Bir Lider Geçti Ülke Hayatından

ERBAKAN'I ANMAK MI, ANLAMAK MI? “Ne olurdu şu aziz millet bizi bir defa olsun Yahudi’den önce anlayabilseydi.” Prof. Dr. Necmettin Erbakan O, Mücahit diye anılmaktan başka hiçbir iltifata ihtiyaç duymuyordu.

Bir Lider Geçti Ülke Hayatından
21 Şubat 2021 - 23:39
O bir kutup yıldızıydı, ne mutlu onu o gün ya da bugün keşfedip de yolunu tayin edebilenlere.
İnönü; “Türkiye bir adam yetiştirdi. O da dinci çıktı.”,
Ecevit; “Erbakan çok zeki mükemmel insandır, ancak bir kusuru var, fütuhat duygusuyla tüm Kıbrıs’ı fethetmek istiyordu.” diye tarif ediyorlardı onu.
O üniversite de; “Hocaların hocası” diye anılırdı. Hesap adamıydı. Fakat küçük hesap yapmazdı. O “hocaların hocası” bize hep büyük düşünmeyi öğretti. Millet için, Ümmet için bedeller ödedi ama bedel ödetmedi. Dik durdu ama dikleşmedi.

Lozan’da bu ülkeyi maddeten ve manen çökertip yok etmeyi hedefleyen Haim Nahum doktrinini sadece millete anlatarak deşifre etmedi, önünde esnemeden dimdik durmayı başardı. Kültürel, ahlaki ve manevi değerler toplumun iskeletidir. Onları kaybeden toplum sürüngenleşir. Psikolojik savaşı kaybeden bütün savaşları kaybeder. Bu bilinçle Haim Nahum doktrini uygulaması sonucu öğretilmiş ve alıştırılmış çaresizlik metotları ile bu milleti psikolojik, ekonomik ve kültürel olarak tam teslim alacakları zamanda o yetişti.
 Toplu iğne dahi imal edemeyeceğine inandırılmış topluma, bütün engellere rağmen Gümüş Motor’un nasıl üretim ve ihracat yapacağını gösterdi.

Cami derneği kuramayacağına inandırılmış insanlara devlet yönetimini öğretti.
Kıbrıs zaferiyle kimsenin müsaadesine sığınmadan hakların en üst seviyede koruyabileceğini gösterdi.
Hiç faizsiz ekonomi mi olur? Bütçe denk olamaz, diyenlerinde ezberlerini bozdu.
O selamlaşmayı yeniden öğretti bu millete

O Adam Simith, Karl Marx gibi iki Yahudi’nin tayin ettiği sağcılık ve solculuk, murailik manasına gelen muhafazakârlık gibi kimliklerin mahkûmiyetinden kurtararak kendi kimliğimize kavuşabilmenin yolunu açtı.
Havuz sistemiyle içerdeki, D-8’le de dışarıdaki Emperyalizmin kalelerini silkelemeyi başardı.
Haim Nahum projesi bu güne kadar hedefine ulaşamamışsa hiç kimse tereddüt etmesin Erbakan’ın Milli Görüşünün, milli duruşunun, teşkilatlarının ve bir oyu ile dahi olsa başlatılan harekete destek verenlerin başarısıdır.
Bu harekete verilen hiçbir destek, verilen hiçbir oy zayi olmadı. Büyük işler başarmaya yaradılar.

Sadece iktidar fırsatı ile “Çekiç Güç” kovulmadı. O hareket muhalefette iken de Avax uçaklarının alçak uçuşlarına, Erivan’ın Van’a taşımasına da engel olmayı başardı.
Bu sebeple Erbakan ve lideri olduğu Milli Görüş harekâtı küresel emperyalist güçler için çok büyük engel ve tehlike arz ediyordu.

1995’de ABD de bir Yahudi örgütü rapor yazıyor, “Erbakan çok tehlikeli” diye. Çünkü:
1- Çok Kararlı, 2- Hiç tavizsiz 3- Çok Yaşlı (Deneyim ve Tecrübesi Kastedildi)
Yine 1995’te Refah partisi birinci oldu. Ezer Waizman Habitat için İstanbul’a gelir ve alenen ; “Demirel kadim dostumuzdur. Erbakan’a görev vermesin. Ona güveniyoruz.” çağrısında bulunur.  Ardından Martin Abramowitz Ankara’ ya gelir; Hilton’ da “Erbakan’ a Görev verilmediği için teşekküre geldik“ der. Alan Makovski: Erbakan hükümeti biran evvel gitmeli diyordu. Gerekçeleri sıralıyor; Enerji kontrolümüzden çıkıyor. Erbakan bizim terörist ilan ettiğimiz ülkeleri bir araya getirip dünya aktörü oluşturmaya çalışıyor.
Onlar kendi hesaplarına göre haklıdırlar, İngiliz tarih felsefecisi Tomby, sakın fırsat vermeyin Osmanlı’nın büyüme çağında olduğu gibi Avrupa’nın önü tıkanır diyordu. Yaşanabilir bir Türkiye –Yeniden Büyük Türkiye- Yeni bir Dünya’nın ne demek olduklarını onlar iyi biliyorlar. Onun için hocamız “keşke şu millet bizi bir kez olsun Siyonist Yahudi’den önce anlasa“ diyordu.

