “habis” kavramının kapsamında yer almaktadır. Bu da tütün kullanmanın haram olduğu hükmünün nassın zahiri ile belirlenmiş olduğu anlamı taşır. Akdağlı, tütün kullanmanın hükmünü temellendirirken bu konuda geleneksel istidlal yöntemlerinden uzaklaştığı görülmektedir. Nitekim tütünün li-zâtihi haram olduğunu ileri sürerken kati delillere dayanmayan tartışmalı bir istidlal yöntemini kullanmıştır. Zifiri necâset-i galîza olarak nitelendirmiş olması, fıkhî açıdan ikna edici dayanaklardan yoksun olduğundan, tütün kullanan kişinin namazının sahih olmayacağı hükmünde bulunmasında isabetli görünmemektedir. 106) Akdağlı, vr. 174a . 107) Akdağlı, vr. 173b . 203
AKDAĞLI MUSTAFA B. ALİ AMÂSÎ VE SİGARANIN HÜKMÜ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Akdağlı, sigara içmenin haram olduğunu belirtirken zifirin yanısıra, insan sağlığına verdiği zarar ve israf başlıkları üzerinde duruyor olması önemlidir. Ancak, konuyla ilgili sarih bir nassın sevk edilmiş olmamasından ötürü, Akdağlı’nın belirttiği kat’î ve bağlayıcı bir hükme varmanın zor olduğunu ifade etmeliyiz.

