OYUN – SKOR İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA PARADOKSAL BİR SONUÇ. . !

GAZETEMİZDE YAYINLANACAK OLAN YARIN Kİ KÖŞE YAZIM...(İSMAİL GÖKTÜRK)

OYUN – SKOR İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA PARADOKSAL BİR SONUÇ. . !

Deplasman da kendi sahanızda oynarmış gibi büyük bir özgüvenle futbolun bütün bileşenlerini detay noktasında ortaya koyuyor, nitelikli ve organize ataklar yapıyor, yerden ayağa tekli, çiftli ve çoklu paslar yapabiliyorsunuz.

Uzaktan sert ve isabetli gollük vuruşlar yapıyor, oyunu dar bir alanda değil sahanın her metre karesinde aynı verimlilikle oynayabiliyor, her hücum da forvetiniz dörtlüyor hatta beşliyorsunuz.

Hatlar / bloklar arasında ki senkronu maksimize edebiliyor, birinci bölgenizi kendi ceza alanınızın çok uzağında bir yer de orta alana yakın bir yerde konuşlandırıyor…

…oyun disiplininden kopmadan bireysel ya da kolektif / takım oyununu başarılı bir şekil de oynayabiliyor ve doksan dakikayı bu kalibrasyonda tamamlayabiliyorsunuz.

Dahası maç bitiminde bir doksan dakika daha oynayabilecek bir kinetik enerjinin var olduğunu takım olarak hissettiriyor ve maçın tamamını bu hırs ve arzu içerisinde force edebiliyorsunuz.

Ve maçın bütününde beş, altı net yüzde yüz gol pozisyonuna giriyor ama bir şekil de golü bulamıyorsunuz sonra bir pozisyonda hakem takdir hakkını ev sahibi takım lehinde kullanıp aleyhinize bir penaltı uyduruyor.

Atılan üfürükten penaltıyı uzanmadan ayağı ile bile kurtarabilecek yetenekte ki kaleciniz balık bir penaltı golü yiyor ve siz …”3 - 0 /// 4 - 0” … alacağınız bir maçı işte böyle futbol literatürüne (FUTBOLUN ADALETİ YOK) geçebilecek bir şekil de kaybediyorsunuz.

Gerçekten de… Denizlispor – Adana Demirspor maçının bütününe baktığımız da doksan dakikanın, oyun - skor ilişkisi bağlamında beklenmedik biçimde tamamlandığını ve vahim bir paradoksal sonucun mavi şimşekler aleyhinde tezahür ettiğini net olarak görebiliyoruz.

Şimdi yapılacak olan en rasyonel davranış, Denizlispor maçının hemen unutulup takımın önce Giresun maçına sonra da İstanbul da oynayacağı Ümraniye maçına kilitlenmesi olacaktır.

Bu iki maç, mavi şimşekler için olmak ya da olmamak noktasında varoluş maçları olacaktır.

Bu bağlam Giray hoca ve teknik ekibinin bu iki haftalık sürece özel bir mana ve anlam yükleyip, Adana Demirspor da deyim yerindeyse “Sportif Olağan Üstü Hal” ilan etmesi gerekmektedir.

Giray hoca, teknik kadrosu ve oyuncu kardeşlerimize olan güvenimiz tam ve hasbidir. 

Stratejik öneme haiz bu iki haftalık süreçte (GİRESUN ve ÜMRANİYE maçları) Başkan Gökoğlu, Giray hoca ve teknik kadrosunun antrenmanlar dışında da oyuncu kardeşlerimizle yoğun bir şekil de bir arada olup onlara;

…Motivasyon… Özgüven… Konsantrasyon ve Zihinsel Dayanıklılık gibi Mental Destek Bileşenleri noktasında yoğun katkı sağlamaları gerekmektedir.

İddia ediyoruz bu ligin en kaliteli ve en estetik futbolunu Adana Demirspor oynamakta ve yine bu ligin en hasbi arkadaşlığının tezahür ettiği takım Adana Demirspor’dur.

Bu sevgi dolu, kalbi arkadaşlıklar üzerine inşa edilen takım olma, takımdaşlık ruhu mavi şimşekleri belirlenen, varılmak istenen amaca ve hedefe ulaştıracaktır.

Çünkü sevgi, barış, paylaşma, yardımlaşma ve kardeşliğin olduğu bir yerde gerisi teferruattır.