ONLARA OF' BİLE DEME
1 EKİM YAŞLILAR GÜNÜ ONLARA ÖF BİLE DEME BÜTÜN ZAMANLARIN MAZLUMLARI İnsanın Merhameti Çocuklara, Kadınlara ve Yaşlılara Olmalıdır... HASTAHANE KORİDORLARINDA ÇARESİZ YAŞLILARIN AHI İNDİRİR ŞAHI
25 Ağustos 2024 - 06:06
HAYATI YARATAN ALLAH CC. UYARIYOR, DUYMUYORSAN SEN DÜŞÜN, YARIN SENDE BURADA OLACAKSIN
İsrâ Suresi - 23-24 Ayet Tefsiri
﴾23﴿ Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
﴾24﴿ Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et.
Dünya yaşlı nüfusunun giderek arttığı günümüzde gerek sağlık gerekse sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, hak ettikleri değerin ve saygının gösterilmesini vurgulamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 1990 yılından beri 1 Ekim tarihi Dünya Yaşlılar Günü olarak ilan edilmiştir.
Doğum oranlarının azalması ve sağlık alanında yaşanan gelişmelere bağlı olarak ölüm oranlarının düşmesiyle birlikte dünya, küresel olarak demografik dönüşüm sürecine girmiştir. Nüfusun yaşlanma hızı dünya genelinde hiç olmadığı kadar artmış ve doğuşta beklenen yaşam süresi 71.7 yıla kadar uzamıştır. Günümüzde insanlar daha uzun süre yaşamakta ve yaşlıların toplam nüfus içindeki payı ve sayısı giderek artmaktadır. Bu durum, devletlerin istihdam, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri gibi çok çeşitli alanlarda politikalar oluştururken yaşlı haklarını gözetmesini gerektirmektedir.
Yaşlanma olgusu ve yaşlı hakları, nüfus artış hızının azalmasıyla birlikte Türkiye’de de sıklıkla gündeme gelmektedir. Küresel eğilimlere koşut olarak Türkiye’de de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarına göre daha hızlı artış göstermektedir. Ülkemizde yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2022 yılında %9,9’a yükselmiştir. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında %12,9, 2040 yılında %16,3, 2060 yılında %22,6 ve 2080 yılında ise %25,6 olacağı öngörülmektedir (TÜİK, 2022).
Yaşlı bireyler, toplumsal hayata tam ve etkin katılımda ve temel hak ve özgürlüklere erişimde toplumun geri kalanına kıyasla dezavantajlı bir konumda olabilmektedir. Ayrıca yaşlılar, yaşlanma ve yaşlılığa ilişkin kalıp yargılara bağlı olarak bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmaksızın yalnızca yaşları nedeniyle yaşlı ayrımcılığına da maruz kalabilmektedir. Bu nedenle artan yaşlı nüfusun güvenlik, sağlık ve esenlik içerisinde yaşamlarını sürdürebilmesi ve temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için yaşlıların karşılaştıkları zorlukların ve her düzeydeki ihtiyaçlarının hak temelli bir çerçevede ele alınması gerekmektedir. Bununla beraber, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2021-2030 yılları arasındaki dönem “Sağlıklı Yaşlanma On Yılı” olarak ilan edilmişse de yaşlı bireylerin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi haklarını münhasıran düzenleyen ve karşılaşılan sorunların çözülmesini kolaylaştıracak bir uluslararası sözleşme bulunmamaktadır.
Temel misyonu insan onurunu temel alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz; yaşlı haklarını bir bütün olarak ele alan, bu konudaki hakları, yetkileri ve sorumlulukları ortaya koyan bir Uluslararası Yaşlı Hakları Sözleşmesi’nin kabul edilmesi ve her türlü ön yargının ve ayrımcılığın son bulduğu bir dünya temennisiyle 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nü kutlamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
---------------------------
Dünya yaşlı nüfusunun giderek arttığı günümüzde gerek sağlık gerekse sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, hak ettikleri değerin ve saygının gösterilmesini vurgulamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 1990 yılından beri 1 Ekim tarihi Dünya Yaşlılar Günü olarak ilan edilmiştir.
