Şerif Simavi

Şerif Simavi

Gönülden Gönüllere
simavi48@gmail.com

NAMAZLARDA NİÇİN SALLİ BARİK?

26 Nisan 2024 - 12:47

Bir dostum: “ Namazların son oturuşlarında “Salli- Barik” dualarını niçin okuyoruz? “ diye sormuştu. Cevapta zorlanmıştım doğrusu.
"Din, normatiftir; Allah ve peygamber kuralı koyar, ama neden ve niçinini anlamakta zorlanırız.
Sonra da bir takım zıpçıktılar çıkar:
 "Ne gerek var okumaya, ben okumuyorum..." diye sosyal medyada arzı endam eylerler...
" Namazda bu duayı okumak, sünnettir, onun için biz de okuruz," dedim ve sonra da değerli arkadaşım C. Aydın'ın  tercümesini  yaptığı  “İslâm’ın Aynası Camiler” adlı eserden, Merhum R. Garaudy'nin namazı anlatışından esinlenerek cevap verdim.
O eserdeki Hz. İbrahim’i okuyunca;
Hz. İbrahim’in, diğer peygamberler arasında ayrı bir yeri olduğunu anladım.
 Bunu siz dostlarımla da Paylaşmak istedim:
Evet, O İbrahim ki; HALİLULLAH ( Allah'ın dostu) sıfatını hak etmiş bir Peygamber.
O, İnsanlık tarihinde yeni bir çağı başlatan Peygamber.
O, Kur’an’ın kendisini bir “ümmet” olarak nitelendirdiği bir Peygamber. (16/120)
Yine Kur’an’a göre O, “insanların önderi” olma vasfını taşıyan Peygamber. (2/124)
O, ateşe tapan, ilah putları yapan bir aileden  gelmesine rağmen, put kıran bir Peygamber.
O, böylece çok tanrıcı toplumunu tevhide çağıran Peygamber.
O, dev bir mancınıkla alev alev ateşe atılan,
ama ondan kurtarılan Peygamber.
O, anayurdu Mezopotamya’nın verimli topraklarından,
Hicaz’ın verimsiz, kupkuru, hiçbir ırmağın akmadığı
susuz topraklarına hicret eden Peygamber.
O, hicret ederken gittiği her yerde;
Mısır’da, Suriye’de puta tapıcılıkla,
bozgunculuk ve ahlaksızlıkla karşılaşan,
ama bıkıp usanmadan Tevhid uğrunda mücadele eden 
 bir Peygamber.
O, aklın, tecrübenin ve hatta ahlakın itiraz edebileceği bazı davranışları, aldığı İlâhi
buyruklara uyarak tereddütsüz yerine getiren Peygamber.
O, en sevdiğini, en sevgilisine kurban etmekle sınanan, bu sınavını tereddütsüz eda etmeye niyetlenen Peygamber.
Ve sonunda ödüllerin en güzeliyle Rabbi’nin ödüllendirdiği Peygamber.
O, tabiat yasalarının her zaman, her yerde aynı şekilde cereyan etmediğini,
her zaman iki kere ikinin dört etmediğini; bazeb 5, bazen  3 edebileceğini gösteren peygamber.

O, yakan ateşin yakmadığını, keskin bıçağın kesmediğini deneyerek gözlerimizin önüne seren Peygamber.
O, oğlu ile şeytanı taşlayarak yüzyıllardan buyana Müslüman hacılara bir sünnet bırakan Peygamber. O, çölleri yeşerten, oğlu ile birlikte BEYTULLAH’ı imar ve inşa eden Peygamber.
O, diğer Peygamberler gibi, “olmaz olmaz, her şey mümkündür..” diyen, hayatıyla da bunu bizlere kanıtlayan bir Peygamber.
Namazlarımızda; kendi zürriyetinden gelen  Hz. Muhammed’in adıyla O’nu hatırlamak, 
onlara selam ve salat etmek ne güzeldir.
Bunun derin bir anlamı ve hikmeti olması gerekir.

Hani, Allah’ın huzurunda, Fatiha Suresini okurken “Rabbim, bizi doğru yola ilet” diyoruz ya. Tehiyyatta da, salli barik dualarını okurken; dosdoğru yolun, Hz. Peygamber ve Hz. İbrahim’in gittiği yol olduğunu teyit etmiş oluyoruz.
Ve onların yolunun “DOĞRU YOL” olduğunu kabullenmiş oluyoruz.
Onların ÂLİ; yani onların yolundan giden güzel insanlar için Rabbimize dua ediyoruz:
“Rabbim! Muhammed’ine, İbrahim’ine ve onların Âline yardım eyle, sayılarını artır!” diyoruz.
Velhasıl, biz, kendimiz için dua ediyoruz…
Dünyanın tadının tuzunun kaçtığı şu günlerde dualarımızı kabul buyursun Rabbimiz..

YORUMLAR

  • 0 Yorum