Zâlime yardım eden, zulme ortaktır
Dünyâya milyarlarca insan gelmiş, bir müddet yaşadıktan sonra, ölüp gitmişlerdir. Bunların bazıları zengin, bazıları fakîr, kimi güzel, kimi çirkin, kimi zâlim ve kimi de mazlûm idi. Ama bu kimseler, içinde bulundukları hâlleri ile beraber unutuldular ve sanki hiç yaşamamış gibi oldular. Bunların içinde inanan da, inanmayan da vardı. İnanan ve Allahü teâlânın emrettiği şekilde yaşayıp ölenler, tekrar dirilmek olmasaydı bile, onlar için bir sıkıntı olmazdı.
Ancak inkâr edip, imânsız olarak ölenleri, âhirette sonsuz azâb beklemektedir. Şu anda hayatta olanlar için de, bu iki hâlden birisi olacaktır.
Onun için insanın iyi düşünmesi ve kararını doğru vermesi lâzımdır. Zâlime yardım ve teşvîk etmek de, zulmün tâ kendisidir.
Ayrıca zâlime yardım eden, onun zulmüne uğramadan ölmez.
Nitekim hadis-i şerifte; "Bir zâlime yardım edene, Allahü teâlâ o zâlimi musallat eder" buyurulmuştur.
Zulüm edenlere meyletmeyin!
Hud suresinin 113. Ayet-i celilesinde:
Ve asla zulümde ısrar edenlerden yana eğilim göstermeyin. Yoksa, ahirette ateş size de dokunur; ve Allah’tan başka koruyucunuz olmadığına göre, o zaman O’nun tarafından da yardım edilmez size!
“Zulüm edenlere meyletmeyin” mesajının açıklaması ile ilgili şu ifadeler dikkat çekicidir:
Onlara uymak bir tarafa, onlara meyil bile etmeyin, şirin görünmeye çalışmayın, yaptıkları zulümler karşısında sessiz kalmayın.
"Zulmedenlere de meyletmeyin! Yoksa ateş size dokunur!” âyet-i kerîmesi fermânıyla; zulme, değil yalnız âlet olanı ve taraftar olanı, belki çok az bir meyledenleri dahi dehşetle ve şiddetle tehdîd ediyor. Küfre râzı olmak, küfür olduğu gibi, zulme rızâ da zulümdür.”
Zulme ve zalimlere arka çıkmamak hususunda şu noktalar da göz ardı edilmemelidir:
Pek çok ayet ve hadîs-i şeriflerden de anlaşılacağı üzere zulme ve zalime destek çıkmak azap ve helak sebebidir. Destek olmak bir tarafa zulüm ve zalime karşı cephe almamak bile büyük suçtur.
Bu minvalde Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Allah’a yemin ederim ki; ya iyiliği emreder, kötülükten nehy eder, zalimin elini tutup zulmüne mani olur, onu Hakk'a döndürür ve Hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalplerinizi o zalimlerin kalbi gibi yapar.” (Ebû Dâvûd, Melahim, H. No: 4336)
Peygamberlerin mücadelesi daima zalimlere ve zorbalara karşı olmuştur. Firavunlar, Hâmanlar, Kârunlar, Nemrudlar, Ebû Leheb ve Ebû Cehiller zulüm cephesinin elebaşları, önderleri olarak Hakk'ın ve haklıların karşısına dikilmişler, mazlumlara kan kusturmuşlar, alın teri, kan ve gözyaşı üzerine saltanat kurmaya çalışmışlardır. Buna mukabil bütün peygamberler mazlumların, ezilenlerin, değer verilmeyenlerin safında yer alarak, hak ve adaletin zaferi için çalışmışlardır.
Görülüyor ki Müslüman zalimlere destek değil köstek olmak konumundadır.
DÜNYADA DA CEZA ÇEKER!..
İnkâr edenler, ibâdet yapmadıkları, günâh işledikleri için, dünyâda azâb çekmezler. Hatta çalıştıkları zaman her türlü dünyâ ni'metine de kavuşurlar. Yalnız, zâlim olanlar, mahlûklara eziyet verenler, dünyâda da cezâlarını çeker.
Âl-i İmrân sûresinin 57. ve 140. âyetlerinde meâlen; "Allahü teâlâ, zâlimleri sevmez" buyurulmuştur.
Hadîs-i şerîfte; "Zâlimin çok yaşamasına duâ etmek, Allahü teâlâya isyân olunmasını istemektir" buyurulmaktadır.
Süfyân-ı Sevrî hazretlerine;
-Çölde bir zâlim susuzluktan helâk oluyor. Ona su verelim mi? diye sual edilince;
-Hayır vermeyin cevabını vermiştir.
Zâlim, huysuz kimselerin, yakınlarına zulmettikleri için, etraflarında kimse kalmaz. Böyle olanları kimse sevmez ve yanında kalmak istemez.
"ZALİMİN TABAĞINDA GETİRDİLER!"
Zünnûn-i Mısrî hazretlerini hapse atmışlar ve günlerce aç kalmıştı. Bir kadıncağız, iplik parası ile hâzırladığı yemekten gönderir fakat o yemeği de yemez. O kadıncağız işitince, üzülür ve;
-Helâl para ile yaptığımı bildiğin hâlde niçin yemedin diye haber gönderir.
Zünnûn-i Mısrî hazretleri;
-Evet yemek helâl idi. Fakat, zâlimin tabağı içinde getirdiler buyurur. Netice olarak, değil insanlara, Allahü teâlânın yarattığı hiçbir canlıya, zulüm, işkence yapmamalı ve yapanlara da yardımcı olmamalıdır.
Zira yardım edenler de, zulme ortak olmaktadır.
Zulme yardım değil, gücü yettiği nisbette mâni olmalıdır.
Ebû Mûsâ (r.a) der ki: Resûlullah:
“Hiç şüphesiz Allah zâlime mühlet verir. Onu yakalayınca da kaçmasına fırsat vermez” buyurdu.
Sonra da şu âyet-i kerimeyi okudu:
“Rabbin, zâlimlik yapan memleket (halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Şüphesiz O’nun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!” (Hûd 11/102)
Hadisi şerifde şöyle buyrulmaktadır; "Zulümden sakınınız, zira zulüm kıyamet gününde sahibini saran zifiri karanlık olacaktır."
Aşırı giden, haddini ve hududunu bilmeyen insanların sıfatlarını Kur´an-ı kerim şu şekilde açıklıyor: Yancıdırlar, dönektirler, zalimlere meylederler, Yüce Allah´ın hükümlerini hafife alırlar, hırsız, arsız ve ahlaksızdırlar. İnkârcıdırlar, müşriktirler, fasıktırlar yoldan çıkmış, ikiyüzlü münafıktırlar.
Hak yolda gidenleri dost edinmek yerine, şer güçleri ve hainleri dost edinmeye çalışırlar. Nefislerinin esiri olduklarından hain ve kindardırlar. İslam ve müslüman düşmanı hainlerle birlikte hareket etmekten utanmazlar. Zulme, zalime, ses çıkaramayacak kadar korkaktırlar. Hak ve hakikati, nefsi hırsla ve batıl fikirlerle örtemeye çalışan dilli ve dilsiz şeytanlar gibidirler.
Haddini aşanlara Hz. Ali Şöyle buyuruyor; "Haksızlığın önünde eğilmeyiniz. Eğilirseniz hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz."
Hz. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurdular. "Küfür kıyamete kadar devam eder, lakin zulüm devam etmez."
Tevbe suresinin 38 ve 39. Ayetlerinde şöyle buyrulmaktadır. "Ey iman edenler! Size ne oldu ki, Allah yolunda seferber olun denilince yerinize yığılıp kaldınız. Yoksa ahiretten geçip dünya hayatına mı razı oldunuz? Eğer toplanıp seferberliğe kalkmazsanız Allah sizi cezalandırır ve yerinize başka bir topluluk getirir ve siz Allah´a zerre kadar zarar veremezsiniz! Allah her şeye kadirdir?
Zulmü kınayan hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
“Zulümle bir şey elde eden bizden değildir. Sakının zulüm görenin duasından, hatta kâfir bile olsa... Çünkü Allah ile mazlum arasında perde yoktur.”
“Zalimlerle onlara yardım edenler cehennemliktir.”
“Allah'ım Sana sığınırım zulmetmekten veya zulüm görmekten.”
“Zalim olduğunu bile bile birisine yardım eden kişi, gerçekten de Müslümanlıktan çıkmıştır.”
“Kim bir zalime yardım ederse, Allah o zalimi ona musallat eder.”
Peygaberimiz, “Zulme sessiz kalanlar dilsiz Şeytanlardır” diye buyurmuştur.
Hz. Alî’ye göre zulmün üç suçlusu vardır, bunlar: “Zalimler, zalime yardım edenler, zalime sessiz kalanlardır.”
YORUMLAR