Kevser Cakir
Sahnede 5 dakikada milyonlar kazanan yıldızların hiçbiri, reklamlarda tanıttıkları şampuanların, göz çevresi kremlerinin, ucuz sabunların hiçbirini kullanmıyor. Bunu artık herkes biliyor olmalı.Oralet Osman'dan sonra tüm reklamlar birer partaldan ibaret.
Ama güzel kadın bacakları, erkek kasları, bebek gülüşleri aklımızda kalıyor.
Hafızamıza bazen oyun oynayarak çok saçma şeyler de yapıyorlar. Pembe penye tulumlu bir manken tuvalet kağıtlarından bir tepeye tırmanıyor ve zirvede "tek yaprak yeter" diye bağırıyor. Aklımızda kalıyor. Hatta aklımdan hiç çıkmıyor.
Adamı biz başımıza tac etmişiz, Eurovizyon'a göndermişiz, ama onun vizyonu çocuğunun pişiğinden pişmanlık duyan domestik bir aile babası olmuş. Dönüşümler inanılmaz.
Kömür Tevzii'nin kapısında iki sene asılı durmuşçasına kararmış perdenin Zeki Müren sesi eşliğinde kar tanesine dönüşümü, saç uçları kırıldığı için dudağını büzen minnoş kızın saçlarıyla birlikte canlanan cildi ve gözlerinden çıkan enerji inanılmaz.
Altı ayda bir botoks yaptıran, Fransız askısı, İtalyan bilmemnesi ile operasyonlarla, buruşan her zerresine masaya yatan orta yaş kadınların bu pürüzsüzlüğü 3 lahmacunla aynı fiyattaki kreme borçlu olduğunu iddia ederken gözümüzün içine bakması inanılmaz.
Bebek mamaları hele fecaat. Öyle bir anlatıyor ki sanırsın onu içen bebek Oğuz Kağan gibi 1 yaşına girmeden okunu yayını alıp ava gidecek. O nasıl bir abartı, o nasıl bir coşku Allahım.
Reklamlar kulağımdan giriyor, ağzımdan geliyor.
Cipsi doldurmuşlar koca bir tabağa, gençler çılgınca eğleniyor. Bir paketten yarım kase çıkmıyor gibi bol keseden. Benimo için birbirini tepeleyenler, Canga yiyip odasının içine edenler, krakeri ısırıp çığ düşürenler, Ruffles artık daha kalın diye sokakta tırlak gibi koşanlar uçanlar kaçanlar...
Yemirim ulan yemirim, hiçbirini yemirim.
YORUMLAR