Yevmu'l Cum'a gerçeği
Ülkemizde ve Dünya'da günümüzde eda edilen Yevmu'l Cum'a ibadeti ne kadar islam'i, Kuran'i Resulullahın sünneti seniyyesine uygun bilmiyoruz, namaz memuru diyanet personelinin keyfi tasarrufları ile vakit namaz edasıyla gerçekleştirilmektedir. İBADETLERİMİZİ, iMAN VE iSLAM ESASLARINI BİLMEDEN PEŞİNEN İNANDIK İMAN ETTİK ŞEHADETİ NE KADAR KABUL EDİLEBİLİR, BİLMEDİĞİMİZ BİR ŞEYİ NASIL KABUL ETMİŞ SAYILACAĞIZ?
17 Eylül 2021 - 14:18
BU GÜN GÜNLERDEN CUM'A
Müslümanların "ululemr" imamlığında şehir hükmünde olan yerleşkelerde bir cami, mescid, meydan'da toplanarak Allah'ın emri Yevmu'l Cum'a ibadetini eda ederler.
CUM'A AYETLERİ
Cum'a ﴾9﴿ Ey iman edenler! Cuma günü Salat/Dua/Namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.
Cum'a ﴾10﴿ Namaz kılındı mı artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lutfundan nasip arayın. Allah’ı da daima çok anın ki kurtuluşa eresiniz.
Cum'a ﴾11﴿ Ama onlar bir ticaret veya eğlence görünce ona yönelip seni ayakta bırakıverdiler. De ki: “Allah’ın nezdinde olan, eğlenceden de ticaretten de üstündür. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
Cum'a surasi 9. ayetindeki çağrılma ezan değildir,
Ezan kastedilmiş olamaz Çünkü ezan Medine'de Cum'a dan önce eda edilmeye başlandı (1), Namaz için diyecek olanlar olursa deriz ki; O zaman her vakit namazı "Salat" Yevmul Cum'a gibi kesin cemaatle eda edilmesi gerekiyordu.
Kaldıki, Yevmu'l Cum'a'nın farzlarından biri Müslümanların İslami özgürlüklere sahip olması, Sultanı seçme yetkisi olması gerekiyor. Ülkemiz islami hükümlere uygun bir rejimi yoktur, Laiklik, devletin değiştirilmesi mümkün olmayan ilkelerinden biridir.
Ayrıca; Bütün islami kaynaklarda, Yevmu'l Cum'a vaktinde şehirdeki bütün camiler kilitli tutulurdu.
Yevmu'l Cum'a "Devlet başkanı veya şehri yöneten Ululemr valinin imamlığında/Hutbesi ile eda edilmekteydi.
Cum'a ya herkes katılamazdı, Ayette "Çağrıldığınızda" ifadesi var.
Yevmu'l Cum'a imamı UlûlEmr kimleri davet etti ise onlar katılır, 2 rekat farz ede edilir, Hutbeye geçildiğinde Ülkenin/şehrin meseleleri akil cemaat huzurunda tartışılır, UlûlEmr halka hesap verirdi (Veda hutbesinde bu şekilde eda edildiği açıktır)
Osmanlı son dönemlerinde bütün cemaatin katılımı ile bir camide eda edildiğini görüyoruz.
Günümüzde Yevmu'l Cum'a tıpkı vakit namaz gibi eda ediliyor, Hutbe amacı dışına çıkılmış bir ayet bir hadis tilaveti ile geçiştirilmektedir. Diyanetin namaz memurları ise halkın sosyal, siyasi sorunlarının muhatabı değil aslında.
Günümüzde Diyanet işleri başkanlığı ve namaz memurlarının Yevmul Cum'a eda ettirme hukuki/Siyasi, sosyal işlerle ilgili yetkilerinin olmadığı açıktır.
Ülkeyi yönetenler (Osmanlının son asırları dahil, İslamı hayata egemen kılmamak için İslam ilkelerinden çok taviz verdiler. Öncelikle devlet başkanı seçimi kaldırılıp Soy bağı ile devlet başkanı Padişah-Sultan getirilmesi uygulandı.
Diyanet, devletin yöneticisi değil memurudur, Hukuk, Sosyal, siyasi işlerle ilgileri / yetkileri yoktur.
Kısaca ülkemizde ve Müslümanların çoğunlukla yaşadığı birçok ülkede Yevmu'l Cum'a eda edilebilmesi mümkün değildir.
Günümüzde Yevmu'l Cum'a uygulaması yoktur, kimse kendisini kandırmasın
DİP NOTLAR:
1-Ezan ilk defa 622 yılında hicret ile birlikte Medine şehrinde Hz. Bilal tarafında okunmuştur. Mescid-i Nebevî'nin inşası ile cemaatle namaz kılmalar başlamış ve ezan ile Müslümanlar davet edilmiştir.
2- İslam ansiklopedisi, CUMA. Hanefîler’e göre cumanın devlet başkanının tahsis ettiği halka açık bir camide kılınması şarttır.
