Yaşlı ve aksi bir kronometre gibi bastonuyla tık tık tık dürtüp duruyor, hiç susmuyor. "Bak daha az önce sabah olmuştu, hemen akşam oldu. Gün saydığın güzel şeyler bir bir yok oldu.
Sanki daha dün karlara bata çıka koşuyordun yetişmek için derse ya da dakikalar sonra hareket edecek trene. Terminali arayıp otobüsü bekletin geliyorum diye rica ediyordun, birkaç dakikaya oradayım diyordun.
Tam yokuş aşağı telaşla giderken otobüs önünden geçip gidiyordu. Her yere koşuyordun öyle. Yetiştin mi hepsine? Anlar buharlaştı, telaşlar anlamsızlaştı. Sen kendine bir anlam bulabildin mi bu anlar ve talaşlar içinde?" falan diyor.
Aldığım nefesi sayıyor.
Rakamları gösteriyor bana parmağıyla "Bak 2 oldu saat, görüyor musun şimdi de 3 oldu" diye beynimi yiyor. Haklı çıkmasından nefret ediyorum. Ne için saatler dakikalar saysak, pencereye dayasak başımızı, yola baksak; gelen şey bir nehir gibi akıp geçiyor hayatımızdan.
Tutamıyoruz zamanı. Yangından mal kaçırır gibi çekilen fotoğraflar ve hatırlanıp anlatılacak birkaç hatıra dışında bir şey kalmıyor. Zaman bir tren gibi, geliyor geçiyor geliyor geçiyor defalarca. Bazılarının içinde varım, bazılarında yokum. Bazı güzel şeylerde parmak izim var, doğru zamanda dokunmuşum.
Bazılarının hayatından ansızın yok olmuşum. Bazen pencereden bakıyorum geçerken, anlamlı anlamsız çizgiler çiziyorum boşluğa. Ayak izlerim siliniyor, yaptıklarım unutuluyor, azalıyorum hayattan. Saat yine huysuz bir kocakarı gibi kafama kafama vuruyor. Bayram geldi kalk şu düşünceler mezarından Kevser, uyandır uyuyan anıları, dolaşsınlar zihninde hayaletler gibi.
Artık üretilmeyen eski şekerler ve artık hayatta olmayan eller; sabah çok erken uyanılan sobalı evler, sarma kokusu, güğüm, kolonya ve gulabdan bul Pandora'nın kutusundan.
Hatırla işte bir şeyler. Ağlayacak, anlatacak, yazacak bir şeyler bul içinden. Çünkü orta yaşlı herkesin biraz tuhaf hissettiği bir şarkıdır bayramlar, kökleri çocukluğumuzda olan yaşlı bir servi gibidir.
Her estiğinde haşır huşur terennüm eder geçmişten. Sarılır insana, topluma topluluğa kalabalıklara küstüğün zaman, gel barışalım eski dostum der. Evet işte yine vakit doldu. Yine bu sabah bu topraklarda bayram oldu...
YORUMLAR