Kamusal alanlarda kişiye özel uygulamalar

Fatih halkı ve dışarıdan gelen vatandaşlar, turistler bu uygulamaya tepki veriyorlar. Haliç sahilleri dar apartman yerleşkelerinden nefes alabilmek için sahile inerek moral toplamaya çalışan insanlarımız bu uygulama nedeniyle depresyona giriyor. Sahilimizde çevreyi rahatsız eden aleni Alkol kullanımı, çevreyi dumana boğan mangal partilerinden sonra şimde de manzaramıza DİKENLİ TEL ÇEKİLEREK sahilimiz üç-beş yata kotraya peşkeş çekildi

Kamusal alanlarda kişiye özel uygulamalar
11 Aralık 2016 - 08:42
Haliç Sahilleri halkın kullanımına kapatılıyor, Her gün binlerce insanın haliç sahillerinde gezinti yapmak için sahile geliyor. 

 

Fakat haliç manzarasını mahküm gibi dikenli teller arkasından seyretmek zorunda bırakılıyor.

 

 

Sahil düzenlemesi yapılmadan evvel Haliç kıyılarında Balıkçı barınakları vardı, Sanayileşme ile bunların çoğu Fabrikaların lojistik hizmetleri tarafından işgal edilmiş balıkçılara pek yer kalmamıştı, Ara ara sahile çıkışı olan yerlerde birkaç kayıklık çekek alanı vardı, Fener parkı ve Ayakapı bunlardan bazılarıydı.

 



1980'li yıllarda Unkapanı Ayvansaray arası yıkılıp yeşil alan yapıldıktan sonra Balıkçı kayıklarına, Küçük gezinti kayıklarına bağlama yeri açılmış oldu.

 

Bu yıl Unkapanı-Ayakapı arasında garip bir uygulama yapıldı.

Hırsızlık gerekçe gösterilerek sahil bandı demir ve dikenli bariyerlerle halkın kullanımına kapatıldı.

Halbuki geçmişte böyle bir uygulama burada asla yoktu, Burası kamusal bir alandır kişilerin kullanımına tahsis edilemez.

Unkapanı-Ayakapı arasında bağlı olan kayıklar artık balıkçı tekneleri değil, çoğunluğu gezinti kayığı ve lüks yatlar yelkenliler sahili yat limanına çevirmiş durumda.

 



 

Halkın sahilde yürüme özgürlüğüne vurulan bir perde, Bu uygulamanın hiçbir hukuki dayanağı olamaz.

Ayakapı sosyalmerkez restoranı yanında Su Ürünleri kooperatifi kuran bazı tekne sahiplerinin Balıkçılıkları kişisel olta balıkçılığından öte değildir.

 

 

Bu tür kooperatifler ticari anlamda profesyonel balıkçılık yapan kişi ve kurumlardan oluşur. Birileri yat, kotra, tekne sefası sürecek diye koca sahil dikenli tellerle işgal etmesini kınıyoruz.

Bu haberi bir fatihli olarak yapıyor, Gereğini hukuken yapacağımızı, halkımızın da ( Başbakanlık Bilgi işlem Merkezine) şikayet dilekçesi yollaması ile bu Rant uygulamasının kaldırılacağını umuyoruz.

Şikayetçi olan herkez kendince mazeretini beyan ettiği şikayetini E-Devlet üzerinden yapmasını rica ediyoruz.

https://www.turkiye.gov.tr/cimer-basvuru-sorgulama

 



 


Kıyı kenar çizgisine en fazla kaç metre yaklaşılabilir?

 

• 1933 yılı 2290 Sayılı Belediye Yapı ve Yollar Kanunu: Deniz ve göl kenarlarından 10 m. genişliğindeki bir bandın kamunun yararlanmasına ayrılmış bir yer olarak serbest bırakılması,

 

• 1957 yılında yayınlanan İmar Nizamnamesi: Su kenarından itibaren en az 30 m. derinliğindeki bir bantta özel yapılaşmaya izin verilmemesi,

 

• 1990 yılı 3621 sayılı Kıyı Kanunu: Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde en az 20 m’lik bandın toplum yararlanmasına ayrılmış tesislerin yanı sıra günübirlik kullanışlara ayrılması gerektiği,

 

• 1992 yılı Kıyı Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 3830 sayılı yasa: Sahil şeridi en az 100 metre olarak tanımlanmış; iki bölümlü olan şeritte ilk 50 metrenin açık alan ağırlıklı, ikinci 50 metrenin de toplum yararlı günübirlik kullanımlara açık olacağı,

 

• 1992 yılı 3830 sayılı Yasaya İlişkin Yönetmelik: Kıyının, kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 m genişliğindeki alan olduğu,

 

• 2013 yılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik: Sahil şeridinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği çeşitli hükümlerle tanımlanmıştır.

 

İstanbul'un kıyı'sal projeleri

 

İstanbul’da kıyıların dönüşümü ile ilgili projeler genelde kamu eliyle veya kolaylaştırıcılığında gerçekleşiyor. Kıyılara getirilen fonksiyonlar kentte yaşayan her kesimi değil, belirli ayrıcalıklı kesime yönelik geliştiriliyor.

Üst sınıfa yönelik pazarlanan konut projeleri, lüks oteller, yat limanları, alışveriş merkezleri, üst düzey ofis mekânlarının yer alacağı bu projeler, kıyı kanununda tanımlarını verdiğimiz, kıyının kullanım ve yararlanma anlamında ‘eşitlik’ ilkesinin dışında ve onu yok sayar niteliktedir.

 


YENİ YAT LİMANI VE ÇEKEKLER KANUNU

“Yat Limanı: Yatlara güvenli bir bağlama ve her yata doğrudan yürüyerek çıkılmasına imkân sağlayan, yeterli derinlikte su bulunan ve yatlara teknik ve sosyal altyapı, yönetim, destek, konaklama, bakım ve onarım hizmetlerini sunan, rüzgâr ve deniz tesirlerinden korunmuş, işletme izin belgesi almış, turizm işletmesi belgeli kıyı yapılarıdır. Yat limanlarında konaklama tesisi yapılması halinde, bu tesislerin yükseklikleri 6.50 metreyi (2 kat) ve emsali toplam emsalin %20’sini geçmeyecek şekilde yapılaşma koşulları imar planı kararı ile belirlenir. Yat limanlarında tüm üst yapılarda kot, her binanın köşe kotlarının aritmetik ortalaması alınarak bulunur. Bodrum katlar yapı yüksekliğine ve emsale dâhildir.”

“Balıkçı Barınağı: Balıkçı teknelerine hizmet vermek amacıyla dalgakıranla korunmuş, yöre balıkçılarının ihtiyacına yetecek kadar havuz ve geri sahaya sahip, bağlama rıhtımları ile suyu, elektriği, ağ kurutma sahası, çekek yeri, emsali kara alanının %2’sini, yüksekliği 6.50 metreyi (2 katı) aşmayan ve takılıp sökülebilir elemanlarla inşa edilen yönetim birimi, deniz ürünlerine geçici depolama ve satış üniteleri bulunan kıyı yapılarıdır.”

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

YORUMLAR

  • 0 Yorum