ORHAN KILIÇOĞLU

ORHAN KILIÇOĞLU

TÜRKÜN YIKILMAZ KALESİ
agozaydin@hotmail.com

ATATÜRK'ÜN BUDUNA DÖNÜŞÜ VE ÖZAL FİTNESİ.

11 Kasım 2025 - 19:02

Konumuz, Atatürk'ün buduna dönüşü ve Özal fitnesi.
''Anadolu'nun Türkleştirilmesi’’ sözü Özal tarafından kasıtlı olarak çok sıkça kullanılmıştır.
Özal, art niyetli olarak söylediği bu sözüyle;
Anadolu'nun binlerce yıllık Türk yurdu olmayıp, bu coğrafya insanının Türk olmadığını ve Türklüğün zoraki bir dayatma olduğunu ima etmiştir.
Özal’a göre, Atatürk’le beraber Anadolu’da baskıya dayalı ve zorlama bir Türkleştirme hareketi başlatılmıştır!
Özal’la Anadolu’da sinsi bir ‘’ETNİK AYRIŞIM’’ başlatılmış olup, bunun neticesi olarak da Anadolu coğrafyasına ayrılık tohumları bizzat Özal tarafından ekilmiştir.
Anadolu en az 10.000 yıllık bir Türk yurdudur. Hatta daha da fazla.
Cumhuriyet rejimi, bir Türkleştirme macerası değil aksine 730 yılında ORHUN KİTÂBELERİNDE ADI GEÇEN TÜRK BUDUNU’NA (Türk milletine) dönülerek, yitirilen TÜRKLÜK BİLİNCİNİN yeniden kazanılma sürecidir.
Atatürk, Zeki Velidi Togan’a elindeki bütün tarihi vesikaları vererek, ondan Anadolu’da en az dokuz bin yıllık bir Türk tarihi yazmasını istemesi bunun en büyük delilidir.
KİRLİ OYUN!
Türkiye'mizde yazılan tarih dersi kitapları, yazım işlemi bittikten sonra ABD de ki o meşhur Tarih Enstitüsüne gönderilir. Burada yeniden elden geçirilerek bize ''Şu kısmı tamamen çıkarın, şu kısmı değiştirip şöyle yazın'' şeklinde tâlimat verilir.
Emir büyük yerden geldiği için bizimkiler de CONİ AMCALARININ dediklerini harfiyen yerine getirerek, istenilen ekleme ve çıkarmaları yapmakta bir mahsur görmezler!
Bu yüzdendir ki bugün okullarımızda okutulan tarih ders kitâplarında, bir şehir devletinden ibaret olan Trabzon'da ki Kommenler, RUM PONTUS İMPARATORLUĞU olarak geçerken, Türklerin Anadolu'ya gelişleri ise 1071 olarak gösterilmektedir.
Şayet, Trabzon'da bir Rum Pontus İmparatorluğu var ise, bu İmparatorluğun en az 300-500 km öteden başlayan bir sınırının olması gerekmez mi?
O sınır geçildiğinde savaş başlamaz mı?
Lâkin, Fatih Sultan Han Trabzon surlarının dibine kadar hiç bir güçle karşılaşmadan gelip şehri kuşatmıştır. Bu demek oluyor ki ortada sadece bir ''Şehir Devleti'' var iken, ABD dayatmasıyla biz bunu çocuklarımıza Rum Pontus İmparatorluğu şeklinde okutuyoruz.
Diğer bir dayatma ise;
Türklerin Anadolu'ya gelişleri kasten 1071 olarak gösterilerek, Türklerin Anadolu'da ki varlıkları 900 küsur seneyle sınırlandırılmak istenir.
Son yıllarda, Türk'ün ANDINA, Türk ismine, Türk kimliğine, Türk'ün varlığına karşı artan saldırılar, hatta Türk ismini Anayasadan silmeye kadar varan nankörlükler üzerine birkaç söz söylemek gerekirse ki her zamankinden daha çok gerekiyor!
Türk milleti olarak çeşitli nankörlüklerle karşılaştığımızda fazla üzülmememiz gerekmektedir. Bazı şerefsizlerin şerefsizliklerini onların tabiatları gereği olan davranış şekilleri olarak görmeliyiz.
İnsanı bir pıhtıdan yaratan ve kendisine akıl, sağlık ve daha sayılamayacak kadar birçok nimetleri sunan Allah’a karşı nankörlük eden bir insanın; bütün imkânlarından istifade etmesinin yanında, soyunun- Sopunun bu günlere kadar gelmesini sağlayıp kendisini en üst makamlarına kadar yükselten Türk milletine karşı nankörleşip ihanet etmesi gayet normaldir, çünkü bu tipler, imandan, vicdandan, ahlâk ve sadakat duygusundan mahrum birer şeref fukarasıdırlar.
GÜNÜMÜZ DALLAMALARININ SALLAMALARI!
Atatürk'ün sözleri, bugünkü dallamaların sallamalarına benzemez, mutlaka sağlam bir kaynağa dayanırdı. Çünkü O' resmi kayıtlara göre 3 bin 997 kitap okuyan ve okuduğu sayfalara kendi el yazısıyla notlar düşen bir üstün şahsiyetti.
Atatürk'ün okuduğu kitapların;
2 bin 151'i Anıtkabir,
1741'i Çankaya Köşkü,
102'si İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi,
3'ü ise Samsun İl Halk Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
ORHAN KILIÇOĞLU

YORUMLAR

  • 0 Yorum