Kevser Çakır

Kevser Çakır

Hayata Dair Gözlemlerim
kevsercakir@gmail.com

O yaşlarda kimse gülmek için bir sebep aramaz,

28 Haziran 2022 - 02:02

Küçükken ufacıkken, arkadaşlarımla pikniğe gitmişiz bir gün, evin yanındaki ağaçsız yeşillik arziye. Bizim pikniklerimiz domates salatalık ve ekmekten ibaret. Küçücük bir kilimin üstünde dizlerimizin üstüne oturmuşuz 7-8 yaşlarında dört küçük kız sığışmışız.
Hava soğuk çok soğuk, rüzgar gri bulutları peşine takmış deli gibi esiyor. Yerden ara ara tozlar kalkıyor, ağzımıza gözümüze doluyor. Peçetelerimiz havalanıyor, saçlarımız yüzümüze sıvanıyor, biz deliler gibi gülüyoruz.

Gözlerimizden yaşlar akıyor, perişanladıkça daha çok gülüyoruz, güldükçe daha fazla dağılıyoruz. O yaşlarda kimse gülmek için bir sebep aramaz, biri gülmeye başlar, burnundan bir baloncuk çıkar, diğerleri yerlere serilir. Öyle anlamsız bir kahkaha, arkası gelmiyor. Nefesimiz kesiliyor ağlar gibi oluyoruz. Gülecek halimiz kalmıyor. Havanın kararmaya başladığının farkında değiliz. Yağmur başlıyor.

Arkamdan ismimi seslenerek gelen bir karaltı var. Kalbim göğüs kafesimden çıkacak gibi oluyor, dedem o. Eliyle tek bir tane sert "gel" yapıp kalıyor, hareketsizliği yüzündeki kızgın ifadeyi daha çok ortaya çıkarıyor. Önüme bakarak koşar adımlarla gidiyorum yanına. Arkadaşlarım sessiz ve korkak hayaletler gibi dağılıyorlar. Dedemin yanında yürüyorum. İyi hal indirimi almak için gözlerim yerde, hiç cevap vermiyorum.

Yürürken, bi anda, içimde zorla zaptettiğim kelebek ordusu hareketleniyor, sebepsiz bu gülüşü bastıramıyorum. Göğüs kafesimde bir top sekiyor sanki, omuzlarım sarsıla sarsıla gülmeye başlıyorum. Sesim çıkmıyor ama gözlerimden yaşlar akıyor. Artık bu kriz durdurulamaz halde, kendimi salıveriyorum.

Başımı kaldırıp gülmek için ağzımı açtığımda yağmur hızlanıyor, damlalar dudaklarımdan ağzıma doluyor, sanki yüzümden akan yağmuru ben akıtıyorum gözlerimden. Bu yağışın sesi benim kahkaha sesime galip geliyor, kocaman gülebilmem için başlamış bu yağmur. İliklerime kadar ıslanıyorum.

Eve girince annem bi kızacak oluyor ama bu ıslak kedi yine hastalanıp penisilin vurunmasın, kabuslar görüp sayıklamasın diye telaşlanıyor. Beni giydiriyor. Yanan kuzinenin yanına oturuyorum. Tüplü televizyon, çiçekli perde, portakal kokusu, dantelli yastıkta ıslak saçlarım, nerden esti bilmiyorum. İyi uykular çocukluğum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum