Şerif Simavi

Şerif Simavi

Gönülden Gönüllere
simavi48@gmail.com

EVLERİN DE İFFETİ VE EDEBİ VARMIŞ.!!

03 Nisan 2024 - 13:45

DOSTLARIM!
BU GÜNLERDE EVLERİMİZDEYİZ YA.
Evlerimizin edebi ve adabı konusunu,
bir alıntı yazıyla hatırlamak istedim.
" Yaşlı kadın, usulca odasından çıktı.
köyden getirdiği minderin üzerine oturdu.
Salondaki torunu ve gelini ile uzunca sohbet etti.
İŞTE O sohbetten bazı paragraflar:
"-Kızım, nasıl insanların bir edebi, hayâsı, iffeti varsa,
EVLERİN DE, iffeti ve edebi vardır.
…Biz küçükken annelerimizden önce babalarımızın karşısında
edepli oturmayı öğrenirdik. Evde babamız, annemiz varken
ayağımızı uzatıp oturmaz, büyüklerimiz konuşurken
söz hakkı verilmedikçe söze dâhil olmazdık.
Büyüklerimiz odaya girdiğinde hemen toparlanır,
kalkıp onlara oturmaları için yer verirdik.
Aslâ babamız sofraya oturmadan sofraya el uzatmazdık.
…. Biz daha hava kararmaya başlamadan kalın perdelerimizi çeker,
ondan sonra evin ışıklarını yakardık. Hattâ perde kapalıyken
üzerimizi değiştirmeye edep eder; ışığı söndürür,
yere çömelir öyle üzerimizi değiştirirdik.
Gölgemizin bile dışarıdan görünebileceğini düşününce yüzümüz kızarırdı."
…"-«Evin edebi, önce perdesinin çekilip çekilmediğinden belli olur.» derdi büyüklerimiz...
Evler, kocaman duvarlarla çevrilmiş avluların içinde olduğu hâlde
hiç kimse iç çamaşırlarını ulu orta asmazdı,
ev ahâlisinden bile edep ederlerdi.
Ben daha küçükken giydiğim şalvarı en ön ipe asmışım,
hemen anam gelip; «Kız, baban bugün avluya çıktı,
senin şalvarın asılı idi, utancımdan yerin dibine girdim.
Bir daha öyle ortaya asma, çamaşırların en arkasındaki ipe as!.
. Üstüne uzun bir tülbent ört, sonra mandalla...
Altında ne olduğu görünmesin!..
İffetimiz, edebimiz bir giderse, ortada îmanımız kalmaz!..» dedi.
Bugün yemekler dışarıda yeniyor, «göz hakkı» oluyor, kimse umursamıyor.
Çarşı pazardan alınanlar şeffaf poşetlerde eve geliyor;
alan var, alamayan var. Göz hakkı oluyor bu yenenlerde...
Evin bir edebi daha vardır ki, en önemlisi de budur herhalde..
O da, evin içinde yaşananlar, asla dışarıda anlatılmaz;
yenenler, içilenler, muhabbetleşmeler, kavgalar...
Bu da evin iffetinden sayılır ve hiç kimseye anlatılmazdı.
Bu yüzden problemler ev içinde kolaylıkla çözülürdü.
Zaten Peygamberimiz de özellikle karı-koca arasında olanların
etrafa yayılmasının ne büyük bir günah olduğunu hep hadislerinde anlatıyor
"-Biz beylerimizle yan yana yürümeye ar edinirdik;
dul kalanlar var, evlenemeyenler vardır (diye).
Onların gönül yaralarına tuz basmayalım diye,
beylerimizin bir adım gerisinden yürürdük...
Şimdi kavgalar ortada, sevmeler ortada...
Tabiî ki, hiç mahremiyet kalmayınca samimiyet de kalmıyor.
EVİN BEREKETİ, BÜYÜKLERE SAYGIDADIR.
EVİN İFFETİ, ÖRTÜLEN PERDEDİR.
SEVGİNİN İFFETİ, GİZLİLİKTEDİR.
GÖZÜN İFFETİ, GÖZ KAPAKLARINDADIR.
BEDENİN İFFETİ, TESETTÜRDEDİR.
UTANMA, HAYÂ, ÎMANDAN BİR ŞÛBEDİR."
NOT: Alıntıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum