Reklam

Zekatı hakkıyla verin Sadaka ile destekleyin

İBADET AMAÇLI ZEKAT, SADAKA (ALLAH'A VEDİĞİN HAK/HEDİYEDİR.) Allah'a neyi layık gördü isen Allah sana benzerinden misliyle verecektir.

Zekatı hakkıyla verin Sadaka ile destekleyin
29 Mart 2021 - 11:37
Âl-i İmrân Suresi ﴾92﴿ Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.

Bakara ﴾261﴿ Mallarını Allah yolunda harcayanların örneği, her başağında yüz tanenin bulunduğu yedi adet başak çıkaran bir tohum tanesi gibidir. Allah dilediğine katlayarak verir, Allah (zât ve sıfatlarında) sınırsızdır, her şeyi bilmektedir.

Bakara ﴾177﴿ Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. 
Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği mallardan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; Hakkıyla namazı kılıp adaletle zekâtı verendir. 
Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takvâ sahipleri bunlardır.

“En iyi” diye tercüme ettiğimiz “birr” kelimesi, hayrın ve iyiliğin en mükemmeli, Allah’ın rahmeti, rızâsı ve cenneti gibi mânalara gelmektedir. Bu kelime imânın en mükemmeli, ibâdetin en güzeli, ahlâkın en yücesi olarak da açıklanmaktadır. Bakara sûresinin 177. âyetinde “en iyi”nin ne olduğu kısaca böyle belirtilmektedir.

Bakara sûresi (2), 267 “Ey imân edenler! Kazandıklarınızın ve rızık olarak size yerden çıkardıklarımızın iyisinden, temizinden fakirlere verin. Ama değersiz şeyleri vermeye kalkmayın.” 

Âyet-i kerîme, ticaret mallarınızdan, elinize geçen nakit paralardan ve size yerden, denizden çıkardığımız ekinlerin, meyvaların, mâden ve hazinelerin en iyi ve değerlisinden Allah yolunda harcayın demektedir.

Zekât ve sadaka vermeyi emreden âyetler nâzil olmaya başlayınca, bazı sahâbîler hurma salkımlarını getirdiler, fakirler yesin diye Mescid-i Nebevî’ye astılar. Bazı müslümanlar da, sadaka olabileceğini zannederek, döküntü ve bozuk hurmaları getirdiler. İşte o zaman bu âyet nâzil oldu. Böylece âdi mallardan, haram kazançlardan verilen zekâtın ve sadakanın kabul olmayacağı anlaşıldı. Âyet-i kerîmenin devamında, şayet size verilecek olsa, bilerek almayacağınız şeyleri, siz de başkasına vermeye yeltenmeyin buyurulmaktadır.

Zekât ve sadaka Allah’ın rızasını kazanmak için verilir. Allah’ın rızası âdi ve değersiz şeylerle nasıl kazanılabilir? Onun rızası ancak temiz ve değerli şeyler verilerek elde edilebilir.

Demekki bir kimsenin en mükemmeli yakalayabilmesi için sadece imân etmesi yetmez. Hem imân etmesi hem de sahip olduğu imkânların içinde en çok sevdiklerini Allah yolunda harcaması (infâk etmesi) gerekir. Sevdiği maldan ne kadar fazla verirse, yaptığı hayır o kadar makbul olur.

Bir insanın sahip olduğu imkânlar mal ve beden gücü gibi maddî varlıklar veya ilim ve nüfuz gibi mânevî şeyler olabilir. Cenâb-ı Hak bir kimseye değerli olarak ne vermişse, onun bu ilâhî bağışları Allah yolunda ve din uğrunda çekinmeden sarfetmesi hem bir kulluk borcu hem de verilen nimetin şükrüdür.
*******************
“Bir de senden hayır olarak ne harcayacaklarını sorarlar. De ki: İhtiyacınızdan artanı harcayın...” (Bakara, 2/219)

“Rahman’ın o has kulları, harcamalarında ne israf eder, ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar.”(Furkan, 25/67).

“Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma ki, herkes tarafından ayıplanan, kaybettiklerine hasret çeken bir hale düşmeyesin.”(İsra, 17/29).

Tevbe ﴾60﴿ Sadakalar (zekât gelirleri) ancak şunlar içindir: Yoksullar, düşkünler, sadakaların toplanmasında görevli olanlar, kalpleri kazanılacak olanlar, âzat edilecek köleler, borçlular, Allah yolunda (çalışanlar) ve yolda kalmışlar. İşte Allah’ın kesin buyruğu budur. Allah bilmekte ve hikmetle yönetmektedir.


Şimdi birazda zekat meselesi Kuran `da nasıl geçiyor ona bakalım; Kuran`da zekatla ilgili geçen kelimelerden biri infaktır ki anlamı; sahip olunan mallardan, Allah yolunda ve bunun dışındakilere harcamalara(bunları aşağıda aktaracağım) denir. Sadaka kelimesi, kökünde doğrulama anlamında olup Allah yolunda yapılan harcamalardır. Zekat kelimesinin anlamı ise temizlenmedir, sahip olunan değerlerden başkalarınada verilerek yapılan bir temizlenme. Kuran`ın ibadetler içinde çok önem verdiği zekatla ilgili birçok ayete rastlayabiliriz. 

Birkaç örnek vermek gerekirse; Bakara Suresi 215te “Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki; hayır olarak infak edeceğiniz anne, baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak yaptıklarınızı Allah bilir. “der. Yine sadaka ile ilgili ayette Tevbe 60 ta “Sadakalar Allah`tan bir farz olarak yalnızca şunlar içindir, yoksullar, düşkünler, görevli olanlar, kalpleri ısındırılacaklar, özgürlüğünü kaybetmişler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişiler… 

“Sadakaların miktarıyla ilgili olarak Bakara 219 da “Ve sana neyi infak edip harcayacaklarını, vereceklerini sorarlar. De ki, Bağışladığınızı. Böylece Allah size ayetlerini açıklar, umulur ki düşünürsünüz”. Görüldüğü gibi Kuran`da mezhepçilerin verdiği ölçüler yoktur, Allah`ın verdiği ölçüler vardır. Bu son ayette(Bakara 219) geçen afv kelimesinin manası bağışladığınızıdır. Bu da Allah`ın zekatla ilgili durumlarda insanın insiyatifine kaldığını ve gönlünden geçenin ortaya çıkması için yapıldığını görürüz. 
Bunu destekleyen bir diğer ayettte şudur; Talak Suresi 7 “Geniş imkanı olan bu geniş imkanından harcasın. Rızkı kısıtlı tutulanda Allah kendisine verdiği kadarını versin”. Allah, Kuran`da zekat ölçülerini vermez, bunu insanın kendine bırakır, tıpkı Kuran`ın başka ayetlerinde Allah`ı çok anın deyipte ne kadar anacağımızı bize bıraktığı gibi. Yoksa Allah sayı vermekten çekinecek değil ya.

YORUMLAR

  • 0 Yorum