Hep söylerim bir kez daha söylemekte fayda var –Bir Akademisyen kendi söylemişti- adına “Esnaf” dediğimiz insanlar “insan sarrafı” oluyor, ‘gümüş ya da altın fiyatı sormanıza’ hiç gerek yok arkadaşlar.
Bu türden bir işi emekliliğinde deneyimleyen Alaaddin Yıldız İş Bankası emeklisi olmanın getirdiği rehavet içinde bazen sapla samanı birbirine karıştırıyor, Haliç Kahvesinde başlayan arkadaşlığımızın karekökü, -şimdi ve burada- Ziyade isimli mekânda hesaplanmaya başlandı sanıyorum.
-Ziyadesiyle memnunuz, o ayrı.-
İş Bankasından bir yakını saha komiseri olmasını sağlıyor, Lale Orta’nın orta hakem olduğu bir maçta kafsinli konuşan ünlü bir futbolcuyu saha dışına davet ediyor.
Bu vesile ile tanıştığı Karadenizliler Derneği başta Ali Kemal, Kardeşi Osman örneği futbolcularla tanıştığı yer.
Dükkâna müşteri giriyor, “Başka da bir şey yok”diyor, oturduğumuz masadan kalkarken.
Bu gün buraya geliş amacımın ütüyü tamire bırakmak olduğunu hatırlayıp, hareketleniyorum. Alaaddin’in tarifi adreste bulunan iki elektronik tamircisi –biz Tıraş yaparken-kapanmış. Pet Shop işletmecisi buraya bırakabilirsiniz diyor, telefon bırakmamı rica ediyor. -“Şimdi yandık” demişim.
-“Eee Şeyy falan filan” –istem dışı-“Ben Ziyade Baklavadan Alaaddin’in Arkadaşıyım, telefon numaramı bilmiyorum” diyorum.
Mekâna geri döndüğümde “Dört Köşeli Üçgen” hikâyesinde sizinle de tanıştırmayı düşündüğüm Musa, “Ağabey nereye kayboldun” diyor, Alaaddin bir güzellik daha yapıyor. Ütü tamircilerinden biri vakti zamanında Karagümrük genç takımında oynamış. –“Ama hangisi?” dediğimde, kepenk sesi işitiliyor.
Erhan Çipa
YORUMLAR