Şâfiîler bir yerleşim merkezinde (şehir) yalnız bir camide kılınabileceği görüşünü benimserler.
3- İslam ansiklopedisi, Osmanlılar döneminde padişahlar tarafından inşa ettirilen büyük camilere “selâtin camileri”, vezirler ve diğer devlet ricâli tarafından yaptırılan orta büyüklükteki camilere bânisinin adına izâfeten sadece cami, küçük olanlara da mescid denilmiştir (Arseven, I, 219). Mescidlerin cuma namazı kılınan camiye tahvili ise berat ve izinle olmaktaydı
4- İslam ansiklopedisi, Tarih boyunca İslâm devletlerinde hükümdarlığın önemle riayet edilen belirli alâmetlerini sikke ve hutbe teşkil etmiştir. Hutbe cuma namazında hükümdar adına okunmakta, hükümdar da cuma namazını genellikle bulunduğu yerdeki camilerden birinde halkla birlikte kılmaktaydı
5- İslam ansiklopedisi, 1550’lerde esir olarak Türkiye’de bulunan bir İspanyol, hâtıralarında Dîvân-ı Hümâyun’un veya kadıların verdiği hükümde haksızlığa uğradığına inanan kimselerin cuma gününü beklediklerini, padişahın camiye gidişi sırasında bir kamışın ucuna dilekçelerini bağlayarak güzergâh üzerinde durduklarını, hünkârın bu dilekçeleri aldığını ve haksızlık görürse bunları düzelttiğini belirtmektedir.
6- İslam ansiklopedisi, Halkın genellikle şikâyetçi olduğu sadrazam, yeniçeri ağası ve diğer üst seviyedeki yetkililer, zaman zaman belirli yerlere yerleştirdikleri adamları ile halkın cuma selâmlığında padişaha ulaşmasına engel oluyorlardı. Bu durumda halk, bütün çabalarına rağmen dilek ve şikâyetini hükümdara sunamazsa uzaktan bir paçavrayı veya hasır parçasını yakarak uzunca bir sopa üzerinde tutmak (hasır yakmak) suretiyle şikâyetleri olduğunu hükümdara gösterirdi; doğrudan hükümdara bağlı olan görevliler de bu kimselerin padişahla görüşmesini sağlarlardı.
7- İslam ansiklopedisi, Padişahların dışında, sancak beyi olarak taşrada bulunan Osmanlı şehzadeleri, beylerbeyi ve sancak beyi gibi yöneticilerin de cuma namazına gidiş ve gelişleri belli merasimler içerisinde olur, bu sırada halk sözlü ve yazılı çeşitli müracaatlarda bulunurdu. Bunlara da kaynaklarda bazan cuma selâmlığı denilmiştir. Kaynak: https://islamansiklopedisi.org.tr/cuma-selamligi
Müslümanların "ululemr" imamlığında şehir hükmünde olan yerleşkelerde bir cami, mescid, meydan'da toplanarak Allah'ın emri Yevmu'l Cum'a ibadetini eda ederler.
CUM'A AYETLERİ
Cum'a ﴾9﴿ Ey iman edenler! Cuma günü Salat/Dua/Namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.
Cum'a ﴾10﴿ Namaz kılındı mı artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lutfundan nasip arayın. Allah’ı da daima çok anın ki kurtuluşa eresiniz.
Cum'a ﴾11﴿ Ama onlar bir ticaret veya eğlence görünce ona yönelip seni ayakta bırakıverdiler. De ki: “Allah’ın nezdinde olan, eğlenceden de ticaretten de üstündür. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
Cum'a surasi 9. ayetindeki çağrılma ezan değildir,
Ezan kastedilmiş olamaz Çünkü ezan Medine'de Cum'a dan önce eda edilmeye başlandı (1), Namaz için diyecek olanlar olursa deriz ki; O zaman her vakit namazı "Salat" Yevmul Cum'a gibi kesin cemaatle eda edilmesi gerekiyordu.
Kaldıki, Yevmu'l Cum'a'nın farzlarından biri Müslümanların İslami özgürlüklere sahip olması, Sultanı seçme yetkisi olması gerekiyor. Ülkemiz islami hükümlere uygun bir rejimi yoktur, Laiklik, devletin değiştirilmesi mümkün olmayan ilkelerinden biridir.
Ayrıca; Bütün islami kaynaklarda, Yevmu'l Cum'a vaktinde şehirdeki bütün camiler kilitli tutulurdu.
Yevmu'l Cum'a "Devlet başkanı veya şehri yöneten Ululemr valinin imamlığında/Hutbesi ile eda edilmekteydi.
Cum'a ya herkes katılamazdı, Ayette "Çağrıldığınızda" ifadesi var.