Doğurganlık oranları düşmeye ve ortalama yaşam süresi yükselmeye devam ettiği sürece yaşlılarımızın sayısı ilerleyen yıllarda istikrarlı şekilde artacaktır. Günümüzde dünya yaşlı nüfusun 780 milyona yaklaştığı tahmin edilmektedir. 65 yaş üstü bireylerin dünya genelinde 2050 yılında 1,5 milyarı ulaşması ve nüfusun yüzde 22'sini oluşturması beklenmektedir. Yaşlı nüfusa doğru evrilen ülkemizde de nüfus projeksiyonlarına göre bu oranın artması kaçınılmazdır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de yaşlı nüfus son beş yılda yüzde 24 artarak 2021 yılında 8 milyon 245 bine ulaştığı, toplam nüfus içindeki oranının ise yüzde 9,7 olduğu saptanmıştır. Bu oranın 2025 yılında yüzde 11, 2040 yılında yüzde 16,3 olması beklenmektedir. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 34,3 ile Monako, yüzde 28,8 ile Japonya ve yüzde 22,8 ile İtalya’dır. Türkiye ise dünya genelinde 66. sırada yer almaktadır. Türkiye'de 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 18 yıla yükselmiştir. İnternet kullanan yaşlı bireylerin oranı son beş yılda yaklaşık 5 kat artmıştır. Türkiye'de her 5 yaşlıdan biri tek başına yaşamaktadır. Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı birey bulunmaktadır. Ülkemizde yaşlılarımız için gerek sağlık hizmeti veren geriatri merkezlerinin gerekse huzurevlerinin sayısı giderek artmaktadır.
Yaşlılık yaşamın bir süreci olmakla birlikte, diğer tüm organ sistemlerinde olduğu gibi solunum sisteminde de birçok biyolojik ve fizyolojik değişiklik ortaya çıkmaktadır. Solunum fonksiyon parametrelerinde ve solunum kas gücünde azalma beklenen durumlardır. Yaş ilerledikçe doğal ve kazanılmış immün yanıt değişir, immün sistemin fonksiyonları azalır. Enfeksiyon, malignite ve otoimmüniteye duyarlılık artar, aşıya yanıt düşer ve yara iyileşmesi bozulur. Belirli moleküler ve hücresel değişiklikler de ortaya çıkmaktadır. Kısalmış telomerler, artmış DNA hasarı, oksidatif stres, kök hücrelerdeki bozukluklar bu değişikliklerden bazılarıdır. Çevresel maruziyetler de akciğerlerde hasarını arttırmaktadır.
Yaşlı hastaya yapılacak tüm tedavilerde çok daha özenli ve dikkatli olunmalıdır. Artan yaşlı nüfusun solunum sistemi de dahil tüm sistem hastalıklarına cevap verebilecek yeni hizmet modellerinin geliştirilmesi, yaşlı bireyin yakınlarının geriatrik hastayla yaşama konusunda eğitilmesi, bilinçlendirilmesi, danışmanlık ve destek hizmetleri artırılmasına ihtiyaç vardır.
Yaşlanmayla birlikte meydana gelen fiziksel değişikliklerin sonucu olarak akut ve kronik hastalıkların ortaya çıkması, bireysellikleri, özgüvenleri ve bağımsızlıklarının azalması hayatlarında kısıtlamalara neden olmaktadır. Yaşın ilerlemesine engel olmak mümkün değildir, ancak sağlıklı yaşlanma için gereken özenin gösterilmesi gereklidir. Toplumsal ve kültürel unsurlarımızı geçmişten geleceğe taşıyan yaşlılarımız için elbette ki biz hekimlerin hedefi sağlıklı yaşlanmaları, yaşlanma ile ortaya çıkabilecek olan önemli sağlık sorunlarından başarılı şekilde korunmalarını sağlamaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ ün ‘Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kudretiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur’ sözlerini de hatırlayarak, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Geriatri Çalışma Grubu olarak ülkemizin bugünlere gelmesinde büyük emeği ve çabası olan yaşlılarımızın 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nü kutluyoruz.
