Evliya Çelebi'nin Erzurum'da bir kedinin damdan dama atlarken havada donduğu şeklinde az abarttığı soğuklar geldi çattı. Kış bir istenmeyen misafir pişkinliğiyle kapıda.
Eve girerken kedinin biri ayağıma yapıştı. O kadar aç ki, az daha zorlasa "bi parça ekmek ver yoksa apartmanı yakarım" diyecek.
Gittim biraz salamla su getirdim, yedi içti döndü gitti. Bunların adı boşuna nanköre çıkmamış. Az önce nerdeyse dile gelecektin, öyle güzel ifade ettin kendini. Bi teşekkür için yanağını sürsen bi miyavlasan ölür müsün hayvan oğlu hayvan, biz de sevgi açlığı çekiyoruz, illa damdan mı atlayalım. Biri de konuşmadıklarımızı anlasın n'olur ya.
Bu kış daha gelmeden üşümeye başladım. Kaşe manto hayretmiyor diye gittim bastım parayı kaz tüyü mont aldım. Alırken bi yolunan kazlara vicdanım sızladı ama sonuçta verdiğim paraya bakılırsa burada yolunan kazlardan biri de benim. Acıyor yalan yok. Kartı uzatınca derim yüzülüyor gibi oldum.
Artık ne ödediğime bakmıyorum açıkçası. Satan da alan da fiyatları takip edemiyor. Montu alıp kasaya yürürken fiyatı değişmiş bile olabilir. Cüneyt Özdemir bile devreleri ateşe vermiş. Tuvalet kağıdı kurunu yayınlıyor. Tuvalet kağıdı bulamazsanız dolara silin mabadınızı kardeşim.
Bu arada bu gece Sivas'a yılın ilk karı yağıyor. Belki birazdan çıkar karlarda yuvarlanırım. Çünkü kaz tüyü montum var artık. Botlarımın da içi peluş. Kafama da izocam döşerim. Her şeye rağmen kış çok güzel diye bitireceğim bir yazıydı bu aslında ama nasip değilmiş.
O kedi de dün hareketsiz yatıyordu bahçede. Dolar kaç lira olmuş ona da bakıp, battaniyeyi üstüme çekip ağlayarak Karolenj sanatını okuyacağım. Bonne nuit le monde
YORUMLAR