Tahir Bulut

Tahir Bulut

Gönül Defterimden
tahirbulut@hotmail.com

S A R I K A M I Ş

26 Aralık 2023 - 04:21

(En utanç verici yenilgi; hırsına yenilmektir.)
Tahir Bulut
Sarıkamış, Sarıkamış
Dallarını kar budamış
Sarıkamış bu vatana
Doksanbin fidan adamış
***
Asker acıkır, susar mı
Askeri uyku basar mı
Soğuktan tir tir titreyip
Donan askerler susar mı
***
Susmaz oğul, susmaz oğul
Şehit olan küsmez oğul
Vatan aşkının yerini
Dünya aşkı kesmez oğul
***
Laz, Kürt, Çerkez, Türkmen, Yörük
Sırtlarında kaput çürük
Ayaklarda giydikleri
Delik postal, yırtık çarık
***
Dağlar büründü beyaza
Can mı dayanır ayaza
Akşam yatan hiç bir nefer
Kalkmadı sabah namaza
***
Sorun O'nu dağa taşa
Sorun O'nu uçan kuşa
Ebedî sürecek namın
İttıhatçı Enver Paşa
***
Tahir, Mehmet, Apo, Ahmet
Hepsine de olsun rahmet
Bunlar benim dedelerim
Dua okuyun bi zahmet
En utanç verici yenilgi, hırsına yenilmektir.!
Malesef Enver Paşa da hırsına yenilmiştir.!
Yanındaki kurmayları ve silah arkadaşları kendisini uyarmış; "Asker bu şartlarda savaşamaz, soğuktan perişan Olur, baharı bekleyelim" demesine rağmen kimseyi dinlememiş, söylenene göre 90 bin canı savaşmadan "perişan" etmiştir.!
Dedemin babası; adımı ondan aldığım Tahir, kardeşleri Abdurrahman, Mehmet, Ahmet askerlik çağları geçmiş olmasına rağmen sefer görev emriyle askere çağrılmıştır.!
Kardeşlerden Mehmet yolda hastalanarak ölmüş.(Bayburt, Maden'de) diğerleri Sarıkamış'ta donarak şehit düşmüştür.
Kardeşlerden Tahir, 11 yaşında ve tek çocuk olan dedem Dursun Ali'yi Allah'a emanet edip gitmiştir sefer çağrısına. Dedemin annesi de ölmüştür o zaman,gerçekten Allah'ın yardımıyla 74 yıl yaşamıştır dedem.!
Babası göreve gittikten sonra Rus, memleketi işgal etmiş, büyük bir çoğunluk muhacir gitmesine rağmen O sahipsiz olduğundan memlekette kalmıştır.!
Abdurrahman'ın da bir oğlu vardı lakin O dedemden büyüktü.
Mehmet'in oğlu ölmüştü, 3 kızını bırakıp gitti.
Bu kızların ortancası sonradan ninem oldu, O da 27 yaşında, babamdan sonraki doğumunda bebekle beraber rahmete kavuştu.
En açıklı hikayesi olan en küçük kardeş Ahmet'in hikayesidir.
O, askere giderken hanımı hamile idi, şehit olunca doğan çocuğuna O'nun adını verdiler.
O yüzden büyük amcama "Ahmet oğlu Ahmet" derler.
Genç yaşta dul kalan hanımı ise büyük kaynı Abdurrahman'ın oğlu Mustafa ile evlenir.
Bu vatanın topraklarında resmiyette fazla tapumuz olmasa da gerçek sahipleri bizleriz; "Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.!" Çünkü...
Hani bazı kolpacı çığırtkanlar; "Reis, bizi Afrin'e götür,!" Diyordu ya, sonra bedelli çıkınca hepsi askerlik şubesi kapılarında kuyruk oldu.!!!
O zaman diyorum işte; "Yalancının?"
"Hafıza-i beşer Nisyan ile maluldür" derler, ne doğru bir söz.
Bu gün bir markede gidiyoruz, ne alıp yiyeceğimize karar veremiyoruz, mağazaya gidiyoruz, ne alıp giyeceğimize karar veremiyoruz.
Araba beğenmiyoruz; oysaki dedelerimiz seferberliğe yaya gitmişti.
Yaz olsun, kış olsun tatil yerine karar veremiyoruz.!
Telefon beğenmiyoruz; telefon.!
Yemen'de yahut dünyanın çeşitli yerlerinde çocuklar açlıktan ölürken, gözümüzün doymazlığından fazla yaptığımız yemekleri çöpe döküyoruz.!
Şimdi bunların hesabını Allah bizden bir gün sormayacak mı?
Bence soracak.!
Vay olsun o güne.!!!
Sarıkamış'ta veya dünyanın her yerinde şehitlik mertebesine ulaşmış bütün geçmişimizi şükranla, minnetle ve rahmetle anıyorum.
Kabirleri pür-nur, mekânları cennet olsun.!
Amin, El-Fatiha...

YORUMLAR

  • 0 Yorum