İsrâ Suresi - 23-24 Ayet Tefsiri
﴾23﴿ Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
﴾24﴿ Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et.
Dünya yaşlı nüfusunun giderek arttığı günümüzde gerek sağlık gerekse sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, hak ettikleri değerin ve saygının gösterilmesini vurgulamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 1990 yılından beri 1 Ekim tarihi Dünya Yaşlılar Günü olarak ilan edilmiştir.
Doğum oranlarının azalması ve sağlık alanında yaşanan gelişmelere bağlı olarak ölüm oranlarının düşmesiyle birlikte dünya, küresel olarak demografik dönüşüm sürecine girmiştir. Nüfusun yaşlanma hızı dünya genelinde hiç olmadığı kadar artmış ve doğuşta beklenen yaşam süresi 71.7 yıla kadar uzamıştır. Günümüzde insanlar daha uzun süre yaşamakta ve yaşlıların toplam nüfus içindeki payı ve sayısı giderek artmaktadır. Bu durum, devletlerin istihdam, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri gibi çok çeşitli alanlarda politikalar oluştururken yaşlı haklarını gözetmesini gerektirmektedir.
Yaşlanma olgusu ve yaşlı hakları, nüfus artış hızının azalmasıyla birlikte Türkiye’de de sıklıkla gündeme gelmektedir. Küresel eğilimlere koşut olarak Türkiye’de de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarına göre daha hızlı artış göstermektedir. Ülkemizde yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2022 yılında %9,9’a yükselmiştir. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında %12,9, 2040 yılında %16,3, 2060 yılında %22,6 ve 2080 yılında ise %25,6 olacağı öngörülmektedir (TÜİK, 2022).
Yaşlı bireyler, toplumsal hayata tam ve etkin katılımda ve temel hak ve özgürlüklere erişimde toplumun geri kalanına kıyasla dezavantajlı bir konumda olabilmektedir. Ayrıca yaşlılar, yaşlanma ve yaşlılığa ilişkin kalıp yargılara bağlı olarak bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmaksızın yalnızca yaşları nedeniyle yaşlı ayrımcılığına da maruz kalabilmektedir. Bu nedenle artan yaşlı nüfusun güvenlik, sağlık ve esenlik içerisinde yaşamlarını sürdürebilmesi ve temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için yaşlıların karşılaştıkları zorlukların ve her düzeydeki ihtiyaçlarının hak temelli bir çerçevede ele alınması gerekmektedir. Bununla beraber, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2021-2030 yılları arasındaki dönem “Sağlıklı Yaşlanma On Yılı” olarak ilan edilmişse de yaşlı bireylerin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi haklarını münhasıran düzenleyen ve karşılaşılan sorunların çözülmesini kolaylaştıracak bir uluslararası sözleşme bulunmamaktadır.
Temel misyonu insan onurunu temel alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz; yaşlı haklarını bir bütün olarak ele alan, bu konudaki hakları, yetkileri ve sorumlulukları ortaya koyan bir Uluslararası Yaşlı Hakları Sözleşmesi’nin kabul edilmesi ve her türlü ön yargının ve ayrımcılığın son bulduğu bir dünya temennisiyle 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nü kutlamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
---------------------------
Dünya yaşlı nüfusunun giderek arttığı günümüzde gerek sağlık gerekse sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, hak ettikleri değerin ve saygının gösterilmesini vurgulamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 1990 yılından beri 1 Ekim tarihi Dünya Yaşlılar Günü olarak ilan edilmiştir.