Kaynakça Acar, Nurettin Muhtar, Sigara Hakkında İki Yazma Risale Abdü’l-Melik el-İsâmî’nin “Risale Celîle fî Şurbi’d-Duhân” ve Mustafa b. Ali el-Âmâsî’nin “Risale fî Tahrîmi’d-Duhân” Adlı Risaleleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010. Ahmed b. Muhammed b. Atîk, el-Ahkâmü’l-fıkhiyye el-müteallika bi-ahkâmi’t-tedhîn, Dâru’l-inân, 2008. Âkifzâde el-Amâsî, Abdürrahim b. İsmail (v. 1815), Kitâbu’l-Mecmû' fi'l-meşhûd ve'lmesmû', Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, nr. 2527 (İSAM Ktp., fotokopi nüsha, nr. 25465). Bağdâdî, İsmâil Paşa (v. 1920), Hediyyetü’l-ârifîn esmâu’l-müellifîn ve asâru’l-musannifîn, I-II, Beyrut: Dâru ihyâi’t-turâsi’l-arabî, 1955. Baysa, Hüseyin, “Ömer Müftî Kilîsî’nin Sigaranın Hükmü Hakkındaki Görüşünün Değerlendirilmesi –Risâletü’d-Dühân Bağlamında-”, Kilis: Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 2, sayı: 2, 2015. Boran, Mustafa, “Tütün/Sigara ve Kât Gibi Zararlı Maddelerin Dini Hükmü”, Konya: İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sayı: 29, 2017. Burhaneddin el-Buhârî, Mahmud b. Ahmed (v. 616), el-Muhîtu’l-burhânî fi’l-fıkhi’nNumânî, I-IX, Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye, 2004. Dalgın, Nihat, Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular 2, Samsun: Etüt Yayınları, 2012. Deylemî, Şîruye b. Şehredâr (v. 509), el-Firdevs bi-me’sûri’l-hitâb, I-V, Beyrut: Dâru’lkutubi’l-ilmiyye, 1986. Duman, M. Zeki, “Habîs”, DİA, C. 14, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1996. Durmuş, İsmail, “Adalı, Şeyh Mustafa”, DİA, C. 1, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1988. Erdoğan, Mehmet, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Ensar Yayınları, 2013. Gazzâlî, Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed (505/1111), el-Mustasfâ min ‘ilmi’l-usûl, I-II, Beyrut: el-Mektebetü’l-asriyye, 2009. Hüseyin Hüsameddin, Amasya Tarihi, s.nşr. Ali Yılmaz – Mehmet Akkuş, Ankara 1986. İbn Âbidîn, Muhammed Emin (v. 1252), Reddü’l-muhtâr ila’d-Dürri’l-muhtâr, I-VI, Beyrut: Dâru’l-fikr, 1992. İbnü’n-Nüceym, Zeynüddin b. İbrâhim (v. 970), el-Eşbâh ve’n-nezâir, Beyrut: Dâru’lkutubi’l-ilmiyye, 1999. 204 / Dr. İsmail NARİN EKEV AKADEMİ DERGİSİ Kahraman, Abdullah, “Gıda Ürünlerinde Helal ve Haramı Belirleme Yöntemi”, Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 16, sayı: 1, 2012. Karaman, Fikret, “İslam Dini Açısından Tütün ve Sigara Üzerine Bir İnceleme”, Ankara: Diyanet İlmi Dergi, C. 35, sayı: 3, 1999. Karaman, Hayrettin, İslâm’ın Işığında Günün Meseleleri, I-III, İstanbul: Nesil Yayınları, 1993. Kardâvî, Yusuf, el-Halâl ve’l-harâm fi’l-İslâm, Beyrut: el-Mektebeü’l-İslâmî, 1999. Kâsânî, Alâuddin Ebû Bekr (v. 587), Bedâi’u’s-senâi’ fî tertîbi’ş-şerâi’, I-VII, Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye, 1986. Kehhâle, Ömer Rıza (v. 1987), Mu’cemü’l-mellifîn, I-XV, Beyrut: Dâru ihyâ-i turâsi’larabî, trs. Kuhistânî, Şemseddin Muhammed (v. 962/1555), Câmi’u’r-rumûz, I-IV, Kalküta 1274/1858. Kuşeyrî, Abdülkerim (v. 465), er-Risâletü’l-Kuşeyriyye, I-II, Kahire: Dâru’l-meârif, trs. İliş, Muhammed b. Ahmed (v. 1299), Fethu’l-‘aliyyi’l-mâlik fi’l-fetvâ ‘alâ mezhebi İmam Mâlik, I-II, Dâru’l-marife, y.y., trs. Mevsılî, Abdullah b. Mahmûd (v. 683), el-İhtiyâr li-ta’lîli’l-Muhtar, I-V, Kahire: Matbaatü’l-Halebî, 1937. Molla Hüsrev, Mehmed b. Feramrûz (v. 885), Dürerü’l-hukkâm şerhu Gureri’l-ahkâm (Şürünbülâlî’nin hâşiyesiyle beraber), I-II, Dâru ihyâi’l-kutubi’l-arabiyye, y.y., trs. Olcay, Osman Fevzi, Amasya Şehri, haz. Harun Küççük – Kurtuluş Altunbaş, Amasya: Amasya Belediyesi Kültür Yayınları, 2010. Özen, Şükrü, “Tütün”, DİA, C. 42, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2012. Şa’bân, Zekiyüddîn, İslâm Hukuk İlminin Esasları, çev. İbrahim Kâfi Dönmez, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2015. Şeltût, Mahmûd (v. 1963), el-Fetâvâ, dirâse li-müşkilâti’l-müslimi’l-mu’âsır fî hayâtihi’lyevmiyyeti’l-‘âmme, Kahire: Dâru’ş-şurûk, 2004. Şenol, Yahya, Kur’an ve Sünnet Işığında Helal Gıda, İstanbul: Süleymaniye Vakfı Yayınları, 2014. Teftâzânî, Sadeddîn (v. 792), Şerhu’t-Telvih ‘ala’t-Tevdîh li-metni’t-Tenkih, I-II, thk. Zekeriyyâ Umeyrât, Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye, 1996. Tehânevî, Muhammed b. Ali (v. 1158), Keşşâfu ıstılâhi’l-fünûn ve’l-ulûm, I-II, thk. Ali Dahrûc, Beyrut: Mektebetü Lübnan naşirun, 1996. Yılmaz, Fehmi, Osmanlı İmparatorluğu’nda Tütün: Sosyal, Siyasî ve Ekonomik Tahlili (1600-1883), Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2005. Zelemî, Mustafa İbrâhim, et-Tedhîn adrâruhu ve tahrîmuhu fi’l-Kur’ân, Erbil 2009.

YORUMLAR

  • 0 Yorum