VATAN, NAMUS VE ÜLKÜCÜLER.

Vatan, namus ve ülkücü kelimeleri ayrılmaz bir bütündürler. Biri olmadan diğerinin varlığından söz edilemez.
O zaman;
Ülkücü, eşinin, evdeşinin, gelini ve kızının tesettürüne dikkat ederek onları şehvet dolu iğrenç bakışlardan kıskanan, kayıran ve kollayan kişidir. Bundan gayrısı yalandır ve maymunluktur.
Ülkücü kıskanan kişidir.
Namusunu kıskanıp onu kem gözlerden sakınmayanların vatanlarını kıskanmasından söz edilemez. Çünkü vatanı bu denli değerli kılan şey, toprağında bitenlerle doyup beslenmek, üzerinde gezip tozmak değildir. Vatanı değerli kılan tek şey, namusun yalnızca vatanla teminat altına alınıp korunabilmesidir.
Bugün, ''Terörsüz Türkiye'' aldatmacasıyla komisyon kuranlar ve bu komisyona üye verenler, vatanının, dolaysıyla senin namusunun düşmanıdırlar, çünkü o komisyonda, senin namusunun teminatı olan vatanının bölünmez bütünlüğü pazarlık konusu edilecek.
Bu komisyona katılarak bebek katili Öcalan'ı muhatap alan MHP, bundan böyle Türk milliyetçileri ve ülkücüler için yok hükmündedir. Bu rezâleti içlerine sindirebilenler ne milliyetçi, ne ülkücüdürler.
Ülkücü;
Eşini, evdeşini, kızı ve gelinini, vatanını ve bayrağını kıskanıp, bu değerleri koruma uğruna şehadete tâlip olan er kişidir. Biz ülkücüler 5000 şehidi namus uğruna verdik, vatana kastedenlerle işimiz olmaz.
Öyle bir devire geldik ki;
Sokaklardaki hayvani çıplaklık TEŞHİRCİLİĞE döndü!
Ahlâk, edep, haya kayboldu, nefisler necaset olup bedenlerden akar oldu!
Atatürk zamanında ''Müstehcenliği Men Kanunu'' olup belli bir cezası vardı. Günümüzün Müslüman geçinen tosuncukları ise AKP ve RTÜK başta olmak üzere her türlü ahlâksızlığa göz yumarak birer ahlâk ve namus cellâdı oldular.
HİÇ UNUTAMAM
Trabzon'un vatansever Avukatlarından Merhum Kemâl Yılmaz bu kanunu ve müstehcenliği dile getirdi diye adamın başına gelmeyen kalmadı. Önce Baro'dan çıkardılar ve sonra ahlâksızca saldırdılar.
1990 lı yıllarda Rus Nataşaların sokaklara taşan fuhşuna sesini çıkartmayan Trabzon gazeteleri, Trabzon Barosu ve Sivil Toplum Kuruluşları, müstehçenliği (çıplaklığı) dile getirdi diye Avukat Kemâl Yılmaz'a karşı şirretleşerek salya döktüler.
YÜCE TÜRK MİLLETİ!
Dün Polatlı'ya kadar gelebilen düşman, bugün senin başkentin Ankara'ya girmiş vaziyetteler.
Uyanmak ve bunlara hak ettikleri dersi vermen için daha ne yapmalarını bekliyorsun ki?
5 Ağustos 2025
ORHAN KILIÇOĞLU