Yaşımız konumumuz ne olursa olsun Ülkü Ocağı'nın her hangi bir şubesinin başkanı karşımızda ise o bizim reisimizdir, saygı ve itibar gösteririz. Ocak 17 yaşındaki bir çocuğu dahi başkan olarak uygun görmüşse bizim için yine de reistir o. Gözbebeği gibi görürüz.
Hele ki genel başkanımız olacak, o kutlu makamda oturacak. Bambaşka duygularla bakarız.Sinan Ateş o makamın tarihindeki en liyakatlı liderlerden biriydi. Gelecek yıllarda ayrışmaları sonlandırmaya, birleştirip toparlamaya aday bir isimdi kanaatimce.
Sinan başkanı toprağa düşürenler, o tetiği çektirenler er yada geç ortaya çıkacaktır. O başka bir mesele.
Acının büyüklük boyutu çok daha farklı. Genel Başkanımızın bedeni öldüğünde, bitkisel hayattaki ülkücülerin de fişini çektiler. Siyasal İslamcılarla duygu bağları güçlenen kurumların, kendisini Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve Türkçü diye tanımlayan bizlerle ayrışmalarındaki boyut ortaya çıktı.
Hadi biz yanlış olalım, siz doğru olun. Yahu doğru olan, arası bozuldu diye evladının, kardeşinin cenazesine sahip çıkmaz mı? Üstelik o kutlu makamda reislik yapmış bir insanına yapılacak şey mi?
Cennetmekan Başbuğ Türkeş, kendisinin yanından bölerek giden Muhsin Başkana evlattan, kardeşten ayrı bir gözle baksaydı gidebilirler miydi?
Toprağa düşen Sinan başkanın bedeni değil sadece.. Ruhumuzu da gömdürdünüz.
Tayfun Ercan
YORUMLAR