Doğurganlık oranları düşmeye ve ortalama yaşam süresi yükselmeye devam ettiği sürece yaşlılarımızın sayısı ilerleyen yıllarda istikrarlı şekilde artacaktır. Günümüzde dünya yaşlı nüfusun 780 milyona yaklaştığı tahmin edilmektedir. 65 yaş üstü bireylerin dünya genelinde 2050 yılında 1,5 milyarı ulaşması ve nüfusun yüzde 22'sini oluşturması beklenmektedir. Yaşlı nüfusa doğru evrilen ülkemizde de nüfus projeksiyonlarına göre bu oranın artması kaçınılmazdır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de yaşlı nüfus son beş yılda yüzde 24 artarak 2021 yılında 8 milyon 245 bine ulaştığı, toplam nüfus içindeki oranının ise yüzde 9,7 olduğu saptanmıştır. Bu oranın 2025 yılında yüzde 11, 2040 yılında yüzde 16,3 olması beklenmektedir. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 34,3 ile Monako, yüzde 28,8 ile Japonya ve yüzde 22,8 ile İtalya’dır. Türkiye ise dünya genelinde 66. sırada yer almaktadır. Türkiye'de 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 18 yıla yükselmiştir. İnternet kullanan yaşlı bireylerin oranı son beş yılda yaklaşık 5 kat artmıştır. Türkiye'de her 5 yaşlıdan biri tek başına yaşamaktadır. Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı birey bulunmaktadır. Ülkemizde yaşlılarımız için gerek sağlık hizmeti veren geriatri merkezlerinin gerekse huzurevlerinin sayısı giderek artmaktadır.
Yaşlılık yaşamın bir süreci olmakla birlikte, diğer tüm organ sistemlerinde olduğu gibi solunum sisteminde de birçok biyolojik ve fizyolojik değişiklik ortaya çıkmaktadır. Solunum fonksiyon parametrelerinde ve solunum kas gücünde azalma beklenen durumlardır. Yaş ilerledikçe doğal ve kazanılmış immün yanıt değişir, immün sistemin fonksiyonları azalır. Enfeksiyon, malignite ve otoimmüniteye duyarlılık artar, aşıya yanıt düşer ve yara iyileşmesi bozulur. Belirli moleküler ve hücresel değişiklikler de ortaya çıkmaktadır. Kısalmış telomerler, artmış DNA hasarı, oksidatif stres, kök hücrelerdeki bozukluklar bu değişikliklerden bazılarıdır. Çevresel maruziyetler de akciğerlerde hasarını arttırmaktadır.
Yaşlı hastaya yapılacak tüm tedavilerde çok daha özenli ve dikkatli olunmalıdır. Artan yaşlı nüfusun solunum sistemi de dahil tüm sistem hastalıklarına cevap verebilecek yeni hizmet modellerinin geliştirilmesi, yaşlı bireyin yakınlarının geriatrik hastayla yaşama konusunda eğitilmesi, bilinçlendirilmesi, danışmanlık ve destek hizmetleri artırılmasına ihtiyaç vardır.
Yaşlanmayla birlikte meydana gelen fiziksel değişikliklerin sonucu olarak akut ve kronik hastalıkların ortaya çıkması, bireysellikleri, özgüvenleri ve bağımsızlıklarının azalması hayatlarında kısıtlamalara neden olmaktadır. Yaşın ilerlemesine engel olmak mümkün değildir, ancak sağlıklı yaşlanma için gereken özenin gösterilmesi gereklidir. Toplumsal ve kültürel unsurlarımızı geçmişten geleceğe taşıyan yaşlılarımız için elbette ki biz hekimlerin hedefi sağlıklı yaşlanmaları, yaşlanma ile ortaya çıkabilecek olan önemli sağlık sorunlarından başarılı şekilde korunmalarını sağlamaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ ün ‘Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kudretiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur’ sözlerini de hatırlayarak, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Geriatri Çalışma Grubu olarak ülkemizin bugünlere gelmesinde büyük emeği ve çabası olan yaşlılarımızın 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nü kutluyoruz.
YORUMLAR