Başbakan Mesut Yılmaz’ın müsteşarlığını yapan şahıs 28 Şubat’ı tarif ediyordu; “İftar yemeği, Kalkancı’larla uğraşmayın. 30 yıllık ekonomistim itiraf ediyorum, Milli ekonominin ilk defa ayaklarının üstüne kalkışını hazmedemeyenlerin müdahalesiydi, o olay.”
28 Şubatın talimatını veren Cristofer gerekçesinde Erbakan’ın milli duruşunun milli çıkarlarına ters düştüğünü söylüyordu.

Bu sebepten dolayı ülke 28 Şubat’ı yaşadı. Ancak uluslararası mahfiller tanklarla, yargıçlarla, parti kapatarak hedeflerine ulaşamadılar. Erbakan’a ve Milli Görüş hareketine engel olamadılar. Maksatlarına ne yazık ki bölerek ulaştılar. Milli Görüş hareketine en büyük darbeyi bölerek vurdular. Bölenler vurdu…
Artık, Milli ekonomi, ABD’nin çıkarlarına ters düşen milli duruş, D-8 gibi “yeni bir dünya aktörü” söz konusu değildir

Yeniden Mankurtlaştırma sürecine girildi. Kimlik bulanımı yaşanıyor, kimlik değerleri hızla yok ediliyor. Cahiliye döneminin tüm adetleri yasalaştırıldı.
Rasmussen, “Türkiye bugünde önemli rol oynamaya devam ediyor. Bizim Kosova, Afganistan ve son olarak da Libya’ daki operasyonlarımızda çok önemli katkılarda bulundu, İzmir’de güçlü bir (NATO) kara kuvvetleri komutanlığı kurulmasına karar verdik“ diyerek AKP iktidarından memnuniyetlerini dile getiriyor.

Haim Nahum projesinin önüne çıkan engel kalktı. Fiili işgaller öncesi gerekli görülen fikri işgaller gerçekleştirildi. Önceden taşıyıcısı “Ulusalcı Laik sistem”di, şimdi “ılımlı İslam sistemi”dir. Sisteminin taşıyıcılık rolünü ise JİNSA örgütünün cesaret madalyasını taşıyan AKP yürütüyor. 28 Şubatın en önemli ürünü AKP’dir.
28 Şubatın sivil ve askeri kuklalarının hepsi pişmanlıklarını ikrar ederek Erbakan’dan özür diliyorlar. Zamanın Gölcük komutanı “yaptığımız korkunç hataydı” diyor. Ya AKP’liler? Onlar pişman olabildiler mi? Yaptıkları Korkunç hatayı kabul ediyorlar mı?
Anlamadan anmak istismardır. İstismarsa iğrenç bir fiildir. Yoksa istismar ederek Hocamızın davasına bir defa daha darbe mi vurmak istiyorlar?

Erbakan’ı anlamak;
Zamana teslim olmak değil zamanı teslim almaktır.
Ecdadımız başardı, bizde başarırız diyebilmektir.
Tehditlere ve tekliflere boyun eğmeden inandığı gibi yaşamanın mücadelesini vermektir.
Bir defa “One Mınute” diyerek değil, bir ömür boyu Siyonizm’in önünde dik durabilmektir Erbakan’ı anlamak. Erbakan’a kulak vermeyenler onu anlayamazlar.

 O diyor ki;
“Asla ilke ve idealinizden taviz vermeyin. İlke ve idealleri öteleyenin, unutanın bir medeniyet iddiası kalamaz.”
“Çıkıştaki en ufak açı sapması sizi ay yerine Merih’e götürür.”
“Milli Görüş davasını başka yerlerde yürüteceğinizi sanırsanız, sabun girer köpük çıkarsınız. Tuz gölüne düşen balık tuz olur.”
“Milli Görüşün siyasi tek adresi vardır Saadet Partisi. Başka yerlerde Milli Görüşçüyüm diyenler palyaçodurlar.”
Onu istismar edenler günlerini kurtarabilirler, ama onu anlayanlar istikballerini ve istikbalimizi kurtarabilirler.
Selam olsun, Merhum Erbakan’ı anlayıp da kendi yolunu tayin edebilenlere.

YORUMLAR

  • 0 Yorum