Yevmu'l Cum'a imamı UlûlEmr kimleri davet etti ise onlar katılır, 2 rekat farz ede edilir, Hutbeye geçildiğinde Ülkenin/şehrin meseleleri akil cemaat huzurunda tartışılır, UlûlEmr halka hesap verirdi (Veda hutbesinde bu şekilde eda edildiği açıktır)
Osmanlı son dönemlerinde bütün cemaatin katılımı ile bir camide eda edildiğini görüyoruz.
Günümüzde Yevmu'l Cum'a tıpkı vakit namaz gibi eda ediliyor, Hutbe amacı dışına çıkılmış bir ayet bir hadis tilaveti ile geçiştirilmektedir. Diyanetin namaz memurları ise halkın sosyal, siyasi sorunlarının muhatabı değil aslında.
Günümüzde Diyanet işleri başkanlığı ve namaz memurlarının Yevmul Cum'a eda ettirme hukuki/Siyasi, sosyal işlerle ilgili yetkilerinin olmadığı açıktır.
Ülkeyi yönetenler (Osmanlının son asırları dahil, İslamı hayata egemen kılmamak için İslam ilkelerinden çok taviz verdiler. Öncelikle devlet başkanı seçimi kaldırılıp Soy bağı ile devlet başkanı Padişah-Sultan getirilmesi uygulandı.
Diyanet, devletin yöneticisi değil memurudur, Hukuk, Sosyal, siyasi işlerle ilgileri / yetkileri yoktur.
Kısaca ülkemizde ve Müslümanların çoğunlukla yaşadığı birçok ülkede Yevmu'l Cum'a eda edilebilmesi mümkün değildir.
Günümüzde Yevmu'l Cum'a uygulaması yoktur, kimse kendisini kandırmasın
DİP NOTLAR:
1-Ezan ilk defa 622 yılında hicret ile birlikte Medine şehrinde Hz. Bilal tarafında okunmuştur. Mescid-i Nebevî'nin inşası ile cemaatle namaz kılmalar başlamış ve ezan ile Müslümanlar davet edilmiştir.
2- İslam ansiklopedisi, CUMA. Hanefîler’e göre cumanın devlet başkanının tahsis ettiği halka açık bir camide kılınması şarttır.
Şâfiîler bir yerleşim merkezinde (şehir) yalnız bir camide kılınabileceği görüşünü benimserler.
3- İslam ansiklopedisi, Osmanlılar döneminde padişahlar tarafından inşa ettirilen büyük camilere “selâtin camileri”, vezirler ve diğer devlet ricâli tarafından yaptırılan orta büyüklükteki camilere bânisinin adına izâfeten sadece cami, küçük olanlara da mescid denilmiştir (Arseven, I, 219). Mescidlerin cuma namazı kılınan camiye tahvili ise berat ve izinle olmaktaydı
4- İslam ansiklopedisi, Tarih boyunca İslâm devletlerinde hükümdarlığın önemle riayet edilen belirli alâmetlerini sikke ve hutbe teşkil etmiştir. Hutbe cuma namazında hükümdar adına okunmakta, hükümdar da cuma namazını genellikle bulunduğu yerdeki camilerden birinde halkla birlikte kılmaktaydı
5- İslam ansiklopedisi, 1550’lerde esir olarak Türkiye’de bulunan bir İspanyol, hâtıralarında Dîvân-ı Hümâyun’un veya kadıların verdiği hükümde haksızlığa uğradığına inanan kimselerin cuma gününü beklediklerini, padişahın camiye gidişi sırasında bir kamışın ucuna dilekçelerini bağlayarak güzergâh üzerinde durduklarını, hünkârın bu dilekçeleri aldığını ve haksızlık görürse bunları düzelttiğini belirtmektedir.
6- İslam ansiklopedisi, Halkın genellikle şikâyetçi olduğu sadrazam, yeniçeri ağası ve diğer üst seviyedeki yetkililer, zaman zaman belirli yerlere yerleştirdikleri adamları ile halkın cuma selâmlığında padişaha ulaşmasına engel oluyorlardı. Bu durumda halk, bütün çabalarına rağmen dilek ve şikâyetini hükümdara sunamazsa uzaktan bir paçavrayı veya hasır parçasını yakarak uzunca bir sopa üzerinde tutmak (hasır yakmak) suretiyle şikâyetleri olduğunu hükümdara gösterirdi; doğrudan hükümdara bağlı olan görevliler de bu kimselerin padişahla görüşmesini sağlarlardı.
7- İslam ansiklopedisi, Padişahların dışında, sancak beyi olarak taşrada bulunan Osmanlı şehzadeleri, beylerbeyi ve sancak beyi gibi yöneticilerin de cuma namazına gidiş ve gelişleri belli merasimler içerisinde olur, bu sırada halk sözlü ve yazılı çeşitli müracaatlarda bulunurdu. Bunlara da kaynaklarda bazan cuma selâmlığı denilmiştir. Kaynak: https://islamansiklopedisi.org.tr/cuma-selamligi
YORUMLAR