Misafir Yazar

Misafir Yazar

Alıntı makaleler
fatihten@gmail.com

Nice ölüm yitim gördüm ben. Yedi gündür söyler dilim lal oldu..

22 Şubat 2023 - 01:12

1092-
Nice ölüm yitim gördüm ben.
Yedi gündür söyler dilim lal oldu...
. . .
Daha önce kelimeler bunca boş, bunca anlamsız gelmemişti bana.
Ne demeli bir gece içinde sönen ocaklara, bütün sülalesini kaybetmiş arkadaşa,
oğlu enkazda kalmış dosta,
anasını yitirmiş çocuğa,
eşini kaybetmiş kadına,
bir uçtan diğer uca mezarlık olmuş şehirlerin sakinlerine ne demeli de teselli etmeli.
Ne kötü, ne eksik, ne boş bir dilekmiş o 'başın sağ olsun!'
On şehrin, yüz ilçenin kasabanın, bilmem ne kadar köyün mezranın başı nasıl sağ olur?
Bilmiyorum.
. . .
Bu felaketi ekrandan izleyen herkes, adını bilir gibi biliyor ki, 99'da Gölcük'te, Adapazarı'nda, Düzce'de daha önce Erzincan'da, Dinar'da gördüğü ve baş sağlığı dilediği o büyük felaket ama bugün ama yarın ülkenin başka şehirlerini de batıracak.
Adını bilir gibi biliyor ki İstanbul tıpkı Maraş gibi, Hatay gibi, Elbistan gibi salıncağa konup sallanacak.
Bu koca şehir içi dolu bir porselen kumbara gibi taşa çalınacak, her bir parçası bir yana dağılacak.
. . .
Adımızı bilir gibi biliyoruz ki, kravatlı çobanların kuzuyu kurda verip kazandıkları parayla yaptırdığı o 'bürucul müşeyyede' gökdelenler, o sureti çirkin, içi gasilhane misali binalar sigara külü gibi toz olup dökülecek,
Boğazın iki yakasını birleştiren köprülerden arabalar denize düşecek,
Bir ucundan diğer ucuna gidilemeyen tıknaz bir felçliye benzeyen o şehrin her arteri kangren olacak,
su zehirlenecek,
Bir ucundan öbür ucuna yangına gark olacak,
sokakları su basacak,
yirmi milyon insanın üst üste yaşadığı bu şehri de deprem vuracak...
Ama yarın, ama ertesi gün... Fakat asla çok uzak bir gelecekte değil.
Adımızı bilir gibi biliyoruz bu durumu hepimiz.
. . .
Niye böyleyiz biz?
Neyin ahı, kimin laneti var bu toprakta?
Niye bunca ferasetsiz, neden bunca basiretsizsiz biz.
Nefretin üzerine bina ettiğimiz kimliğimizden mi,
Korkunun üzerine bina ettiğimiz yurtseverliğimizden mi?
Yoksa Tanrı'ya taptığımızı söyleyip 'ene rabbekumul ala' diyen statü sahiplerine taptığımızdan mı?
Komşularımızdan nefret ettiğimizden mi?
Geçmişimizi put edindiğimizden mi?
En çok parayı, en çok çıkarı sevdiğimizden mi?
Eğitimi piç ettiğimizden mi?
. . .
Beşik gibi sallanan yüzlerce adayı Japon halkına emin bir yurt kılan,
Buzlar içindeki İskandinavya'yı adaletin diyarı yapan,
Kumun ortasındaki Arab'ı servete gark eden,
Bataklığı Hollandalıya gül bahçesi eyleyen Hak Teala bu cennet topraklarda bize neden rahat yüzü göstermez.
Bir bilsem...
. . .
Hal böyle iken,
Adı görklü ulu Tanrı'm.
Binboğalara yine bahar gelsin bu Nevruz'da.
Amanoslar yeşersin.
Gölgelice kaba ağacı kurumasın Türkmen'in.
Avşar'ın, Varsağ'ın yaylası şen olsun,
Kürt'ün misafiri eksik olmasın,
koca kuyruklu kara koyunu çift doğursun.
Ölen ile ölmesin Maraş...
Antep mateminden kurtulsun.
Kilis'in Tekçeler'i sağ olsun.
Nemrut'un heykeli susup baksın.
Jilakstaney'le Çardak mızıka çalsın,
Fırat aksın, Murat ırılsın, Asi çağıldasın.
Karacaoğlan'ın ipek mendili seher yelinde kurusun.
Dadaloğlu diyarında kalan sağlar var olsun...
Hak Teala önce akıl, sonra ömür versin kalana.
Memleketim, memleketim...
Dünya durdukça adın dursun.
HULUSİ ÜSTÜN

YORUMLAR

  • 0 Yorum